Kadın olmak nedir?Bekaretini yitirmek midir dişiyi kadın yapan? Diyelim ki o gitti,artık bilimsel yönden ‘kadın’deniyor size. Peki gerçekten kadın olmak nedir?Tırnaklardaki ojeyi yenilemek,3 günde bir fön çektirmek,dibi gelmiş saçın hemen boyasını yaptırmak,hoş ve tarz sahibi giysiler giymek,yanınızda her daim mendil taşımayı akıl edebilmek..Yani bakımlı olmak mıdır kadın olmak?Hayır.Bunlar her erkeğin bir kadını arzularken o kadında görmeyi umdukları şeyler, ya da erkeğin kadını elde ettikten sonra değiştirmesini istemediği şeyler.’Gerçekten kadın olmak’ ise farklı biraz. Kadın olmak hem her yere yetişebilmek, hem de erkeğin dur dediği yerde durabilmektir.Erkeği sık boğaz etmemek, ama aynı zamanda onu istediği sevgiden mahrum etmemektir.Yaşının olgunluğunu taşıyabilmek,ve bu olgunlukta erkeğine çocuklar verebilmektir.Arkadaşlarının diline düşürmemek ama aynı zamanda onun arkadaşlarının örnek göstereceği hanımefendi olabilmektir.Eğer bunları yapmazsanız ‘Kadın ol,biraz kadın gibi davran’cümleleri duymaya mahkumsunuzdur ve böylece ‘henüz’ kadın olmadığınızı anlamış olursunuz.
yorumlar
Nerdeeee böyle kadın
böyle kadın olmak yerine, bunu talep etmeyen adamlara yönelmek daha mantıklı olmaz mı?ya da yukarıdaki istekleri sıralayan bir adamın aradığı şey kadın mıdır? yoksa uşak/anne/köle arası birşey midir?veya kadınlar neden hem mızıldanıp hem de kendilerinden bunu bekleyen adamların peşinde koşarlar?yada özgürlük gerçekten fazla ağır mıdır?
benim bunlar arasından cevap veremediğim soru 3.soru yani kadınlar neden bunları bekleyen erkeklerin peşinden koşar? gizli mazoşizm deyip işin içinden sıyrılsam mı?
herkes hakkettiğini bulur demek ağır kaçar mı acaba?
ya da fırsat bulmuşken şikayet edeyim:Hatun kişi1. hafta: Ya sen ne güzel, bana karışmıyorsun, bana aciz, korunmaya muhtaç biri gibi davranmıyorsun ne güzel.2.hafta: Evet ya, gerçekten de niye herşeyi göbeğimiz beraber kesilmiş gibi beraber yapmamız lazım ki?3.hafta:Bak bilmem kim sevgilisini nası kolluyor, koruyor.4.hafta: Niye biz de bilmem kimler gibi hep beraber değiliz? Yoksa beni sevmiyormusun?5.hafta:Sen beni kıskanmıyorsun çünkü sevmiyorsun…E tabi 6.hafta olamıyor haliyle. Ama gırtlağına basıp anlamsız kıskançlık kavgaları edince daha bir uzun ömürlü oluyor ilişki nedense….
bence fazla şekilci bütün bu yaklaşımlar. kişi insan olduğunu farketmeden kadın veya erkek olursa işte o zaman yukarıda sayılan problemler başlar. bütün bir elma olmak varken yarım bir elma olur.
yok aynı problemler erkeklerde de var aslında ama erkekler ilgi alanıma girmediği için kadınlar üzerinden örnek verdim, yoksa aynı lafları söyleyen adam çok.
Açıkcası aynı problemler iki taraf içinde geçerli.ama çevrenizdekilere baktığınızda kadın ların yüzdesi daha fazladır.kadınları anlamak için aşağı bakın bi bence :)hem seviceksin,hemde sevmiceksinhem kıskanacaksın,hemde kıskanmicaksınhem maço olacaksın,hemde beyefendihem çok konuşkan olacaksın,hemde suskuniyi bi işin olacak,ama çağırdığında gideceksinbütün kararları sana bırakacak ama sen karar verdiğinde beyenmeyecekgit diyecek gideceksin,gel dicek geleceksin,otur diyecek oturacaksın.bu zamana kadar kadınların sevgiliye bakış açısı bu.böyle oluncada erkeğe iki yol kalıyo.ya katlanıcan-ki benim yapamadığım bişey- yada böle aşkı nereme sokacam diyip arkanı dönüp yürüyeceksin 😉
katlanabilen erkek işte en yüce erkek oluyor:)
zaten tüm bunların cevabı bence şu yapıda gizli : ADAM GİBİ…siz hiç çocuğuna falanca işi kadın gibi yapmasını salık veren bir anne yada baba gördünüzmü?toplum bu olayı ta bu deyimi bulurken bu şekilde angaje etmiş ve bu böyle sürüp gitmekte…kelimeler… kulakları çınlayasıca kopanisti “hayat suda başlar” buyurmuş ya… onun gibi…aslında bir çok şey kelimelerde başlar… ama biz bunu irdelemez sadece kelimeleri kullanırız…bu arada :katlanabilen erkek işte en yüce erkek oluyor:)bu cümleye bir ekleme yapabilirmiyim?bir erkek olarak “en yüce” olmaktan çok “neye katlanacağım” bölümü ile ilgilenmenin daha mantıklı olacağını ön görmekteyim… hatalımıyım?
