Son derece sevimli ve doğal. Özellikle gazeteciyi cilaladığı bölümü beğendim. Herif pazar magazin muhabiri gibi davranmış. ” Hem Gülben de sana selülitli dedi Hülyacım” tadında bu cümle söyleyince yemiş fırçayı. Onu bunu bırak da dönse ne olacak draco. Yargılanmalı mı yoksa direkt infaz mı edilmeli. Samimi olarak dök içindekileri. Nasılsa alıştık bu tip görüşlerine. Söylediklerinin nesi yanlış ben okudum bulamadım sen belirtirsen sevinirim.
Ne asacaklar ki ne gerek var. Asilacak ne yapmis? Kitap yazmak, iki roportajda konusmak fasulyedendir benim gozumde. Kultur sanat dediginiz sey insanin en son ihtiyac duyacagi seylerdir. (Maslow, 19bilmemkac) Yaptigi bir ismis gibi sisinip ‘kimsenin demedigini be diyorum’ diyor bir de. Iste o yuzden iki odul alinca, yok ben avrupaliyim, siz turk’ler soyle boyle zaten beni milliyetciler de sevmez vs. laflari da simarikligin en hakiki gostergesi oluyor biraz. Gelir seviyesi yukseltmek lazimmis. Nasil olacagini da anlatsaymis? Icinde milliyetci his olmayan insan milli servete nasil katkida bulunur? Bilmez mi ki o Avrupa’nin, ABD’nin gelirini yukselten sirketler en soven, en milliyetci sirketlerdir. Entel takilip karizma cekmeye calisan, milliyetciligi elini abuk sabuk kaldirip orada burada serserilik yapmaktan ote goremeyen kafayi asip kim ne yapsin.
“The Internet? We are not interested in it”– Bill Gates, 1993
bence bu adam bıraz abartmıss.çok bılıyo gıbısınden konusmus.röportajı okurken acayıp sıkıldım.romanları da bu yazı gıbı oluyosa uzk durmkta fayda var.bu adamin kıtapları cok mu satılıyo?yoksa sallıyo mu???
altına çarşaf gerip sallayınca bayaa verimli olduğun anlaşılıyor. Senin gözünde peki fasulyeden olmayan işler nelerdir. Hakkaten laf sokmak için sormuyorum. Sıkıldım artık sövmekten bütün içtenliğimle anlamaya çalışayım bir, anlamazsam küfrederim. Hayır ropörtaj yapmak için adamın biri sana gelir bazı sorular sorar sen de cevap verirsin. Çıkarılacak iş gazetecinin yeteneğiyle orantılıdır. Son derece sıradan bir insandan söz gelişi ev kadınından bile bile ilginç şeyler bulabilirsin. Şimdi bu adamcağıza sormuşlar o da yanıtlamış- ki bunu hep yapıyorlar-son derece sıradan şeyler söylemiş Daha önce de burada söyledikleri yüzünden eleştirilmişti. Ancak adam sivri veya uç bir tip değil. söylediklerinde şımarmanın “ş” si yok. Diyor ki iyi yazmanın milliyeti olmaz. E son derece doğru, Borges veya Cortazar’ı milliyeti için değil onlar oldukları için severiz. Yine Ermeni veya Kürtlerin öldürüldüğü de doğrudur. Bunu kabul etmenin de milliyetçilikle ilgisi yok. Biraz okumak yazmak veya çevresini izlemek zorunda hisseden herkes özellikle yakın dönem olduğu için Kürtlerin yaşadıklarını bilir. Yani Yugoslavya’da yaşanan iç savaşı kabul ediyoruz, Çeçenlere üzülüyoruz, Bosnalılara ağlıyoruz da konu kendi sınırlarımız oldunca 3 maymunu oynamak mı gerekiyor. adama sormuşlar söylemiş bunda da bir egzantrik yan yok bence. Peki milliyetçilik denilen ne. Biz hepimiz büyük bir evde yaşıyoruz ve çıkarlarımız ortak yani battık mı birlikte çıktık mı yine birlikteyiz. Hepsi bu. Benim işyerimde bir çerkez bir ermeni- türk melezi, bir kürt, bir türkmen birlikte çalışıyoruz Yani milliyetçilik denilen şeyin içini neyle doldurduğun önemli. Adama sormuşlar o da yanıtlamış ve AB girmeyi sadece daha demokratik bir toplum için istediğini söylemiş. Sürekli üstüne basarak her yerde belirttiği- ki aynı şeyi Yaşar Kemal de yapar- ermeni ve kürtlerin öldürülme meselesine gelince ben de her yerde yazıyorum. Çünkü bu ülkenin insanlarının çok büyük bir bölümü bu gerçeği yok sayıyor. Onlara öğretilen resmi tarihin dışında gerçekler olduğunu görmezden geliyor. İnsan sinirlenip tepkisel bir şekilde söylüyor işte. “öldürdünüz kardeşim kabul edin” demek belki çocukça bir tepki ama sağlıklı olmadığını nasıl iddia edersiniz. Daha geçen gün javussian türk milletinin ırkçı olmadığını yazdı bir ahkamda. Doğru değil. Muntazam bir ırksal aidiyeti olmayan bireyler bile ırkçı davranıyor. Ona birşeyler yazmadan ertesi gün radikal haber yaptı ilk-orta öğretimde 40 bin ırkçı- cinsiyetçi öğe varmış. Oysa milletini sevmenin bir şekli de bütün etnik çeşitliliği renkleri ile kabullenmek ve sıkıntıları aşmak için birlikte davranmak değil midir. Eğer doğuda hala insanlar sıkıntılı iseler ve yaşam koşulları bizden daha kötüyse bizim de burada huzurlu olamayacağımızı bilmek, aynı sınırlar içinde yaşadığımız rumların haç törenlerini baltalamak için motor tutmak yerine izlemek belki görüntülemek sence daha milliyetçi değil mi. Ancak barış halindeysek birlikte huzurlu olabileceğimize göre güçlenmek için önce iç barışı sağlamanın temel koşulu gerçeği kabullenmek onunla yaşamaya alışmak olmalı. Bunun başka yolu olduğunu sanmıyorum. Ben Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları dışında hiç bir kitabını beğenmedim. Ancak adamın eli yüzü düzgün davranan ve konuşan ender yazarlarıMIZdan olduğunu düşünüyorum.
milliyetcilik meseleleri birinci dunya savasindan sonra ihtiyac uzerine uzerimize tegellendi, zamanla islene islene bu hale geldi. gecen pazar cikan radikal-2’de timur turk muydu sorusuuna cevaplar vardi. turkun turkten baska dostu olmadigina inandirilmis oldugumuzdan, timur= dusman, dusman=turk_degil cozumlemesine kosullandigimiz icin (cikarim olarak da yanlis aslinda) inanmak istemiyorduk. timur konusunda soylenenleri okursaniz kafamizdaki bildik turk modeline uymayan timur ve hatta putperest, budist turkler yani uygurlar kavminin varligindan haberdar oluyorsunuz. uygurlari bagriniza basabiliyorsaniz, budizm’i de kabul etmelisiniz belki, ozbekleri bagriniza basabiliyorsaniz, ozbek’lerin milli kahramani olan timur’u da bagriniza basmalisiniz, biraz daha dusunurseniz eskimolara kadar gidebilir olayin ucu. sonuc: dunyanin bir yerinde budist turkler varmis ve de turkler medeniyet getirmek amacli gitmezlermis her yere, kendi iktidarlari-kendi ganimetleri icin de bol kanli sekilde savasirlarmis. ayni yazidan aklimda kalan anadolu selcuklularinin resmi dilinin farsca olduguydu. orgun egitimim sirasinda atlamisim… talim terbiye kuruluna selam ediyorum, matrix felan halt ediyor.. :)orhan bey devletin sinirlarini test ediyor diye dusunuyorum. chomsky hakkinda tutuklama karari cikinca, ucaga atlayip durusmaya gelmisti. adami hapse atsan MIT’deki bir suru ogrenci magdur olacakti, hakim karari bozdu. orhan bey de son demeciyle nereye kadar acilabilirim diye test ediyor, cifte vatandasligi mi var diye de dusunmedim degil hani.
Bu tip seylerin fasulyeden oldugunu ben demedim Maslow diye bir amcam soylemis.Insanlarin en son ihtiyaclarindan birisni karsilayanlarin gozumdeki kiymeti de ayni sirada anlayacagin.Turkler 30bin kurt, 1milyon ermeni oldurmus demek fasist dusunmenin, irkciligin belki de en berbati olan soven milliyetciligin onde gidenidir. Turkiye bir terorist grupla yillarca catismistir. Bu savas degildir. Savas degildir dememin nedeni savastan daha az yikimli oldugu icin degil kurallari geregi savasla alakasiz olmasindandir. Cunku bir tarafta Turkiye devleti varken, diger tarafta baska bir devlet ya da zumre yoktur. Bir tarafta Turk Devleti varken, bir tarafta bir terorist orgut vardir. Buna savas demek olanlari Turk Devleti ile Kurtlerin karsi karsiya geldigi gibi kargalarin gulecegi bir savi ortaya atmakla estir yani. Savaslarin kurallari vardir ancak terorizmin yoktur. Tek amaci korku, tedirginlik ve suphe yaymaktir. Gelin gorun ki bu 30bin kisinin icinde turk askeri, turk milletinin ferdi, hatta yabanci irklardan insanlar da vardir. Turk’ler 30bin kurt oldurdu demek adiliktir, bu lafi diyenin Turk Devleti’ne garezi vardir cunku bu laf kulliyen yalandir, iftiradir. Nesi simariklik dersen, bu adam bu laflari ne zaman soyluyor, ona bakmak lazim? Meshur olduktan, kitabil bilmeme kacbin sattiktan ve bir kac odul aldiktan sonra. Boyle demecleri varmismis. Ben hicbir ancak hicbir mecmua’da ki hasbel kader okurum, Orhan Pamuk’un bu kadar rezil seyler soyledigini okumadim, gormedim. Dupeduz simarikliktan kaynaklanan ukalaca laflar. Kendisinin Yasar Kemal’in izinden gittiginden de adim gibi eminim bu arada zira kendisi idol olarak aldigini da okudugumu hatirliyorum bir yerlerde.Gel gelelim kurtlerin yasadiklari meselesine. Ben de bir soru sorucam ve laf sokmak icin degil. Cevabinda kufur de etmeyecegim korkmana gerek yok. Sen hic dogu’da yasadin mi? Bir hafta gidip gezmekten bahsetmiyorum. Ya da OP gibi bir iki ay evin tekine kapanip fantazi yapmaktan da bahsetmiyorum. Orada gercekten hayatin icine girdin mi? Ben girmis ve uc lanet yili orada harcamis biri olarak konusuyorum ki, devletin orada yaptigi tek hata oradaki topluma millieyetcilik denen kavrami verememes olmasidir. Baska bir sey diyecegim de yok bu konuda. Oradaki sorunlar duzelir mi dersen, boyle Anadolu denen seyi gormek soyle durdun, duymamis olan, sirf rant icin siyasete atilip, halkimiz sagolsun piyangodan devletin yonetiminin basina gecmenin mumkun oldugu bir sistem de bk duzelir diyecegim aflariniza siginarak. Oradaki sorunlar tamemen halktan kaynaklaniyor, ister inanin ister inanmayin. Ozetle Turkiye’de Kurt sorunu yok, Kurt’lerin sorunu var diyecegim acikca.Dedigin dogru milliyetcilik denen seyin icine ne koyarsan o oluyor. Fakat globalizm diye uyutuldugumuzu unutmayin. Globalizm, sadece ama bakin sadece, ABD’nin kapitalizm’in temel kurallarindan biri olan birilerinin ac kalacagi gercegini kendi ulkesi icin, azaltma girisiminden baska hicbir sey degildir. Simdi ABD’de 2 milyon evsiz var ise sayet, eger globalizm olmasa ve ABD kendi ic ekonomisiyle kavrulsaydi bu rakam 20 milyonu bulurdu. Kapitalizm gelir dagilimin en adaletsiz oldugu sistemdir. O yuzden milliyetcilik hala ve hala tum hiziyla devam ediyor. Cunku ulkeler kendi halklarinin ac kalmasindansa baskalarinin ac kalmasini istiyor. Dogruyu soylemek gerekirse 9 Eylul olaylari da insanlarin bu duruma uyandiginin belirgin gostergesi olarak goruyorum. Yoksa Allah askinda Usama Bin Laden’in ABD ile ne sorunu olabilir? Bu adam ABD ile hangi sorununu bu sekilde cozebilir? Bu resmen biri yer biri bakar kiyamet ondan kopar atasozunun vuku bulmasidir baska bir sey degil.Millietcilik yasasin, soyle irkci olalim, boyle olalim, turan devletini kuralim demiyorum. Bundan hosnut oldugumdan degil. Belki de bundan en nefret eden, insanin hangi irktan olursa olsun insan olduguna inanan birisiyim. Fakat ortada olan gercegi gore gore, birilerinin (ki bu bizler oluyoruz) saf yerine konup sirtlarina bir ton yukun bindirilmesine de burada olsun sessiz kalabilecegimi sanmiyorum.
