bildirgec.org

istifa hakkında tüm yazılar

Profumo olayı… Geçmişten bir seks skandali sayfası.

hayalicindegecti | 11 May 2010 10:52

Christine Keeler
Christine Keeler

Aşk, dokunmak, özlemek, sevmek, tutku... Neden bu kadar vazgeçilmezdir bu duygular yaşayan! herkes için?
İyi de , bir insan ne için vardır şu kısacık yaşamda? Para mı, güç mü ister, yoksa tanınmak, sosyal statü sahibi olmak mı önemlidir insanoğluna? Ya da bir an gelir, herşey geride alıp “tensel beklentiler” mi ön plana geçer?
Peki, basit bir dokunuş nasıl olur da tüyleri diken diken edebilir? Ya o bir çift göz? Nasıl olur da dünyadaki o milyonlarca gözden farklı bakabilir insana?
Sokaktaki insan için bu duygular beklentiler çok “olağandır” da, neden “siyasetçi”ye çok görülür?
En önemlisi, “aşk skandallerinde” olayın iki tarafından biri olan erkekler neden çoğu kez hoşgörülür, hatta bu işten prim kazanır da… Kadın toplum tarafından adeta lanetlenir?
Peki, madem ki insanlık yüzyıllardır kendini “aşk tsunamisi”nden,sonunda ölüm dahi olsa bir türlü kurtaramamış, o halde neden hala boşa kürek çekilmeye devam edilir? Asıl amaç, insanların “robot gibi yaşamasını” öngörmek, bunu alkışlamak mıdır? Yani şu mu denir:
Otur oturduğun yerde. Ortalama insan gibi yaşa. Sadece ihtiyaçlarını karşıla. Hayallerin, duyguların, beklentilerin olmasın. Hele hele diğerlerinden farklılığın asla ama asla olmasın. Standart bir robot gibi yaşa.
Ödül ise şöyle vaad edilir:
Bizim öngördüğümüz gibi yaşarsan, öbür dünyada sana zaten cennet bahşedilecek… O zaman gel keyfim gel diyecek, ondörtlük huriler, hatta ve hatta kevser şarapları ile taltif edileceksin.
Bugünlerde Türkiye’de “istifa” ile sonuçlanan bir aşk skandalini tartışıyoruz. Yani Deniz Baykal-Nesrin Baytok olayını. Oysa geçmişteki örnekleri o kadar çok ki… İşte İngilterede, 60’lı yıllarda yaşanan Profumo Skandali (*…)
John Profumo, Oxford mezunu, “Baron” ünvanı taşıyan, İngiliz kabinesinde “Savaş Bakanı” olabilmiş, para-pul, statü ve güç sahibi, soylu bir İngilizdir. Güzel, alımlı, üstelik de aktristlik kariyeri olan Valerie Hobson ile evlidir…

John-Valerie Profumo
John-Valerie Profumo

Mutlu çift, 60’lı yıllarda Londra sosyetesinin parlak ve renkli dünyasında yaşarken, kader John Profumo’ya “dünyanın en eski” oyununu oynamaktadır. Profumo, bir gün, bir dostunun evinde tek başına bir partiye katılır ve orada “şahane” bir gençkızla tanışır, Christine Keeler ile… Christine 19 yaşındadır, üveybabasının tacizlerine ve parasız yaşam koşullarına mahkum olduğu kasabadan kaçmış, gözkamaştırıcı güzelliğini kucaklamaya hazır Londra sosyetesinin şefkatine sığınmışır. Üstelik de ne cömerttir bu Londralı erkekler… Anlık buluşmalar, saatlik sevişmeler için bile Christine’e “delice rakamlar” üzerinden ödeme yapmaya hazırdırlar. Chirstine bir anda “taşralı kız” tutumunu terk eder ve “call girl’lüğe terfi eder..
1961 yılı sonbaharında Londra ona tutkun erkeklerin savaşına sahne olmakta, bu işten en büyük parsayı da Christine’i pazarlayan Stephen Ward toplamaktadır. 60’lı yıllar aslında soğuk savaş yıllarıdır, Demir Perdenin odağı “Sovyetler” “en büyük düşman” durumundadır.
Ne yazık ki, Christine Keeler’in randevu listesinde en sık yer alanlardan biri İngiliz Savaş Bakanı John Profumo iken, diğeri de Rus Ataşe Eugene Ivanov’dur…
Bu bilginin kamuoyuna sızması ile birlikte şu soru oraya atılır:
Acaba Christine, bu ikili arasında “bilgi alıverişi”ne de mi aracılık etmektedir?
Oyunun bundan sonrası bilindiği gibi cereyan eder… Profumo ilişkiyi önce reddeder, sonra kabul edip, görevinden istifa etmek zorunda kalır. Keeler ise bir sebep uydurulup 9 ay hapse mahkum edilir. Öykünün en inanılmaz, en olağanüstü sayfası ise Profumo’nun karısı Valerie’nin tutumudur, yaşamlarının sonuna değin kocası John’un yanında kalır, üstlelik de olay üzerinde 40 yıl boyunca tek keime bile etmez.
E, bugün acaba filmi geriye sarabilsek ve John Profumo’nun oyundaki rolünü Valerie’nin oynamasını sağlayabilsek ne gibi sonuçlara ulaşırdık sizce? Düşünsenize John, karısını affedip, ömrünün sonuna değin ona sadık kalabilir miyd?
Hele Valerie, skandalin izlerinin biraz sararıp unutulmasının ardından katıldığı hayır faaliyetleri nedeniyle Kraliçe Elizabeth tarafından saraya davet edilip “Britanya İmparatorluğu Kumandanlık Şeref Rütbesi “ nişanıyla taltif edilir miydi?
Ya dönemin Başbakanı Thatcher onu “Milli Kahraman” ilan eder miydi?

