filoksera zararlısı
filoksera zararlısı

Filoksera, asma filizi biti veya asma uyuzu olarak da bilinir. Toprakta yaşayan filoksera zararlısı asma köklerini emerek beslenmektedir. Emme noktalarında oluşan çengel şeklindeki urlar 1-2 ay içerisinde çürüyerek zehirli bir madde salgılamaya başlar, zararlı buradan farklı köklere geçerek canlılığını sürdürür. Kökleri gittikçe zarar gören asmaların gelişmesi yavaşlamaya başlar ve durur, verimde de zamanla azalma başlar. Yerli asmalardaki filoksera zararı ise şu şekilde ortaya çıkar; asmalar zayıflar, verimden düşer, yapraklarının küçülür, boğum aralarının kısalması ve genel bir sarılık şeklinde ortaya çıkar. Hastalıklı olan asmalar ilkbaharda erken uyanır ve ürünlerini silker, yaprakları yaz sonuna doğru kurur. Hastalığın şiddetli olduğu durumlarda da 3 ile 10 yıl içerisinde asmalar kurur. İşte filoksera zararlısın karşı Amerikan asma anaçları dayanıklı olmaları sebebiyle günümüzde modern bağcılıkta kullanılmaktadır.Kök filokserası ise; kışı nimf halinde omca köklerinde geçirir. İlkbaharda beslenir ergin olurlar ve yeni dölleri vermeye başlarlar. Köklerde yumurtalar ve larvalar ana etrafında birlikte bulunmaktadır. Beslenen ve gelişen larvalar ergin olarak yaz süresince bir kökten diğerine ve toprak yarık ve çatlaklarına çıkarak diğer omcalara geçerler ve yeniden çoğalarak yeni bulaşmalara sebep olurlar. Bir yılda 4 veya daha fazla döl verirler.

Yaprak filokserasıda kışı omca gövde ve dallarının kabukları arasında yumurta halinde geçirir. Havaların ısınmaya başlamasıyla ve gözlerin uyanması ile birlikte yumurtalar açılır ve böylece genç larvalar genç yapraklara giderek yaprakların alt yüzeylerinde şişkinlikler meydana getirmektedirler. Bu tür de yaz boyunca 6-7 döl verir. Filokseranın bulunduğu bölgelerden, temiz bölgelere topraklı veya topraksız olmak üzere asma fidan ve çubukları nakledilmemesi gerekmektedir.

asma filokserası
asma filokserası

Kök filokserasının kimyasal mücadelesi yoktur. Yaprak filokserası için yapraklarda şişkinlikler görülür görülmez fidanlıklarda bulunan aşısız köklü Amerikan asma fidanları sökülerek yakılması gerekmektedir. Filokseranın kontrolü ancak karantina önlemleri ve dayanıklı asma anaçlarının kullanılmasıyla mümkün olmaktadır. Bu sebeble filokseraya dayanıklı olan anaçların üzerine, yerli çeşitlerin aşılanmasıyla oluşmuş fidanlarla bağ tesis etmek, filokseradan korunmak için tek ve en etkili yöntemdir.Kökeni Kuzey Amerika olan Filoksera zararlısı geçtiğimiz yüzyılın ortalarına doğru, Amerika’dan, Güney Fransa’ya geçmiş ve buradan da Avrupa’daki bir çok bağ sahasına girmiştir. Filoksera, ilk kez Almanya’da 1874 senesinde görülmüştür. Denetimsiz olarak getirilen asma çubukları ile bu hastalık Avrupa’ya taşınmış ve çok kısa bir süre içinde milyonlarca hektar bağın kurumasına neden olmuştur.

http://www.instytutwina.pl/jpg/phylloxera4.jpg
http://www.instytutwina.pl/jpg/phylloxera4.jpg

