Fransız Joseph Ignace Guillotin,20 mart 1792 de idam mahkumlarının kafasını direk yukardan inen bıçakla aniden uçuran aletin kullanılmasını onaylatır.Doktorun adından dolayı giyotin denilen bu ölüm makinesinin felsefesinin Bu kafanı İlahî güç yukarıdan kesmiştir şeklinde oldugu söylenir.

Giyotin ilk kez 25 Nisan 1972’de kullanılmıştır,Maria Antoinette’de giyotinle idam edilenlerden biridir.Devrim sonrası monarşinin çökmesiyle oluşan karışıklıktan dolayı fahişelerden, soylulara,hırsızlardan politikacılara pek çok klişi giyotinin bıçagının azizligine ugradı. Madam giyotin yada Ulusal Jilet denen giyotin, söylentilerinin aksine mucidinin de idamını gerçekleştirmemiştir. Mucidi olan Joseph-Ignace Guillotin idamla değil doğal nedenlerle ölmüştür.Adamcagız nasıl bir alet tasarladıgını görünce rahatsız oldu ki sonradan soyadını değiştirerek hayatına devam etmiştir.Madam giyotin en son Fransa’da 17 Haziran 1939 da, 11 Mayıs 1949’da birinin daha başını koparmıştır ,bu son idam cezalısı kişi tam altı tane cinayet işleyen bir katildi. Zaten 10 Eylül 1977’den beri Fransa’da idam cezası uygulanmamaktadır. Devrim sonrası giyotinli idamlar o kadar fazladır ki,insanlar tiyatro izlemeye gider gibi idam izlemeye aileleriyle birlikte giderler, halka açık yerlerde yapılan toplu idamlar, sanki bir oyunmuş gibi seans seans anons edilerek,halk davet edilerek gerçekleştirilir.Tasarlanış amacı daha çabuk ve acısız ölüm olan giyotin,aslında giyotin adını almadan önce,12 ve 13 yüzyıllarda İskoçya ve İtalya’da kullanılmıştır.Daha sonra geliştirilerek lousion veya loisette adıyla Antoine Louis tarafından tasarlanır , sonradan bu alet Joseph Ignace Guillotin tarafından önerilerek giyotin adıyla resmi idam aracı olarak kullanılır.1792 de resmi olarak onaylanmadan önce lousion adıyla Fransa’da kullanılan bu ölüm makinesi ,Fransa dışında da kullanılmıştır.Fallbeil (düşen balta) olarak Almanya’da,İsviçre’de pek çok idam infazı gerçekleştirilmiştir. Amerika’da elektirikli sandalye ile idam edilenler için giyotin önerilmiş, hiç olmazsa organların bagışlanabilecegi belirtilmiş ancak kabul görmemiştir.Her ne kadar insancıl olarak görünse de ölümün çabuklugundan dolayı, kopan başlarda bir süre mimiklerin oluştugu şeklinde efsaneler söylenmektedir.Ancak diri diri yakılma, baltayla idam edilmenin yanında giyotin çok daha kolay ve acısız bir ölüm sunar.O dönem idam mahkumlarının aileleri acısız ve çabuk kesmesi için cellatlara maddi vaatlerde bile bulunuyorlardı. Giyotin tüm bunlara son vererek bilinen en çabuk infaz çeşidini gerçekleştirdi.Düşünülmesi gereken giyotinin kaç saniyede öldürdüğü değil, Fransız Devrimi sonrası agızlarından çıkan tek bir kelimeden dolayı bile başı kesilen binlerce insan ve toplanıp bunları zevkle izleyerek eğlence haline getiren halktır.Dönemin soylu kadınlarının küpeleri bile giyotin şeklindeydi,demeki ki o kadar kabullenilmiş ve benimsenmişti. 1793 -1794 arası 20 ila 40 bin arası, 1871 de ise bir haftada 70 bin kişi bu benimsenmiş aletle idam edilmiştir.Ölen kişinin boynunda bir serinlik hissederek can verdiği açıklanan bu alet tam 1,5 milyon kişiyi serinletmiştir.Bilinenin aksine giyotin asillerin öldürülme aracı değildir, idam edilenlerin yüzde onluk kısmı asillerdendir. Geri kalanlar düşünce suçluları, adi hırsızlar, kadınlar ve katillerdir.Giyotinden nasiplenenler arasında Kral 16.Louis,Kraliçe Maria Antoinette,Maximilien Robespierre ,şair André Chénier, bilgin Lavoisier de yer alıyor.

kaynak1 2