“The Internet? We are not interested in it”– Bill Gates, 1993
bu adam bu haltı ABD üniversitelerindeki söyelşilerde de söylemektedir.derdi belli. kapağı yurtdışına atmak, anti-türk çevrelere kıyak geçip kendini sevdirmek”işte ülkesinden atılan zavallı öeşhur yazar”salman rüşdi sendromu2-3 kitabını okudum. açıkçası bi halta benzemiyorlar.ayrıca bu hıyar nişantaşında gezip rumali caddesindeki ailesine ait “pamuk” apartmanının rantını toplayıp kebap yapmakla yetinen bir herif.zırvalamaktan başka bir iş yapmıyor.sıkıldı mı anılarını yazıyor.behey, şerefsiz. kendini kurtarmak için ekmeğini yediğin, sana imkânlar sunan ve ezmeyen ülkeni mi yeriyorsun?kazlıçeşme lisesi’nde mi okudun? yoo robert’te okudun.alibeyköy’de sular altında mı yaşadın? yoo nişantaşında keyif çattın.bu dallamayı hiç sevmedim. sevmeyeceğim de… bu kadar şerefsiz olunur ya.
Turkluk isin icine girince herkes mhp’li oluyor. Tamam bunu anladik. Ama Orhan Pamuk’un da bence atladigi bir nuans var.Bu ulkede kurtler, ermeniler ve diger azinliklar cok cekmis olabilir ama turkler de bizzat diger turklerin ve azinliklarin elinden cok cekmistir. Ari turkler daha iyi yasam kosullarinda yasar diye bir kural yok. Zaten isimiz gucumuz birbirimize iskence etmek. Ama bunu atlayip sadece bir azinligin cektiklerini anlatinca sanki digerleri cekiyor da oz turkler iyi yasiyorlar gibi bir yanlis bir imaj yaratiliyor. Hayir efendim, biz hep beraber surunuyoruz.Daha yeni avrupa dogumlu bir turkle konusurken bir gun ana vatanina doner misin dedim. Orda insan haklari yok, yasayamam ben dedi. Aha iste Sivasin koyunden kacip kurtulmus babanin akilli oglu.
Bütün bu konular konuşuldu. “Evet ya tamam ermenileri ve kürtleri öldürdük”, bunu söylememizi isteyecekler ve her yıl daha beter saldıracaklar. Olursa 10 yıl boyunca, sonra almayacaklar, alsalar bile zaten canımız çıkmış olacak. Bu on yılda zaten AB fobisi oluşacakmış. Bütün ülkelerde böyle olmuşmuş. Böyle de masaj yapıyorlar, metin olun diyorlar, dont resist the change. Bu süreçte, belli ki Avrupa Birliği bizi yamyassı yapacak, böyle göt yazar bozuntuları da çıkıp reklam yapacak, kimbilir karşısında soru soran kimdi? İsmail Dübüklü. Ben Draco ve weapona teşekkür ederim. Doğru şeyler söyledikleri için. Diaspora Ermenileri’nin Fransa’da özellikle ne kadar bencil, ne kadar aşağılık ve sinsi siyaset yapan insanlar olduğunu görmek gerekiyor. Kürtlerin de ne kadar iki yüzlü olduğunu aynı şekilde. Ve AB masasında bu kartların hep bize karşı açık olacağını. Sapına kadar katolik Fransa, Papaya tapan İtalya, dini bütün Almanya, hepsi inanılmaz aptal Hıristiyanlık ritüelleri peşinde koşsun, ırkçılık yapsın(müslüman kızlara sarksın) müslümanlığı her yerde kötülesin, türkiyeyi her yerde küçük görsün. Biz de buna aman modernleşiyoruz, ne güzel AB’ye giriyoruz, hoşgörü bu demek yahu, hah işte anti-faşizm bu demek, diye çanak tutalım. İşte bizden istedikleri bu. Orhan Pamuk Türk romancılığının en düşük noktalarından biridir(Ahmet Altan da bence kan kardeşi); ama işte sözü böyle okunuyor dinleniyor niçin çünkü pazarlama departmanı var. Artık okur kitlesi de geniş; çünkü Türkiye salaklar diyarı.
Orhan bey doğru demiş,ermenileri de kestik kürtleri de öldürdük.Onlar da bizi kesti başkalarını öldürdü.Müslüman kürtler 1800 lerin sonunda nehri de(şimdiki şemdinli) öyle bir katliam yapıyorlar ki bir tane nasturi kalmıyor memlekette.Zap suyu kan akıyor.Bu ülkede bir iç savaş yaşandı hala da yer yer devam ediyor.Bitmemesi için herkes (bizde buna dahiliz) elinden geleni yapıyor zaten.Bölgedeki kaos AB nin de ABD nin de ekmeğine yağ sürüyor.Orhan Bey ve saz arkadaşları gavur illerinde böyle sade suya tirit başı sonu olmayan cümlelerle kendilerine yer arıyorlar.Zaten kendisi ancak bir tane iyi roman yazabilmiştir o da kendi öyküsüdür.Deneyimleyemediğini yazamayan matematiksel mantıkla hazırlanmış yarım cümlelerle ses ve ışık gösterisi tadında yazan bir edebiyatçımızdır.Ama çalışkandır bu işi kafaya takmış çözene kadar da her şekil uğraşacak bir azme sahip.Parası da var.Bize ne?İşin bizi ilgilendiren kısmı bu işin doğrusunu öğrenmek,vatanımıza da milletimize de bilerek sahip çıkmak.Yoksa ağzı olan her yerde ve her zaman konuşacaktır.
hollanda’nın mülteciler için yapacakları ortada..hakeza; almanya’nın da…yakında koşa koşa dönerler “vatanım” diye, “nerde ekmek yiyorsan orası vatandır” lafını kalkan yaparak…benim merak ettiğim konu T.C. sınırlarında yaşayan azınlıkların kürtler hariç nedense şikayetçi olmaması. hatta;a) ermeniler diaspora’ya kızgın. zira hayatlarından memnunlar. dertleri sizle bizle aynı gibi.b) ermenistan zaten diaspora’ya kıl. “sizin yüzünüzden tc ile derdimizi zorlaşıyor” diyec) rumlar desen hepten iptal. yunanistan’da “türk” diye aşağalnıyorlard) yahudiler, nakörlük etmiyor. tüm o bombalara rağmen, tc’yle bir dertleri yoke) aleviler konusuna girmeyeceğim. aleviler AB’ye karşı direkt. “azınlık deiliz. biz tc vatandaşıyız” diyecek kadar şereflilerf)..g)…liste sürerama gel gör ki kürtler çıkıp “yahu AB, yahu ABD, tahu batı hayranı salak enteller. bizi kışkırtmayın. ne gereği var?” demiyor.hep aynı terane. evet doğu kalkınmadı. evet eğitilmedi. yatırım yapılmadı. üstüne karışıklık oluştu. karışıklık sebebiyle kontrol altına alındı. iyicene devlete karşı cephe oluştu. bi daa bastırıldı. artan zıtlıklar sistemi…ondan sonra ne oluyor. dangıl avrupalı gelir gaz verir, bembeyaz türk aydını demokratım ayaklarında gaz verir.bitti mi? bitmedi? bi gaz da türbanlıya verilir. menderes hilafetin gücünü tasvir etti kampanyasında. günümüz “aydınları” özgürlük ayaklarında kendilerine muhafazakar kesimden de tüketici portföyü yaratıyor…SONUÇ; BENCE HEPSİ (yalancı aydın, fırsatçı demokrat, pazarlamacı entel, gerici, hayrangutan batıcı)TOPTAN CEHENNEM OLSUN SEVDİKLERİ ARAP ÜLKELERİNE VEYA BATIYA GİTSİN
Bu tarz kenetlenmeler bir Avrupa kupalarında bir de şahıslar tek yakalanınca yapılıyor. Bozmamak lazım büyüsünü ama Weaponx’e sormadan edemeyeceğimErmeniler diasporaya kılmış ya. Nasıl kıllarmış, nasıl hayatlarından memnunlarmış? Anlatta, senden dinleyelim.
yine ayni radikal-2’den bu sefer yildirim turker’in yazisindan naklediyorum. yildirim bey cok guzel ifade etmis elestiriye ne kadar kapali oldugumuzu, birbirimizi rahatlatan – ortalama soylemi olumlayan soylemlere ne kadar yatkin oldugumuzu. ulkemizde elestiri getirmek hainlik olarak algilaniyor. ak – kara algisi icindeyiz, ilerlemenin onunu kesen de bu sanirim. ya bizdensin – ya onlardan ; ya sev – ya terket sozleri tartismaya ket vuruyor. bakiniz su bloga kitaplari bilmem kac dile cevrilmis bir yazar, kars’ta gecen bir romani dunya entelijansiyanin elit gazetesi ny times’a kapak olmus, best seller olmus bir yazar cok kolaylikla vatan hainligiyle iliskilendiriliyor; bu iliskilendirme sirasinda yazarin edebi metinleri de vatan hainligi yaftasini verenden nasiplerini aliyorlar. ak – kara…belki de bizim ortalama vatandasimizin kocaman 60 kiloluk bir bebek. ayni seyleri gevelemekten zevk alan, rahatsiz edici bilgiden kacan, cogunluga kendini kabul ettirmek isteyen, elinden is gelmedigi icin her haline sukur eden, elinde hasbelkader ve birilerinin lutfuyla birikmis olan seylerin bozulmamasi icin hicbir seye dokunmayan, dokundurulmayan bir bebek.yildirim turker yazisinda yatistirici ve rahatsiz edici olan olarak bilgiyi ikiye ayirmis. rahatsiz edici bilgi uzerinde dusunmesi gereken bir maden damari. artik herseyin dusunuldugu, yasandigi ve tarihin sonuna gelinildigi dusunulen bir cagda, yani rahatsiz edici bir sey bulunamayan bir cagda – cevresindeki tum rahatsiz edici bilgileri oteleyip, illebete erteleyen bir yer gibi gozukuyor bizim mahalleler.chomsky ornegini tekrarliyorum, chomsky abd’yi elestiriyor. hatta sistemle ilgili soru soranlara siz sistemden geldiginiz icin yanlis aksiyomlardan yola cikiyorsunuz, sorulariniz da yanlis doguyor diyor. insanlar tesekkur ediyor, fikrinizi onemlidir diyor cikiyor gidiyor. ortalama boyle dusunuyor, sen de bilimadami olarak ortalamanin aynisini dusunmekle, necip abd milletinin sagduyusunu dogrulamakla yukumlusun demiyor.
vay, helal be, orhan pamuk ne iyi soylemis desek ne olacakti? ortalama soylemi olumlamamis, elestirel ve demokratik olmus mi olacaktik? Rahatsiz edici bilgiyi yuceltmis olarak iyi is cikarmis mi olacaktik?Y.Turkerinki gibi ucuz elitist kategoriler sunu es geciyor:Benim seni anlamaya calistigim kadar sen de beni anlamaya calisiyor musun? Yaklasiminda sahici misin? Yoksa rol mu kesiyorsun?Bence Orhan cok iyi rol kesiyor, o yuzden kılım yoksa ny timesa, washigton posta ciktigini ben de gordum, black booku da okudumdu.
Benim rahatsızlığım Orhan Pamuk’un verdiği bilgiden çok yarım olmasından.Açıkçası kitaplarının kaç dile çevrildiği ve dünya entelijansiyasının bu adamcağızı nereye koyduğu da konuyla ilgili değil.Eğer bu noktadan hareket edersek bir dönem ülkenin gündemini günlerce meşgul eden yeri yerinden oynatan “Tarkan tam da Türk pop müziğini dünya’ya tanıtacakken askere gitsin mi gitmesin mi” noktasına gelir takılırız.Tarkan’ın Türkiye’yi temsil etme ehliyeti tabi ki Orhan Pamuk’un aydın (!) kimliğiyle karşılaştırılamaz ama orda burda başı sonu olmayan yarım cümleler yarım bilgilerle bu ülkenin sorunlarının çözümüne de yaklaşılamaz kanaatindeyim.Yazar olmak ,kendini böyle tanımlamak hele ki “Ben acaip cesurum doğru bildiğimi söylerim” gibi ortalığı bulandıracak kocaman laflar etmek kaosa hizmet etmekten başka bir halta yaramaz.Orhan Pamuk fikrini değil zikrini söylemiştir.Chomsky’yle Pamuk’u karşılaştırmak abesle iştigal gibi geliyor bana.Biri bilim adamı,biri yazar.Biri bildiğini söyler öbürü gördüğünü.Bir nokta daha var.Şu dünya aydınlanmacıları ile ilgili.Bir belgesel izlemiştim (sanırım Mithat Bereket hazırlamıştı.)II.Dünya savaşı sonrasında ABD nin kendine muhalif fikirlerin yayılması ile ilgili faaliyetlere özellikle kitap,dergi v.b. gibi enstrümanlara destek verdiği, finansman sağladığı ile ilgili.ABD nin gücünün sürekliliğini sağlamak için kendine muhalefet yaratmak ve bunu kontrol altında tutmak gibi bir stratejisi olduğu muhakkak.Chomsky nin ve elit gazete ny times’ın kapağının neye hizmet etttiğini görmek için biraz beklemek gerek diye düşünüyorum.Allahtan zaman artık daha hızlı geçiyor.Eskisi gibi elli yıl falan beklemeye gerek yok beş on yıl içerisinde kokusu çıkacaktır.
biraz araştırırsan ermenilerin tecritten ne kadar bunaldıklarını görürsün. adamlar artık yavaş yavaş uyanıyorlar, avrupaya moskova üzerinden gitmenin saçmalığının farkına varıyorlar.
