Dünyada birçok başarılı (başarı burada ziyaretçi sayısı ve/veya siteden elde edilen gelir anlamında kullanılmıştır) siteyi ve bloğu incelediğinizde aslında onların özgün içeriğinin ve kendilerine özgü bir havalarının olmadığını görürsünüz. Hatta dünyaca ünlü bir blogger bir yazıyı nasıl yazdığını anlatan en ünlü yazılarından birinde bir makale yazmanın kendisinin en fazla 10-15 dakikasını aldığını övünerek anlatıyor.
Nette beğendiği bir makaleyi alıyor ve onu optimizasyona dikkat ederek tekrardan yazıyormuş. Ne kadar yaratıcı değil mi?Onları “başarılı” kılan oradan buradan apartıp yeniden yazdıklarını içerik olarak kabul edebilir miyiz? Tabii bizim kopyala yapıştırcılara göre daha özgün oldukları söylenebilir . Ama nette konusu blog üzerine yazmak olan bloglarda kısa bir tur
yapmak; birbiriyle neredeyse aynı dizayn ve konuda, birbirini takip eden yakın günlerde yazılmış yazıları değişik ifadelerle okumaktan ibaret kalıyor.Mesela, StumbleUpon kullanıyor musunuz bilmem, şu anda bunları yazmama da o sebep oldu, tavsiye ederim, kıyıda köşede kalmış nitelikli ama ünlü olmayan o kadar güzel bloglar var ki…Bunları diğerlerinden ayıran nedir?Bir kere içerik kraldır özdeyişini haklı çıkaran doyurucu makalelere sahipler.Kimilerince kraliçe olarak kabul edilen bağlantılarla ziyaretçilerine ek bilgiler veriyorlar. Tasarımları da vasat veya üzeriyse o blog iyi not alıyor, dememibekliyorsanız yanılıyorsunuz.Benim sürekli izlediğim berbat tasarımlı ama çok şey öğrendiğim yerler var.Belki o bilgileri başka kaynaklardan da elde edebilirim. Ama tuhaf bir duygu beni oraya çekiyor her sabah.Sizin de benzeri duyguları yaşadığınız ve bağlandığınızı hissettiğiniz uğrak noktalarınız yok mu? Hatta bu uğrak noktanız sizi hep; mesela tasarım veya mesela imla hataları konusunda hayal kırıklığına uğratsa bile….Eski günleri hatırladım bunu yazarken, hep aldığım bir gazete vardı, baskısı çok kötü, imla hatalarıyla dolu ve hatta güncel olmayan. Ama ben çok uzun yıllar hergün o gazeteyi satın aldım. Bence başarılı bir gazeteydi. Tıpkı bazı alışkanlık yapan bloglar gibi.Acaba anahtar sözcüklerden biri içtenlik mi?Diğeri ne olabilir?Bu gazetenin veya bazı blogların başarısını anlayınca yerli bloglarımız da daha çok nitelikli ziyaretçi ve tabi daha bol paraya kavuşacak, adsens madsens üç kuruşlarına gülümsemeyle bakacaklar.
Yabancı blogları izliyorsanız okumuşsunuzdur bir kaçında; bu yıl blogların zafer yılı olacakmış. Onların zaferden anladığı 10 dakikada yazılabilen makalelerden oluşan blogların zaferiyse o zafer onların olsun.Ama bağlılık yaratan, kıyıda köşede kalmış bazı blogları köşelerinden çıkaracak bir zaferse hepimizin olsun!