Babası doğulu annesi laz biri olarak hiçbir zaman Karadeniz yemeklerini sevemedim bu yaşıma kadar. Hele o içinde karalahana ve birçok bilmedigim şeyler olan yemekleri ve mısır ekmeğini oldum olası görmek bile istemem. Damak tadım Ege ve Güneydogudan yanadır benim.Hep konuşulurken şaşardım hamsiden yapılan yiyecekleri, hamsi balıktır, dolayısıyla ya tavada ya da ızgarada yenmelidir. Öyle acaip acaip yemeklere malzeme olmamalıdır diye düşünürdüm.. Geçen seneye kadar öyleydi.Oturdugumuz yerde bir yer açıldı geçen sene öylesine uğradık hamsi tava falan yeriz diye, sonra hamsili pilavdan tadın dedi sahibi olan teyze, hiç mi anamın hatırı yoktu mutlaka tatmalıydım falan…Ne olduysa ondan sonra oldu o neydi, nasıl bir lezzetti? Ben bu yaşa kadar nasıl bundan mahrum kalmıştım? Ah benim annem zorla da olsa neden bana hamsili pilav yedirmemişti?

Bu sabah arkadaşlarla kahvaltı ederken hamsili pilavdan bahsettim ve yüzünü buruşturan arkadaşlarımı görünce geçen seneki halim ve benden sonra müptela ettigim tanıdıklarım aklıma geldi.Hamsinin iskenderi ve dürümü olduğunu hayatta duymamıştım. Yine pilav falan kulaga tanıdık geliyor ama dürüm hiç bilmediğim bir yemek.Meğer hamsinin dürümü ve iskenderi bayağı bir ünlüymüş.

Doğrusunu söylemek gerekirse hamsili pilavla tanıştıgıma memnunum ama iskender ve dürümü denemeye cesaretim yok. Ama tatmamış olanlara hamsili pilavı ölmeden önce mutlaka yemelerini tavsiye ediyorum. Sonra bana hak verecekler.Becerecegimi bilsem evde yapmak isterim ama ondan da şüpheliyim, aslında çokda zor degil hamsili pilav yapmak, ama ben sadece yiyeyim şimdilik.Hamsili pilav gibi bir mutfak hazinemizden hiç mahrum olmamak dileğiyle.