“kendi entry’inden para kazanmak istiyorsan kitap yaz, başkalarının entry’sinden para kazanmak istiyorsan $özlük kur.” draco, 2005.
ona bakmak lazım gelir önce. Eğer yazarım derse, yazar olmak tarihi konularda yorum yapmak için yeterli değildir. Tarihçiyim derse araştırması nerede, hangi bilimsel yeterliliğe sahip tarih makalesine dayanarak “bu böyle olmuştur” demiş?Şimdi gazeteci kendisine Türkiye’den bir aydınsın diye sormuş. Yani ona bir sorumluluk yüklemiş. Söyleyeceklerin Türk kimliğiyle ilişkilendirilecek demektir bu. Peki bu beyefendi nasıl cevap vermiş aydınca mı? Dinliyoruz kendisinden: “İlle de başınızı derde mi sokmak istiyorsunuz?- Evet, bunu herkes yapmalı. Burada 30 bin Kürdü öldürdüler. Ve bir milyon Ermeni!”Hayda buyurunuz aydına bakınız. Bir aydın, nasıl herkesi başını derde sokmaya davet eder ki(“bunu herkes yapmalı”)? Aydına yakışan kanuna muhalefet etmeden doğruyu yaşamaktır. Ben, bunu anlayamıyorum işte.Bakınız, bilgi felsefede iyi niyetle paylaşıldığında değerlidir. Dikkat ediniz bu zat, tarihi gerçekler eşliğinde bu konu araştırılsın dememiş. Gerçekler ortaya çıksın demiyor. Devleti ve bir milleti suçluyor. Bir milyon insan öldürüldü diyor, otuzbin insan öldürüldü diyor.Bu ucuzluk değilde nedir? Amaç gerçeğe ulaşmak ise bu tarz, bu söylem fazla kışkırtıcı değil midir?Açıkçası yazarlığını tartışmam eser nesneldir. Ben beğenirim beğenmem, kendi fikrim olduğunu bilirim. Amma ve lakin yazarlık dışında da dinlenmeye değer bulmuyorum kendisini, zira söylediklerini bir edebiyatçı olarak konuşmasının içeriğinde desteklememesi bile anlayana yeterli fikri verecektir. Gerçekten konuşmasında neden fikirlerini destekleyen hiç bir unsur yok ki, bu adam bu işi mi bilmiyor?Bitirmek için çok sevdiğim bir cümleyi dikkatinize sunayım: ufak insanlar, ufak hesaplar…Saygılarımla:)
Orhan Pamuğun yazarlığından, söylediklerini ne amaçla söylediğinden, söylediğine Avrupanın, Ermenistanın veya diasporanın vereceği tepkiden, tarihi gerçekleri araştırmanın kimin işi olduğundan önce verilmesi gereken ilk cevap söylediklerinin doğru olup olmadığıdır. Eğer bu noktada takılıyor, buradan öteye gidemiyorsanız en azından hayatla başetmede sıkı sorunlar yaşayacaksınız demektir. Kendi yaşamınız başta olmak üzere gerçeğe yönelik bir araştırma güdüsüne ve kabullenmenin sonuçları ne olursa olsun kabullenme yetisine sahip değilseniz olay eninde sonunda boka sarar. Gerçeğin etrafında dolanarak “ama” lar “belki” ler “yine de” ler, “keşke”lerle kabullenebileceğiniz oranda gerçeklikler yaratmak yerine şu saçma savunma mekanizmasını bir yana itmek daha kolay olsa da ne yazık ki kişilerin kutsallarına takılıp imkansızlaşır. Muhammed 9 yaşında bir çocukla evlenmiştir ama o çağda bu doğaldır. Ermeniler tehcirde ölmüştür (ki bunu söylemenin bile ciddi zorluklar taşıması nedeniyle pek çok Türk dile getiremez) ancak bu planlı bir eylemden çok kazadır. Ayrıca onlar da haketmişlerdir. Yine de bugün Türkiyede üzerlerinde baskı yoktur. Yahudilerin soykırıma uğraması acıdır. Ancak onlar da Filistinde yaptıklarıyla ırk olarak ne kadar aşağılık olduklarını göstermediler mi. Ya Kürtler, ne yapsın devlet iç savaşta her şey mübah değil mi. Kolay mıydı PKK ile başetmek. Pek çok insan oranları az olsa da bu bastırılmış gerçeklik duygusundan bu kitlesel yan çizmeden duyduğu rahatsızlığı sadece gerçeği söyleyerek aşmaya çalışmakta. Bunun çocukça olduğunu daha önce belirtmiştim. Çocukça, tepkisel ve insani. O yüzden belki “Orhan Pamuk bunları neden söyledi”, “artık nobeli verirler” türü yaklaşımlara duyduğum tiksinti, milliyetçi savunma refleksiyle yazılmış yazılara duyduğumu kat be kat aşıyor. Verilmesi gereken ilk ve tek soruya cevap vermeden önce insanların hadlerini aşan yorumlar yapmalarından duyduğum umutsuzluk canımı yakıyor. Bütün bunları hissederken bugün radikalde okuduğum bu yazı aşağı yukarı benim düşündüklerimin derlenmiş toplanmış daha profesyonelce ifade edilmiş bir hali olduğu için mimleyeyim istedim. O. P ve diğerleri tarafından söylenenlerin neden söylendiğini, bunun kime ne yarar sağlayacağını tartışan arkadaşların Ermeniler ve Kürkterle ilgili gerçeğe ilişkin düşündüklerini okumayı tercih ederim bu blogda.
Sayın siyahın matemi; size bir çok eleştirim olacak. Ama sanırım sizinle anlaşamadığımız birincil nokta şudur: burada konuşulan kürt veyahut ermeni meselesi değil. Bizim tepkimiz Orhan Pamuk Bey’in söylemine. Biz, insanların fikirlerini açıklamalarına karşı değiliz. Sadece insanların -müsaadeniz olursa böyle söyleyeceğim- desteksiz atmalarını kabullenmekte güçlük çekiyoruz. Ha, bana dersiniz ki ben bu söylediklerimi şu şu şu kaynaklara dayandırıyorum; biz de açar okuruz, araştırırız.Sonuçta amacımız doğru olana ulaşmaktır, yoksa fikrimizi kabul ettirmek değil. Pek iyi biliyoruz ki gerçek bizi özgür bırakır. Biz de gerçeği arıyoruz.Şimdi, Ermeni Soykırımı iddialarına gelince: polemiğe girmeden dikkatinize sunmak istediğim bir konu var. Türkiye Cumhuriyetinin Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına karşı resmi bir politikası vardır. TC. hiç bir zaman tehcir olmamıştır demiyor. TC soykırımı reddeder ve bunun resmi bir politika olmadığını söyler. Devletimizin tavrı budur, bunu göz önünde bulundurursak sizin şu dediğinizi: “Ermeniler tehcirde ölmüştür (ki bunu söylemenin bile ciddi zorluklar taşıması nedeniyle pek çok Türk dile getiremez) ancak bu planlı bir eylemden çok kazadır” nereye koyacağız? Bu bir giz değildir ki? Kim söyleyemiyor? Kim engelliyor efendim.Ha, siz soykırım var derseniz orada durunuz derler tabii . Zira bilmeden konuşmamak gerekir. Soykırım bir uluslar arası bir terimdir ve ilk kez, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 tarihli kararıyla onaylanıp 1 Ocak 1951’de yürürlüğe giren “Soykırımın Önlenmesine ve Cezalandırılmasına ilişkin Sözleşme” adlı uluslararası sözleşmede kullanılmıştır. Şartları bellidir: öncelikle ulusal, etnik, ırki veya dini bir grup bulunmalıdır ve dahi söz konusu grubu “kısmen veya tamamen yok etme kastı”nın mevcut olması gerekir. KAYNAK: Soysal Mümtaz, Orly Saldırısı Davası 19 Şubat-2 Mart 1985, Şahit ve Avukat Beyanları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1985, sayfa 8.Tanım belli, kelime belli. Şimdi gelelim niyete şu kadar ermeni öldü derseniz sorun yok, Türkiyede Ermeni Soykırımı yaşandı derseniz TC’yi (fikirsel temelde) karşınıza alırsınız (lütfen bunu değişik anlamlara çekmeyelim arkadaşlar türk tezine karşı olmak anlamında kullanıyorum). TC ısrarla resmi ve bilimsel yeterliliğinin tartışılmayacak kadar ortada olduğunu söylediği kaynakları açmış durumdadır ve bilimsel ortamda bu konunun tartışılmasını istemektedir.Bu konuyla ilgili son sözüm ve tavsiyem şu olacaktır:”…Ermenilere hiçbir kötü kastımız yoktur. Bilakis onların her türlü tabiiyet haklarına tamamen riayetkarız. Bunun aksi olarak yayınlar, düzmeceden ve İngilizlerin aldatmacasından ibarettir.Ermeni facialarının hala mevcut eserlerinin gösterilmesi uygun olur.(21 Eylül 1919) M. Kemal Atatürk.””Bu cümlenin ışığında Nutuk’u okuyunuz efendiler, ve dikkatli olunuz, zira uluslararası hukukta soykırım toprak talebinin yolunu açar.” diyorlar…Şüphesizdir ki biz de insanız ve insanların çektiği acılar bizimde içimizi acıtmaktadır. Fakat olmamışı olmuş gibi göstererek çıkar sağlama çabalarına her şeyden önce vefat etmiş bu insanların anısına saygısızlık olarak görmekte ve karşı çıkmaktayız.Saygılarımla:)
Teziniz: “Muhammed 9 yaşında bir çocukla evlenmiştir ama o çağda bu doğaldır.” size göre olabilir efendim, bana göre değil.Antitezim: İslamiyet ile ilgili olarak böyle bir örnek veremez, böyle konuları (peygamberin özel hayatı olan evliliği gibi) dile getiremezsiniz. Neden mi?İslamiyette diğer kitaplı dinlerden en kökten ayrım ruhban sınıfının olmayışıdır. Dolayısı ile islamiyette din adamı yoktur, baş vurulacak tek kaynak kutsal olan kitap Kur’an dır. Kur’an’da bununla ilgili sure ve hikayesi vardır, araştırmanızı rica edeceğim. Din gibi hassas bir konuyla ilgili referanslarınızı dikkatli seçmenizi rica ediyorum. Bunu sizden ben değil bizzat Kur’an istemektedir. Tek başvuru kaynağı var o da Kur’an’dır. Peygamber neden hiç bir resmini yaptırmamıştır, neden hadis kitabı yazdırmamıştır? “Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz?” Hakka Suresi(78/69. sure), 42. ayet.Teziniz: “Ermeniler tehcirde ölmüştür kısaltıyorum kazadır. Ayrıca onlar da haketmişlerdir.”Antitezim: Hayır etmemişlerdir. Kimse hakkında bu şekilde yargıda bulunamazsınız. Önce gidiniz, hukuk eğitimi alınız, savcı yada yargıç olunuz; o takdirde dahi kafanıza göre değil, kanunlara göre yargıda bulunabileceksiniz.Teziniz: “Yahudilerin soykırıma uğraması kısaltıyorum ırk olarak ne kadar aşağılık olduklarını göstermediler mi.”Antitezim: İnanınız size “çüş!” dememek için kendimi zor tutuyorum. Bu yaptığınız düpedüz ırkçılık bey efendi. Ne ırka mensup olursa olsun nasıl bir aynadan görüyorsunuz onları ve alayına aşağılık diyorsunuz.Onlar insan. Geliniz her sıfatı, tanımı, nitelemi bırakıp insanda birleşelim diyorlar.Son olarak: “insanların hadlerini aşan yorumlar yapmalarından duyduğum umutsuzluk canımı yakıyor. ” ilk kez aynı fikirdeyiz, buna da şükür…saygılarımla:)
Siyahın matemi saçma savunma mekanizmalarına örnek vermiş ama siz o örneklere cevap vermişsiniz.Bu arada bir bürokrat edası ve uluslararası çıkarlar kaygısı ile yorumladığınız konu hakkında “milli” eğitim almış “hürriyet” okuyan sıradan insanların görüşleri bu değildir. Daha çok weaponx/Fatih Altaylı gibidir.
