NyMpHe
NyMpHe

Erkeklerin egemenliğinde olan bir ortamda bir kez daha bulunma gafletine düştüm dün akşam. Masadaki tek kız benim. Zaten onlar da beni artık “kendilerinden biri” gibi görmeye başladılar. “Gaflet” dediğime bakmayın siz. Aslında bu durumun birçok avantajı var. İlk önce; kimse sizi etkilemek amacıyla kendi kimliğinden sıyrılmıyor. İkincisi; siz de daha rahat davranıyorsunuz: “Bunu mu giyeyim? Şöyle mi oturayım? “ gibi dertleriniz olmuyor. Sonra, art niyet kaygınız da yok. Ama bence en önemlisi; yeni bir dünyaya adım atıyorsunuz. Karşı cinse ait neredeyse her şeyin, olduğundan farklı algılandığı ilginç bir dünya burası. Yaklaşık iki senedir, bu dünyada “ziyaretçi” kimliği ile gezinen biri tarafından -asıl ikamet ettiği “reel dünya”dan, “gerçeğe çağrı” niyetiyle- yazılmış bir yazıyı okumaktasınız şu anda. Dolayısı ile yazının asıl muhatabı erkekler. Ama “karşı cins” söz konusu edildiğinde derealizasyon durumunun hakim olduğu bu dünyaya, “ziyaretçi” kimliği ile de olsa kabul edilme şansını yakalayamamış kadınlar tarafından da erkeklerin dünyasındaki yansımalarını görmek açısından bir fırsat olarak değerlendirilebilir yazdıklarım.
Omuzlarıma gelen saçlarımı toplanamayacak kadar kısa kestirdikten sonra fikirlerini almak için koştura koştura yanlarına gittiğim malum dünyanın bazı sakinleri ile aramızda geçen bir diyalog***, bana “gerçeğe çağrı”nın ancak maddeler halinde ve oldukça net bir şekilde yapılırsa amacına ulaşabileceğini gösterdiğinden, üstlendiğim “reel dünya davetçiliği” misyonunu bu şekilde gerçekleştiriyorum….• Yaklaşık yarım saattir gözlerinizi diktiğiniz karşı masadaki kız, sizi tepeden tırnağa süzdükten sonra yanındaki arkadaşıyla fısıldaşıyor ve şaşkın şaşkın size bir kez daha bakıyorsa, bunun anlamı kızın da sizi “kestiği”, sizden hoşlandığı filan değildir. Muhtemelen kız; “Allah Allah bu çocuk (adam, tip…) iki saattir bana bakıyor. Kesin tanıdık biri. Tüh hatırlayamıyorum. Şimdi ‘Burnu büyük şey bir selam bile vermedi.’ diyecek. Ortak tanıdığımız ne kadar kişi varsa hepsine de anlatır bu.” diye düşünüyor ve yanındaki arkadaşına da sizi tanıyıp tanımadığını soruyordur.
