img216.imageshack.us/img216/1632/krgi222nm.jpg
“Heyy, sen de kimsin?”“Hani inanılmaz aşkındım ben senin… Şimdi kim mi olduk?”Mekana girdim. Karşıdan gelen mavi gözlerin sinyaline takıldım. Deniz gözlerin teleferik inişi ile kaydı gözlerime. Sormadım kimsin diye, yanında üç beş hatun sarhoştun. Neden baktın ki? Alo tanımadın mı beni diyen gözlerimin arkasında ne işin vardı? Ne işin vardı, bir gün anılarımın bir sayfasında? De ki o an gelseydin, nitekim geldin. Bıraktığını sandığın her şeyle geldin. Söylee buldun mu aradığın aşkı söyle’ yi mırıldandın, fısıldadın bana.“Aşk aranmaz, gelir” dedim.“Geldim” dedin.Ben sana artık bir şey söylemezken, sen geldin. Git dedim, gitmedin. Sen hep geldin. Sen mavi ben yeşil. Söyle hangisi olacaktık? Ne mavi olduk, ne yeşil; biz senle siyan olduk gecenin boyutlarında…( Mavi ve yeşil, türkuaz rengi (siyan); mavi ve kırmızı mor rengi (magenta), yeşil ve kırmızı, sarı rengi ve son olarak her üçünün karışımı da beyaz rengi oluşturur.)
Her rengin karışımını oluşturduk, ama beyaz olamadık. Biz senle morardık, sarardık, karardık ama beyazlaşamadık. Üç gün ver bana dedin ya da saymadığım kaç gün. Beyazı sana getireceğim dedin. Halbuki ben sana boyadan bahsetmedim, ışıktandı benim sözlerim. Bütün renk ışıklar birleşerek beyaz renkli ışığı oluşturduğuna göre biz beyaz ışığın dalga boyuna bile giremedik. Kimyager değildim, fizik profesörü hiç değildim. Sen ve ben iki yalnızdık, mavi ve yeşilin ortasında. Soğrulamadık, maviye veya yeşile duyarlı olamadık. Işığın geniş spektrumuna tepki veren gri ve tonlarının algısında kalmak var mıydı? Gri bile iyi derken siyahlaşmak var mıydı? Bekle ben her şeyi düzeltip geleceğim derken, kaçmak var mıydı? Kaçtım evet, ben kaçtım olamazdık, siyan gecelerin ritmi bak nasılda başa sarıyor. Bozuk plak bile bu kadar başa sarmaz. Durur, durdum…Siyan gecelerimizin boyutunda kaybolmaktı, belki ya da mutlaka. Olmadı işte olamadık. Ben belki, sen mutlaka derken bile içimden geç bunları diyordum, haykıramadım. Hep geldin, ama sonunda git dediğime geldin. Hoşça kal derken ben beyaz boşluğa, sen geldin aradığın fısıltıya…Bir aşık vardı, o aşık ilk defa sevmişti anılarının bir köşesindeki yeri, o yer bilmediği dalga boyuna karıştı, ışık oldu ama renksiz bir ışık, gölge grisinin koynunda…
yorumlar
Muhteşem..
iyi hoş da siyan ne ola ki. magenta’ya macenta dememişken, cyan a ayıp değil mi.
varsın öyle olsun puella
ahh puel yavrum işte ben sende bi bu hassasiyeti bi de mini elbisenin altına ten çorap hadisesini seviyorum.
varsın sev manson
onnupro, teşekkür ederim.
eh dolcenin öncelik sırasını da netleştrdik şu an.
ahahaha çok hoşsun manson.
ya bugün sitede tuhaflık mı var yazılarım hala onayda, bi açıyorum onayda bile degil bir açıyorum onay bekliyor bilmemne
olabilir nazo, ben de olmadı ama:))
manson bebekim hayatta en sevdiğin şeyler arasında kaçıncı sıradadır bu dediklerin, bana net verilerle elinde grafiklerle gelsen keşke ihya olsam kat be katbu arada sayın dolce yazı güzel gerçekten yazdım sandıydım yine ıskalamışım.
