Cumartesi günü ani bi kararla Dönüş Yok filminde bulduk kendimizi. Film gelmezden çok önce filmdeki şiddet sahnelerinin ünü ulaşmıştı buralara ki, sadece bunun uyandırdığı merak bile, insanın çok da derin olmayan biryerlerinde şiddete yönelik karşı konulmaz bir zaafının olduğunu kanıtlıyor.
Filmdeki şiddet sahnelerinin şiddetle eleştirildiğini birçoğunuz duymuşsunuzdur, hatta film çıkışı bi kaç tipten şöyle şeyler duyduğumu hatırlıyorum: “İğrenç abi, filmde bişey yok, sadece şiddet”. Bu düşünceye katılmadığımı söylemek isterim, bence bunu söyleyen kişinin böyle konuşmasının sebebi, filmin anlatım gücü nedeniyle inanılmaz sersemlemiş olmasıdır, film onun ruh halini öyle allak bullak etmiştir ki, onun hakkında düşünmek yerine onu bu şekilde yok saymak, bir an önce unutmak ve kendini rahatlatmak yolunu seçmektedir. (Sadece şunu söyliyim, sizce hangi tecavüz filmde gösterilenden daha kısa, daha az yaralayıcı ve daha az iğrenç olmuştur.)
Filmdeki şiddet sahnelerine takılıp kalmak, filmdeki inanılmaz atmosfer ve duygu yaratma gücüne (bunun sinema ya da genel anlamda sanat terminolojisindeki karşılığını bilmiyorum) çok büyük haksızlık olur. Burada sözünü ettiğim şey içerikten çok anlatımdır, daha açık bir ifadeyle kameranın, seslerin ve renklerin kullanılmasıdır. Şöyle düşünün, adam kokaini çekince hepimiz kafa olmadık mı, o kafa ile partideki müziğin içinde keyiften uçmadık mı, daha sonra(aslında daha başta, yani filmin başında) o kafayla düpedüz çıldırmadık mı, cehennemin dibine inmedik mi, dönüp duran kamera, uğultular, tuhaf sesler, uzadıkça uzayan sahneler kesintisiz bir çıldırma halinin tavizsiz en üst noktası değildi de neydi?
Neyse, ilginin dağılması riski nedeniyle daha fazla uzatmıycam, filmde etkilendiğim bi kaç muhabbet vardı, paylaşmak isterim: Filmin en başında çıplak adam bi tarihte kızını taciz ettiğinden hapse düştüğünü anlatıyordu, diğeri ne demişti, hatırlayın, “İyi ya da kötü diye bişey yoktur, olay vardır”. Bi de adam karısının halini gördükten hemen sonra şöyle bi bölüm vardı, polis konuşuyodu heralde, “Böyle şeyler hiç başımıza gelmez sanırız, başımıza gelince de yıkılırız.” Bi de şu var, filmin sonu inanılmaz etkileyiciydi; huzursuz bi şevkat, tuhaflık, tehdit, anlamsızlık, korku, zaman, boşluk.
Son olarak da henüz filme gitmemiş olanlara filmin konusu hakkında film afişinden bi alıntı:
Geriye dönüş yoktur. Çünkü zaman her şeyi mahveder. Bazı şeyler onarılamaz. İnsan bir hayvandır ve intikam isteği, doğal bir dürtüdür. Çoğu suç cezalandırılamaz. Sevilen birini kaybetmek, insanı yıldırım çarpmış gibi mahveder. Çünkü aşk, yaşamın pınarıdır.
yorumlar
olmuş bitmiş olayların akışına kapılıp, öncesi ve sonrası olmayan anlık tepkilerle yaşadığımızda “dönüş yoktur” tabii ki… “keşke” kelimesini sözlüklerimizden silip atmanın zamanı geldi de geçiyor belki de…
Keşke biraz resim falan olsaydı. Kuru yaprak gibi olmazdık belki 🙂
gerçekten de hayatın içinde bol miktar var. insanlar neden bu filme bu kadar tepki gösterdiler anlayamadım. filmi bitirmeden çıkanların çokluğundan söz ediliyor.
