Nasıl topladım da koydum bunca yükü omuzlarıma. Tut ki topladım hiç mi el atan olmadı .Ne zaman tekiliz yaşadıklarımızda ya da ne zaman çoğul. Ne kadar soru var dudaklarımızın arasında ve çoğu zaman çok az cevap. Cevaptan soru tüketmek bize mi dair. Sorudan yeni soru(n)lara varmak sadece bizim becerebildiğimiz bir iş mi. Neyi çözer, hiç mi çözmez. Yoksa çözdürmemek gibi bir derdimiz mi var.Omuz arayana omuz vurmak bizden mi, çelme takmak mesela koşar adım yol alana, neyin ifadesidir. Şimdi çıldırmış isem sabahın bu saatinde, korkarım bir yük daha binmiştir omzuma.“Etme,Hadi hoh de avuçlarına.Soğumadan buharı,Dokun bana””
yorumlar
“hayat bizim için çizilmeye çalışılmış, ve çizenler tarafından pürüzsüz olduğuna ikna edildiğimiz yollarla doludur. yollarda sendelediğimiz zaman, ayağımızın altına takılan şeyin taş olabileceğini düşünemeyiz bile, çünkü pürüzsüzdür o yollar…Birden farkına varırız, baktık olmaz düşe kalka ilerleriz. “yolumuzda”, önümüze birileri çıkar ve biz onları tanımaktan korkar, güvenemeyiz. öyle ya, ya omuz atılacaktır, ya çelme takılacaktır. aksini görmek mümkünmüdür insanoğlu denen varlıktan? zaten buna hazırlıklı olmamız için bize “tanımadığımız insanlarla konuşmamamız” tembihlenmiştir taa konuşmayı öğrendiğimiz zamandan beri. Farklılaştırırız kendimizi. belki zaten hiç kendimiz olamadığımızdan, hep korkarız hem kendimizden hem aynadaki aksimizden”“Etme,Hadi hoh de avuçlarına.Soğumadan buharı,Dokun bana””güzel satırlar sevdalım, kısa ve öz…
Yekpare yaz gülü daha uzundur kendi kısa yalnızlığından…
Karmaşa iyidir, karmaşa aklın ahengidir..
yazıyı okudum da sanki “seks” sonrası çekip giden partnerin ardından hissedilen duyumsamalar gibi geldi.bu yazdıklarımın yazarın zoruna gitmemesini temenni ederim. kötü niyetim yoktur zira…
Çözüm yolumuz karmaşıksa değildir.Ne demek lan bu?
SEVDALIMHAYAT: Yekpare yaz gülü daha uzundur kendi kısa yalnızlığından… çözemedim:))neceff: Efenim şimdi burda anlatmak istediğim ve kavramakta zorlandığım durum şudur; Zamannnnnnnnn sen nelere kadirsin.SEVDALIMHAYAT: farkındasın yani e güzel
sanırım yakışık almayan bir kelime üzre ahkam ettiğim için şerhe tabi olmalıyım…yazıda geçen; omuzlarda yük edinme her türlü meşakkat olabilir. maddi değil daha çok manevi yaralara remizdir. omuz verme ve omuz vurma kısmı ise insanın en yakınlarından olan beklentileri ve bulduklarının karşılığıdır.sabahın saati deyince de herhalde aklıma düştü.neyse sanırım olaya “dervişin fikri neyse zikri odur” babından yaklaşıp, bu günlerdeki zihnimin bulanıklığına ver.
bu “keder(!)” üstüne bende şimdi böyle bir yazı yazar, aslında nasıl yazıldığını anlamış olurum.hayat bize hayatımız boyunca yardım ediyorda işte…
belki he..!
mükemmel bir dünyada mükemmel bir insan bu, he!
Ben yine zamana bağlamak istiyoreeee, zamannnnnn…
Bravos..
Hayat çok garip ve bunu benden önce milyonlarca garip varlık söyledi ama tespitimin arkasındayım, hayat çok garip!
anlıyorum