benim eski oturduum yerde büsrü hamamböcekleri vardı. gece tuvalete kalktığınızda sonbaharda ağaçların arasında yürüyor gibi hissediordunuz.
sonra ordan taşındım. taşınırkende bu yaratıklar benle gelmesin die acaip özen gösterdim. acaip dediim benden beklenmicek acaiplikte.
ardından şu anda oturduum eve geldim. kuruldum pek güzel. sonra odamda masamın üzerinde hamamböcekleri görmeye başladım. kızdım hepsine. (iğrenmedim ama.. artık elimle falan öldürüorum) nerden geldiklerini anlamadım. çünkü sadece masamın üzerinde görüordum başka hiçbierde yok.
masamda da hiçbişey yok. hoperlörler var ama hoplerlerin içinde saklancak yer yok.
bi süre sonra yavru hamam böcekleri görmeye başladım. yine sadece masamın üzerinde. bu sefer sıçtım dedim, bunlar sevişgen. ozaman karar verdim hamam böceklerinin nerden geldiini bulmaya.
aradım taradım hiçbierde yoklar. sonra bi gün masada bi böcek gördüm. öldüriim die ayaa kalktım ama yaratık hoperlörün arkasına kaçtı. tamam dedim sıkıştı. hoperlörü kaldırdım havaya böcek yok olmuştu. üstüne falan çıkmıştır falan die heryere baktım yok hiçbierde..
sonra hoperlörün üzerindeki oyuğa benzer ama yakından bakınca delik olduu belli olan şeler gördüm. adi yaratıklar hoperlörümün içinde yaşıorlarmış bunca zaman..
bende bütün o delikleri selobantladım. içlerine de bişeyler tıktım. içeri hapsoldular.
etrafta hiç böcek falan görmüorum artık. ama bu olay yaklaşık bi 10 gün önce oldu ve hoperlörün tellerinin arasından hala bu hamamböceklerinin yaşadıklarını görebiliorum.
bunlar ne yer? nası yaşadılar 10 gün hiçbişeysiz. müzik ruhun gıdasıdır dedikleri bu mu? ölmicekler mi hiç?
hayır korkum şey. bu hoperlör masanın üzerinde ve benimde ayaklarım oralarda.. bir gün ayaım çarpıcak ve oda yer düşüp kırılcak falan. kesin olcak bu bigün.. ozaman hoperlörün içinden 1 milyon tane hamam böceği fışkırsın istemiorum. birisi onlar 1 hafta sonra ölür derse pek sevinicem.
yorumlar
birbirlerini yiyip yaşar giderler heralde…
bunların.yani uzun süre görünmüyolar sonra birden ortaya çıkıyor meretler.teyzem bir toz getirmişti, kabartma tozu paketi gibi birşeyin içinde ama zehir vardı içinde, döküyordum ondan ve sonra tada yoklar.birde bu böcecikler kağıt olan ortamlara bayılıyorlar galiba aklımda kaldığı kadarıyla . . .
biraz yükseltirsen, hepsi müzikten aldıkları gıda ile, sevgi içinde hakkın rahmetine kavuşurlar gibime geliyor.
dağıttı beni, hamam böceklerinin bacak bacak üstüne atıp müzige kulak vererek refah içinde yaşadıkları ideal hoparlör gözümün önüne geldi. kötü bir durum gibi gözüküyo ama iyi bir reklam çalışmasıyla amerikada çok tutar bu fikir. örnek slogan “karınca çitfliğimi, lütfen saçmalamayın, işte 21.yy’ın imajı Hamam Böcekli hoparlör”. bide böcekleri dar alana hapsetmenin bir dezavantajı olabilir, yapıcak bişi olmadığından çiftleşme çanbalarını ikiye katlayabilirler. böcek metropolü olabilir her an yani.
dinlet onlara, bu dünyaya çocukmu getirilir diye çiftleşemesinler. ama dinlerken kulağına pamuk tıkamayı unutma. yoksa yüreğin cız eder, salıverirsin böcükcağızları.