bende şaşırdım. böyle bir filmde böyle bir doluluk oranı. tabi 5 dakika aradan sonra yanılmıyorsam seyircinin 3’de 1’i geri dönmedi salona 🙂 ikinci yarı ise yine 3’de 1 seyirci film sırasında çıktı salondan. bu durumu filmdeki şiddet sahnelerine değilde, film hakkında fazla bilgisi olmadan gelenlere bağlıyorum. aslında bende bilmiyordum filmi. cnbc’de reklamını görmüştüm. film başlayıpta dünyanın en pislik yerlerinden biri olan bir gay bardaki erkeklerin birbirini düzmeleri sahneleri gözümün önüne gelince, hele arada bir ortaya çıkan penis görüntüleri, cidden mide bulandırıcı. yani ben böyle birşey beklemiyordum. çok canım sıkıldı.
neyse bütün filmi anlatmayacağım. hatta buraya kadar anlattıklarım da hiç önemli değildi ama bir sahne vardıki o sahne çok interaktifti. şöyleki;
adam kızı yakalar, kız yalvarır, adam kızı yere yüzüstü yatırır, arkasına geçer ve işe başlar, kızın ağzını tutar, kız bağırır, bağırır, bağırır, adam akla gelebilecek en iğrenç lafları büyük bir zevkle söyler, kamera yerde ve bu iki şahsiyetin tam önündedir, kamera hiç kıpırdamaz. hatta hiç durmaz, devamlı gözünüzün önünde o sahne devam etmektedir. adam kızın tüm acısına rağmen olaya devam eder. yapabileceğiniz hiçbişiy yoktur. sizde karanlık sinemada bu sahneye mahkumsunuzdur. bu böyle 10 dakika falan sürer. film çıkışı tecavüze uğrayanın, filmdeki rol yapan kadınmı, yoksa büyük bir sinir harbi içinde o sahneyi izlemek zorunda kalan sizinmi olduğunuzu düşünürsünüz …
Memento diye bir film vardi geçen sene vizyonlarda. Sondan başlayıp başa giden hikayesi sürükleyiciydi.
Bu film de sondan başladı. İzlemesi oldukça güçtü doğrusu. Kameranın bir türlü yere paralel duramayışı, sahnelerin kargacık burgacıklığı daha sondan (yani baştan) takibetmeyi zorlaştırıyordu.
Ankara On Sinamaları Vip salonunda en az film kadar film boyunca sıklıp çıkanları izledik.
Çarpıçı anlatımı ve hala düşündükçe insanın içini sıkan hikayesi ile meraktan gidilen bir filmdi.
Şimdi geri dönme imkanım olsa kesin Hayri Pıtır’a (Harry Potter) gitmeyi yeğlerim.
Gittiğim günün gecesi bile o iç bayıcı sahnelerle uğraştım rüyamda.
Tamam şiddet içimizde olabilir ama bu kadarı biraz fazla.
Gidip göreyim diyorsanız, gidin görün derim.
Görmeseniz ne olur? Bence bir sey olmaz… Zaten dünyada yeterince şiddet var. Bu film de de var işte.
konusunda söylediklerine katılmıyorum. Cidden sağlam film idi (sinematek, oyunculuk, cast, kurgu).
filmden 2 klip
Gidebileceğimi sanmıyorum. Hayatım o kadar dertsiz tasasız değil…
o tüp adamın kafasına kalkıp
inerken eminim bunun bi naşyapıt olduğunu düşünmüşsündür
yuh!
demek bu kadarı var ha?
töbe gitmem.. vazgeçtim..
Bi kere ba$tan soyleyeyim, abartildigi kadar “vah$i” bir film degil, “abi dayanamadim ciktim” denecek bir film hic degil bence. Hele hele o nerdeyse filmden cok sozu edilen tecavuz sahnesi etkileyici, hayli sarsici ama igrenc degil. Belli bir noktadan sonra mekanik bir hal aliyor zaten, “aaaodgfjdre” ( agzi kapanan kizin bagirma cabalari ) sesleri arasinda.