bir haber, milliyetten: Orhan Pamuk hakkında suç duyurusu…Anadolu İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (ANASAM), İsviçre’deki Tage Sanzeger Gazetesi’nin magazin eki Das’ta yayınlanan röportajı nedeniyle yazar Orhan Pamuk hakkında, Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.ANASAM Başkanı Mehmet Özet, avukat Mehmet Üçok ile birlikte suç duyurusunda bulunmak için geldiği Kayseri Adliyesi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, Orhan Pamuk’un, mevcut lobilere yaranmak amacıyla beyanat verdiğini öne sürerek, röportajda yer alan bilgilerin asılsız olduğunu söyledi.Avukat Üçok da Orhan Pamuk’un açıklamalarının hiçbir tarihi belgeye dayanmadığını, PKK/Kongra-Gel örgütü ve Ermeni diasporasının sözcülüğünü yaptığını öne sürdü.Bu durumun kanuna göre suç teşkil ettiğini belirten Üçok, şöyle konuştu:”Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu’nun zor günlerinde ihanet etmişler, binlerce askerimizi şehit etmişler, yüz binlerce sivil halkı işkenceyle öldürmüşlerdir. ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’ diyen birinin tarihi saptırarak 1 milyon Ermeninin, 30 bin Kürtün öldürüldüğünü söylemesinin hiçbir açıklaması olamaz. PKK/Kongra-Gel ve Ermeni diasporası ile aynı söylemlerde bulunmanın Türk Ceza Kanunu’ndaki karşılığı, bölücü, yıkıcı ve devlet aleyhinde faaliyette bulunmaktır. Bu yüzden suç duyurusunda bulunacağız.” Üçok, ülkenin milli menfaatlerine, birlik ve bütünlüğüne saldırı olduğu durumlarda buna karşı koymanın bir görev değil, zorunluluk olduğunu da kaydetti.Avukat Üçok ve ANASAM üyeleri, daha sonra, Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet dilekçesi verdi.<Konuşamadığımız belliydi; orada konuşmayı marifet sayanlara burada böyle ‘saldırı’lar olması da kaçınılmazdır. Güler misin ağlar mısın? Ben vallaha gülüyorum…
Sigarayı bırakmış taze bir patlıcan bağımlısıyım sayın nico. Yanlış beslenme sistemim nedeniyle beynim de süngerimsi bir et yumağına dönüştü. Yağ çekmesin diye kızartmadan önce tuzlu suda bekletmek lazım. Oysa siz bu noktaya dikkat etmeksizin ön cepheden yan çepheden, her cepheden saldırıya geçmiş, çok af buyurun tezimin antitezimin a.na koymuşsunuz. Bu durumda Orhan Pamuk gibi kışkırtıcı bir söylemi benimsememe de biraz önce seyrettiğim Yeşim Ustaoğlu nun bir filmi mani. Son enerjimi vakumlayan yönetmen arkadaşa da derin teşekkürlerimi sunarım. Bir dacik azınlık filmi yaparsa ancak bu kadar yapar. Türk sineması nereye gidiyor, kadınlar araba kullanmalı mı, kadınlar film çekmeli mi gibi derin geyik durumlara girmemiz konuyu dağıtacağından sadece konuya konsantre olarak diyebilirim ki haklısınız efendim. Derin sabrınız ve hoşgörünüz için minnettarım. Bize doğru bakış açısını yakalamamızda ilerde de yardımcı olacağınız umudundayım. Hürmetler efendim.
bana bunu beyan eden ermenilerin kendilerihatta cumhuriyette ermenistanla ilgili bir yazı dizisinde ermenistan vatandaşları özellikle batı california’da yer alan diaspora’nın etkinliklerinin kendilerine zarar verdiğini bildiiryor. ilk etapta sınır ticaretinin TR ile yapılamaması bir dert. Azerbaycan ile de dertliler zaten. gelişim çok yavaş şu an.ABD’deki cırtlakların tuzu kuru burda bizim ebebmiz mikiliyor diye dediklerini özetlersek yeridir.velhasıl; konumuz orhan pamuk’un yalakalığıdır. başaka taraflara kaymayalım.
Ülkede bunlardan tonlarla var.Artık neyi okuyup neyi okumayacağına neye inanıp neye inanmayacağına karar vermek her zamankinden zor.Alev ALATLI son kitaplarında “Mazlum olmanın dayanılmaz çekiciliğinden “bahsediyor.Yahudilerin mazlum tarihlerini zalim gelecekleri için kullandıklarını düşünmeden edemiyor insan.Aynı kurguyu ermeniler için de kürtler için de uygulamak mümkün.30 bin kürt öldürdük kürtler tarafından yönetiliyoruz.Gel de çık işin içinden.
Ermeniler için uygulaman mümkün değil ada. Toplumsal yapıları ve kökleşmiş gelenekleri buna uygun değil. Alev Alatlının ihtiyaçları konusundaki düşüncemi ise ağır bir tazminata konu olur gerekçesi ile açıklayamamaktayım.
aslında bir bakıma da ermeni meseleri ile ilgili yahudi lobisinden görülen destek “soykırım” denen silahın(!) başkasının eline geçmemesi. bu mazlum silah malum-u alîniz yahudi lobisi ve likut’un her konuda en büyük dayanağı. adamlar bu gücü ermenilerle paylaşmak istemiyor.kaldı ki, yahudi lobisi ve devletinin TR üzerinde yüksek çıkarları var. TR desteği onlar için önemli, zira filistin’e ve müslüman dünyaya karşı TR onlar için truva atı.
sizi soykırmak istiyorum… neden hep bu tür olaylarda meydana atlar bolca konuşursunuz da diğerlerinde susarsınız, sustunuz? Murat Aslan’ı Orhan Pamuk mu öldürdü?
Sanmiyorum ki kimse cikipta Turkiye devleti hicbir hata yapmamistir, vatandasini hep goklere cikartan bir millettir desin. Bu ulkeyi insanlar yonetti ve tabi ki aralarinda insan oldugunun farkina nadir varanlarda oldu ve bunlarda sonucunda donulmeyecek hatalar yapti.Yapti da yanina kar mi kaldi, malesef biraz oyle. Ancak buradaki sorun Orhan Pamuk’un yurt disina cikipta, asli astari olmayan laflarla Turkiye’ye camur atma cabasidir. Sirf kendini ‘yuceltmek’ , Turkiye’nin aydini, soylenmeyeni soyleyeni gibi aptal sifatlarla donatmak icin hic utanmadan bu tip suclamalari ortaya atmasidir. Olen binlerce askeri, olen binlerce kurt, turk, laz hic farketmez insani yok sayip, ‘Turkiye 30bin kurdu oldurdu’ demek iyi niyete, ya da fikir beyanina sigar mi? Eger bunu fikir beyani sayiyorsak, insana durduk yere kufreden hayvandan bozmalari da ‘fikir beyani’ sinifina sokmamiz lazim. Susup saygi duymamiz lazim. Ki henuz bu kadar ‘hos gorulu’ bir toplum var olmus mu bilmiyorum.O yuzden Orhan Pamuk gibi bos konusup, ortaya bk atmaktansa susmak her zaman daha iyidir. Sayet kendisi unutmamalidir ki, eger bu millet 1milyon kisiyi gozunu kirpmadan oldurmus olsaydi, kendisini de her halde beslemek yerine coktan mezarina yollamis olurdu.
“The Internet? We are not interested in it”– Bill Gates, 1993
Elif Şafak’tan ve Zaman gazetesinden(önyargılı olmayalım ama ya di mi), alıntı yapmak ne zamandan beri çıta yükseltmek demek oldu? Ayrıca, Elif Shafak adıyla tanınan, ismini Amerika’da yazdığı kitaplarda değiştiren bu hanım, orada hangi lobilere arkasını verdiğini çok net şekilde göstermektedir. Bu durumda onun bahsettiği 2.yolu tercih ettiğini söyleyemeyiz. Zaten bir yazar, bir edip olduğundan da şüpheliyim; çünkü çok yetersiz bir anlatım biçimi var ve kendini tekrarla meşgul,keza yaptığı gayet bayağı etimolojik hatırlatmayı da bir kenara bırakırsak(hadd-hudud), bu kadın bir bok değildir. Bu kadının argümantasyonu ve söylediği şeyler de bibok değildir.(Moda olan yaklaşım şu: Okuyalım, öğrenelim, yaptıysak yaptık diyelim, yapmadıysak zaten sorun yok, lay lay lom, herkes mutlu olsun, çiçekler, böcekler…)Elif Shafak’ı ciddeye almak maalesef bir talihsizlik. Daha iyi kaynaklar, annallar var. Onlara eğilelim, oralardan bişeyler bulalım, derim ben.
sayın autre vermiş olduğunuz ilk siteyi açamadım. ikinci sitede ise karşıma pek iyi hazırlanmamış bir bilim kurgu sitesi çıktı. yine de hakkını vermeliyim; şuradaki hikaye gerçekten gözlerimi yaşattı.öyle görünüyor ki boyunuz çok uzun olduğundan çıtalara çarpıp duruyorsunuz. samimi olarak; sayın elif’in makalesindeki eksiklikleri, yanlışlıkları kimin yazdığına bakmadan belirtebilir misiniz(kimin yazdığına baksanız da olur)?bu sefer konuya demode olan bir yaklaşımla yaklaşmak, sadece sizin söylediklerinize güvenip yan gelip yatmak istiyorum.
hasan bulent kahraman bey su blogu okusa radikal’in kultur-sanat sayfasinda dile getirdigi “turkiye’de kitap elestirmeni yetismiyor” fikrinden ne bicim hicap duyardi. bakiniz blogumuza simdiden iki elestirmen dusmus. darisi tum diger milliyetci – muhafazakar bloglarin basina. :)elif safak’in ingiliz dilinde kitap yazmasi, bazilarinca ihanet olarak algilanmis sanirim. orhan bey gibi ic meselelerimizden bahsetmemesine ragmen benzeri bir yaftanin kendisine uygun goruldugu goruyoruz. sabloncu bir zihniyet sezinliyoruz…elif hanim o kadar cok diploma alacagina, o kadar cok kitap yazip, o kadar cok odul alacagina akil edip kitaplarinin ilk sahifesine istiklal marsini, ikincisine genclige hitabeyi yazsaydi kimbilir vatan sathinda ve KKTC’de ne kadar sevilecekti. Bunu birilerinin ona hatirlatmasi lazim!en iyisi sahsinizi kizdirmak pahasina sizi ingiliz dilinde yazilmis (kahpe lawrence’in dili) olan elif safak biyografisine yonlendireyim, oradan bir takip edelim kendisinin bir bok olup olmadigini.uzulerek soyluyorum ki kisileri elestiriyorsunuz, yakinda kiyafetleri elestirip, kiyafeti giyen kisinin fikirlerin boktan oldugunu da soylersiniz…size hatirlatmak isterim shakespeare’in othello’su da bizim cografyada geciyor orada da bize laf sokulmus olabilir, mozart beyin saraydan kiz kacirma operasi da keza oyle.ferah feza gunler dilerim.
“…ortaya bk atmaktansa susmak her zaman daha iyidir. Sayet kendisi unutmamalidir ki, eger bu millet 1milyon kisiyi gozunu kirpmadan oldurmus olsaydi, kendisini de her halde beslemek yerine coktan mezarina yollamis olurdu…”Ya draco nasıl yazıyorsun böyle cümleleri. Ne eğitimi aldın ya da nasıl bir ailede yetiştin bilemiyorum ama senin bu tavrının ve düşüncelerinin muhafazakarlık veya milliyetçilik olarak değerlendirilemeyeceğini biliyorum. İlginçtir ki bu devlet Orhan Pamuk gibileri beslemez. Bu devletin kimlerin devleti olduğunu yazsam açıkça suç işlemiş olurum. Devletin kaynaklarının çok büyük bir bölümünün peşkeş çekildiği insanlar arasında romancı, sinemacı, müzisyen, bilimadamı, sporcu takımı yer almaz. Bu devlette milletvekillerinin önemli bir bölümü kanunca aranan kişilerken dokunulmazlık şemsiyesi ile yırtarlar. Yine söz gelişi 100 kilo altını oğlunun sünnet düğününde edindiğine bizi inandıran bir başbakana “ya kardeşim bu miktar vergi beyanına tabi, sen bunun için beyanname verdin mi , vergi ödedin mi” diyen bir tane gazeteci çıkmaz. Donu indirip birbirine domalan bir saadet zinciri olarak hayal ettiğim bütün bu yönetici, idareci,iş adamı, toprak ağası takımını öğürmeden düşünememekteyim. O. Pamuk ve onun gibiler kişisel çabaları ve yetenekleriyle kendilerini besleyen insanlar. Ve senin yalan yanlış dediğin herşey gerçek. Gel benim ailemin ermeni kısmı anlatsın sana nasıl hayvan gibi avlandıklarını. Annelerinin dedelerinin anlattıklarını. Babaannem hayırla Türk öğretmenin kendilerini nasıl sakladığını anlatırdı. Şimdi Ermeni soykırım iddialarını ve Türkiye için olumsuz olan her türlü Ermeni girişimini zevkle izlemekteyim. Amaç ne olursa olsun bu kadar uzun süre yalan söyleyen ve söylediği yalana kendi de inanan bir politikaya ( devlete veya millete değil politikaya) saygı duymam mümkün değil. Bunun ırkla da ilgisi yok. Orhan Pamuk gibi düşünen bir sürü Türk var ve onların sizlerden çok daha vatansever olduklarından da eminim.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Son derece sevimli ve doğal. Özellikle gazeteciyi cilaladığı bölümü beğendim. Herif pazar magazin muhabiri gibi davranmış. ” Hem Gülben de sana selülitli dedi Hülyacım” tadında bu cümle söyleyince yemiş fırçayı. Onu bunu bırak da dönse ne olacak draco. Yargılanmalı mı yoksa direkt infaz mı edilmeli. Samimi olarak dök içindekileri. Nasılsa alıştık bu tip görüşlerine. Söylediklerinin nesi yanlış ben okudum bulamadım sen belirtirsen sevinirim.
