Islık dili, dilin ağız içerisinde özel bir şekle getirilerek ses organlarının mümkün olduğu ölçüde çeşitli fonemlerin (ses birimleri) boğumlanması (sese dönüştürülmesi) ile elde edilen farklı seslerden birleşen heceler üzerine kurulmuştur. Geçmişi 15. yüzyıla kadar giden bu dilde, kelimeler teker teker ıslığa çevrilerek söylenir ve bunlar arasında bırakılan kısa aralıklar cümleleri oluşturur. Yani kelimeler ses şeklinde değil, ıslığa çevrilerek ağızdan çıkar. Parmakları yardımıyla dile özel biçimler vererek konuşulduğu gibi parmakları kullanmadan da ıslık dili konuşulur. Yalnız, parmak yardımıyla çalınan ıslık daha kuvvetlidir ve daha uzak mesafeden duyulabilmektedir.Fransız Biyoakustik Mühendisi Julien Meyer’in tahminine göre dünya genelinde yaklaşık 60 ıslık dili kullanılmaktadır. Güney Meksika’da Huautla Jimenez bölgesi, İspanya Kanarya Adalarından La Gomera ( Silbo Gomero ıslık dili), Fransız Pirenelerinde Aas Köyü, Yunanistan’da Euboa bölgesi, Amazonlar, Tayland günümüzde ıslık dilinin konuşulduğu yerlerdendir. Meyer’in araştırmaları, Huautla Jimenez bölgesinde ıslık dili pazarda, evden eve, bir dükkandan diğerine haberleşmede kullanılacak kadar günlük yaşamın içinde olduğunu gösteriyor. Tayland’da aşıklar pencerelerin önüne gelerek sevgililerine ıslıkla iltifatlar yağdırıyorlar. Kanarya Adaları’ndan La Gomera adasının geleneksel ıslık dili Silbo Gomero, 2003’te ilkokullarda zorunlu ders oldu.Türkiye’de ise Prof. Dr. Doğan Aksan’ın 1966’da yaptığı araştırmada Giresun, Trabzon, Gümüşhane illerinin çeşitli belde ve köylerinde ıslık dilinin konuşulduğu saptanmış. Fakat zaman ıslık dilinin aleyhine işlemiş, tenolojik gelişmeler bu dili konuşanları da konuşulan yerleri de azaltmış. Günümüzde Giresun ili Karabörk beldesi ve Kuş Köy hâlâ ıslık dilini konuşanların bulunabileceği yerler.1400’lü yıllarda Karabörk ve Kuş Köy tepelerine yerleşen Türkler bazı kalıplaşmış çoban dili ıslığını kullanmışlar. Daha sonra arazinin engebeliliğinden, ulaşımın ve haberleşmenin zorluğundan bu dili geliştirip bir konuşma dili haline getirmişler. 1998’den beri de Karabörk’de Kuş Dili Festivali her yıl Haziran ayının son haftası uluslar arası boyutta yapılmaktadır.Gelelim Türkçedeki ıslık dilinin işleyişine. Türkçedeki ıslık dilinde bütün anlaşma i, ö, o ünlüleri ve f, ç, k ünsüzleri üzerinden sağlanmaktadır. Türkçedeki bütün sesler bu altı sesin içerisinde şu şekilde gruplanır:i = i, üö = e, öo = ı, u, a, of = p, b, f, v, h, mç = t, d, ç, c, s, z, r, l, ş, j, n, yk = k, gGörüldüğü gibi çoğu ses kendi biçimiyle değil başka bir ses olarak çıkar, yani sesler şifrelenmiştir. Bunu şu örneklerle daha iyi görelim:muhtar: fofçoçsabah: çofofyarın: çoçoçsöyle: çöççögel: köçgit: kiçben: föçvar: foçIslık çalarken ses telleri titreşmediğinden sürekli ünsüzlerin hepsi (b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, v, y, z) seslendirilemez; dudaklar birleşmediğinden de çift dudak sesleri (p, b, m) “f” sesi olarak çıkabilmektedir. Dilin damağa yapışıp açılmasıyla da “ç” sesi oluşur. Aynı şekilde dudakların hafifçe büzük oluşu, ağız boşluğunun gerisinde dilin hafifçe kalkması, ıslık çalarken ses organlarının durumu “o” sesine yakın düşmektedir. Bu yüzden konuşma seslerinin bütün yükünü “o” ve “ç” sesleri çeker.Buna göre “Jandarma geliyor, tabancanı sakla.” (Bu örneğe gülmeden edemedim :)) cümlesi ıslık dilinde “çoççoçfo köçiçoç, çofoççoço çokço” biçiminde söylenir.