Can durup dururken sordu, ‘Satılmış ruhlar kermesinde hangi yarım kürede olduğunu düşünüyorsun?

corbis.com
corbis.com

Esin pek önemsemedi Can’ın sorusunu. Alışkındı. Can zaten farklı bir insandı. Nereden çıktı bu diye düşünmedi.Aklına geldi ve sordu diye düşündü. Pek de düşünmek istemedi işin aslı. Can felsefeye, dünyaya çok kafa yoran bir gençti.Can’ın bu yönünü seviyordu ama şu an hiç de kendini bunlara kafa yoracak halde hissetmiyordu. Soruya kendi tarzında, gülümseyerek, rahat bir şekilde yanıt verdi.“Düşünmüyorum yazıyorum.”“Yazmakta aynı. Söylesene, bu dünyada ruhunu kendine bırakmayı başaran bir tek kişi tanıyor musun?”“Ne demek istiyorsun?”“Hadi, ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun.”Esin şaşırdı. Ne demek istediğine anlam veremedi. Yüzündeki gülümseme ve o rahat hal ruhunu terk etmişti. Birbirlerine bağırarak konuşmuyorlardı ama insanı tedirgin eden, hafiften soğuk bir hava esiyordu. Bu sefer o da sert çıkıştı.“ Ne demek istediğini bilmek zorunda mıyım? İnsanların böyle zorunlulukları var mı?”İlişkileri hakkında düşündü. Neler oluyor diye geçirdi içinden. Aşkımı mı kaybediyorum yoksa!? Daha önce hiç böyle konuşmamıştı benimle. İçi ezildi. Neler olduğunu anlayamıyordu.“ Ha, açıl şöyle bakalım.”Esin gerildi. “ Benim açıldığım falan yok ! ”“ Peki, bana niye öyle sert bakmaya başladın?”“ Beni sinirlendiriyorsun.”(Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)