Ne asacaklar ki ne gerek var. Asilacak ne yapmis? Kitap yazmak, iki roportajda konusmak fasulyedendir benim gozumde. Kultur sanat dediginiz sey insanin en son ihtiyac duyacagi seylerdir. (Maslow, 19bilmemkac) Yaptigi bir ismis gibi sisinip ‘kimsenin demedigini be diyorum’ diyor bir de. Iste o yuzden iki odul alinca, yok ben avrupaliyim, siz turk’ler soyle boyle zaten beni milliyetciler de sevmez vs. laflari da simarikligin en hakiki gostergesi oluyor biraz. Gelir seviyesi yukseltmek lazimmis. Nasil olacagini da anlatsaymis? Icinde milliyetci his olmayan insan milli servete nasil katkida bulunur? Bilmez mi ki o Avrupa’nin, ABD’nin gelirini yukselten sirketler en soven, en milliyetci sirketlerdir. Entel takilip karizma cekmeye calisan, milliyetciligi elini abuk sabuk kaldirip orada burada serserilik yapmaktan ote goremeyen kafayi asip kim ne yapsin.
bence bu adam bıraz abartmıss.çok bılıyo gıbısınden konusmus.röportajı okurken acayıp sıkıldım.romanları da bu yazı gıbı oluyosa uzk durmkta fayda var.bu adamin kıtapları cok mu satılıyo?yoksa sallıyo mu???
değmesin yana çekil.
Önce insanın refahı.
altına çarşaf gerip sallayınca bayaa verimli olduğun anlaşılıyor. Senin gözünde peki fasulyeden olmayan işler nelerdir. Hakkaten laf sokmak için sormuyorum. Sıkıldım artık sövmekten bütün içtenliğimle anlamaya çalışayım bir, anlamazsam küfrederim. Hayır ropörtaj yapmak için adamın biri sana gelir bazı sorular sorar sen de cevap verirsin. Çıkarılacak iş gazetecinin yeteneğiyle orantılıdır. Son derece sıradan bir insandan söz gelişi ev kadınından bile bile ilginç şeyler bulabilirsin. Şimdi bu adamcağıza sormuşlar o da yanıtlamış- ki bunu hep yapıyorlar-son derece sıradan şeyler söylemiş Daha önce de burada söyledikleri yüzünden eleştirilmişti. Ancak adam sivri veya uç bir tip değil. söylediklerinde şımarmanın “ş” si yok. Diyor ki iyi yazmanın milliyeti olmaz. E son derece doğru, Borges veya Cortazar’ı milliyeti için değil onlar oldukları için severiz. Yine Ermeni veya Kürtlerin öldürüldüğü de doğrudur. Bunu kabul etmenin de milliyetçilikle ilgisi yok. Biraz okumak yazmak veya çevresini izlemek zorunda hisseden herkes özellikle yakın dönem olduğu için Kürtlerin yaşadıklarını bilir. Yani Yugoslavya’da yaşanan iç savaşı kabul ediyoruz, Çeçenlere üzülüyoruz, Bosnalılara ağlıyoruz da konu kendi sınırlarımız oldunca 3 maymunu oynamak mı gerekiyor. adama sormuşlar söylemiş bunda da bir egzantrik yan yok bence. Peki milliyetçilik denilen ne. Biz hepimiz büyük bir evde yaşıyoruz ve çıkarlarımız ortak yani battık mı birlikte çıktık mı yine birlikteyiz. Hepsi bu. Benim işyerimde bir çerkez bir ermeni- türk melezi, bir kürt, bir türkmen birlikte çalışıyoruz Yani milliyetçilik denilen şeyin içini neyle doldurduğun önemli. Adama sormuşlar o da yanıtlamış ve AB girmeyi sadece daha demokratik bir toplum için istediğini söylemiş. Sürekli üstüne basarak her yerde belirttiği- ki aynı şeyi Yaşar Kemal de yapar- ermeni ve kürtlerin öldürülme meselesine gelince ben de her yerde yazıyorum. Çünkü bu ülkenin insanlarının çok büyük bir bölümü bu gerçeği yok sayıyor. Onlara öğretilen resmi tarihin dışında gerçekler olduğunu görmezden geliyor. İnsan sinirlenip tepkisel bir şekilde söylüyor işte. “öldürdünüz kardeşim kabul edin” demek belki çocukça bir tepki ama sağlıklı olmadığını nasıl iddia edersiniz. Daha geçen gün javussian türk milletinin ırkçı olmadığını yazdı bir ahkamda. Doğru değil. Muntazam bir ırksal aidiyeti olmayan bireyler bile ırkçı davranıyor. Ona birşeyler yazmadan ertesi gün radikal haber yaptı ilk-orta öğretimde 40 bin ırkçı- cinsiyetçi öğe varmış. Oysa milletini sevmenin bir şekli de bütün etnik çeşitliliği renkleri ile kabullenmek ve sıkıntıları aşmak için birlikte davranmak değil midir. Eğer doğuda hala insanlar sıkıntılı iseler ve yaşam koşulları bizden daha kötüyse bizim de burada huzurlu olamayacağımızı bilmek, aynı sınırlar içinde yaşadığımız rumların haç törenlerini baltalamak için motor tutmak yerine izlemek belki görüntülemek sence daha milliyetçi değil mi. Ancak barış halindeysek birlikte huzurlu olabileceğimize göre güçlenmek için önce iç barışı sağlamanın temel koşulu gerçeği kabullenmek onunla yaşamaya alışmak olmalı. Bunun başka yolu olduğunu sanmıyorum. Ben Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları dışında hiç bir kitabını beğenmedim. Ancak adamın eli yüzü düzgün davranan ve konuşan ender yazarlarıMIZdan olduğunu düşünüyorum.
milliyetcilik meseleleri birinci dunya savasindan sonra ihtiyac uzerine uzerimize tegellendi, zamanla islene islene bu hale geldi. gecen pazar cikan radikal-2’de timur turk muydu sorusuuna cevaplar vardi. turkun turkten baska dostu olmadigina inandirilmis oldugumuzdan, timur= dusman, dusman=turk_degil cozumlemesine kosullandigimiz icin (cikarim olarak da yanlis aslinda) inanmak istemiyorduk. timur konusunda soylenenleri okursaniz kafamizdaki bildik turk modeline uymayan timur ve hatta putperest, budist turkler yani uygurlar kavminin varligindan haberdar oluyorsunuz. uygurlari bagriniza basabiliyorsaniz, budizm’i de kabul etmelisiniz belki, ozbekleri bagriniza basabiliyorsaniz, ozbek’lerin milli kahramani olan timur’u da bagriniza basmalisiniz, biraz daha dusunurseniz eskimolara kadar gidebilir olayin ucu. sonuc: dunyanin bir yerinde budist turkler varmis ve de turkler medeniyet getirmek amacli gitmezlermis her yere, kendi iktidarlari-kendi ganimetleri icin de bol kanli sekilde savasirlarmis. ayni yazidan aklimda kalan anadolu selcuklularinin resmi dilinin farsca olduguydu. orgun egitimim sirasinda atlamisim… talim terbiye kuruluna selam ediyorum, matrix felan halt ediyor.. :)orhan bey devletin sinirlarini test ediyor diye dusunuyorum. chomsky hakkinda tutuklama karari cikinca, ucaga atlayip durusmaya gelmisti. adami hapse atsan MIT’deki bir suru ogrenci magdur olacakti, hakim karari bozdu. orhan bey de son demeciyle nereye kadar acilabilirim diye test ediyor, cifte vatandasligi mi var diye de dusunmedim degil hani.
Bu tip seylerin fasulyeden oldugunu ben demedim Maslow diye bir amcam soylemis.Insanlarin en son ihtiyaclarindan birisni karsilayanlarin gozumdeki kiymeti de ayni sirada anlayacagin.Turkler 30bin kurt, 1milyon ermeni oldurmus demek fasist dusunmenin, irkciligin belki de en berbati olan soven milliyetciligin onde gidenidir. Turkiye bir terorist grupla yillarca catismistir. Bu savas degildir. Savas degildir dememin nedeni savastan daha az yikimli oldugu icin degil kurallari geregi savasla alakasiz olmasindandir. Cunku bir tarafta Turkiye devleti varken, diger tarafta baska bir devlet ya da zumre yoktur. Bir tarafta Turk Devleti varken, bir tarafta bir terorist orgut vardir. Buna savas demek olanlari Turk Devleti ile Kurtlerin karsi karsiya geldigi gibi kargalarin gulecegi bir savi ortaya atmakla estir yani. Savaslarin kurallari vardir ancak terorizmin yoktur. Tek amaci korku, tedirginlik ve suphe yaymaktir. Gelin gorun ki bu 30bin kisinin icinde turk askeri, turk milletinin ferdi, hatta yabanci irklardan insanlar da vardir. Turk’ler 30bin kurt oldurdu demek adiliktir, bu lafi diyenin Turk Devleti’ne garezi vardir cunku bu laf kulliyen yalandir, iftiradir. Nesi simariklik dersen, bu adam bu laflari ne zaman soyluyor, ona bakmak lazim? Meshur olduktan, kitabil bilmeme kacbin sattiktan ve bir kac odul aldiktan sonra. Boyle demecleri varmismis. Ben hicbir ancak hicbir mecmua’da ki hasbel kader okurum, Orhan Pamuk’un bu kadar rezil seyler soyledigini okumadim, gormedim. Dupeduz simarikliktan kaynaklanan ukalaca laflar. Kendisinin Yasar Kemal’in izinden gittiginden de adim gibi eminim bu arada zira kendisi idol olarak aldigini da okudugumu hatirliyorum bir yerlerde.Gel gelelim kurtlerin yasadiklari meselesine. Ben de bir soru sorucam ve laf sokmak icin degil. Cevabinda kufur de etmeyecegim korkmana gerek yok. Sen hic dogu’da yasadin mi? Bir hafta gidip gezmekten bahsetmiyorum. Ya da OP gibi bir iki ay evin tekine kapanip fantazi yapmaktan da bahsetmiyorum. Orada gercekten hayatin icine girdin mi? Ben girmis ve uc lanet yili orada harcamis biri olarak konusuyorum ki, devletin orada yaptigi tek hata oradaki topluma millieyetcilik denen kavrami verememes olmasidir. Baska bir sey diyecegim de yok bu konuda. Oradaki sorunlar duzelir mi dersen, boyle Anadolu denen seyi gormek soyle durdun, duymamis olan, sirf rant icin siyasete atilip, halkimiz sagolsun piyangodan devletin yonetiminin basina gecmenin mumkun oldugu bir sistem de bk duzelir diyecegim aflariniza siginarak. Oradaki sorunlar tamemen halktan kaynaklaniyor, ister inanin ister inanmayin. Ozetle Turkiye’de Kurt sorunu yok, Kurt’lerin sorunu var diyecegim acikca.Dedigin dogru milliyetcilik denen seyin icine ne koyarsan o oluyor. Fakat globalizm diye uyutuldugumuzu unutmayin. Globalizm, sadece ama bakin sadece, ABD’nin kapitalizm’in temel kurallarindan biri olan birilerinin ac kalacagi gercegini kendi ulkesi icin, azaltma girisiminden baska hicbir sey degildir. Simdi ABD’de 2 milyon evsiz var ise sayet, eger globalizm olmasa ve ABD kendi ic ekonomisiyle kavrulsaydi bu rakam 20 milyonu bulurdu. Kapitalizm gelir dagilimin en adaletsiz oldugu sistemdir. O yuzden milliyetcilik hala ve hala tum hiziyla devam ediyor. Cunku ulkeler kendi halklarinin ac kalmasindansa baskalarinin ac kalmasini istiyor. Dogruyu soylemek gerekirse 9 Eylul olaylari da insanlarin bu duruma uyandiginin belirgin gostergesi olarak goruyorum. Yoksa Allah askinda Usama Bin Laden’in ABD ile ne sorunu olabilir? Bu adam ABD ile hangi sorununu bu sekilde cozebilir? Bu resmen biri yer biri bakar kiyamet ondan kopar atasozunun vuku bulmasidir baska bir sey degil.Millietcilik yasasin, soyle irkci olalim, boyle olalim, turan devletini kuralim demiyorum. Bundan hosnut oldugumdan degil. Belki de bundan en nefret eden, insanin hangi irktan olursa olsun insan olduguna inanan birisiyim. Fakat ortada olan gercegi gore gore, birilerinin (ki bu bizler oluyoruz) saf yerine konup sirtlarina bir ton yukun bindirilmesine de burada olsun sessiz kalabilecegimi sanmiyorum.
bu adam bu haltı ABD üniversitelerindeki söyelşilerde de söylemektedir.derdi belli. kapağı yurtdışına atmak, anti-türk çevrelere kıyak geçip kendini sevdirmek”işte ülkesinden atılan zavallı öeşhur yazar”salman rüşdi sendromu2-3 kitabını okudum. açıkçası bi halta benzemiyorlar.ayrıca bu hıyar nişantaşında gezip rumali caddesindeki ailesine ait “pamuk” apartmanının rantını toplayıp kebap yapmakla yetinen bir herif.zırvalamaktan başka bir iş yapmıyor.sıkıldı mı anılarını yazıyor.behey, şerefsiz. kendini kurtarmak için ekmeğini yediğin, sana imkânlar sunan ve ezmeyen ülkeni mi yeriyorsun?kazlıçeşme lisesi’nde mi okudun? yoo robert’te okudun.alibeyköy’de sular altında mı yaşadın? yoo nişantaşında keyif çattın.bu dallamayı hiç sevmedim. sevmeyeceğim de… bu kadar şerefsiz olunur ya.