ovv puella çok teşekkür ederim.
puelim bendeki yerini görmen bilmen için ancak benim gözlerimle bakmalısın kendine yavrum. gerisi boş gerisi yalan derim ben.
puella da tarla biçiyor mu
Syn Dolce ,boyacuyamu aşuksun! ressama mu ?
ikisine de degil
Sen nirden bilion Nazogelin?
yada ikisine de diyecektim harlemim kıymalı bezelyem
ha ha 🙂 nebiçim yazmuş syn Dolce,ne yetenekler vaaa anacum.
yazılarıma yanarım
harlem sana da yazayım cicim, ne türlü istersin.ahahaha yok ben biliyorum ne tür:)
aşk olsun nazo niye yazılarına yanacaksın, var mı nazo nun yazıları gibisi.
ver çoşkuyu.. 🙂
OO Bambino, anlatımını sevdim, doğrusu..
çok mersi pbk.ortak alemsin:))
herkese çok mersi, şu bir gerçek ki objektifliği gerçekten çok seviyorum.
çok güzel.
çok mersi sencebence ve nuranb.bir öykümün ana fikriydi sadece.
Dolce renkleri ressam gibü kullanmuşsun şaşdum.
öyle oldu di mi ama:)) birazcık ressam olayım dedüm.
birazcık ressam olmak hiç heykeltraş olmaktan iyidir..
:))
modayı seviyorum ama, bak boyadan bile hatuna elbise yapılıyor.
tiner ister mi o elbise ?
ahahaa,tineri elbiseyi soymak için kullanıyoruz evet:))
tinerin içine ekmek doğrayıp yiyenler varmış rusya’da..biri çıkıp anlatsa da bilgilensek..
harleme danışalım o zaman:)
thinner can dur !
yine doğru söylersin cicim can dır, heye can dır.
magenta candır.
süt varken cık cık:)
sen süt kullan o zaman:))
puella, it is true. can ve heye candır:))
en baştaki yoruma bir ek yapmak istiyorum.tek kelime ile muhteşem. yazı beni bir daha oku diyor çok başarılı.
ıııhh keşkül
süt diyen sendin, şimdi keşküle mi döndün:)))
mor mu?
marshall 2304 gece mavisiiii…..yazı çok hoş, sevgili dolca….
maniak 🙂 ha ha
yavrum harlem, istediğin bi renk varsa anında yaratayım, emretttt….
yaşa!inşatun kabasu bi bitsin, gün batumu rengi istiycim sizden.
kelebekcim mersi cicim. su bazlı oluşu iyi olmuş:))ama hamgisi harlem, erken batan gün batımı mı, yoksa geç batan gün batımından:)
geç batanundan tabükü de!
ug anlaşılmıştır. ama ben sana boya yerine o ışığı versem, ne dersin:)
OWWW! tarumar olurum.
uff side deydik iki sene önce bir güneş vardı bir de deniz. güneş öyle tarumar oldu ki, deniz onu içine alırken etraftaki ışığın rengi offf muhteşemdi. Tam gün batımı rengi ışık işte oydu. ama bir renk ki insanın taaaa yüzene bile vuruyordu.
Dolce, aha tam olarak onu istiyorum,sıcacuk olsun öyle.
sımsıcacık olsun cicim tamam, yanında başka bir şey ister misin? :))
önce rengi tuttur cicim sona,istiycim elbet.
renk benim işim cicim, tuttururuzzz. en kralından.
tutturmazsan ödeme yapmaz Harlem ama habarun ola!
oldu bile:)) tuttururururuz usta. tutar usta. olur usta.
bu dolabı buraya koyanın 3G si olsun. of ya her defasında yazı açılacağına dolap açılıyor. bayılacağımmm.