Bundan tam 5 yıl önce Bodrum’da bir plajda kitabını okurken fenalaşıp bayıldı. Hastaneye götürülürken ayıldığında özür dilercesine bir ses tonuyla otel doktoruna şunu söyledi :- Bu yaz günü ihale size mi kaldı doktor bey?
14 yaşındayken yayınlandı ilk karikatürü. 17 yaşındayken de Türkiye’nin en uzun soluklu mizah dergisi Akbaba‘da profesyonel karikatüristler arasında yerini aldı. “Altın Bilek” ünvanıyla mizah dergileri arasında paylaşılamayan bir karikatürist oldu.Paylaşılamayan bu karikatürist Gırgır adında dünyanın en çok satılan 3. mizah dergisini kurdu. Yarattığı tiplemeler dünyanın pek çok yerinde tanındı. Hatta Avanak Avni tiplemesi direnişin, başkaldırının simgesi oldu. Türkiye’nin ilk canlı karikatür stüdyosunu kurup reklamlar hazırladı. Çizgifilmleri sinemalarda ve o yılların tek kanalı olan TRT’de gösterildi. “Sözsüz Tiyatro” adıyla Türkiye’nin ilk pantomim* okulunu kurdu. Pek çok tiyatro oyunu yazdı, yönetti. Oyunların dekorlarını ve kostüm tasarımlarını kendi yaptı. Yorulunca evine çekilip ebrular ve seramikler yaptı. Aynı zamanda da Hürriyet gazetesinde yazılar yazdı. Müjdat Gezen’in deyimiyle “Oğuz Aral her şeyi yapardı, hatta her şeyi güzel yapan adamdı.”Yeteneğinin keşfedilişi Teğmen Nejet Ermete’nin yoldan geçerken Oğuz Aral’ın masada harıl harıl bir şeyler çizdiğini görmesiyle oldu. Yıllar sonra Hürriyet’te köşesinde şöyle anlattı hikayesini:… “Bir adamın eli kafasından büyük olmaz” dedim.”Bu adam değil ki bu kovboy.””Kovboy da olsa eli kafasından küçük olmalı.””Sen anlamazsın, bu yumrukçu kovboy. Eli küçük olursa bir vuruşta haydutları nasıl yere yıkabilir?””Kafalarına odunla vurabilir.”Ayıplayan gözlerle yüzüme bakıp, kovboyun elini silgiyle sildi, sonra da kovboya daha büyük bir el çizdi.” **
Bu olaydan sonra bu yeteneğin daha da üzerine gidilmesine karar verildi. Usta karikatüristlerle tanıştı. Büyüdü, ilk kez aşık oldu. Sevil idi adı. O dersteyken sınıfa girip aşkını ilan etti. Nişanlandılar ve evlendiler. Bu sırada Yılmaz Gruda ile de tiyatroyla ilgilenmeye başladı. Bale eğitimi almış bir tiyatrocu olan Tolga Tiğin’le tanıştı. Bu tanışmadan tam 7 yıl sonra kendisiyle evlenecekti. Tolga, Oğuz’un ikinci ve son eşi olacaktı.Tüm bu heyecanların arasında sessiz tiyatrodan (pantomim yerine bu kelimeyi tercih ediyordu) hiç kopmadı. Anadolu’nun pek çok yerine turneye çıktı. Üniversitelerde, hastanelerde, hapishanelerde oyunlar oynadı. Beş parasız kaldılar, Tolga ile birlikte mağaza camekanlarına çizim yaptılar, tabelalar hazırladılar. Üç-beş kuruş parayla canlı karikatür stüdyosu kurup burada reklam filmleri yaptılar.Tüm riskleri göze alarak Gırgır’ı kurdu ve Gırgır’ın sayesinde büyük bir huzura ve mutluluğa kavuştu. 500,000 tirajlı bir dergide çalışmak yorucu olsa da hatta adı Huysuz İhtiyar’a çıksa da o hayatından mutluydu. Pek çok karikatürist yetiştirdi. Titizdi ve yaptığı işe çok önem veriyordu. Bir keresinde baskıya yetiştirmeye az bir zaman kaldığı halde bir kapağı ardarda 15 kez çizdirdiği de oldu.