• İnternet üzerinden çeşitli sohbet programları aracılığı ile tanıştığınız kızların hemen hemen %70’inin niyeti sizinle hiçbir şekilde (‘yalnız pratik içeren’, ‘pratikle karışık’, ‘ resmiyet öncesi pratiksiz’) aşk yaşamak değildir. Boşuna heveslenmeyin! O anda sevgilisi ve/veya arkadaşları ile iletişim kuramayan yüzde yetmişlik dilimdeki bu kızın tek amacı çene çalıp vakit geçirmektir. Zaten sizinle yüz yüze görüşmek istememesinin, gerçek adını vermemesinin, rutin bir sohbet sürdürmeye çalışmasının ve abuk sabuk tekliflerinizden sonra sizi engellemesinin nedeni de budur. Eğer hala “% 30’u bulmak için de uğraşmaya değer” diye düşünüyorsanız şunu bilmelisiniz ki o yüzde otuzluk dilimdeki kızların %95’inin cinsiyeti size söylediğinden farklıdır. “İyi de bunu neden yapsınlar?” diye mi soruyorsunuz? Benim bu konuda çeşitli fikirlerim var: Bastırılmış cinsel kişilik ve karşıdaki “kek” ile “kafa bulma” bunların başında. Ama ne de olsa ben sadece “ziyaretçi”yim. Onlar sizin dünyanızın “yerleşik”leri.Yani eminim siz zaten cevabı biliyorsunuzdur. Bakalım geriye ne kaldı? Hı tamam; yüzde otuzluk dilimin %5’i. Bu “yüksek potansiyelli” diye tanımlanabilecek yeni dilimin %60’ı “gerçek aşk” arayan romantiklerdir büyük olasılıkla. Yani yalnız pratik ile yetinemezler. Hatta büyük bir kısmı pratiği ‘resmiyet’ sonrasına erteler. İşinize gelirse… “Yüksek potansiyelli” kesimin kalan %40’ına gelirsek; tahminen bu oranın; %80’inin “pratik” sadece dilindedir, %15’i “pratiği ücrete bağlama” amacındadır ve kalanı “takdir”lerinize bırakılabilir niteliktedir.
• Uzun zamandır “arkadaşlık” vasfından çıkarıp “sevgililik” mertebesine yükseltmeye(?) çalıştığınız bir kız, bu gelişmeden tarafınızca haberdar edildikten sonra arkadaş kalmak istediğini söylüyor ve size ESKİSİ GİBİ sıcak davranıyorsa, bu durum kızın duygusal bir ilişkiye “açık kapı” bıraktığını göstermez. Söz konusu kız, arkadaşını kaybetmek istemiyordur hepsi bu. Haklısınız eğer ısrarcı olmayı sürdürüyorsanız; kızın saç, giyim, makyaj stilini değiştirerek “daha da bir güzelleşmesinin” elbette ki sizinle bir ilgisi vardır. Muhtemelen onun sevdiği bir arkadaşısınızdır. Arkadaşlığınızı bitirmek istemiyordur. “Belki biraz daha bakımlı olursam benim de hoşlanabileceğim bir erkekle tanışma şansım yükselir, onunla birlikte olurum, arkadaşımın beyhude sevgi gösterilerine ve üstelemesine de onun arkadaşlığını kaybetmeden son verebilirim.” gibi bir düşünce içerisindedir.
• Duygusal anlamda yakınlaşmaya başladığınız kızları “şablon mesajlar” ile etkileme çabanızdan vazgeçin. İçinde börtü, böcek, çiçek, kelebek vb. unsurların bulunduğu bu mesajlardan sonra bir kızın sessiz kalmasının nedeni öyle sandığınız gibi; size naz yapması veya attığınız “o çok duygusal”(?) mesajın ağırlığı altında ezilerek utanması filan değildir. Kız “ses vermediği” bu süre zarfında ya size gülüyor ya da “Ben ne hata yapmışım?” diyerek sizinle kaybettiği zamana yanıyordur.
• Lütfen kişilik özellikleri, eğitim durumu, maddi uygunluk, dış görünüş, aile yapısı, inanç düzeyi vb. kriterleri olan kızların standartlarının büyük bir kısmını karşılayamıyorsanız o kıza yaklaşmayın. Çok mu seviyorsunuz? Aşk her engeli aşar mı? Her şeyi aşktan beklemeyin. Ayrıca tek taraflı bir aşkın aşabileceği engellerden çok daha fazlasını “insan potansiyeli” aşabilir. Kızın standartlarını makul bir düzeyde karşılayabilirseniz platonik takılmaktan kurtulma şansınız da yükselir unutmayın. Hı bir de “Ne çalışacağım ya o kadar. Zengin bir kız tavlarım. Babası bana iş kurar.” gibi saçma sapan fikirlerinizi yüksek sesle dile getirmeyin. Komik oluyorsunuz. Ortalama zekaya sahip olan hiçbir kız bu cümleyi sarf eden karşı cins için standartlarından ödün vermez.
