bildirgec.org

kırık hakkında tüm yazılar

Kırılan ampulleri kolayca yerinden çıkartın

sCoRPionTR | 06 September 2010 20:19

Herkes bilir kırılmış olan bir ampulu elinizi kesmeden yerinden çıkarmanın ne kadar zor olacağını. Klasik ampuller yavaş yavaş yerlerini tasaruflu ampullere bıraksalar da halen birçok yerde kullanılıyorlar. Easy Lightbulb Remover kırılmış ampulleri yerinden çıkarmaya yarayan bir aparat.

DOSTUM…! BU SERZENİŞİM SANA…

| 18 December 2009 12:46

Bunu nasıl yaptık birbirimize.Kardeş diyordun bana; sımsıkı bağlarla yürüyorduk çizdiğimiz yolda omuz omuza…Nasıl olur da bozulurdu dostluğumuz…!
Bütün bunların cevabı var bu yazıda.Sana haykırışım var…!

Biri girdi hayatıma dostum.Sanki benim ruhumdu.Cennetimdi.Yanında derdimi tasamı unuttuğum tek insandı.Annemdi.Babamdı.Kardeşimdi.Sevgilimdi.Dostumdu…Birbirimize öyle yettik ki; küçük dünyamızda tek biz olalım istedik.

Aşktı bu.Beni saran sarmalayandı.İlacımdı.Gözünden sakınandı.

Şu renksiz dünyada gökkuşağım, mutlu olduğum tek sığınağımdı.Daha da güzelleştirendi.
Her sarılmasında,her öpmesinde; daha da güçlendim.Her geçen gün daha da doydum yaşamaya,ruhum onunla arındı.Ben oldum…

Büyüdüm…

Büyümek nedir bilir misin ki?

bugünüm böyle geçti

nazokiraze | 26 September 2009 10:32

Dün gece gelen eşimin kuzeni ve eşini ağırlama, komedi dizisine dönmüş Kurtlar Vadisi’ni izleyiş,çay, kahve, buzluçay ve kurabiye şeklinde akşam atıştırmaları yapış ve yatış.(Trt tek kanal günlerini hatırladım İstiklal Marşı ve kapanış)

Akşam sohbeti esnasında o gece bizde kalacak olan misafirlerimizin 2 yaşındaki oğullarının günde 9-10 kere kaka yapmasından dolayı ablamın çalıştıgı hasteneye ertesi sabah götürme planı.(o planda bizde varız, onların sonrasında gidecegi yer bizim eski oturdugumuz yer ve devletin dağıttıgı ders kitapları nakil gelen okullardan verildigi için bizimde onlarla gitmemiz uygun olur diye duyulan rahatlık )

başıma gelen salak bir olay

nazokiraze | 27 May 2009 16:44

Evvelsi gece yaşadıgım bana göre film gibi ,şaka gibi olayı yazmadan önce uzun uzun düşündüm , ama dayanamadım yazacagım diye karar verdim. Öncelikle şunu bilin ki yazdıklarım tamamen gerçektir, zaten bu kadar salakça birşeyi insan kafasından uydurarak yazmaz heralde çekinir en azından .

Pazartesi akşamı eşim format atıyor diye kızımın odasından girdim Hafif’e , saat 23:00 sularıydı belki de daha geç bir vakit birden patır kütür bir ses oldu ,o esnada kızım çekmecesini kapattıgı için acaba o mu geldi kulagıma yoksa deprem mi oldu derken , içerden eşimin beni çagırdıgını duydum, hemen koştum baktım ki ne göreyim yatak odamızdaki Taha’nın kıyafetlerini koymak için aldıgım iki uzun ahşap dolap yerde, eşim altında.

kırık kalem

| 08 March 2009 11:13

halkına sırtını dönmüş bir gerilla gibi
caz partisini ilk ben terk ettim bu gece
lüzumsuzluğun gereği yoktu
ve zaten sana yazdıklarımı da
yanında getirmiştin
migros poşetine koyup
önemli yerlerin altını çizmiştin
ya da genelini önemsememiştin belki
bunu hiç bilemeyecektim
bilmemin de gereği yoktu
nasılsa bir şekilde geçiştirecektin beni yine
halkına profilini dönmüş bir general gibi
ayarsız sesinle
sana yazdıklarıma yaptığın besteleri seslendirecektin

dışarda belki de kar vardır
hangi yüzyıldayız bilmiyorum
arada bir ayak sesleri dayanıyor kapıma
arada bir eşikteki yemeğimle boş tabakları değiştiriyorum
ve aynasız sesimle
hiç işlemediğim cinayetlere dnamı bırakıyorum
beni kolay bul diye
beni kolay unut diye
beni kolay poşetle diye
bildiğim bütün idam haberlerini
film şeridi gibi gözümün önünden geçiriyorum

