bildirgec.org

çok eşlilik hakkında tüm yazılar

Çok eşlilik(kadınlar için)

mhbbslmn | 16 March 2009 16:36

Bir büyüğümüzden dinlediğim olayı anlatmak istedim … Bazı sözüm onlara İLERİ GÖRÜŞLÜ , ÇAĞDAŞ, AKILLI, ERDEMLİ,ZİHNİYETLİ insanlar vardır bilmiyorum farklılık olsun diyemi derler dikkat çekmek için mi , topluma , geleneğe göreneğe , dine, aykrı fikirler ortaya atarlar… Her toplumda , o toplumun geleneğine kültürüne ters bişey söylemek , toplum tarafından, söylenen doğruda olsa tepki görür . Tabi ki bazı şeylerin belirli toplumlarca doğru veya yanlış görülebilme durumu olacak .kültürel farklılıklar mevcut…. Ama insan fıtratında bazı şeyler bellidir mesela erkek ; erkeklerin liderlik vasfı daha yüksektir , fiziki olarak daha kuvvetlidirler… Kadınlar (Bu arada kadınlar ne ister ? şuraya bir tıklayın :D) yapı olarak daha narin , his bakımında daha ince , şevkat bakımından daha fazla kapasiteye sahipdirler vs… Yani ; tabii eğilim, hazır olmak, huy, cibilliyet, içgüdü, istidât(Bir şeyi yapma kabiliyeti ,
Bir şey olma kabiliyeti) bir nevi bellidir….

EVLİLİKTE EŞ SEÇİMİ

teacher07 | 13 November 2008 17:48

Günümüzde kuramsal olarak, herkes herkesle evlenebilir. Ama araştırmacılar, aslında kimin kimi seçebileceğini bilmektedirler. Çünkü toplum seçme alanını sınırlamıştır. Seçmeyi sınırlayan şey nedir acaba? İnsanlar eşlerini nasıl seçerler?Eş seçmek dünyanın her yerinde görülen olaylardan biridir. Büyük çoğunluğun gözünde “evlenmek” anlamı taşır. Yazılıp çizilenlerin aksine, çağdaş Batı toplumunda çok sayıda kişi daha genç yaşta evlenmektedir. Eş seçimi konusunda araştırmalar yapan Amerikalı Prf. R. F. Winc şöyle der: “İnsanların çoğu için aşk, yaşanacak bir olaydır, tanımlanabilecek bir şey değildir.” Eş seçiminde bazı tahminde bulunanlar da; “karşıt kişiler birbirini çeker” ya da “benzer kişiler birbirini bulur” derler. Ama toplumbilimciler bu konuya el atmış ve araştırmışlardır.

KADINLAR NE İSTER?

hayalicindegecti | 25 October 2008 17:37

Geçenlerde Ankara’da pek parlak, çok süslü ve de epey pahalı ürünler satması ile tanınan bir mağazada psikolog İlkim Öz bir söyleşiye katıldı. Mağazanın bol sıfırlı etiketli giyim eşyalarını satın alırken izdiham yaratan hanımlar, nedense söyleşiye tek tük katılım göstermişlerdi.
Grupta bulunan bir hanım kendini tutamadı:

  • -İlkim Hanım, zamanınızın çok değerli olduğunu biliyorum, kitaplarınızın çoğunu okudum. Ben söyleşinizin hınca hınç dolu olmasını beklerdim. Annemin bir sözünü hatırlatmadan geçemeyeceğim. ‘KAFANIN İÇİNİ SÜSLE DIŞINI DEĞİL’ derdi rahmetli…

Salondaki süslü püslü hanımlar arasında birden buz gibi bir hava esti. Pek süslüydüler çünkü…Bir kere, çoğu estetik burun ameliyatli ve silikon dudaklıydı. Beceriksiz ve ilkesiz doktorlar elinde tuhaf, donuk ve tornadan çıkmış gibi duran, birbirinin tıpkısı suratlarıyla doğru dürüst gülümseyemiyor ya da kaş çatamıyorlardı.