Ama asil carpici olan, filmin ba$indaki yangin sondurucuyle adam oldurme sahnesi ( hala gozumden gitmiyor adamin hali ). Daha filmin ba$inda koltuklariniza zimbalaniyorsunuz resmen. Ve biraz daha az carpicisi, tecavuz sonrasi kiza atilan kotek, ki American History X’teki benzerlerinden 1-2 gomlek daha serti, vah$isi.
Filme gelince, sondan ba$a dogru gidiyor. Filmin ilk 15-20 dakikasina dayanabilirseniz, ki dayanaklilik gerektiren sahneler degil, yer yer daireler bile cizen kameranin bir saniye yerinde durmayip ordan oraya ko$turup durmasi, sonrasi daha kolay izleniyor. Tecavuz sonrasi ise iyice hafifliyor film.
Filmin daha hafif oran bu ikinci bolumu, ilk bolumun etkisini peki$tiriyor. Cunku, filmi izlerseniz buyuk ihtimal sizde de bu izlenim olu$acaktir, tecavuze ugrayan kiz ilk ba$ta “yollu” biri gibi gozukuyor. Sonra giderek kizi, sevgilisini ve arkada$ini, ki ayni zamanda kizin bi onceki sevgilisi, daha yakindan tanimaya ba$liyorsunuz. Tanidikca $iddeti daha iyi kurabiliyorsunuz kafanizda, kendinizi Marcus’un ( kizin sevgilisi ) yerine koyabiliyorsunuz.
Filmde bol miktarda seks sahnesi var, hem de her turlusu. Zaten film once ya$li bir e$cinsel ciftin konu$masi ile aciliyor, sonra da filmin onemli bir kisminin gectigi e$cinsel kulubune ( bari demiyorum, izlerseniz anlarsiniz ) giriyoruz. Filmin cogu sahnesinde ise ciplaklik var, yonetmenin de “aman erkegin aleti belli olmasin” derdi pek olmami$.
Filmi, ba$langicindaki kamera dola$im olayinin uzatilmasi haricinde, begendim ve etkileyici buldum. Dogasi geregi sert olan bir olaya, yakla$ilmasi gerektigi gibi yakla$iyor, insani etkilemeyi ba$ariyor. Bunu bu kadar vah$ice yapmasi $art miydi derseniz, bence $artti. Daha dogrusu, olmasa bu kadar etkileyici de olamazdi film.
Filmi izledigim salon bayagi kalabalikti, Car$amba 15:30 gibi uygunsuz bir matine olmasina ragmen. Hic oyle soylendigi gibi filmi terkeden olmadi, onumdeki sirada oturan ve her sahnede birbirini durtukleyip fisir fisir konu$an bir kiz toplulugu di$inda. Kotu adam i$ ba$indayken, teker teker terkettiler salonu.
Bunlar filmden aklimda kalanlar. Filmin mesajini tek cumleyle ozetlemek gerekirse, “Yemeyenin malini yerler”i seciyorum.
bir aydır elimde olan divx’ine altyazı bulamadığım için dün sinemada seyrettim bende. her karesi gayet başarılı, aşmış bir film… tecavüz sahnesinde neredeyse salonun yarısı terk etti filmi benim matinede de..
fakat işin enteresan yanı, gına gelmiş hollywood action filmlerinde ki şiddeti ağzı sulanarak izleyenlerin bu filme; ”ay ne bu böle sırf şiddet başka bişi yok..” şeklinde yaklaşma ikiyüzlülüğü…herneyse filmin sonunda ki beyaz fonun pırpır etmesi de ayrı bir güzellikti..biraz daha uzun sürseydi o pırpır diyorum keşke…
Bugün nişanlımla saat 13.30 matinesine beyoğlu sinemasına gittik, aslında giderken bayağı bir abazan grubuyla karşılaşırız herhalde diye düşünürken hayli entel-dantel katmanın orada buluştuğunu gördük. …Neyse salon o saatte olmasına rağmen full gibiydi neredeyse..
