hiçbirimiz masum değiliz!kerkük’teki katliamdan sonra insanlığımızdan utanmalıyız!abd’nin üç kuruşluk petrol için her gün kana boyadığı ortadoğudaki katliamlardan sonra nasıl olur da rahatrahat yemek yer, içer, güler, nefes alırız!…derme çatma bir sedyede katıla katıla ağlayan ağzı burnu kan içindeki kız çocuğunun ciğer parçalayan çığlıklarına ne kadar sağır kalacağız?ne zaman iç siyasetin madrabazlarına, hokkabazlarına,kayıkçı kavgasında arsızca siyaset yaptığını sanankalbi muşamba kaplı koltuk hastalarına haykıracağız”yeter” diye?…memleketin anüsüne soktukları devasa petro-dolar penisleriyle vicdanımızı her gün yılışık yılışık beceren,en kritik tesisleri haraç mezat kapatan, her gün her saatsömürgeci tatminsizliklerine daha fazla toplumsal-siyasipolitojen bölgeler isteyen “cowboy” bozuntularınınsözde demokrasi havarisi kılığındaki caka satmalarına dahane kadar sesiz kalacağız ey ahali?…kerkük’teki kahpe, kalleş bombalarda parçalanan kız çocuklarının, erkek çocuklarının ellerinden, yüzlerinden, parmaklarından, dudaklarından daha mı önemli hayatımız?…kerkük derin bir yara… oluk oluk kanıyor… çocuklar ağlıyor…çocuklar kanıyor… anaların içi parçalanıyor… babalar çaresiz…pis bir “proje” için akıyor kanlar… ırak’ı sulayan bu kanlar,sessiz kalanları da sulayacak böyle giderse…mazot 1 ytl, öss kalkacak, yeşil kart… bilmemne!hangi parti burnumuzun dibindeki ırak felaketi için tek laf edebiliyor?…bağımsız değiliz! her gün ruhumuza, vicdanımıza, ülkemize tecavüz ediliyor!birkaç milyar dolar kapabilmek için şaklabanlıktaki liberallikdudak uçuklatıcı!kirli, kırık dökük bir sedyede ağlayan o kız çocuğu… kerkük’te… parçalanmış entarisi… ağzı kanla dolu… dişleri görünmüyordu…kanlı barut kokuları yakıyordu genzini…benim her yerim kanıyor! utanıyorum çaresizliğimden!utanıyorum o ağlarken burada yazı yazmaktan başka bir şey yapamamaktan!