Tüm bu yorucu hayatının üzerine elinden hiç düşürmediği sigara ve günde 40 bardağa yaklaşan çaylar ve kahveler yüzünden pek çok kez tehlikeler atlattı. Yoruldu ve gittikçe daha da “Huysuz İhtiyar”laşmaya başladı. Tüm işlerini bir yana bırakıp Levent’teki evine dinlenmeye gitti. Burada ahçılığa merak sardı. Ebru ve seramiğe başladı. Pek çok iş yerinin dekorasyonunu üstlendi.Sağlığı günden güne kötüleşiyordu. Pek çok ameliyat geçirdi. Doktorun tüm uyarılarına rağmen o, “erik-rakı” diyetine devam etti.Bodrum’a gidiş-dönüş bilet aldı. 2004’ün 26 Temmuz’unda, plajda kitap okurken fenalaşıp bayıldı ve götürüldüğü hastanede vefat etti. Aradan 5 yıl geçmesine rağmen dinmiyorsa acısı, her karikatür çiziminde “Gereksiz taramalardan kaçın!” sözü çınlıyorsa eğer kulağımızda çok büyük bir adammış Oğuz Aral. Her şeyi yapan hatta herşeyi güzel yapan kocaman elli bir kovboymuş. Sevecen bir “Huysuz İhtiyar”mış.
Kaynaklar:1. Mizahın Abisi – Oğuz AralYazan: Korhan Atay ve Figen Kumru Akşit Doğan Kitap
Kitap ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.2. Medyanoz.net3. Karikatürcüler Derneği Resmi Web Sitesi4. Çizgi Filmciler Derneği Web Sitesi* * Pantomim yerine, Pandomim veya Pandomima da kullanılabilir.* ** Hürriyet’in 11 Nisan 2004 tarihindeki Kelebek ekindeki köşesinden alıntıdır. Tam metni okumak için tıklayın.
yorumlar
ben yazmak isterdim kendisini…
Karikatüristlerin çoğu huysuzdur.(İki tene karikatürist tanısam da 2’de 2 yani 🙂
yok ersin karabulut öyle değil.bu arada yazı için teşekkürler.
benim kocam pamuk gibi avalianch.
Benim tanıdıklarım biraz eski model yalnız. İşalla kocan da onlar gibi olmaz manson. Pambuk pambuk geçinip gidersiniz.Ersin’i tanıyorum mesajını aldım galanthus. Anlaşıldı, tamam 😛
blogunu okurum oguz aralın resim arakların oradan
manson’un kocası hakkında detaylı bilgi istiyorum. kendisine hayran olabilirim kanımca.yiğit özgür de çok şekerdir:)ama yiğit özgürü şahsen tanımıyorum.çizdiklerinden orada burada okuduklarımdan biliyorum.ayrıca uzun zaman önceydi avalianch, uzun zaman önce:)
oguz aral Huysuz İhtiyar Oğuz AralOğuz Aral
Tam bir sanatçı. Zamanına yetişemedim ama öğrencilerini takip etmeye çalışıyorum. Penguen-Uykusuz ekibide her zaman saygıyla anarlar karikatürlerinde ustayı. Bahadır Baruter ve ekibi tarafından yapılan heykelede zarar verilmişti .
kabaca uykusuz yazarları fazla havalı diyebilirim. penguende “eski toprak” bir kaç çizer dışında gerisi de uykusuz ekibi gibi havalı.yiğit özgür ve ersin tam şekilci. köşede anlattığı ersin ile gerçek hayattaki ersin bir değil.uykusuz ekibinden oky, uğur ve cihan en iyileri.gerisi yalan dolan işte..
@nazokirazeyolladığın linklere baktım, ordaki resimlerle burdakiler aynı resimler değil. resimleri google image’den buldum. normalde kitaptaki resimleri taratıp ekleyecektim ama kaliteli çıkmadı tarattıktan sonra.