Filme gelince sadece bir kişi baştaki kameranın dönüşlerinden sıkılmış olacak ki (modaya uyup) sinemayı terketti, sanırım ertesi gün ben o filme gittim ama iğrençti 7.ci dakikada cıktım abi deme zevkinden mahrum kalmamak için.:)
Film geçek hayattan hatta hepimizin başına gelebilme ihtimali olan bir olayı tüm “çıplaklığı” ile gözler önüne seriyor, ve bana göre çoğu araştırmacı gazetecilik örneği sergileyen tv programlarından daha fazla şiddet içermiyor.(Bkz. Parmak İzi, Karar Anı, Namludan çıkan duman, bizim mahkeme vs vs bla bla)..
Filmin başındaki creditsler çıkarken ya da inerken mi desem; gördüğüm 2001 a space oddysey lafının neye karşılık geldiğini ise filmin sonundaki pırpırlı bölümde anlıyoruz..İnsanı geren bir sahne. sahne finalize olup tam sessizlik olduğunda herkes gerilmiş vaziyette iken arkadan bir amca “hay sağolasın yaw” diye bir tepki gösterince herkes gülmekten katıldı.. çok komikti..
Film güzeldi.. Zaten Avrupa filmleri böyle ilginç tadlar içeriyor.. Das Experiment’de böyleydi.. Gittikçe hoşlanmaya başlıyorum Avrupa sinemasından…
dan nefret ederim ve gerçekten çok uzun süre bakamam.. o yüzden filmin ilk sahnesi beni daha çok etkiledi.. bunaldığımı, daraldığımı, zorlandığımı hissettim.. gerçi efektler de süperdi, yani insan filmi seyrederken gerçekten zorlanıyor ya müzik de yardımcı oluyor.. sonu bilinen ya da bir iki tahmin yapılıp da mutlaka onlardan biri çıkan filmlerden değil sonuçta; bence çok çok zorlanmayacağınızı düşünüyorsanız görün..
kimse filmin en son sahnesinden bahsetmemiş.. bence böyle bir film için böyle bir bitiriş çok oturmuş.. bir an allak bullak edip patt diye bitirmek.. bienallerde vardır bu tarz videolar alıp götüren..
çok büyük bir merak içindeyim, hemmen gitmek istiyorum şu filme.
üstte yazılanları oto-kontrol rtük’üm ile okudum, filmi anlatan yazıları geçtim… merak ediyorum acaba 7. dakikaya kadar dayanabilcek miyim, pipileri görüp çıldırıcak mıyım, acı çeken hatuna bakarken bir acı da ben hissedicek miyim?…
film cok ilginc geldi, avrupa sinemasına olan ilgim daha da ilgin. kılıyo ama yine de kızarkadaşımla gidilebilecek bir film midir veya kızarkadaşım olmadan gidersem daha rahat tad alır mıyım? diye kendime sormadan edemiyordum. sizlere de sormadan edemediğimi farkedip sordum vesselam ?
arkadaşımın latifesini aynen aktarıyorum:
-Bu filme ….(=erkek arkadaşı) ile gitseydim en az 3 ay ona yaklaşmazdım…
bir diğer duyduğum yorum; (sinema çıkışı arkamdan gelen bir bayan):
-Feminist olmakiçin geç mi kaldık?
Ama bana sorarsan kız arkadaşını sen daha ii tanırsın …
Kiz arkada$ina gore degi$ir tabii ki. “nerden getirdin ulan beni boyle sapik filme, yarin da 2 film birdene gidelim istersen” de diyebilir, “iyi ki getirdin beni, icim bunalmi$ti dandik holivud filmlerinden” de.