OSMANLI VE FİLOKSERA
1854 yılına kadar dünya bağcılığında anaç sorunu bulunmamaktaydı, fakat özellikle Amerika kıtası dışında, asmaların odunlaşmış çelikleri köklendirilerek bağ tesis ediliyor ve asmalar kendi kökleri üzerinde bulunuyorlardı. Doğal olarak Kuzey Amerika’da bulunan filoksera zararlısı 150 yıl kadar önce Avrupa’ya oradan da yurdumuza girerek bağlarda büyük zararlara sebebiyet vermiştir. 1880’li yıllarda da yurdumuza giren bu zararlı böcek, ülkemizdeki yerli bağcılığın uygulanmasını da imkansız hale getirmesiyle birlikte, yurdumuzda da Amerikan asmaları kullanılarak bağcılık yapılmaya başlanmıştır. Çünkü filoksera zararlısının bulaşık olduğu bağlarda artık Amerikan asmalarının anaç olarak kullanılması bir zorunluluktur.19.yy’da Önce Amerika’da daha sonra Avrupa’da filoksera zararlısının ortaya çıkmasıyla birlikte Osmanlı üzümüne rağbet artmıştır. 1861 yılında üzümün dış ticaretteki payı 10. 769.000 kg ile %32 iken, 1881 yılındaki payı 71.760.000 kg ile % 26, 74’e yükselmiştir. 1881-82 yıllarında filokseranın Fransız bağlarına zarar vermesi nedeniyle Batı Anadolu bağlarına rağbet artmış, fakat bir yıl sonra Fransız bağlarının filokseradan kurtulmasıyla Batı Anadolu’da üzüm fiyatları %26 düşmüştür.1887-1888 yılı İzmir Rüsumat Nezareti verilerine göre; 1887 yılında 215.684.000 kuruş olan üzüm ihracatı 1887 yılında 154.445.111 kuruşa düşmüş olması, İzmir bağlarına filokseranın zararlı etkisiyle açıklanabilir.Filokseranın Anadolu’ya gelmesi, üzüm bağcılığının önemli geçim kaynağı olduğu İzmir ve çevresini önemli ölçüde etkilemiş ve 19.yy’da bağcılıkta önemli derecede zararlara neden olmuştur. Özellikle üzüm yetiştiriciliğiyle ünlü Ege kıyıları bu hastalıkla uzun yıllar savaşmak zorunda kalmıştır.1888 yılında İzmir civarında ortaya çıkan filoksera hastalığının imha edilebilmesinde yapılan masraflar için 3 seneye mahsus olmak üzere her kantar üzümden 1’er kuruş toplanması için irade-i seniyye gönderilmiştir (Hizmet Gazetesi, 14 Ağustos 1888). Ürün üzerinden para toplama uygulamaları daha sonraki yıllarda da devam etmiştir. Sonraki yıllarda filoksera hastalığıyla mücadele masraflarına karşılık olarak Aydın vilayetinde üzüm mahsulünden kantar başına yirmi para toplanmıştır.Filoksera hastalığının görüldüğü bağlardan çubuk alınmaması ve başka bağlara dikilmemesi gerekmektedir. Fakat insanlar çoğu zaman bu uyarıları dinlememişler ve bulaşık olan bağlardan çubuk almaya devam etmişlerdir. 1899 yılında Akhisar’da 2 yıl süresince filoksera görülmesine rağmen, bulaşık olan bağlardan çubuk alınmış ve böylece bölgede bulunan bağların %20’si mahvolmuştur. ( Ahenk, 6 Şaban 1317, 9 Kanın-i evvel 1899). Halkı bu hastalık hakkında bilinçlendirmek ve gerekli tedbirleri almalarını sağlamak amacıyla Çiflikhat-ı seniyye ikinci müdürü tarafından “Filoksera” adında bir kitap yazılmıştır ve kitapçı Ahmet Sabri Efendi’de bu kitap halka sunulmuştur. Bu kitapta, hastalığın ortaya çıkışı, zararları ve izalesi hakkında bilgi bulunmaktadır (Hizmet, 10 Temmuz 1888).Osmanlı devleti hastalığın ülke içerisinde yayılmaması için bir takım önlemler almaya çalışmıştır. Örneğin; Filoksera hastalığının Girid’e sirayet etmesini önlemek amacıyla dışarıdan ihraç edilen züccaciye mallarının üzerine sarılı bulunan otların geçişine müsaade edilmemiştir, fakat söz konusu durumun yasal olmadığını düşünen ve işleri aksadığı için uygulamadan rahatsız olan tüccar, kaldırılması yönünde müracaatta bulunmuştur.Ayrıca, filokseraya karşı kullanılmak üzere Mühendis Senefriyan Marsilya’dan nitrat ve potas getirtilmiştir.Filokseranın çok şiddetle hissedildiği ve büyük zararların yaşandığı dönemlerde devlet, alması gereken olağan vergiler ile ilgili gerekli önlemler almış ve halkın maddi olarak rahatlamasını sağlamıştır. Mesela, filokseralı bağların on sene müddetle öşürden muaf tutulmasına karar vermiştir.