Erkeğin katlanması ‘onu sık boğaz eden bir kadının varolması’ durumunda ortaya çıkıyor. Aslında onun dışında erkek çok ama çok mutlu olmalı. O patriotik dönemler bitti,erkeğin kadını sarıp sarmaladığı.. Artık kucağımıza yatıp başlarını okşatmayı seviyorlar.Bir de değer bilseler..
Karşındaki doğru insansa katlanıyorsun alında…
ben hala insan olmak birey olmak konusunda diretiyorum. bütün bunlar bize toplumun biçtiği hareket şekilleri. mesela rusyada kadınlar inşaat işçiliği yapar erkekler çocuk bakar. porno içerikli yayınlar gündüz kuşağındadır. çünkü erkekler evdedir o saatte. kadınlar bardan erkek kaldırır. liste uzatılabilir. toplumun söylediğini yapar insanlar. ama birey olduğunu bilen biri zaten kadınlığı veya erkekliği ile problemler yaşamaz. cinsiyetini kimyası belirler. toplum değil. bu yazdıklarım tabi ki insanın kendisi hakkındaki yorumlarıyla ilgili çünkü elbette dışarı çıkınca evden, toplumun içinde pratik kurallarla belirlenen normlar içinde hareket ediliyor. biaz ütopik oldu galiba.
kadın olmak; dünyaya aynından bi tane daha getirebilme yetinin olduğunu kabul etmek,,rotanı ona göre ayarlamak ve bunu erkekler olmadan asla başaramayacağını kavramaktır… saygılar…gerekesiz not: ben de bir dişiyim..:) + %100 objektifim..
eklemeyi unutmuş bulundum.. + erkeklere de kadınsız yapamayacaklarını kavratabilmektir..;) şimdi oldu…
@dilayy sonuncuyu eklemişsin,objektif olmanın gerektirdiği şeylerden biri olarak..ok. ama bunun en son aklına gelmiş olması bile aslında durumun ne olduğunu göstermiyor mu? 🙂
yazı daha çok bir erkeğin kadını olabilmek gibi bir şeyler den bahsediyor…bir erkeğe ait olmadan.. çocuk doğurmadan da kadın oluna bilinir bence….+ erkeklerin onaylamamasına rağmen…
bana göre yukarıda anlatılan,ülkemizdeki ”ideal kadın” sıfatına giydirilmeye çalışılan elbisedir.halbuki bu her kadına giydirilmeye çalışılan elbise her bedene ve ruha tam oturmuyor.bazı kadınlara dar geliyor;o ideal kadın elbisesini giymeye çalışırken orasını burasın patlatıyor.bazı kadınlara da cuk diye oturuyor.bazılarının ise üzerinden düşüyor sakil duruyor.neden kadınlara illaki tek beden bir elbise giydirilip ideal kadını neymiş görmek istiyorlar.herkesin bedenine ve ruhuna uyan bir elbise dikilebilir ve işte o zaman kadın kadın olabilir.hatta çıplak bile gezebilir.ama onun kimse çıplak olduğunu anlayamaz bile.ben bir kadınım…
kimse nin idael lik pesinde olmasina gerek yok..;;olman gerektigi gibi davran, ne gibi davranman gerekiyorsa onu yap birilerinin seni yargilayacagini dusunmene gerek bile yok ,,,sen birey sin senin degarlerin var ve bunlara gore hareket et
darjeeling sana accayyip katılıyorum…bundan 5 yıl öncesine kadar saçlarım hergün fönlü, bakımlı, kıyafetlerim acayip özenli, yüksek ökçeli ayakkabılarım kemerim zırtım pırtım herşeyim uyumlu idi… eşim sürekli “ya şu saçlarını ütületme güzel mi olduğunu zannediyorsun” derdi. doğal haline bırak…şimdi? daha rahat kıyafetler giyiyorum bazen salaş oluyorum, saçlarımı bir hareketle toplayıveriyorum tepemde (ama çirkin olmuyor) kuaför koşuşturmacasından kurtuldum. param cebimde sağlığım yerinde (fönün sakıncalı olduğuna karar verdim-sıcak hava). hafif makyaj yapıyorum. açık renk bir ruj hafif allık, göz kenarlarıma hafif kalem var yok. inanın arkadaşlarımdan daha çok iltifat alıyorum. biz kadınlar bazen fazla abartıyoruz. güzel kokalım diye bir yığın koku sıkmayın hanımlar. bir damla sağ kulak bir damla sol kulak biraz bileklere…tamammmm… doğallığımızı koruyalım… seven erkek boyamıza değil huyumuza geliyor… kadına en yakışanı ne biliyormusunuz gülücük… vır vırsız dırdırsız kadınlara geberiyor bu bizim karşı cins… zor değil ama kent kadını erkeğini biraz zorluyor gibi geliyor bana… yumuşak değiliz ayrıca erkeğinde kadından beklediği çok şey varken hep anlaşılamadığımızdan bahsediyoruz. bence her şey fifty fifty… ben doğru yolu bulduğuma inanıyorum…
süpersin @lorienn!