Latif Demirci de huysuzdur! beğenmediği bişi olsa suratını asar oturur! o şey istediği kıvama gelene kadar da ağzını bıçak açmaz.
savunma durumuna geçmeyeyim ama bence ersin o havalı tipler arasına girmiyor.az buçuk bildiğimden söylüyorum.
Ersin iyidir. Sandık içini ben yazsam kendim için de iyi diyebilirdim.
ay herkes onu bunu tanıyom havasında. sonunda kendim gibi ünlü yakını insanlar buldum. bu topluluğu bozmayalım bence.
Ben müsadenizi istiim madem.
biz böyle iyiyiz.
onu bunu tanıyor olabilme ihtimalimiz gerçi önemli değil ama bu onu bunu tanıdığımız gerçeğini değiştirir mi @manson’um?
Bir tek ben isim vermedim bence en mütevaziniz benim.
bende kocam dedim bence kibi de pati tekrar ama bir gerizekalıya anlatırcasına denesek?
birini tanıyor olmanın ne sakıncası var ki? o da yazar çizer ama o da insan. o da misal tuvalete gider gibi bir sonuca çıkıyoruz. yoksa yukarıda kimse atıp tutmamış yahu. ayrıca anlat desek de anlatmayacak mısın? mütevazi mütevazi anlat işte. öğrenelim.
bu yorumum @avalian’a idi. @manson benden önce sıraya girmişsin. yorumunu biraz tartıp doğru cümleleri bulayım.
tuvalete kesinlikle gitmiyolar, bunu sööliim ben.
avalianch ben düşes olduğumdan dolayı daha fazla mütevazi olamıyorum maalesef.tuvalete gitmiyorlar, yemiyorlar , içmiyorlar bi de uyumuyorlar, aksini söylerlerse kesinlikle inanmayın.
o yüzden mi huysuzlar, dersin?
evet, sanırım.
Biri Cem Uygun. Önyargılı moruğun teki. Diğeri ni öldürseniz sölemem 🙂
Tanımanın bir sakıncası yok. Artistlik yapmanın bir sakıncası var. Siz öyle birşey yapmadınız tabi ben takılıyordum. Manson’da herhalde öyle yapıyordu.
ben zaten adinin tekiyim. en son üç yıl önce baktım aynaya. o denli tiksindim kendimden. ayrıca o kadar siliğim ki kendimi ortamlarda ünlü karikatürist bilmem kimin eşi diye tanıtıyorum. üstelik ünlü de değil. artık daha ne diyeyim bilmem.
Sen kocanın karikatürlerini bile ekledin daha nasıl mütevazilik iddia ediyorsun.Feyzi Mansonilized. Değil mi? Yanlış mıyım 😛
ben asla mütevaziyim demedim. ayrıca o karikatürler benim ömrümden gidiyor mütevazilik et diyenin alnını karışlarım.
Hıh
aa kendimle çeliştim ve sende beni şeettin yani bu mudur? ayıp annen yaşında kadınım.ne biçimde yalan söylemişim bir de. korktum şu an kendimden.
Manson !!!Akşam oldu, evine git, yemeğini yap.Ezan okundu nerdeyse.
Adını sık sık okuduğum ama hakkında bilgim olmayan güzel insan. Biraz olsun bilgilenmiş oldum. Teşekkürler.
Kitabı çıktığı gün, başında oturuyordu, bıyıkları şu yukarıdaki foto dan daha fazlacaydı, uzanıp aldım, aslında amacım kitabı almak değil kabına bakmaktı, sonra onu satıcı sandım, elimdeki parayı uzattım..”yalnız imzalamam lazım” dedi,”niye ki” dedim,”ben yazdım da ondan” dedi..Benim de böyle bir anım var..
Çok güzeldi bu, teşekkür ederim.
çok hoş bir anıymış.. 🙂
Bilgi için teşekkürlerreishireishi mantarıkırmızı reishikanser tedavisi reishireishi mantarı faydaları
teşekkürlerÇiçekÇiçekçiçiçek gönderonline çiçek siparişikadıköy çiçek