Turkluk isin icine girince herkes mhp’li oluyor. Tamam bunu anladik. Ama Orhan Pamuk’un da bence atladigi bir nuans var.Bu ulkede kurtler, ermeniler ve diger azinliklar cok cekmis olabilir ama turkler de bizzat diger turklerin ve azinliklarin elinden cok cekmistir. Ari turkler daha iyi yasam kosullarinda yasar diye bir kural yok. Zaten isimiz gucumuz birbirimize iskence etmek. Ama bunu atlayip sadece bir azinligin cektiklerini anlatinca sanki digerleri cekiyor da oz turkler iyi yasiyorlar gibi bir yanlis bir imaj yaratiliyor. Hayir efendim, biz hep beraber surunuyoruz.Daha yeni avrupa dogumlu bir turkle konusurken bir gun ana vatanina doner misin dedim. Orda insan haklari yok, yasayamam ben dedi. Aha iste Sivasin koyunden kacip kurtulmus babanin akilli oglu.
Bütün bu konular konuşuldu. “Evet ya tamam ermenileri ve kürtleri öldürdük”, bunu söylememizi isteyecekler ve her yıl daha beter saldıracaklar. Olursa 10 yıl boyunca, sonra almayacaklar, alsalar bile zaten canımız çıkmış olacak. Bu on yılda zaten AB fobisi oluşacakmış. Bütün ülkelerde böyle olmuşmuş. Böyle de masaj yapıyorlar, metin olun diyorlar, dont resist the change. Bu süreçte, belli ki Avrupa Birliği bizi yamyassı yapacak, böyle göt yazar bozuntuları da çıkıp reklam yapacak, kimbilir karşısında soru soran kimdi? İsmail Dübüklü. Ben Draco ve weapona teşekkür ederim. Doğru şeyler söyledikleri için. Diaspora Ermenileri’nin Fransa’da özellikle ne kadar bencil, ne kadar aşağılık ve sinsi siyaset yapan insanlar olduğunu görmek gerekiyor. Kürtlerin de ne kadar iki yüzlü olduğunu aynı şekilde. Ve AB masasında bu kartların hep bize karşı açık olacağını. Sapına kadar katolik Fransa, Papaya tapan İtalya, dini bütün Almanya, hepsi inanılmaz aptal Hıristiyanlık ritüelleri peşinde koşsun, ırkçılık yapsın(müslüman kızlara sarksın) müslümanlığı her yerde kötülesin, türkiyeyi her yerde küçük görsün. Biz de buna aman modernleşiyoruz, ne güzel AB’ye giriyoruz, hoşgörü bu demek yahu, hah işte anti-faşizm bu demek, diye çanak tutalım. İşte bizden istedikleri bu. Orhan Pamuk Türk romancılığının en düşük noktalarından biridir(Ahmet Altan da bence kan kardeşi); ama işte sözü böyle okunuyor dinleniyor niçin çünkü pazarlama departmanı var. Artık okur kitlesi de geniş; çünkü Türkiye salaklar diyarı.
Orhan bey doğru demiş,ermenileri de kestik kürtleri de öldürdük.Onlar da bizi kesti başkalarını öldürdü.Müslüman kürtler 1800 lerin sonunda nehri de(şimdiki şemdinli) öyle bir katliam yapıyorlar ki bir tane nasturi kalmıyor memlekette.Zap suyu kan akıyor.Bu ülkede bir iç savaş yaşandı hala da yer yer devam ediyor.Bitmemesi için herkes (bizde buna dahiliz) elinden geleni yapıyor zaten.Bölgedeki kaos AB nin de ABD nin de ekmeğine yağ sürüyor.Orhan Bey ve saz arkadaşları gavur illerinde böyle sade suya tirit başı sonu olmayan cümlelerle kendilerine yer arıyorlar.Zaten kendisi ancak bir tane iyi roman yazabilmiştir o da kendi öyküsüdür.Deneyimleyemediğini yazamayan matematiksel mantıkla hazırlanmış yarım cümlelerle ses ve ışık gösterisi tadında yazan bir edebiyatçımızdır.Ama çalışkandır bu işi kafaya takmış çözene kadar da her şekil uğraşacak bir azme sahip.Parası da var.Bize ne?İşin bizi ilgilendiren kısmı bu işin doğrusunu öğrenmek,vatanımıza da milletimize de bilerek sahip çıkmak.Yoksa ağzı olan her yerde ve her zaman konuşacaktır.
hollanda’nın mülteciler için yapacakları ortada..hakeza; almanya’nın da…yakında koşa koşa dönerler “vatanım” diye, “nerde ekmek yiyorsan orası vatandır” lafını kalkan yaparak…benim merak ettiğim konu T.C. sınırlarında yaşayan azınlıkların kürtler hariç nedense şikayetçi olmaması. hatta;a) ermeniler diaspora’ya kızgın. zira hayatlarından memnunlar. dertleri sizle bizle aynı gibi.b) ermenistan zaten diaspora’ya kıl. “sizin yüzünüzden tc ile derdimizi zorlaşıyor” diyec) rumlar desen hepten iptal. yunanistan’da “türk” diye aşağalnıyorlard) yahudiler, nakörlük etmiyor. tüm o bombalara rağmen, tc’yle bir dertleri yoke) aleviler konusuna girmeyeceğim. aleviler AB’ye karşı direkt. “azınlık deiliz. biz tc vatandaşıyız” diyecek kadar şereflilerf)..g)…liste sürerama gel gör ki kürtler çıkıp “yahu AB, yahu ABD, tahu batı hayranı salak enteller. bizi kışkırtmayın. ne gereği var?” demiyor.hep aynı terane. evet doğu kalkınmadı. evet eğitilmedi. yatırım yapılmadı. üstüne karışıklık oluştu. karışıklık sebebiyle kontrol altına alındı. iyicene devlete karşı cephe oluştu. bi daa bastırıldı. artan zıtlıklar sistemi…ondan sonra ne oluyor. dangıl avrupalı gelir gaz verir, bembeyaz türk aydını demokratım ayaklarında gaz verir.bitti mi? bitmedi? bi gaz da türbanlıya verilir. menderes hilafetin gücünü tasvir etti kampanyasında. günümüz “aydınları” özgürlük ayaklarında kendilerine muhafazakar kesimden de tüketici portföyü yaratıyor…SONUÇ; BENCE HEPSİ (yalancı aydın, fırsatçı demokrat, pazarlamacı entel, gerici, hayrangutan batıcı)TOPTAN CEHENNEM OLSUN SEVDİKLERİ ARAP ÜLKELERİNE VEYA BATIYA GİTSİN
fatih altaylı hot-zottur falan ama tavrını iyi koyar
Bu tarz kenetlenmeler bir Avrupa kupalarında bir de şahıslar tek yakalanınca yapılıyor. Bozmamak lazım büyüsünü ama Weaponx’e sormadan edemeyeceğimErmeniler diasporaya kılmış ya. Nasıl kıllarmış, nasıl hayatlarından memnunlarmış? Anlatta, senden dinleyelim.
draco! Suratinin ortasina esasli bir yumruk patlatiyorum! Pislik! Tam bir boksun sen! [Ve ben Turkiye deyim PIC!]
yine ayni radikal-2’den bu sefer yildirim turker’in yazisindan naklediyorum. yildirim bey cok guzel ifade etmis elestiriye ne kadar kapali oldugumuzu, birbirimizi rahatlatan – ortalama soylemi olumlayan soylemlere ne kadar yatkin oldugumuzu. ulkemizde elestiri getirmek hainlik olarak algilaniyor. ak – kara algisi icindeyiz, ilerlemenin onunu kesen de bu sanirim. ya bizdensin – ya onlardan ; ya sev – ya terket sozleri tartismaya ket vuruyor. bakiniz su bloga kitaplari bilmem kac dile cevrilmis bir yazar, kars’ta gecen bir romani dunya entelijansiyanin elit gazetesi ny times’a kapak olmus, best seller olmus bir yazar cok kolaylikla vatan hainligiyle iliskilendiriliyor; bu iliskilendirme sirasinda yazarin edebi metinleri de vatan hainligi yaftasini verenden nasiplerini aliyorlar. ak – kara…belki de bizim ortalama vatandasimizin kocaman 60 kiloluk bir bebek. ayni seyleri gevelemekten zevk alan, rahatsiz edici bilgiden kacan, cogunluga kendini kabul ettirmek isteyen, elinden is gelmedigi icin her haline sukur eden, elinde hasbelkader ve birilerinin lutfuyla birikmis olan seylerin bozulmamasi icin hicbir seye dokunmayan, dokundurulmayan bir bebek.yildirim turker yazisinda yatistirici ve rahatsiz edici olan olarak bilgiyi ikiye ayirmis. rahatsiz edici bilgi uzerinde dusunmesi gereken bir maden damari. artik herseyin dusunuldugu, yasandigi ve tarihin sonuna gelinildigi dusunulen bir cagda, yani rahatsiz edici bir sey bulunamayan bir cagda – cevresindeki tum rahatsiz edici bilgileri oteleyip, illebete erteleyen bir yer gibi gozukuyor bizim mahalleler.chomsky ornegini tekrarliyorum, chomsky abd’yi elestiriyor. hatta sistemle ilgili soru soranlara siz sistemden geldiginiz icin yanlis aksiyomlardan yola cikiyorsunuz, sorulariniz da yanlis doguyor diyor. insanlar tesekkur ediyor, fikrinizi onemlidir diyor cikiyor gidiyor. ortalama boyle dusunuyor, sen de bilimadami olarak ortalamanin aynisini dusunmekle, necip abd milletinin sagduyusunu dogrulamakla yukumlusun demiyor.
vay, helal be, orhan pamuk ne iyi soylemis desek ne olacakti? ortalama soylemi olumlamamis, elestirel ve demokratik olmus mi olacaktik? Rahatsiz edici bilgiyi yuceltmis olarak iyi is cikarmis mi olacaktik?Y.Turkerinki gibi ucuz elitist kategoriler sunu es geciyor:Benim seni anlamaya calistigim kadar sen de beni anlamaya calisiyor musun? Yaklasiminda sahici misin? Yoksa rol mu kesiyorsun?Bence Orhan cok iyi rol kesiyor, o yuzden kılım yoksa ny timesa, washigton posta ciktigini ben de gordum, black booku da okudumdu.
Benim rahatsızlığım Orhan Pamuk’un verdiği bilgiden çok yarım olmasından.Açıkçası kitaplarının kaç dile çevrildiği ve dünya entelijansiyasının bu adamcağızı nereye koyduğu da konuyla ilgili değil.Eğer bu noktadan hareket edersek bir dönem ülkenin gündemini günlerce meşgul eden yeri yerinden oynatan “Tarkan tam da Türk pop müziğini dünya’ya tanıtacakken askere gitsin mi gitmesin mi” noktasına gelir takılırız.Tarkan’ın Türkiye’yi temsil etme ehliyeti tabi ki Orhan Pamuk’un aydın (!) kimliğiyle karşılaştırılamaz ama orda burda başı sonu olmayan yarım cümleler yarım bilgilerle bu ülkenin sorunlarının çözümüne de yaklaşılamaz kanaatindeyim.Yazar olmak ,kendini böyle tanımlamak hele ki “Ben acaip cesurum doğru bildiğimi söylerim” gibi ortalığı bulandıracak kocaman laflar etmek kaosa hizmet etmekten başka bir halta yaramaz.Orhan Pamuk fikrini değil zikrini söylemiştir.Chomsky’yle Pamuk’u karşılaştırmak abesle iştigal gibi geliyor bana.Biri bilim adamı,biri yazar.Biri bildiğini söyler öbürü gördüğünü.Bir nokta daha var.Şu dünya aydınlanmacıları ile ilgili.Bir belgesel izlemiştim (sanırım Mithat Bereket hazırlamıştı.)II.Dünya savaşı sonrasında ABD nin kendine muhalif fikirlerin yayılması ile ilgili faaliyetlere özellikle kitap,dergi v.b. gibi enstrümanlara destek verdiği, finansman sağladığı ile ilgili.ABD nin gücünün sürekliliğini sağlamak için kendine muhalefet yaratmak ve bunu kontrol altında tutmak gibi bir stratejisi olduğu muhakkak.Chomsky nin ve elit gazete ny times’ın kapağının neye hizmet etttiğini görmek için biraz beklemek gerek diye düşünüyorum.Allahtan zaman artık daha hızlı geçiyor.Eskisi gibi elli yıl falan beklemeye gerek yok beş on yıl içerisinde kokusu çıkacaktır.
biraz araştırırsan ermenilerin tecritten ne kadar bunaldıklarını görürsün. adamlar artık yavaş yavaş uyanıyorlar, avrupaya moskova üzerinden gitmenin saçmalığının farkına varıyorlar.
ona bakmak lazım gelir önce. Eğer yazarım derse, yazar olmak tarihi konularda yorum yapmak için yeterli değildir. Tarihçiyim derse araştırması nerede, hangi bilimsel yeterliliğe sahip tarih makalesine dayanarak “bu böyle olmuştur” demiş?Şimdi gazeteci kendisine Türkiye’den bir aydınsın diye sormuş. Yani ona bir sorumluluk yüklemiş. Söyleyeceklerin Türk kimliğiyle ilişkilendirilecek demektir bu. Peki bu beyefendi nasıl cevap vermiş aydınca mı? Dinliyoruz kendisinden: “İlle de başınızı derde mi sokmak istiyorsunuz?- Evet, bunu herkes yapmalı. Burada 30 bin Kürdü öldürdüler. Ve bir milyon Ermeni!”Hayda buyurunuz aydına bakınız. Bir aydın, nasıl herkesi başını derde sokmaya davet eder ki(“bunu herkes yapmalı”)? Aydına yakışan kanuna muhalefet etmeden doğruyu yaşamaktır. Ben, bunu anlayamıyorum işte.Bakınız, bilgi felsefede iyi niyetle paylaşıldığında değerlidir. Dikkat ediniz bu zat, tarihi gerçekler eşliğinde bu konu araştırılsın dememiş. Gerçekler ortaya çıksın demiyor. Devleti ve bir milleti suçluyor. Bir milyon insan öldürüldü diyor, otuzbin insan öldürüldü diyor.Bu ucuzluk değilde nedir? Amaç gerçeğe ulaşmak ise bu tarz, bu söylem fazla kışkırtıcı değil midir?Açıkçası yazarlığını tartışmam eser nesneldir. Ben beğenirim beğenmem, kendi fikrim olduğunu bilirim. Amma ve lakin yazarlık dışında da dinlenmeye değer bulmuyorum kendisini, zira söylediklerini bir edebiyatçı olarak konuşmasının içeriğinde desteklememesi bile anlayana yeterli fikri verecektir. Gerçekten konuşmasında neden fikirlerini destekleyen hiç bir unsur yok ki, bu adam bu işi mi bilmiyor?Bitirmek için çok sevdiğim bir cümleyi dikkatinize sunayım: ufak insanlar, ufak hesaplar…Saygılarımla:)
Saygı bizden efendim.ellerinize sağlık.