yani bayanlar harikasiniz inanin ,bu kadin-erkek muhabbeti biraz sekilsiz biraz da sonca baglanmadigi icin sikici gelir bana, lakin anlamlandiramadigim bazi olgulara da parmak basmissinizoncelikle karim, genelinde de kadinlara tamamen naturelizm den yanayim benasina olduk makyajli yuzlerin o makyajsiz suratlarini gormek yokmu omrumden omur aliyor,kokuyorum billah ,onlara solecek sozum yoktur ayrica cok da gerekli degil. sevgilisinin gozunu opesi gelen insanin ayni zamanda rimel – eye liner – far karisimin da tadina bakmaya mecbur olmasi pek mantikli gelmiyor banabu yuzden karim i ayri bir severim, sacindan-makyajina az-oz hesabi guzel bi dengesi var,buda guzeli bana gore
KADININ HASIHer gün kim bilir kaç kadın görüyorum… Sokakta, vapurda, okulda, kuaförde, orda, burda…Ama olmuyor hanımlar, olmuyor! Kadınlar kadınlığı unutalı daha kaç on yıl oldu ki?Solaryuma girmeye, çıplak gezmeye, kariyer hırsıyla yüzlerini buruşturmaya başlayalı kaç on yıl oldu?Çevremde gördügüm kadınlardan bazılarının birtakım özelliklerini seçtim. Bunlara, dizilerdeki, filmlerdeki, romanlardaki kadınların hoşuma giden özelliklerini ekledim. Gözlerimi kapadım, Osmanlı zamanından kalma, hani şu afet-i devran denen kadınları düşündüm. O nasıl bir cazibedir ki, peçelerin ardından bile erkekleri aşık eder.Bir Fransız kadınının zarafetini düşündüm sonra, bir İspanyol kadınının ateşini ve bir Türk köylü kızının tazeliğini.Kadının güle benzemesi gerektigine karar verdim sonunda. Kadının hası güle benzer. Rengiyle, kokusuyla, dikeniyle. Açın televizyonu, bir tane gül görüyor musunuz?Kadının hası…Kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaslı ve sıcak olur.Ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet. Şımarıklığın da hakkını verir. Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de. Kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına benzemeyecek. Bu tebessümler sevgidir. Yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreginde. Kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun.Erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın.Kadının hası nerede, nasıl davranacagini bilir.İnsanların içinde kapris yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek bir Osmanlı kadını gibi, adabıyla, raconuyla istediğini alır.Dırdır etmez. Çok konusup, baskı yapıp erkeği bezdirmez. Yüz göz olmaz kadının hası.Bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar. Bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayı da. Ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez.Gerçek bir kadın ezik durmaz. Kambur yürümez, dimdik durur. Kendine saygısı, güveni vardir. Erkeğine can yoldaşı olur, destek olur, onu dinlemeyi bilir. Bazen utangaç olur, bazen ürkek. Soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın.Aptal olmaz gerçek bir kadın. Bön bön bakmaz adamların suratına. Hülyali bakışları da olsa, zihni uyanik olur.Hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar.Neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur. Kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında.Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu… arada bir pencereye yaslar başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler.Olgunluguyla şaşırtır erkeği. Bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki, yine şaşırtır onu.Sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez. Huzur verir varlığıyla. İçmesini de bilir kadının hası. Bazı akşamlar anasonkokulu tüter sofrasının sıcağı. İçli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır. Konuşurken insanın yüzüne bakar kadın. Kibirli olmaz.Kültürsüz olmaz. Bomboş olmaz kafası. Dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar, söyleyecek sözü vardır.Kişiliklidir. Beceriklidir.Tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte, profesör de olsa, sultan da olsa, boksör de olsa üzülür.Gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındakı kızlara benzemez.Etini teşhir etmez. Fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır. Albenisi metrelerce öteden çarpar adamı. Ne kadar örtünecegini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına göre bilir. Gerçek bir kadın Paris podyumlarında yürüyen, 17. yüzyılın vebalı kadınları gibi mankenlere benzemez. Uzun saçları vardır Kadının. Yumuşak olur, güzel kokar. Kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir.Kadına yaraşmaz sorhoşluk. Gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir; ama öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz. Havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler.Kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz. Erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar. Güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar. Kadının hası bu dengeyi kurmayı bilir; gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz.Has kadına naz da yakışır, kapris de. Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun nazını erkek zevkle çeker.Gerçek bir kadın şiir gibi olur, mey gibi olur, ömür gibi olur.Can DÜNDAR
annedircenedirsevgidirsexdirsevismektirdostturcukulata tadinda öpücüktürsüttüryasamdirsaraptir………….hayyamin sevgilisidir.
o yazı can dündar’ın olamaz.
bu yazi can yucel in olsa dahi kime aferin diyecegiz simdisuurguurrcan sana mican amcaya mi?