$iddet ve seks sahneleri haricinde, kiz arkada$la gidilmesi durumunda ilginc olabilecek uclumuzun ( kiz, kizin sevgilisi, kizin eski sevgilisi ) pek degi$ik dialoglari var filmin ikinci yarisinda. bana eglenceli gelmi$ti, size de gelir herhalde.
Bana soracak olursan ama, once ke$if amacli yalniz gitmen en dogrusu olacaktir. Sonra kararini kendin verirsin.
filmdir ve beni tedirgin eden partnerin “bu ne böyle manyak mısın” tarz bir tepki vermesinden çok, benim bu filmi onunla izlemem halinde strese girip girmeyeceğim noktasıdır. cevaplardan anladığım üzere ben bu filmi yalnız izlersem daha derin düşünüp filme dalabilirim. beraber gidersek kimi sahnelerde kızın sahneyi nasıl yorumladığını merak edip, rahatsız edici görüntülerde tepkilerini ölçme yoluna başvuracağım açıktır. sonuç olarak ben bu filmi tek başıma izlerim, sonra beraber gidile de bilirmiş.. ilgi ve tavsiyeler için teşekkür.
Ne çok sevdim diyebilirim, ne de nefret ettim. Filmden daha fazla ilgimi çeken sinema salonunu dolduran erkeklerin kalabalıklığı ve filmin meşhur iki sahnesini izleme heveslerinin yanıp söndüğü yüzleriydi.Olur olmadık yerlerde yapılan seslendirmeler veya bazı kızların erkeklerin cinsel organlarını gördükleri yerde kıkırdamalarıyla ilgimizi sinire döndürmeleri bir yana, merak ediyorum filmi böyle bir toplulukla izleme fırsatına sahip olan şanslılar bizler miydik, yoksa aranızdan bazıları da bu şansı paylaştı mı?
tek şanslı(!) sen değilsin.. benim gittiğim sinema/seansta da vardılar. olmayan da yoktur diye zaten.
bir şeyi merak ettim:
burada internete bakan insanlar olarak hiç roccoyu duymadınız mı; yanılmıyorsam mine kırıkkanat da bahsediyordu onun çapından lol
rol icabı değil gerçek penetre
http://www.evilangel.com/show_item.php?item_id=851
ya da bu tarz şiddet siteleri
http://www.deathndementia.com/
|~|~|~|~|~|~|~|
fransız yönetmen ama insanların neler istediğine pek fransız değil anlaşılan
DÖnüş yok diyorlar, film dönerek başladı dönerek bitti. beni kandırdılar. paramı geri istiyorum.
başladıktan 15 dakika sonra 5 kişi terketti.
en çok güldüğümde; hani tipik seyirci vardırya, genelde iki veya üç bayan tek erkek, mısır patlakları ve bilimum yiyecek ve içecek. hepsi delikanlının kolları arasındadır. “hehe biz geldik film izlemeye” heblebe tipleri.
önümüzde böyle bir grup vardı.
film bitti, gıda maddeleri hala ellerindeydi. ilk alındıkları gibi. ama takir ediyorum sonuna kadar izlediler filmi.
Gelelim filme:
çekimler güzel, konu ve işleyişi de güzel.
akılda kalır mı? benim kalmaz.
“haaa, seyretmiştim” diyeceğim bir film.
gelemedi hala film. vcd div-x mi yapsak diye düşünmekteyiz.
gani müjde@penguen: “sırf yarısında çıkıp paralarını geri sitemek için gidiyor çoğunluk filme”
türünden bir laf etmiş duyduğum kadarıyla.
mecazi olmayan bir başdöndürücülüğü var. kendi pipinizden iğrenebilirsiniz bir müddet (eşcinseller kulübü görüntüleri). tecavüz sahnesinde sinirleriniz bozuluyor ve gülmeye başlıyorsunuz. o kadar şiddet olmamasına karşın en can alıcı noktası, yangın tüpüyle kafa ezme kısmı. oturaklı bir bitiş (başlangıç). sıradışı partiler, aykırı ortamlar, ihtiraslı ilişkiler. film türk kültürüne bağlı olanlara ters. filmi terketmeye yoğun talep var. mementovari. çıkışta, kız arkadaşıyla gelenlerin suratları görülmeye değer.
