bildirgec.org

ten hakkında tüm yazılar

Aşk Saçmalığı

meflug | 07 January 2011 17:30

Aşk mı o da ne? İnsan neden sever ki birini? Neden bağlanmak ister ki? Deli midir? Saçmalık!Rahat rahat yaşarken, istediğin yerde oturup kalkarken, istediğine sarılır istediğini öperken, istediğin kişinin evinde kalıp, istediğin zaman istediğin yerde olurken bir anda neden birinin gözetimi altına girsin ki bu insanoğlu?


Neden bile bile hesap vermek istesin ve bundan zevk almadığı halde yapsın ki? Lütfen kimse bana gelip de sevmek güzel bir şey demesin.

FIRTINADIR TEN KOKUSU

sevde837 | 07 August 2010 13:59

Kalabalık mı yapıyorum senin yüreğinde ve neden bu zor anlarında benim tarafımdan yalnız kalmak istiyorsun?Ben miyim kafanı karıştıran nedenlerden biri de? Anlayış, evet bir bildiğin vardır bunları bana dile getiriyorsan ama bu süreç ölüm gibi çaresiz. Günler sürecek yalnızlığın ve yalnız bırakılmışlığım! Fırtına öncesi sessizlik mi olacak ve ben ve sen darmadağın mı olacağız? Göğüsleyebilir miyim sensizliği? Bu kabuğuna çekilme bir alıştırma mı sonraki fırtınaya? Atabilir miyim üzerimden teninin kokusunu, ortak bir günahın pişmanlığını? Sence evet, bence ölüm cevabı… Kabullenmek midir aşk? Azalma mı var duyduğun sevgide? Niye ben senin için bir KALABALIK MIYIM düşüncelerine? Karın değil miyim artık,hayatının anlamı,sevdiğin DEĞİL MİYİM! Tekrar karşına çıkmam için dua edecek kadar aşık değil misin bana, kalabalık mıyım duygularına? BİLMEK İSTERSEN EĞER SEVİYORUM SENİ… YARIN OLMAYACAK OLSAN DA KAYBEDİLMİŞLİĞİM,YENİLGİM OLSAN DA ASLINDA HAYATTA KAZANMAYI HEDEFLEDİĞİM TEK ŞEYDİN! EĞER YAVAŞ YAVAŞ ATACAKSAN HAYATINDAN, BİRER SİLİK KOPYA OLACAKSAM YÜREĞİNDE SUSABİLİRİM YALNIZCA! HİÇBİR GERÇEK BUNU DEĞİŞTİREMEZ BU SEVGİYİ SENİNLE YAŞAYAMAZSAM EĞER İÇİMDE YAŞARIM!

Yama

kharis | 06 July 2010 15:10

gün doğuyor yine,
kızıllık hakim semada.
ama ben üşüyorum.
ısınmıyor artık bedenim, buz tuttu her yerim,
ya yalnız kalıcaktım seninle,
yada yalnız kendimle.
asırlar gecti sanki yol hala eskimedi,
bır viraj diğerini kovalarken ellerim ellerım hala çözülmedi……
gözlerimi kapıyorum birden,
ellerim sende ellerim sıcak,
ellerim bende şimdi yine buz kesiyorum.
neden yaptım bunu sana bilmiyorum.
sen ilk günah, ilk sırdın..
ama ben seni aldattım ,
ahh bilsen ne çok pişmanım
avuçlarım üşüyorr, avuçlarım kanıyor..

İÇİMİN EN ”SEN” KÖŞESİ

pillihafif | 24 June 2010 12:20

Acı azalmıyormuş… Acıta acıta canını kabuğu öyle bağlayıveriyormuş. Seni özledikçe, yetim kalan yanımla kabuğuma dokunuyorum. Dokundukça, nemleniyor kirpik uçlarım. Dokundukça, içimin en ”sen” köşesi yanıyor. Dokundukça, gözlerin geliyor aklıma kapkara… Katran karası bir sevdanın ortasında öylece duruyorum,gelip almayacağını, asla bana kalmayacağını artık geç de olsa çok iyi anlıyorum…Tenimi acı tarıyor yokluğunda… Ah bu akşamlar,seni en çok onlar hatırlatıyor.
Rüzgarım dinse,bitse gitmişliğin,yitip bitse sensizliğim.
Ah bu akşamlar…
(…)Şimdi, uzun soluklu bir sen varsın sessizliğimde,sigaram daha çabuk bitiyor nedense,en küfürbaz acılar işleniyor bir bir sicilime…Saçmasapanlığın hüküm sürdüğü bir Ege gecesinde,şerefine içiyorum bilgine..!Sen,uzun ve siyah saçlı kadın! Saçlarının siyahı gözlerine eş! Söylesene ne sebeple bu haldesin? Halimde halinden kalıntılar var bilesin.
Kalp ağrısı oldun,şu umursamaz halin gelip Ney sesli bir ”sen” gecesinde nabzımı bir hissediversin..!

