Uyarı: Yazıyı okuduktan sonra verilen olumsuz tepkiler beni şaşırtmayacaktır. Garip insan olduğuma dair düşüncelere hak verebilirim.
Ben bir garip insanım. Bunu niye mi söylüyorum? Çevremdeki bütün insanlar garip sadece ben mükemmel olamayacağıma göre bunu düşünmek tabi ki mantıklı. Elbette inanmıyorum garip olduğuma. Ama insanların davranışlarını çok fazla gözlemleyen, analizlerde bulunan ve sürekli bu konu üzerinde kafa yorup bir canlı türü olan insanı bu kadar inceleyen biri oluşumdan dolayı ailemin “vah vah bizim kız uçtu. hayır canım çevrendekileri eleştirmekten vazgeç. asıl enteresan olan sensin.” tadındaki yorumlarından dolayı buna inanmak zorunda hissediyorum kendimi, yani garip olduğuma. Aslında insanlarla aram genelde iyidir. O da herkes belki de deli yönümü henüz keşfedemediği için:) İnsan denen canlı türüyle aramın iyi olmasına rağmen bazen uzaylılar varsa eğer onlarla daha iyi anlaşabileceğimi düşünmüyor değilim.Konuya “Ben aslında bir uzaylıyım” der gibi girdim lakin tamamen farklı bir mevzu. Ben kadınları anlayamıyorum. Ama ben erkekleri de anlamıyorum. Yalnız nasıl olsa erkeği bir kadın yetiştirdiğine göre erkekleri tamamen bir kenara bırakıyorum. Kadınlar dünyanın merkezi, doğuruyorlar, yetiştiriyorlar ve açık söylemem gerekirse bütün herşey kadınların başının altından çıkıyor gibi geliyor bana.Erkeklerin şu meşhur çapkınlık konusuna hafiften bir değinme yapmak istiyorum. Erkekler aldatıyor. Kadınlar da aldatıyor, ancak kadınlar daha az oranda yapıyorlar bunu. Hiç neden aldatabiliyor diye düşündünüz mü? Ben sizin yerinize de düşündüm efendim. Yaptığım analizler sonucu( analizim şundan ibaret; çevremdeki kadınların ağzını arıyorum.) bir durumla karşılaştım. Erkeklerin %50′ si belki daha fazlası korkmuyor aldatmaktan. Ve bu avatajı onlara kadınlar veriyorlar sadece ve sadece kadınlar hareketleriyle konuşma tarzlarıyla ve tepkisizlikleriyle. İlk analizimi geçen yaz bir ailede gerçekleştirdim.Tamamı değil tabi ki sadece ailenin bir kaç bireyi. Gözlemlediğim şahıslar baba, anne, iki tane biri kızı biri erkek olmak üzere pırıl pırıl çocuklar, bir de babanın kız kardeşi. Baba çok çapkındır. Sürekli karısını illa başkalarının yatağında aldatmasa da bakışlarıyla aldatmış kadar olur. Aldattıklarının %50 ‘si yatak dahilinde, %50 ise bakışlarla veya sözlerledir veya beraber geçirilen vakitlerledir. Aynı zamanda tamamen zıt olarak safkan bir türk erkeğidir, karısını koruyan, kem gözlerden sakınan höt höt bir babadır söz konusu şahıs. Karısının başka bir adama ufacık bir bakışını yakalasa öldürecek derecede erkek(!) bir insandır.Birgün gelir, bu güzel insan(!) çocuklarının yanında Hataylı bir hatunla tanışmasını ve kara kara güzel gözlerini hala unutamadığını anlatır. Esprili bir dille anlatmaktadır. Dinleyenler de tiyatro izlermiş gibi gülerler komik yerlerde. Analizci kişi, yani ben duruma şaşırmış, afallamışımdır. Çocukların üzgün bir ifade takınıp takınmadıklarını anlayabilmek için sert bir hamleyle, birazda çocukları bu saçmasapan densizce yapılan konuşmaların verdiği sıkıntıdan korumak istercesine kafamı çevirmişimdir. Bir de ne göreyim? İki çocukta da gayet pişkin ve rahat bir halde bu tür şeyleri çok duymalarının verdiği bir doğallıkla babalarının konuşmalarını dinliyorlar. İki çocuktan ümidi kesip babanın kız kardeşine çevirdim gözlerimi. Yok artık. Nasıl insanlar bunlar. Bu kadınların hiç kadınlık gururu yok mu?Ailede yaptığım analizleri toparlamak gerekirse şöyle sonuçlar elde edilmiştir;Kadın ,kocasının bu tür vukuatlarına alışmış, susmayı tercih etmiş, belki de kocasından korkan bir tavır sergilemektedir.
