Günümüzde kuramsal olarak, herkes herkesle evlenebilir. Ama araştırmacılar, aslında kimin kimi seçebileceğini bilmektedirler. Çünkü toplum seçme alanını sınırlamıştır. Seçmeyi sınırlayan şey nedir acaba? İnsanlar eşlerini nasıl seçerler?Eş seçmek dünyanın her yerinde görülen olaylardan biridir. Büyük çoğunluğun gözünde “evlenmek” anlamı taşır. Yazılıp çizilenlerin aksine, çağdaş Batı toplumunda çok sayıda kişi daha genç yaşta evlenmektedir. Eş seçimi konusunda araştırmalar yapan Amerikalı Prf. R. F. Winc şöyle der: “İnsanların çoğu için aşk, yaşanacak bir olaydır, tanımlanabilecek bir şey değildir.” Eş seçiminde bazı tahminde bulunanlar da; “karşıt kişiler birbirini çeker” ya da “benzer kişiler birbirini bulur” derler. Ama toplumbilimciler bu konuya el atmış ve araştırmışlardır.İnsanlar, aynı ülkede, aynı şehir ve çevreden biriyle evlenirler. Amerika’da yapılan bir araştırmada, evli çiftlerin hemen hemen hepsi birbirlerinden en çok 13 sokak uzakta oturuyorlardı. Yine, eşler toplumsal, ekonomik, kültürel olarak aynı sınıftandırlar. Eş seçiminde, aynı inanç ve aynı tutum önemli rol oynamaktadır. Genellikle kadınlar, kendilerinden üç-dört yaş büyük erkekle evlenirler. Yine Batı toplumlarında 30 yaşa kadar evlenmeyen kadınların uygun eş bulma olasılığı azalmıştır. Yaşamın belli dönemlerinde insanı evlenmeye zorlayan toplumsal baskılar vardır. Evlenmede, toplumsal baskı olsa da olmasa da, aşk ve evliliğe dönüşüm vardır.

Birlikte çıkmak, iki kişinin birbirini tanımalarına bir fırsat olarak görülür. Eş seçiminde önemli işlevi vardır. Batı toplumlarında, özgürce eş seçimi yapılır görülse de, ancak kuramsal olarak özgürlük vardır. Uygulamalarda bir takım kısıtlamalar olduğu görülmektedir. Başka birçok toplumda da birçok kısıtlamalar olduğu görülmektedir. Örneğin yakın akraba evlenmeleri yoktur. Avustralya yerlilerinde aynı klandan biriyle evlenme de yoktur. Birçok ülkede, toplumsal sınıf, ırk, din bakımından ayrı kimselerin de evlenmesine doğru bakılmaz.

Birçok toplumda, evlilikler hala gençlerin ana-babaları tarafından düzenlenmektedir. Bir zamanlar Avrupa’da drohoma usulü geçerliydi. Fransa’da XIV. Louis döneminde bir baba zamanın parasıyla, bir tüccarı 2000- 6000 liraya kızına koca olarak alabilirdi. 12000- 20 000 liraya, bir noteri veya dava vekilini, 20 000- 300 000 liraya bir avukatı, 75 000- 150 000 liraya bir parlamento üyesini, 200 000- 600 000 liraya da istediği erkeği kızına koca alabilirdi. Bunun aksine; yurdumuzda, Ortadoğu’nun bazı ülkelerinde, Amerika’daki Kızılderili toplumlarında, kız çocuk baba için gider kapısı değil, gelir kaynağı görülmektedir. Başlık parsı daha yaygın durumdadır.Ana-baba tarafından düzenlenen görücü usulü evlilikler yurdumuzda hala yaygındır. Japonya’da buna benzer bir usul vardır. Evlilikleri nakohdo adı verilen bir aracı düzenler. Nakohdo özellikle köylük bölgelerde çok önemlidir. Evlenebilecek gençleri tanıştırır, aileleri inceler, kişisel soruşturmalar yapar, görüşmeleri ayarlar, düğünde nikah kıyar. Son yıllarda bilgisayarla tanıştırma büroları, televizyonlarda evlendirme programları büyük paralar kazandırmaktadır. Evlilik biçimi ne olursa olsun (tek eşlilik, çok eşlilik, çok kocalılık), anlatılan eş seçimi sistemleri geçerlidir. Eş seçiminde, ekonomik, toplumsal, psikolojik durum ve görünüş rol oynamaktadır.http://zehirlenme.blogspot.com/2008/10/cok-evlilik-ve-cok-kocalilik-nedir.html