Bu hamam böcükleri annemgillerde vardı yıllarca asla üremeleri durmuyo bu yaratıkların..Gece olduğunda kimse korkudan tuvalete kalkamazdı. Çünkü onlar heryerdeydi. Ama çok sıkışınca çare yok. Mecburen balerin gibi oradan oraya sıçrayarak helaya atıyorlardı kendilerini kurbanlar. Kaç tane ev değiştirdiler ama nafile. Böcükçüler gelip evi ilaçlama yapıyolar ev ahalisi üç gün bende kalıyolar eve gidince yine karşılama komitesi kurmuşlar. En sonunda kümelendikleri koltuk takımını annem sokağa salladı. Sonrada ev değişikliği ve kurtuluş günü…:)
nükleer savaş çıktığında yeryüzünde sadece bu acıya dayanabilen tek yaratık olaraktan hamamböcekleri kalacak ve tekrar oradan evrime başlanarak önce sürüngenler, sonra memeliler, sonra maymunlar ve oradan da insanlar evrilecek.
O yüzden hamamböcüklerine iyi davranalım, onları sevelim, sayalım, 23 Nisan’da başbakan koltuğuna oturtalım.
hala online,.. “kakalak“. türkçe.
bakımından hamamböcüklerine iyi davranmakla evrimlerini yavaşlatmış oluruz. onları zehirleyelim, katliamlar düzenleyelim ki daha evrilmiş olsunlar ve de bombadan sonra biz ortaya daha çabuk çıkabilelim.
elimden aldın hafif 🙂
ben de yıllar önce okumuştum o yazıyı da canlılardaki yaşama içgüdüsü üzerinde düsünmüştüm bayaa.
bu hayvanları daha iyi tanımak isteyenler için faydalı bi link.
değişim‘i de faydalı ve eğlencelidir bu konuda..
anlatmış denizci. Cockroach’tan mı geliyo peki kakalak? Bu böceği ithal mi etmişiz ki biz?
üzerine yavaş yavaş basınca çıkan sesten dolayı olabilir.
…hoparlörün içindeki durumu düşündüm de bir an.. parlayan derileri ile iğrenç görünüyorlardır.. Böcekleri sevmiyorum.. Kalorifer böceği mi apartman böceği mi her neyse, onlar çok iğrençler.. Hamam böceklerinin ya da kara fatmalarının 7 ay boyunca hiç yemeden durabildiklerini anımsıyorum…
almancası kackerlaken. ya oralardan,.. şibedak misali, ya da vice versa.
Erkekleri anlamak icin…
Hamambocegini takip edeceksin !
Hamambocegi hizla bir istikamete dogru yol alirken, hicbir engelle
karsilasmamasina ragmen aniden durur ve bambaska bir yone dogru kosmaya
baslar. Bunun nedenini cozdun mu erkekleri de anladin demektir.
Bi yerde okudum:)
:)))
vasistasın kökenini bilen var mı peki? Yoksa irfan yuvasına gidicem, zaman zaman uykum kaçıyor.
Şöyle mi olmuş: Alman’ın birine pencerenin üst kısmında öne doğru açılan bir minik havalandırma penceresi göstermişler o da “was ist das?” demiş bunu duyan türk kimseler de “Alman biliyo tabi” diyerek böyle bir ismi mi yerleştirmişler yoksa?
ispanyolet var bi de.. eski tip pencere açıp kapatma mekanizması.. vasistas ve ispanyolet ikilisini hep bağlantılı görürüm.. acayip isim açısından..
Üstüpü diye bir kelimenin varlığını öğrendiğimde midem kalkmıştı. Karaköy – Perşembe Pazarı gibi yerlerden her geçişimde sadece o tabelaları görür oldum uzun bir süre. Sonradan öğrendim ki karbüratörcülerde falan hani böyle karmakarışık ipler olur ellerini silerler ya da bi yerleri silerler onlarla, üstüpü oymuş. Hem böyle bir malzemenin varlığı, hem ticari bir emtia olması, hem de bununula kalmayıp kadar distinktiv ve abzürd bir isme sahip olması epey üzdü beni.
Benim bavulumda yaşıyorlarmış.Üniversitede okurken kaldığım evde bi ton bavulum vardı.Bavulların hepsine birden ihtiyaç duymadığımdan bi tanesinin içinde yaşamaya başlamışlardı.Onların yumurtaları olmaz 🙂 bi kapsülde devinip dururlar daha sonra bi yavrucuk fırlar o kapsülden.İlaç kapsülüne benzer meret.
Hamamböceği o kapsülle besleniyordur o hoparlörde.Ölmezler bence.Ama ölürlerse çok pis kokar.Böcükleri temizledikten sonra o bavulu çöpe attım ben.Çok leş kokuyordu.Hatta ev arkadaşım burası hamamböceği kokuyor yaw derdi o sıralar 🙂
Benden söylemesi…
Bu kakalak yazısı beni çok etkilemişti, okuduktan sonra ne zaman bi kakalak görsem saygı duyarım.