Orhan Pamuğun yazarlığından, söylediklerini ne amaçla söylediğinden, söylediğine Avrupanın, Ermenistanın veya diasporanın vereceği tepkiden, tarihi gerçekleri araştırmanın kimin işi olduğundan önce verilmesi gereken ilk cevap söylediklerinin doğru olup olmadığıdır. Eğer bu noktada takılıyor, buradan öteye gidemiyorsanız en azından hayatla başetmede sıkı sorunlar yaşayacaksınız demektir. Kendi yaşamınız başta olmak üzere gerçeğe yönelik bir araştırma güdüsüne ve kabullenmenin sonuçları ne olursa olsun kabullenme yetisine sahip değilseniz olay eninde sonunda boka sarar. Gerçeğin etrafında dolanarak “ama” lar “belki” ler “yine de” ler, “keşke”lerle kabullenebileceğiniz oranda gerçeklikler yaratmak yerine şu saçma savunma mekanizmasını bir yana itmek daha kolay olsa da ne yazık ki kişilerin kutsallarına takılıp imkansızlaşır. Muhammed 9 yaşında bir çocukla evlenmiştir ama o çağda bu doğaldır. Ermeniler tehcirde ölmüştür (ki bunu söylemenin bile ciddi zorluklar taşıması nedeniyle pek çok Türk dile getiremez) ancak bu planlı bir eylemden çok kazadır. Ayrıca onlar da haketmişlerdir. Yine de bugün Türkiyede üzerlerinde baskı yoktur. Yahudilerin soykırıma uğraması acıdır. Ancak onlar da Filistinde yaptıklarıyla ırk olarak ne kadar aşağılık olduklarını göstermediler mi. Ya Kürtler, ne yapsın devlet iç savaşta her şey mübah değil mi. Kolay mıydı PKK ile başetmek. Pek çok insan oranları az olsa da bu bastırılmış gerçeklik duygusundan bu kitlesel yan çizmeden duyduğu rahatsızlığı sadece gerçeği söyleyerek aşmaya çalışmakta. Bunun çocukça olduğunu daha önce belirtmiştim. Çocukça, tepkisel ve insani. O yüzden belki “Orhan Pamuk bunları neden söyledi”, “artık nobeli verirler” türü yaklaşımlara duyduğum tiksinti, milliyetçi savunma refleksiyle yazılmış yazılara duyduğumu kat be kat aşıyor. Verilmesi gereken ilk ve tek soruya cevap vermeden önce insanların hadlerini aşan yorumlar yapmalarından duyduğum umutsuzluk canımı yakıyor. Bütün bunları hissederken bugün radikalde okuduğum bu yazı aşağı yukarı benim düşündüklerimin derlenmiş toplanmış daha profesyonelce ifade edilmiş bir hali olduğu için mimleyeyim istedim. O. P ve diğerleri tarafından söylenenlerin neden söylendiğini, bunun kime ne yarar sağlayacağını tartışan arkadaşların Ermeniler ve Kürkterle ilgili gerçeğe ilişkin düşündüklerini okumayı tercih ederim bu blogda.
Sayın siyahın matemi; size bir çok eleştirim olacak. Ama sanırım sizinle anlaşamadığımız birincil nokta şudur: burada konuşulan kürt veyahut ermeni meselesi değil. Bizim tepkimiz Orhan Pamuk Bey’in söylemine. Biz, insanların fikirlerini açıklamalarına karşı değiliz. Sadece insanların -müsaadeniz olursa böyle söyleyeceğim- desteksiz atmalarını kabullenmekte güçlük çekiyoruz. Ha, bana dersiniz ki ben bu söylediklerimi şu şu şu kaynaklara dayandırıyorum; biz de açar okuruz, araştırırız.Sonuçta amacımız doğru olana ulaşmaktır, yoksa fikrimizi kabul ettirmek değil. Pek iyi biliyoruz ki gerçek bizi özgür bırakır. Biz de gerçeği arıyoruz.Şimdi, Ermeni Soykırımı iddialarına gelince: polemiğe girmeden dikkatinize sunmak istediğim bir konu var. Türkiye Cumhuriyetinin Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına karşı resmi bir politikası vardır. TC. hiç bir zaman tehcir olmamıştır demiyor. TC soykırımı reddeder ve bunun resmi bir politika olmadığını söyler. Devletimizin tavrı budur, bunu göz önünde bulundurursak sizin şu dediğinizi: “Ermeniler tehcirde ölmüştür (ki bunu söylemenin bile ciddi zorluklar taşıması nedeniyle pek çok Türk dile getiremez) ancak bu planlı bir eylemden çok kazadır” nereye koyacağız? Bu bir giz değildir ki? Kim söyleyemiyor? Kim engelliyor efendim.Ha, siz soykırım var derseniz orada durunuz derler tabii . Zira bilmeden konuşmamak gerekir. Soykırım bir uluslar arası bir terimdir ve ilk kez, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 tarihli kararıyla onaylanıp 1 Ocak 1951’de yürürlüğe giren “Soykırımın Önlenmesine ve Cezalandırılmasına ilişkin Sözleşme” adlı uluslararası sözleşmede kullanılmıştır. Şartları bellidir: öncelikle ulusal, etnik, ırki veya dini bir grup bulunmalıdır ve dahi söz konusu grubu “kısmen veya tamamen yok etme kastı”nın mevcut olması gerekir. KAYNAK: Soysal Mümtaz, Orly Saldırısı Davası 19 Şubat-2 Mart 1985, Şahit ve Avukat Beyanları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1985, sayfa 8.Tanım belli, kelime belli. Şimdi gelelim niyete şu kadar ermeni öldü derseniz sorun yok, Türkiyede Ermeni Soykırımı yaşandı derseniz TC’yi (fikirsel temelde) karşınıza alırsınız (lütfen bunu değişik anlamlara çekmeyelim arkadaşlar türk tezine karşı olmak anlamında kullanıyorum). TC ısrarla resmi ve bilimsel yeterliliğinin tartışılmayacak kadar ortada olduğunu söylediği kaynakları açmış durumdadır ve bilimsel ortamda bu konunun tartışılmasını istemektedir.Bu konuyla ilgili son sözüm ve tavsiyem şu olacaktır:”…Ermenilere hiçbir kötü kastımız yoktur. Bilakis onların her türlü tabiiyet haklarına tamamen riayetkarız. Bunun aksi olarak yayınlar, düzmeceden ve İngilizlerin aldatmacasından ibarettir.Ermeni facialarının hala mevcut eserlerinin gösterilmesi uygun olur.(21 Eylül 1919) M. Kemal Atatürk.””Bu cümlenin ışığında Nutuk’u okuyunuz efendiler, ve dikkatli olunuz, zira uluslararası hukukta soykırım toprak talebinin yolunu açar.” diyorlar…Şüphesizdir ki biz de insanız ve insanların çektiği acılar bizimde içimizi acıtmaktadır. Fakat olmamışı olmuş gibi göstererek çıkar sağlama çabalarına her şeyden önce vefat etmiş bu insanların anısına saygısızlık olarak görmekte ve karşı çıkmaktayız.Saygılarımla:)
Teziniz: “Muhammed 9 yaşında bir çocukla evlenmiştir ama o çağda bu doğaldır.” size göre olabilir efendim, bana göre değil.Antitezim: İslamiyet ile ilgili olarak böyle bir örnek veremez, böyle konuları (peygamberin özel hayatı olan evliliği gibi) dile getiremezsiniz. Neden mi?İslamiyette diğer kitaplı dinlerden en kökten ayrım ruhban sınıfının olmayışıdır. Dolayısı ile islamiyette din adamı yoktur, baş vurulacak tek kaynak kutsal olan kitap Kur’an dır. Kur’an’da bununla ilgili sure ve hikayesi vardır, araştırmanızı rica edeceğim. Din gibi hassas bir konuyla ilgili referanslarınızı dikkatli seçmenizi rica ediyorum. Bunu sizden ben değil bizzat Kur’an istemektedir. Tek başvuru kaynağı var o da Kur’an’dır. Peygamber neden hiç bir resmini yaptırmamıştır, neden hadis kitabı yazdırmamıştır? “Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz?” Hakka Suresi(78/69. sure), 42. ayet.Teziniz: “Ermeniler tehcirde ölmüştür kısaltıyorum kazadır. Ayrıca onlar da haketmişlerdir.”Antitezim: Hayır etmemişlerdir. Kimse hakkında bu şekilde yargıda bulunamazsınız. Önce gidiniz, hukuk eğitimi alınız, savcı yada yargıç olunuz; o takdirde dahi kafanıza göre değil, kanunlara göre yargıda bulunabileceksiniz.Teziniz: “Yahudilerin soykırıma uğraması kısaltıyorum ırk olarak ne kadar aşağılık olduklarını göstermediler mi.”Antitezim: İnanınız size “çüş!” dememek için kendimi zor tutuyorum. Bu yaptığınız düpedüz ırkçılık bey efendi. Ne ırka mensup olursa olsun nasıl bir aynadan görüyorsunuz onları ve alayına aşağılık diyorsunuz.Onlar insan. Geliniz her sıfatı, tanımı, nitelemi bırakıp insanda birleşelim diyorlar.Son olarak: “insanların hadlerini aşan yorumlar yapmalarından duyduğum umutsuzluk canımı yakıyor. ” ilk kez aynı fikirdeyiz, buna da şükür…saygılarımla:)
Siyahın matemi saçma savunma mekanizmalarına örnek vermiş ama siz o örneklere cevap vermişsiniz.Bu arada bir bürokrat edası ve uluslararası çıkarlar kaygısı ile yorumladığınız konu hakkında “milli” eğitim almış “hürriyet” okuyan sıradan insanların görüşleri bu değildir. Daha çok weaponx/Fatih Altaylı gibidir.
bir haber, milliyetten: Orhan Pamuk hakkında suç duyurusu…Anadolu İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (ANASAM), İsviçre’deki Tage Sanzeger Gazetesi’nin magazin eki Das’ta yayınlanan röportajı nedeniyle yazar Orhan Pamuk hakkında, Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.ANASAM Başkanı Mehmet Özet, avukat Mehmet Üçok ile birlikte suç duyurusunda bulunmak için geldiği Kayseri Adliyesi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, Orhan Pamuk’un, mevcut lobilere yaranmak amacıyla beyanat verdiğini öne sürerek, röportajda yer alan bilgilerin asılsız olduğunu söyledi.Avukat Üçok da Orhan Pamuk’un açıklamalarının hiçbir tarihi belgeye dayanmadığını, PKK/Kongra-Gel örgütü ve Ermeni diasporasının sözcülüğünü yaptığını öne sürdü.Bu durumun kanuna göre suç teşkil ettiğini belirten Üçok, şöyle konuştu:”Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu’nun zor günlerinde ihanet etmişler, binlerce askerimizi şehit etmişler, yüz binlerce sivil halkı işkenceyle öldürmüşlerdir. ‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’ diyen birinin tarihi saptırarak 1 milyon Ermeninin, 30 bin Kürtün öldürüldüğünü söylemesinin hiçbir açıklaması olamaz. PKK/Kongra-Gel ve Ermeni diasporası ile aynı söylemlerde bulunmanın Türk Ceza Kanunu’ndaki karşılığı, bölücü, yıkıcı ve devlet aleyhinde faaliyette bulunmaktır. Bu yüzden suç duyurusunda bulunacağız.” Üçok, ülkenin milli menfaatlerine, birlik ve bütünlüğüne saldırı olduğu durumlarda buna karşı koymanın bir görev değil, zorunluluk olduğunu da kaydetti.Avukat Üçok ve ANASAM üyeleri, daha sonra, Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet dilekçesi verdi.<Konuşamadığımız belliydi; orada konuşmayı marifet sayanlara burada böyle ‘saldırı’lar olması da kaçınılmazdır. Güler misin ağlar mısın? Ben vallaha gülüyorum…
Sigarayı bırakmış taze bir patlıcan bağımlısıyım sayın nico. Yanlış beslenme sistemim nedeniyle beynim de süngerimsi bir et yumağına dönüştü. Yağ çekmesin diye kızartmadan önce tuzlu suda bekletmek lazım. Oysa siz bu noktaya dikkat etmeksizin ön cepheden yan çepheden, her cepheden saldırıya geçmiş, çok af buyurun tezimin antitezimin a.na koymuşsunuz. Bu durumda Orhan Pamuk gibi kışkırtıcı bir söylemi benimsememe de biraz önce seyrettiğim Yeşim Ustaoğlu nun bir filmi mani. Son enerjimi vakumlayan yönetmen arkadaşa da derin teşekkürlerimi sunarım. Bir dacik azınlık filmi yaparsa ancak bu kadar yapar. Türk sineması nereye gidiyor, kadınlar araba kullanmalı mı, kadınlar film çekmeli mi gibi derin geyik durumlara girmemiz konuyu dağıtacağından sadece konuya konsantre olarak diyebilirim ki haklısınız efendim. Derin sabrınız ve hoşgörünüz için minnettarım. Bize doğru bakış açısını yakalamamızda ilerde de yardımcı olacağınız umudundayım. Hürmetler efendim.