Kız kardeş , abisine saygısından dolayı ( böyle abiye nasıl bir saygı gösterilebilinir anlamış değilim tabi ki) sesini çıkarmaz ve abisinin öküz bir insan ( çok afedersiniz ) olduğunu hiç bir zaman aklının ucundan geçirmeye cesaret edemez.
Çocuklar artık duruma alışmışlardır. Zaten ufacık iki tane çocuktan konuya duyarlılık göstermeleri beklenemez. Nede olsa anne ve babaları onlar için iyi birer örnektirler.
Baba ,karısının ve kız kardeşinin ona duydukları saygıdan dolayı kendisiyle büyük gurur duymaktadır ve eşini aldatma hikayelerini de ulu orta anlatmaya devam edecektir. Hikayelerini anlatmakla kalmayıp karısının ve kız kardeşinin ona gösterdikleri hoşgörüyü ve verdikleri avantajı sonuna kadar kullanacaktır.
“Bu istisnadır” diyenler varsa eğer başka analizlerim de var elbette.Anlattığım bu “baba” hikayesinde sonradan edindiğim birkaç gözlemi daha sizlerle paylaşmak istiyorum.Adamın annesi, çocukların babaannesi, kadının kayınvalidesi olan şahıs gelinine sürekli şu öğüdü vermektedir;” Sabır yavrum sabır. Alın yazısı ne yapacaksın. Başa gelen çekilir.”Babaannenin sözlerine ek olarak şu zamana kadar ağzıma hiç bir küfrü almamışlığımı düşünerek, yine de dayanamayaraktan ” s….tir lan” demek istiyorum. Akabinde de hepinizden özür diliyorum.Ardından analizime dahil olmak üzere babaanneye şunu soruyorum.- Gelininiz aynı şeyi oğlunuza yaptığında da sabır çekebilecek misiniz böyle?*Tövbe de evladım o nasıl söz.Ben de Allah’tan kendime sabırlar dileyerek birinci analizimi noktalıyorum.****Hoş bir genç kız, üniversite öğrencisi. En iyi okullarda öğrenim görmüş, son derece refah bir hayat süren, iyi bir aileye sahip olan, şöyle gelişigüzel bir bakış atıldığında modern bir düşünce yapısına sahipmiş gibi görünen bir kişi.Ve genç bir erkek. Kızın kuzeni. Kızla aynı özelliklere sahip lakin bir tek fazlalığı olan biri. Onu kızdan 2-1 önde yapan niteliği erkek oluşu.Erkek kuzen yine çok çapkın ve aynı anda 10 kızla birden görüşebilecek yüceliğe(!) sahip biridir. Kızı fazlasıyla koruma altında tutar. Namusuna leke gelsin istemez. Gelirse de çekip vurur, zor birşey değildir. İçindeki karakter böyledir. Çünkü o erkektir.Resimleri vardır bu erkek kuzenin, analizime dahil olan resimleri.Tatilde çekilmiş resimler… Yanında iki tane turist kızın olduğu, bir resimde sarışın olanının dudağından, diğer resimde de esmer olanın dudağından öptüğü iki resim.Kafam karıştı resimlere bakarken. Karışmasının sebebi kız kuzenin resimleri gösterirken gurur duyarak anlatmasıydı.”Oooo benim kuzen çok çapkındır. Otelde hergün biriyleydi geceleri.”Sonra bu erkek kuzenin ablası dahil oldu analizlerime. Analizlerimi tamamlayabilmek için biraz fazla görüşüyordum. Abla da gülerek dem vuruyordu kardeşinin çapkınlığından. Durumu masumlaştırmaları beni çok sinirlendirmişti bu dışardan bakıldığında son derece aklı fikri yerinde gibi görünen insanların.”Kardeşim çok çapkındır çok. Bir kız arkadaşı var. Çok sevdiğini söylüyor. Ama başka kızlarla da görüşüyor. Muzur çocuk işte hahahahaha “Dayanamadım. Bir süre daha sessiz bir şekilde gözlemledikten sonra bir soru yönelttim kız kuzene.