Sırtımdan belime doğru süzülen ince bir ter damlası uyandırdı beni o çırpınmadan. Sanki biri o sıcacık sıvıyla tüm sırtımı kesti. Kalktım, tam karşımdaki aynaya baktım. Aksimi tanıyamadım. Tenim sanki şeffaflaşmış, damarlarımda gezen kanım çekilmişti.Tekrar yattım içimde bir acıyla birlikte. Neden olduğunu bilmiyorum ama o acı vardı. Sanki benimle birlikte doğmuş ve olgunlaşmıştı. Bir kokusu ve tadı bile vardı. Uyumamak için gayret ediyordum ama o beni içine çekiyordu. Yavaş yavaş içimdeki acıyı da kabul ediyordu. Her çekiş bir kabul ediş ve her kabul ediş bir çekişti. Narkoz almış, bütün bedeni uyuşmuş ama benliği uyuşmamış, bilinci orda, farkında an be an acıyla yüzleşiyor gibiydim.Üzerime oturmuş bir karanlığın içindeydim. Ona teslim olmuştum. Zaten bedenimi zapt etmişti ama ruhum hala savaşıyordu onunla. Sonra bir anda film koptu. Herşeyden, hepsinden, herkesten uzaklaştım.Aynada tanıyamadığım aksime bakıyordum. Kanım çekilmiş, tenim şefaflaşmıştı. Onu bulabildim mi?Tabii ki hayır…