ne biçim bir üslup bu?hadi draco bey çiğleşmiş olsun. siz niye tekrarlıyorsunuz aynı tavrı?
bana bunu beyan eden ermenilerin kendilerihatta cumhuriyette ermenistanla ilgili bir yazı dizisinde ermenistan vatandaşları özellikle batı california’da yer alan diaspora’nın etkinliklerinin kendilerine zarar verdiğini bildiiryor. ilk etapta sınır ticaretinin TR ile yapılamaması bir dert. Azerbaycan ile de dertliler zaten. gelişim çok yavaş şu an.ABD’deki cırtlakların tuzu kuru burda bizim ebebmiz mikiliyor diye dediklerini özetlersek yeridir.velhasıl; konumuz orhan pamuk’un yalakalığıdır. başaka taraflara kaymayalım.
dediklerimin paraleli
Ülkede bunlardan tonlarla var.Artık neyi okuyup neyi okumayacağına neye inanıp neye inanmayacağına karar vermek her zamankinden zor.Alev ALATLI son kitaplarında “Mazlum olmanın dayanılmaz çekiciliğinden “bahsediyor.Yahudilerin mazlum tarihlerini zalim gelecekleri için kullandıklarını düşünmeden edemiyor insan.Aynı kurguyu ermeniler için de kürtler için de uygulamak mümkün.30 bin kürt öldürdük kürtler tarafından yönetiliyoruz.Gel de çık işin içinden.
Ermeniler için uygulaman mümkün değil ada. Toplumsal yapıları ve kökleşmiş gelenekleri buna uygun değil. Alev Alatlının ihtiyaçları konusundaki düşüncemi ise ağır bir tazminata konu olur gerekçesi ile açıklayamamaktayım.
“Ermeni meselesi” diye kolayca yuvarladığımız tarihsel olgu karşısında iki şey yapabiliriz. Bir: Ermeni lobilerinin kimliğine, Ermenilerin de topluca ne denli önyargılı olduğuna inanıp, zaten bin kere dinlediğimiz bir anlatıyı bozuk plak gibi çalmaya devam ederiz kendi kutucuk evrenimizde. İki: Az biraz merak edip, az biraz susup, kulak veririz berikinin sesine. Ben dinlemek istiyorum; çünkü merak ediyorum. Anlatacak sözü olan herkesi dinlemek istiyorum. Tarihçileri, belgeselcileri, siyasetçileri, anneanneleri… Duyduğum her şey hoşuma gitmeyecek. Duyduğum her sav hakikate işaret etmeyecek belki ama duymaya ihtiyacım var; bilhassa şimdiye dair duyamadıklarımı, dillendirilmesi yasak olanları.Türk Tarih Kurumu’nun Ermeni Araştırmaları Merkezi’nin başına getirilen Prof. Dr. Hikmet Özdemir, ‘Ermeni Soykırımı’nı tartışmak üzere bir forum hazırlığında olduklarını söyledi yakınlarda. Özdemir bu konuda Ermeni aydınlara söz verileceğinin de altını çizdi. Bu adım olumlu bir gelişme. Ancak “herkes kendi hikayesinden sorumludur” mantığını yankılamaktan kaçınmak durumundayız. 1915 ve sonrasının izini sürmek Türkiyeli Ermeni aydınlardan ziyade Türkiyeli Türk/Kürt/Çerkes.. aydınların, basının borcudur. Haddimiz olmayan alanlara gireceğiz. Gireceğiz ve öğreneceğiz. Had ile hudut kavramları arasındaki etimolojik ilişkiyi görebilmenin bilinciyle.
aslında bir bakıma da ermeni meseleri ile ilgili yahudi lobisinden görülen destek “soykırım” denen silahın(!) başkasının eline geçmemesi. bu mazlum silah malum-u alîniz yahudi lobisi ve likut’un her konuda en büyük dayanağı. adamlar bu gücü ermenilerle paylaşmak istemiyor.kaldı ki, yahudi lobisi ve devletinin TR üzerinde yüksek çıkarları var. TR desteği onlar için önemli, zira filistin’e ve müslüman dünyaya karşı TR onlar için truva atı.
1) cumhuriyet okuyorum2) ithamızla kastınızı açıklar mısınız?
gerek yorumlarınızla(hınç abi), gerek linklerinizle oldukça mantıklı ahkamlar yazıyorsunuz.olmuyor böyle, lütfen çıtayı fazla yükseltmeyin.
sizi soykırmak istiyorum… neden hep bu tür olaylarda meydana atlar bolca konuşursunuz da diğerlerinde susarsınız, sustunuz? Murat Aslan’ı Orhan Pamuk mu öldürdü?
Sanmiyorum ki kimse cikipta Turkiye devleti hicbir hata yapmamistir, vatandasini hep goklere cikartan bir millettir desin. Bu ulkeyi insanlar yonetti ve tabi ki aralarinda insan oldugunun farkina nadir varanlarda oldu ve bunlarda sonucunda donulmeyecek hatalar yapti.Yapti da yanina kar mi kaldi, malesef biraz oyle. Ancak buradaki sorun Orhan Pamuk’un yurt disina cikipta, asli astari olmayan laflarla Turkiye’ye camur atma cabasidir. Sirf kendini ‘yuceltmek’ , Turkiye’nin aydini, soylenmeyeni soyleyeni gibi aptal sifatlarla donatmak icin hic utanmadan bu tip suclamalari ortaya atmasidir. Olen binlerce askeri, olen binlerce kurt, turk, laz hic farketmez insani yok sayip, ‘Turkiye 30bin kurdu oldurdu’ demek iyi niyete, ya da fikir beyanina sigar mi? Eger bunu fikir beyani sayiyorsak, insana durduk yere kufreden hayvandan bozmalari da ‘fikir beyani’ sinifina sokmamiz lazim. Susup saygi duymamiz lazim. Ki henuz bu kadar ‘hos gorulu’ bir toplum var olmus mu bilmiyorum.O yuzden Orhan Pamuk gibi bos konusup, ortaya bk atmaktansa susmak her zaman daha iyidir. Sayet kendisi unutmamalidir ki, eger bu millet 1milyon kisiyi gozunu kirpmadan oldurmus olsaydi, kendisini de her halde beslemek yerine coktan mezarina yollamis olurdu.
Elif Şafak’tan ve Zaman gazetesinden(önyargılı olmayalım ama ya di mi), alıntı yapmak ne zamandan beri çıta yükseltmek demek oldu? Ayrıca, Elif Shafak adıyla tanınan, ismini Amerika’da yazdığı kitaplarda değiştiren bu hanım, orada hangi lobilere arkasını verdiğini çok net şekilde göstermektedir. Bu durumda onun bahsettiği 2.yolu tercih ettiğini söyleyemeyiz. Zaten bir yazar, bir edip olduğundan da şüpheliyim; çünkü çok yetersiz bir anlatım biçimi var ve kendini tekrarla meşgul,keza yaptığı gayet bayağı etimolojik hatırlatmayı da bir kenara bırakırsak(hadd-hudud), bu kadın bir bok değildir. Bu kadının argümantasyonu ve söylediği şeyler de bibok değildir.(Moda olan yaklaşım şu: Okuyalım, öğrenelim, yaptıysak yaptık diyelim, yapmadıysak zaten sorun yok, lay lay lom, herkes mutlu olsun, çiçekler, böcekler…)Elif Shafak’ı ciddeye almak maalesef bir talihsizlik. Daha iyi kaynaklar, annallar var. Onlara eğilelim, oralardan bişeyler bulalım, derim ben.
sayın autre vermiş olduğunuz ilk siteyi açamadım. ikinci sitede ise karşıma pek iyi hazırlanmamış bir bilim kurgu sitesi çıktı. yine de hakkını vermeliyim; şuradaki hikaye gerçekten gözlerimi yaşattı.öyle görünüyor ki boyunuz çok uzun olduğundan çıtalara çarpıp duruyorsunuz. samimi olarak; sayın elif’in makalesindeki eksiklikleri, yanlışlıkları kimin yazdığına bakmadan belirtebilir misiniz(kimin yazdığına baksanız da olur)?bu sefer konuya demode olan bir yaklaşımla yaklaşmak, sadece sizin söylediklerinize güvenip yan gelip yatmak istiyorum.
hasan bulent kahraman bey su blogu okusa radikal’in kultur-sanat sayfasinda dile getirdigi “turkiye’de kitap elestirmeni yetismiyor” fikrinden ne bicim hicap duyardi. bakiniz blogumuza simdiden iki elestirmen dusmus. darisi tum diger milliyetci – muhafazakar bloglarin basina. :)elif safak’in ingiliz dilinde kitap yazmasi, bazilarinca ihanet olarak algilanmis sanirim. orhan bey gibi ic meselelerimizden bahsetmemesine ragmen benzeri bir yaftanin kendisine uygun goruldugu goruyoruz. sabloncu bir zihniyet sezinliyoruz…elif hanim o kadar cok diploma alacagina, o kadar cok kitap yazip, o kadar cok odul alacagina akil edip kitaplarinin ilk sahifesine istiklal marsini, ikincisine genclige hitabeyi yazsaydi kimbilir vatan sathinda ve KKTC’de ne kadar sevilecekti. Bunu birilerinin ona hatirlatmasi lazim!en iyisi sahsinizi kizdirmak pahasina sizi ingiliz dilinde yazilmis (kahpe lawrence’in dili) olan elif safak biyografisine yonlendireyim, oradan bir takip edelim kendisinin bir bok olup olmadigini.uzulerek soyluyorum ki kisileri elestiriyorsunuz, yakinda kiyafetleri elestirip, kiyafeti giyen kisinin fikirlerin boktan oldugunu da soylersiniz…size hatirlatmak isterim shakespeare’in othello’su da bizim cografyada geciyor orada da bize laf sokulmus olabilir, mozart beyin saraydan kiz kacirma operasi da keza oyle.ferah feza gunler dilerim.
Hasan Cemal’in bu günkü yazısıBurada da bir öğrenci arkadaşın yazısı mevcut
“…ortaya bk atmaktansa susmak her zaman daha iyidir. Sayet kendisi unutmamalidir ki, eger bu millet 1milyon kisiyi gozunu kirpmadan oldurmus olsaydi, kendisini de her halde beslemek yerine coktan mezarina yollamis olurdu…”Ya draco nasıl yazıyorsun böyle cümleleri. Ne eğitimi aldın ya da nasıl bir ailede yetiştin bilemiyorum ama senin bu tavrının ve düşüncelerinin muhafazakarlık veya milliyetçilik olarak değerlendirilemeyeceğini biliyorum. İlginçtir ki bu devlet Orhan Pamuk gibileri beslemez. Bu devletin kimlerin devleti olduğunu yazsam açıkça suç işlemiş olurum. Devletin kaynaklarının çok büyük bir bölümünün peşkeş çekildiği insanlar arasında romancı, sinemacı, müzisyen, bilimadamı, sporcu takımı yer almaz. Bu devlette milletvekillerinin önemli bir bölümü kanunca aranan kişilerken dokunulmazlık şemsiyesi ile yırtarlar. Yine söz gelişi 100 kilo altını oğlunun sünnet düğününde edindiğine bizi inandıran bir başbakana “ya kardeşim bu miktar vergi beyanına tabi, sen bunun için beyanname verdin mi , vergi ödedin mi” diyen bir tane gazeteci çıkmaz. Donu indirip birbirine domalan bir saadet zinciri olarak hayal ettiğim bütün bu yönetici, idareci,iş adamı, toprak ağası takımını öğürmeden düşünememekteyim. O. Pamuk ve onun gibiler kişisel çabaları ve yetenekleriyle kendilerini besleyen insanlar. Ve senin yalan yanlış dediğin herşey gerçek. Gel benim ailemin ermeni kısmı anlatsın sana nasıl hayvan gibi avlandıklarını. Annelerinin dedelerinin anlattıklarını. Babaannem hayırla Türk öğretmenin kendilerini nasıl sakladığını anlatırdı. Şimdi Ermeni soykırım iddialarını ve Türkiye için olumsuz olan her türlü Ermeni girişimini zevkle izlemekteyim. Amaç ne olursa olsun bu kadar uzun süre yalan söyleyen ve söylediği yalana kendi de inanan bir politikaya ( devlete veya millete değil politikaya) saygı duymam mümkün değil. Bunun ırkla da ilgisi yok. Orhan Pamuk gibi düşünen bir sürü Türk var ve onların sizlerden çok daha vatansever olduklarından da eminim.
demiş abim.Tam anlıyamadım ama galiba orhan pamuk için demiş.Yoksa piyasada çok mu var bu cins isimlerden..