-Hiç rahatsız olmuyor musun kuzeninin tavırlarından?*Olsak ne olacak o yine bildiğini okur. Biz nasıl karışalım ona?- E ama o sana karışıyor.*O sadece ben kız olduğum için beni korumak istiyor. Ve bu da benim çok hoşuma gidiyor. Biri tarafından sahiplenilip korunmak….Bunun üzerine başka soru yöneltmedim. İkinci analizim de son bulmak üzere idi.Erkek kuzen, ailesinin kendisine gösterdiği hoşgörüden dolayı kızlarla istediği kadar fingirdeşme lüksünü kendisinde görüyor. Bunun yanı sıra kuzenini ve ablasını koruma adı altında bütün erkeklerden uzaklaştırıyor. Aldatadabiliyor, yatadabiliyor. Onun için herşey serbest.
Kız kuzen, erkek kuzenin kanatları altında dünyadan bir haber yaşamayı seçmiş, halinden çok memnun, kendini korumaktan aciz ve bütün erkekleri kötü sanarak birileri tarafından korunmaya muhtaç olan, okuyup, iyi eğitim görmesine rağmen cahil bir genç kız.
Abla, kardeşinin çapkınlıklarıyla erkek olduğunu vurgulamaya bayılan, kardeşinin erkekliğini yücelten bir şahıs.
İkinci analizimi noktaladığımda yeni bir durum çıktı karşıma kız kardeşin “Bence erkekler evlenmeden önce hayatlarını yaşamalı evlendikten sonra yeni arayışlara girmemeleri için.İstedikleriyle vakit geçirebilmeli ve doymalılar hayata.” sözlerinden sonra. Bu mantık dışı sözleri nasıl bir insan ağzına alabilirdi? Ya da bu mantık dışı sözleri söyleyen ağız gerçekten bir insana mı aitti?****Bir genç kız daha. Sözde çağımızın genç kızı.Kendinden neredeyse 10 yaş küçük bir erkek kardeşi var.Kızın durumundan biraz söz etmek istiyorum.Ailesi erkeklerle duygusal ilişki içerisine girmesine karşılarmış. Gizli 1-2 tane sevgilisi olmuş. Sorun ailesinin bir sevgiliye karşı olmaları değil. Sorun bu lüksü kız çocuklarına tanımazlarken, erkek evlatlarına tanımaları. Ve biraz daha büyük bir sorun da kızların bu duruma göz yumuyor olmaları, bu durumu gayet normal karşılamaları ve bacak kadar kerdeşlerine tolerans göstermeleri, bu durumdan da gayet huzur duymaları. Kendilerini korunmuş hissetmeleri…Kızla msnde konuştuğum bir gün, ” Kardeşim sevgilisiyle konuşacak.O yüzden çıkmam lazım.” demesiyle analizim sonuçlanmıştı. Tek kelime söylemek bile istemedim.Analizlerim bitmemiş olsa da sanırım durumu anlatmam için bu üç örnek yetti.Kadınlar, yani anneler… Erkek evlatlarını yüceleştiren insanlar. Kız evlatlarını da erkek kardeşlere saygı duyabileceği yönde yetiştirenler. Herşey kadının başı altından çıkıyor.Sonra da bütün bu olanlardan yakınan hastalıklı beyinlerle döşeli bir dünya insan meydana geliyor.Böyle hastalıklı erkekler ve kızlar yetiştiren ailelere, birgün gelip bu erkek evlatların onulmaz yaralar bahşetmesini diliyorum. Aksi takdirde doğruyu göremeyecekler.Şimdi garip bir insan olduğumu düşünenlere destek veriyorum. Analizlerle kafayı bozmuş garip insanım ben…