Bu gün karar verdim işimden ayrılmaya. Tek seferde herşeyi kesip atmaya. Tek bir imza atacağım bu satırların altına ve bitireceğim bu gereksiz uğraşıyı. İstifamı teslim edeceğim üst mercilere ve itekleyeceğim altımda ki sandalyeyi. Önce 100 kiloluk bedenim hızla düşüşe geçecek.

Sonrasında ise bir ucu tavana sabitlenmiş ip gerilecek. Bu koca kütle bir anda ki hareketsizliği kabullenemeyecek. İşte tam o sırada ipin diğer ucuna geçirdiğim boynum bu karşıt iki ivmeye dayanamayıp kırılıverecek. Bu olaylar sırasında nefes borum ve belki de şah damarım zarar görecek. Böylece normal bir çalışandan daha hızlı istifa edebileceğim.

Neden istifa ettiğimi soranlara “sıkıldım” diyeceğim. Gerçektende sıkıldım. Hoş… Eğlenceli yanlarıda yok değildi işimin ama bir noktaya kadar herşey. Artık çok fazla yük bindi omuzlarıma. Her geçen sene bir şeyler yükleyip gitti bana. Bunları şu eski yazıyı okuyunca daha iyi anlıyorum.

“Birazdan birini daha kirletmeye başlayacağım bu hayata açtığım ve adına yeni gün denen temiz sayfalardan. Yeni yeni doğmaya başlayan güneşin kızıllığı akıyor gökyüzüne. Umarsız bir katilin katlettiği masum bir kurbanın kanının kaldırıma akışının soğukluğuyla. Sen yine aklımdasın uçurumun başında duraksadığımın şu dakika. Zaten hep böyle anlarda değil mi birlikteliğimiz. Gözlerim uzakları kesiyor, yokluğun tenimi. Hayatı düşünüyorum her dakika olduğu gibi. Hiç durmadan giden bir araba şu benliğin. Arkama dönüp baktığımdaysa yok geçtiğim tek bir düzlük. Devamlı iniş çıkışlar. Aslında hep inişler. Devamlı düşmüş hayat yolunun rakımı. Ama şu an durduğum yerde hala yüksekte sayılırım. Atlarsam ölecek kadar. Biliyorum ki bu son düşüşüm olacak. Bir daha kalkamayacağım ayağa. Kalmayacak bunu yapacak mecalim bu serbest atlayıştan sonra. Benki yegane amacı sevgi, aşk olan bir insan nasılda yaşamışım bu güne kadar sensiz. Hep mi kendimi kandırmışım? Ya da bu kadar saf mıymışım her yalana kanacak? Ya da bu kadar iyi bir yalancı, Kendimi bile yıllarca kandıracak…”

Tüm bunları sona erdireceğim. Anlamak zorunda olmayacağım birşeyleri. Anlamlar yüklemek olmayacak varoluş nedenim. Didinip durmayacağım benim olması gerekeni elde etmek için. Üzülmeyeceğin kaybettiklerim için. Artık kaybetmeyeceğim çünkü. Hatta birilerinin üzüleceği kaybettiği olacağım. Bakakalmayacağım gidenlerin ardından. Hatta birilerinin gideni olacağım. Ağlamayacağım artık kimse için. Hatta birilerini ağlatacağım kendime.

Her zaman yapmak istediğimi yapacağım. Koccaaa bir s.ktir çekip kendi kendime balıklama atlayacağım alkol denizine. İlk bulduğum oltanın misinasında asacağım kendimi. İşte tam bu sırada kazandığının düşünürken azrail, sütten ak emellerime nasıl alet olduğunu anlatacağım ona. O bunun şaşkınlığı içinde halay çekerken ben gökten minik kartopları fırlatacağımı size. Kış geldi zannedin diye. Ama aylardan ağustos’tu, renklerden portakal.

P.S:Yazının son cümlelerinde bazı kısımlar Gökhan DABAK’ ın bir şiirinde esinlenilmiş hatta bazıları tamamen alınmıştır.