• Hayır, şort ve ip askılı bluz kombinasyonu ile yolda yürürken gördüğünüz o kız, siz ona “yüksek puan” veresiniz diye üzerindeki kıyafeti giymemiş. Çünkü kızların onlara puan verdiğinizden haberi yok! En azından şimdiye kadar yokTU.——————————————————————————————–*** İLGİLİ DİYALOG:BEN: (Heyecanla az önce kestirip fönlettiğim saçlarımı sallayarak) -Nasıl olmuş?Y…. : -Ne nasıl olmuş?T…. : (Maalesef ciddi şaka yapmıyor.) –Oğlum raporu diyor. Dün verdiydi ya okuduk sanıyor.Y… : (Raporu okumamış olmanın verdiği telaşla) – Ben baktım, güzel. Çok uğraşmışsın belli.BEN: (Hafif bir hayal kırıklığı içinde bu kez elimi saçlarıma götürerek): -Ya bende bir değişiklik görmüyor musunuz?A…: (Yan masadaki kızları kesmekten kendini zor alarak, hatta alamayarak) -Aaa etek giymişsin. Güzel güzel … Bak kıza benzemişsin.BEN: (Üzerimdekinin bol paça bir pantolon olduğunu sinirli sinirli gösterdikten sonra bağırarak) -Yuh artık! Hiç değilse kız olduğumu hatırladın. O da bi şey. Etek giyme potansiyelim var yani.A…: (Bu sefer bakışlarını kızlardan biraz kaydırmayı başararak) -E yeni o zaman hiç görmemiştim. Hayırlı olsun.BEN: (Çıldırmak üzere olan birinin ses tonuyla) –Saçım nasıl olmuş diyorum.T…: -Ben bu rengi seviyorum zaten. Sana da yakışmış. Önce pek bir pejmürde görünüodun. Ama öyle marjinal bir renkdeğil ki hemen fark edilsin. Biraz daha açık sadece.BEN: (Artık çıldırmış birinin ses tonu ve hızlı konuşma tarzıyla) –Marjinal değişiklik yok öyle mi? Saçımı boyatmadığımdan olmasın o T…. Ama dur. Belki de gece ben uyurken eve giren hırsız pejmürde saçımı görüp bana acımış, evi soymaktan vazgeçmiş, bi de üstüne boya almış saçımı boyamış, ortalığı temizleyipgitmiştir de benim haberim olmamıştır. Tabi tabi öle olmuştur. Aksi haldePEJMÜRDE saçım nasıl düzelsin?(Y…, T …, A…Piskopata bağlayan arkadaşlarına artık tüm dikkatlerini vererek saçına gözlerinidikiyorlar.)BEN: (Ağlamaklı bir ses tonu ile) -Allah razı olsun o hırsızdan. Arkadaşlarımdan daha çok düşünüyorbeni……..(söylenmeye devam ediyorum.)Y…: (Suçlu suçlu): Aa sen saçını mı kesirdin?BEN: (Cevap vermenin bile gereksiz olduğunu belirten bir homurdanmayla) -Evet.T…: (Pişkinlikle) -Bak yaklaşmışım saçınla ilgili.A…: (Gülerek) -Asıl sana yuh T…. Kız “Saçım nasıl olmuş?” dedi zaten.Y…: (Her zamanki saf ve bir o kadar da bilge tavrıyla): İyi de güzelim. Sen şimdi neye kızdın? Bak bir yılı geçti. Sen daha anlamadın mı? Erkeklere bir şey soracaksan ya da söyleyeceksen bu işi direk yapacaksın. Biz sizin gibi değiliz. Aksi takdirde anlamayız. Boşuna vakit kaybı, bi de gerginlik….(BİR AMPÜL YANIYOR… YAŞASINNNN!!! AYDINLANMAYA BAŞLADIM: BU DÜNYA’NIN FARKLI KURALLARI VAR!!!)