Kırık Şans

Kuruvaze | 22 January 2009 10:13

Zamanı susmak gerekiyordu! Lakin hangi zaman olduğu çok açık değildi. Bu gün, yarın, yoksa dün MÜ? (!) aslında açıktı, ve açık olmak zorundaydı. Aksi taktirde ölmek, yoksulluğa doğmakla eş değerdi.Birkaç sallantı, birkaç gerginlik ve zarlar atıldı. Köşelerinden ayakta kalarak bütün düşeşlere ihanet, isyan sergilendi. “Şans” dedi bir kişi, lisanından utanarak. “Şans” dedi ikinci bir kişi, ne söylediğini unutarak.Kimdi, ya da ne idi şansı çekici kılan? Aşırı ısınmışlığı tutmaya yetenekli bir el miydi? Yoksa… Yoksa hiç var olmayan, lakin var olacağına inanılan bir “ŞEY” miydi şans. Kimdi ya da ne idi şansı çekici kılan?Tam karşımda duruyordu. Yansımadan açılan kapıdan geçmem için, bakmam yeterliydi. Görülen o ki; etrafı kaplamış olan karanlıkta, kendine yer bulması oldukça zor olmuştu. Şöyle bir gerindi ve yerine yerleşti. Elleriyle kendisine çeki düzen verdi, tozunu aldı. İşaret parmağını yalayıp havaya kaldırdı. Işık en iyi hangi yönden savruluyorsa, tespit edip yüzünü o yana doğru çevirdi. Ellerini açıp, mırıldanmaya başladı. Dinlemeye yeteneksiz kulaklarım sayesinde, sadece izleyebiliyordum olanları ve olacakları!Dudaklarının hareketi sona erdikten sonra, ellerini indirip, gök yüzüne doğru bakmaya başladı. Simasının memnuniyetinden anlaşılıyordu ki, görmek istediğini görebiliyordu. O gök yüzünü, bense onu izliyordum. Birden susturdu simasını, simasıyla beraber yansımasını.

*************************************

Çatladı tohum, parçalandı toprak. Devinirken kök, ağaç oldu yansıma. Dallarının yarımlık uzantısında, ayna sivriliğinde meyveler verdi, beslendiği ışık yağmurunda. Karanlığın endamında semiren iblise karşı, hüküm verilmiş, kararın parmaklıkları ölçülmüştü. Geçmişe ait simalar yırtılırken, geriye sadece kemiklerden sızan yenilik izi kalmıştı.

Konuşan İlk Yardım Seti

zabun | 30 June 2008 15:02

Konuşan ilk yardım seti; sıcak çarpması, şok, yanık, kırık, solunum yetersizliği, donma, gibi acil müdahale gerektiren durumlarda -sağlık merkezlerine ulaşana kadar- neler yapmanız gerektiğini anlatan kartlardan oluşuyor. Kartlar farklı renk kodları ve çizimlerle hazırlanmış. Ayrıca adım adım yönlendiren sesli kayıtlar içeriyor. Duruma göre ilgili kart seçildikten sonra, kartın üzerindeki sesli yönlendirme düğmesine basıp, buna göre ilk uygulamaları yapıyorsunuz. Karanlık ortamlarda kartların aydınlatılmasını sağlayan bir okuma lambası unutulmamış.

“Görüntülenemeyen Resim” Kolyesi

doganalp | 20 March 2008 09:55

Yükelenemeyen Resim
Yükelenemeyen Resim

Sanırım bu kolye çoğunuza hoş görünmez. Çünkü hiçbirimizin görmek istemediği bir simgeyi içeriyor. Bu zamazingo kendini bulamayanlar ve kaybolmak isteyenler için ilginç bir tasarım.

Hafıza i Beşer

SNT | 11 February 2008 09:54

Bazen bir kelimede bazen bir cümlede, insan kendi hayatından bişeyler bulurda düşünürde düşünür ya, kararlar alır yeniden yeniden, uygulayamaz bozar, yeniden şekillendirir yeniden bozar gelir geçer, sonra tekrardan tekerrürler..
Ben şüpheyle bakıyorum “ben hiç kindar değilim” diyen insanlara.. Yalan söylediklerini düşünüyorum. Yalan değilse de akılsız adam unutur yaşadığı hayal kırıklıklarını, çünkü akıllı adam için bu gelecekte karşılaşacağı benzer durumlar için bir klavuzdur. bence doğrusu da budur. gerek varmı tekrar tekrar yaşamaya ? ama bir yandan da bizi unutmaya meyilli yetiştiriyoorlar bunu da biliyorum. okuldayken ben, çok net hatırlıyorum, döenm arasında hocalarımız değişirdi. yeni gelen hoca eskisinin tarzını beğenmezdi( doğru olsa da olmasada, beğense de beğenmesede beğenmezdi.) bize unutturmaya çalışırdı eski sistematiği. unuturduk. onun kendi işleyiş biçimine adapte olurduk. sonra bi başkası sonra bi başkası. karşılıklı iliişkkilerde böyle. eskinin gölgesine kalma korkusuyla, olunmayan insanlar gibi davranmanın tek sebebi de bu değil midir zaten?. “ben bi iki ay kasayım da kendimi, nasıl olsa yeniye alışınca eski halime dönebilirim, şimdi illa ben olmayayyım, saklayayım biraz kendimi”
Bireysel unutkanlıklarımız haricinde toplumsal olarakta unutmaya meyilli yetiştiriliyoruz. unutuyoruz VATAN dediğimiz, DİL imiz dediğimiz kavramların nasıl oluştuğunu. unutuyoruz nasıl kazanıldıklarını.. uzun lafın kısası beni okuduğum bir söz bu konulara sürükledi “HAFIZA-İ BEŞER NİSYAN İLE MALÜLDÜR”.. Yani diyorki “insan hafızası unutkanlık ile yaralanmıştır”..
unutmamak lazım. iyiyi kötüyü, güzeli çirkini, yaşanmışlıkları, hayalleri, idealleri,rüyaları, riyaları ve nokta noktaları….

SNT