nda şöyle bir soru vardır: “Kötülük olunan bir şey midir, yapılan bir şey mi?”
bende çıkıodum nerdeyse. film bittiğinde iyi ki çıkmamamışım dedim.
hadi yangın söndürücü ile adam öldürme görüntülerine internetteki bazı siteler aracılığıyla alıştıkta o tecavüz sahnesine zor dayandım. Sanki adam beni… (töbe töbe)
asıl niyetim Derviş e gitmekti ama bulamadım yakınlarda 5 dakka kala bu filme girdim. Oysa amacım Derviş e girip varoluş yokoluş kavramları arasında kaybolup kafamı dağıtmaktı ama “Dönüş Yok” sadece kafamı deil tüm dengemi altüst etti.
Pişman mıyım ? Hayır. Seyredilesi filmlerden biri.
Filmin anlatış tarzıda hoş. Momenteo’ya benzetmişsiniz ama bende Koş Lola Koş a benzettim birazcık.
Kız arkadaşıyla gitmeyi düşünenlere not : Tavsiye etmem. Diken üstünde seyreder bişi anlamazsınız valla. Bide çıkışta fırça yeme ihtmilai var.
dün gittim..orjinal bir film..özellikle şu yangın söndürücü sahnesinin 2. veya 3.vuruşta biteceğini sanıyodum bayağı etkiledi o sahne..
bu arada 10 dk sonra önümüzde oturan bi çift modaya uyup terketti salonu..tecavüz sahnesinde ise çok ilginç bişiy oldu..bi kız tecavüz sahnesinden 10 sn önce falan salona geldi tecavüz bitti kız koşarak salondan dışarı çıktı..bi anlam veremedim..
bu arada kadınlar kötü çocukları severler tezi de bi kez daha doğrulanmış oldu(kurgu da olsa böyle)
bir şeyi anlamadım filmde.. ilk sahnede yatakta 2 adam konuşuyor ya, hani bir tanesi yaşlı.. onlar kim?!?
hatunun eski sevgilisiyle yeni sevgilisi..film sondan başa gidiyo ya en son o halde oluyolar..karnında yara izi olan eski sevgilisi..hapishanede şişlemişler..bu arada tabi kızımla yattım falan diyo ya burdan da kızının monica olduğunu anlıyoruz..rectuma girdikten olay hoşlarına gidiyo eşcinselliği tercih edip birbirleriyle takılıyolar..ayrıca sadece biri değil ikisi de yaşlı..arada sadece 2 yaş var..
“Belli ki, Noe’nin aklı da birazcık ilk filminde kalmış. Hatta iki film arasında bir bağlantı kurmuş, bir nevi devamlılık yaratmış. “Herekese Karşı Tek Başına”nın umarsız ve unutulmaz kasabını oynayan Philippe Nahon, bu filmin başında da görünüyor. Dahası, ilk filmde yaptıklarıyla ilgili bir açıklama da getiriyor. Tecavüz ettiği için hapse atıldığı kızını ne kadar sevdiğini söylüyor. O kız onun dünyada sevdiği tek varlık. Nahon’u ve kasabını yeniden görmek memnuniyet verici. Ancak mesele sadece bundan ibaret değil. Bana kalırsa, Noe bu giriş bölümüyle aynı ilişkiler bütünü, topyekun iletişimsizlik, bir sevgisizlik ikliminde hasbelkader bulunmuş bir sevginin insanı nerelere götürebileceği yönlerinde ilerleyeceğine dair bir ipucu da vermiş oluyor. Ayrıca, hapishane ortamı, iki mahkumun genel aldırmazlığı, insanla bu insanlığı inkâr eden çevrenin bir araya gelişiyle, iç ürpertici bir etki de yaratmış oluyor.”
Sevin Okyay sağolsun.