Türkiye’de kadın çok eşliliği neden kabul ediyor?

makaleci | 09 January 2008 18:18

Kadınlar çok eşliliği niçin kabullenirler? Eşlerini kaybetme korkusundan mı? Kendisi ile ilgili maddi-manevi muhtemel yok oluşların kaygısı ile mi? Sadece ‘kadınlık gururu’ diye toplumun isimlendirdiği gururun cinsiyete dayandırılmış son hâlinin üzerlerinde bıraktığı etkiden mi? Çocuk mu? Ben uzman değilim, uzman olan Psikiyatrist Doç. Dr. Oğuz KARAMUSTAFALIOĞLU’ nun konu ile ilgili ilginç araştırması burada, şurada da 59 ülkede yapılan konuyla ilgili araştırma var

sevişken bonobolar

asymptot | 22 March 2007 12:44

bonobo
bonobo

bonobolar primatlardan sevişken kuzenlerimiz. en yakın akrabaları şempanzeler. bonobo ve şempanzelerin her ikisinin de en yakın akrabası insan. genlerimizin %98i ortak. genlerimizin ortak olmasının pek bir anlamı yok diyenler için ortak bir çok yönümüz de var bu sevimli kuzenlerimizle. bonobo ve şempanzelerin ortak bir atadan evrildiği düşünülüyor. moris goodman gibi bazı bilim adamları bonobo ve şempanzelerin insan ile aynı cins arasında sınıflandırılması gerektiğini söylüyolar. bazıları bu iki maymunun da homo adlarının başlaması gerektiğini düşünürken bazıları da homo sapiensin yanlış bir isimlendirme olduğunu doğrsunun pan sapiens olduğunu söylüyor. frans de waal ise halen şempanzelerin adı olan pan satyrus’un bonobo için ideal isim olduğunu düşünüyor. pan satyrus, pan paniscus ve pan sapiens.

eski adıyla zaire ırmağı şimdiki adıyla congo ırmağınınnın bir yanında kalanlar bonobo diğer yanında kalanlar şempanze oldu şeklinde iddialar var. anavatanı da congo. adı da bolobo şehrinden geliyor, yerlilerden araklanan bütün sözcükler gibi bozulmuş ama bu kez daha sevimli isim olan bonobo ortaya çıkmış.

Lanetlensem yeridir!

damned | 23 May 2003 21:59

Az once muhtesem bir hareket vardi, simdi ise hersey duragan. Dun gece az icseydim, gec yatmasaydim yada sabah ise gitmeseydim, bu guzel Cuma aksaminin belki tadina varabilirdim sehrin suslere burunmus sokaklarinda.

Aklima birseyler gelsin ben de yazayim diyorum, rahatlarim belki; ancak o kadar uc seyler aklima geliyor ki inanin desifre edilesi gibi degil. Belki de soylemek gerek, hadi bir cesaret…

Benim birden fazla sevgilim var, kimisi bu siteye geliyor, arada yazilanlari okuyor. Sizi sizinle aldatiyorum beyler, bunu duymak hosunuza gitti mi? Her biri de aslinda beni aldatiyor, komik degil mi? Ayri sevgililerdeniz biz, hani su cagdas modeller var ya, onlardan. Bana soruyor oldukca akli basinda, egitimli sevgililerimden biri: “Beni aldattin mi ben yurt disindayken?” Ben: “Sen buradayken aldatmistim, yurt disinda oldugun sureyi sorgulamayalim dilersen.” Cok uzuluyor, gururu inciliyor, Hulya Kocyigit gibi kosarak ortami terk ediyor. Aslinda o John Travolta gibi gitti de, ici Hulya Kocyigit. Ariyorum aksama: “Biliyorsun, biz hic soz vermedik birbirimize, lutfen sacmalama, kendine gel.” Vizil mizil birseyler mirildaniyor once, cok sarhos olmus, oysa ceylan gibi seke seke uzaklasmasinin uzerinden pek de cok zaman gecmedi, ne zaman sarhos oldun bre Travolta, siseyi mi diktin kafana? Sonra beni almaya gelmesini istiyorum; “gelmem” diyor. “Nasil yani?” diyorum, “ne zaman beni almayi reddedecek kadar beni unuttun?” Toparlaniyor haliye, sarhosmus araba kullanamazmis. Ben gidiyorum yanina bir aracla, hani o kadarini da hakketti. Yolda telefonumun neredeyse sarji bitecek, her 5 dakikada bir ariyor, yolun neresindeyim soruluyor. Taksi soforune telin verilmesi rica ediliyor, adam birazcik bahsis onerisi ile gaza geliyor, saygideger bacisini kukuma kusu gibi bekleyen sevgilisine teslim ediyor, korna calarak uzaklasiyor. Cikiliyor eve, saraplar tukenmis, sert ickilere gecilmis. Avutuluyor sevgili “baglanmaktan korkuyorum sana” diye. Opusuluyor, koklasiliyor, barisiliyor. Sevgili de mutlu, ben de.