(*) An Affair of State: The Profumo Case
(**)John Profumo – Peter Kinsley

Demirören İstifa

MollaFettah | 15 October 2009 13:52

Dev bir takımı,
Eğdin, büktün, yıktın.
Meydanı boş buldun belli,
İyice içine ettin.
Rica etsek gider misin,
Örmesen o demirleri.
Rüyada kaldı şampiyonluklar,
Eski güzel aydınlıklar.
Ne yapmaya çalışıyorsun?
İnan anlamadık.
Sevgin varmış Beşiktaş’a
Tamam anladık!
İstediğin paraları,
Frank olarak al
Ama git başımızdan olma faal.

Ertuğrul Sağlam

EfgaN | 06 October 2008 09:38

Ertuğrul Sağlam
Ertuğrul Sağlam

Sustuk ve bekliyoruz. 4 Ekim Salı. Beklediğimiz açıklamayı yapmaması temennisiyle bekliyoruz..
Temennimiz kapanmayacak yaraların açıldığı gün olmasın Salı günü.
Biliyoruz ki bizler, mağlubiyet gecesi hoca arama uğraşlarını iş edinenlerin mi?, Yoksa Pazartesi oynacağı lig mücadelesinde takımın olumsuz etkilenebileceği düşüncesiyle, gerekli açıklamayı maçtan birgün sonra yapacağının söyleyenin mi gerçek Beşiktaş’lı olduğunu..
Ve diyoruz ki bizler, Babanınız paraları Demir de Örse, paranın alamayacağı Beşiktaş’lılık harcatmayacaktır gerçek Beşiktaş’lıyı..
Yapılanlar inkar edilemez, Salon, Stad, her fırsatta dile getirilen, cepten verilen milyon dolarlar.. “Ben cebimden verdim, Beşiktaş’ın bana borcu yoktur” nidaları ile harcanan milyon dolarlar Ertuğrul Sağlam’ı harcama gücünü kimseye vermez. Herkes şapkasını önüne koymalı.. 4 Senedir gelen bir Türkiye kupası başarı mıdır, başarısızlıksa bu sebebi Ertuğrul Sağlam’mıdır?

Yazacak, söylecek çok şey var.. Ertuğrul Sağlam görevinde kalmalıdır. Gitmesi gereken Hoca değildir..

İşten Ayrılırken Sahip Olduğunuz Hukuki Haklar ( Kıdem Tazminatımı nasıl hesaplayabilirim? )

fReewave | 17 September 2008 14:06

İşinden ayrılanların sahip olduğu bir takım hukuki haklar vardır. Böyle bir yazı dizisi oluşturarak bu sorunları yaşayanlara yardımcı olmaya çalışacağım.

Kıdem Tazminatı işçinin iş aktinin istifa dışında herhangi bir nedenle sona erdirilmesi dışında kazandığı toplu tazminat miktarıdır. İşçinin Kıdem tazminatının hesaplanmasında, işçi eğer bir ihtilaf çıkması durumunda iş mahkemesine başvurarak kıdem tazminatını talep edebilir. Bu durumda iş mahkemeleri de bir bilirkişi marifetiyle işçinin çalıştığı süreyi baz alarak, işçinin kıdem tazminatını hesaplar.