söyleyemediklerim

semazem | 16 February 2010 13:14

Gece. Birden uyanıyorum. Elim teninde. Pijamanın arasından bir yer bulup ulaşmışım sırtına. Uykunda bağırıyorsun, yine. Arada bir kaç kelime. Ağlıyorsun. Elimi biraz hareket ettirip okşuyorum sırtını, hafifçe sarsıyorum. “Canım” diyorum fısıldayarak, “canım, şşş canım“. Uyandırmayayım istiyorum ama rüyadan da çık istiyorum. Ağlıyorsun. Bir şeyler söylüyorsun. Yavaşça sana doğru dönüyorum, elmi teninden alıp saçlarına götürüyorum, başını okşuyorum, yüzümü yüzüne yaklaştırıyorum fısıldıyorum: “Canım, bebeğim, aşkım.“. Yüzünde acı var. Uyandırayım diyorum ama kıyamıyorum. Biraz daha okşuyorum saçlarını, yüzüne dokunuyorum. Biraz sakinleşiyorsun. Bir şeyler söylüyorsun. Hafifçe bana doğru dönüyorsun. Yüzün daha iyi. Ve çok güzel, yine. Biraz daha okşuyorum saçlarını, yüzünü. Dudakların aralanıyor, öpsem uyanmayacaksın ama öpmüyorum. Yanına uzanıyorum tekrar. Elimi pijamandan içeri kaydırıyorum, biraz daha yukarıya bu sefer. Vücudunu bana doğru çekiyorum, direnmeden geliyorsun. Kokunu çekiyorum içime olanca. Sanki ilk defa senmişsin gibi yeniden aşık oluyorum sana. Sonra aralık dudaklarından bir isim fısıldıyorsun. Benimki değil.

NEFESİN

astral | 29 December 2009 11:10

httpth01.deviantart.netfs13300Wi2008058c3____by_canca.jpg
httpth01.deviantart.netfs13300Wi2008058c3____by_canca.jpg

Sözlerimin sebebisin. Kaynağısın. Her sözüm senden kopup sana koşuyor. Hepsi sonsuzlukta seni arıyor. Sana yandığından delipervane cümlelerden başka sığınağı olmayanı oynuyor siyaha çalan lake bir gecede, yıldızsız kuytuda…

‘Sözlerimde sözlerin var’ diyorsun.
‘Ah, çok hoş değil mi?’ Nasıl olabilirdi ki başka türlü. Senin için çarpıyor kalbim. Öyle huzurlu bir kadın oldum ki… Kendimi aştım, niye? Seni öyle çok arzuluyor ve hayatımda istiyorum ki, hayatımı yeni baştan yazabilirim.

teninin kokusu

astral | 28 December 2009 11:57

Şimdi bir anı fısıldayarak geçiyor yanımızdan…

Gece üzerimize yürüyor sevgilim. Ruhum bir nehir kenarında, kendini suya akıtıyor; düş aşırı. Şimdi bir anı fısıldayarak geçiyor yanımızdan, dudağımızda bir buse kalıyor bir o kadar habersiz.

Ben sana düşüyorum, düşlerimden çok önce. Sen bana kalmadın, dün gördüğüm düşte oysa. Oysalara kristallerini sunan kadınım. Yakın, bir o kadar uzak olan; kadınım…

Suskunluklarımı aya açtım. Hem konuştuk hem sustuk karşılıklı. Bilir misin, karşılıklı susabilmek iyi bir şeydir. O zaman ilerlemiştir iletişiminiz. Ne zaman ki, susmak sıkıntı verir, asıl korkutandır suskunluk. Konuşma çabası taşımıyorsan huzur vardır…

bir hayal kur

astral | 28 December 2009 09:55

27 Aralık’ 09, Hiç aşık olmadığımı ona baktığımda anladığımda…


Oyunların bedenlerimizde ruhumuzda, yeni adreslerini devamlı devamlı keşfettiği bir okyanusta, sana her akşam aşık olmak istiyorum. Bir ömre birlikte yazdığımız bir akşam, aynı öykünün içinde birbirimize bir öykü yazarken, o öyküde birbirine tutkuyla bağlı olan bir kadının bir erkeğin sırılsıklam öyküsünü oluşturuyoruz, çok çok sevdiğimiz bir şarkının eşliğinde… Başlangıcı yanına alıp gökkuşağını cebine koyup, hiç konuşmadan, sezerek, öperek içten ve derinden; teninden çok öte; yol alır yol.

requem- dua

astral | 24 August 2009 16:19

Requem- filozofumdu. ‘Var mı böyle biri, gerçek mi acaba?’ dediğimdi…

Sebep benim, kalmasına da gitmesine de.

Tanıdığım ilk gün -deli etkilendik.- O etki büyü gibiydi. Gitti, aradan iki yıl geçti. Etkisi azaldı, bitti hatta desem; yalan! Yok öyle birşey.

Sanki kopmadık. Sanki parçalanmadı, evrende atomlarımız farklı kıtalara dağılıp, birbirimizi unutup, yaşama öyle ediyor olduğumuz, yalan!

Ankara. O şehir ki, her gün sokaklarını arşınladığın, bir ton gereksiz adamla karşılaştığın şehrin… ‘Her küçük adım, uzak diyarların sebebi değil mi?’ Görülmez mi o kalp- o ruh- o yürek/ o tutku tekrar?

Gelmişine / Geçmişine…

| 07 April 2009 15:09

www.antalyagazetesi.com
www.antalyagazetesi.com

An be an silinen tenin her hücresi
Görünmezliğin kaybolan incisi
Han’da mola veren, sabahın yolcuları
Yeni bir yola çıkacaktır, şavkın gölgesinde
İzin verir kayboluşuna, benliğinde
Bir bir buharlaşan olgun hücreler
Yerinde yeller estirir, geçmişine
Geçmişine geleceğine
Geçer birbirine tuğlalar, kat be kat
Örülür duvarlar, eklenen tel örgü parapetiyle
Harcını ne çok, ne de az at; durur yerinde
Duvarın sert asaleti
Çarpan hücrelerinin acısı
İrkilirsin hülyadan
Ben miydim gelmişine geçmişine yakaran
Islak dudaklara paydos
Yerinde çatlayan hücreler
Beyninde uğuldayan sesler
Gelmişine geçmişine
Hülyadan selamlar…