“Bendim o çiçekleri sana yollayan, ben” diye haykırdım herkesin içinde. O ise umursamaz tavırlarla bana baktı ve ekledi “İnanmıyorum buna. Sen bana hiçbir zaman çiçek yollamazsın. Ayrıca, yollasan bile seninle barışmam” dedi ve gitti. Arkasında ise, boynu bükük, aşk acısı çeken birisini bıraktı. Bir yiğit, kahraman edasıyla onu kolundan tutup geri döndürmek istedim, lakin ancak bu istekle kalabildi. Uygulamaya koyamadım ve arkasından öylece baktım. Çok güzel kırıtıyor lan, diye iç geçirdim kendi kendime.Bir süre için yaşadığım şoku bir nebze olsun atlatmış, evimin yolunu tutmuştum. Çok düşünceli bir halde yolda yürüyordum. Neden hep beni bulur böyle şeyler? diye düşündüm. Kafam çok karışıktı. Evet, evden çıkarken aceleyle şort giyinmiş, onu da ters giymiştim. Sinirden ağlamak, gözyaşlarına boğulmak üzereydim. T.şak oğlanı olmuştum resmen. Her yanımdan geçen, kendini gülmekten alamıyordu. Eski sevgilim ise çoktan aklımdan çıkmıştı. Şortla, üstelik ters giymiş bir vaziyette yanına gidip, çiçekleri aslında benim yolladığımı söylemiştim. Nasıl olur lan bu? diye isyan ettim. Bana kaderin bir oyunu muydu bu?.”Hayır evladım, benim oyunum bu”Yanıma baktığımda, yaşlı bir amca duruyordu. Bana dalga geçercesine, intikam alırcasına bakıyordu. Ona doğru kızgın bir bakış attım ve kim olduğunu sordum. Güldü. Sessiz bir gülüştü bu. Uzun bir süre gülmekle yetindi. Ve sessizlik bozuldu “Hani dün şortu bizim dükkandan almayıp, karşı tarafı tercih etmiştin ya. İşte ben o dükkanın içine girip, şortları denemeye bile tenezzül etmediğin, dükkanın sahibiyim” dedi. “Eee nolmuş?” diye sordum ve “Hohahaha. İşte böyle g.tlek tavuklar gibi kalırsın ortada. O şortu ben koydum karşı dükkanın tezgahına, keriz gibi onu aldın. O şortun iki tarafı da ters zaten, Hohahaho” şeklinde kahkaha attı bi de g.t oğlanı. Aniden yanından uzaklaştım ve uzaktan da bağırdım “Bırak lan peşimi?”Evet, o moralsiz ve üzüntülü halimle ancak bu kadar söyleyebildim. Küfür etmek istedim ama olmadı. Yakıştıramadım kendime bunu. Keza belirli bir terbiyeye haiz bir insandım. Ama içimden ediyordum. S.kmuşum terbiyesine diye de söyleniyordum. Evime doğru yol almaya devam ettim.Evime gittikçe yaklaşıyordum. Lakin yolda dikkatimi çeken bi şey oldu. Evet, tek ben şortla gezmiyordum. Başka şort giymiş, kaygısızca dolaşanlar vardı. Hatta birinin şortu ilgimi çekmişti, gittim desenini incelemeye başladım. “Nabıyorsun lan, bıraksana şortumu” diye itti beni. Ben de onu ittim. İkimiz de uzaklaştık ordan.Nihayet evime varmıştım. Kapıya doğru yaklaştım ve içeriden ses geldiğini duydum. Ve büyük bir heyecanla kapıyı açtım. Karşımda beach ortamlarına akmışçasına danseden mert ve erman vardı. Ağzım açık, şaşkın şaşkın baktım onlara ve yanlarına doğru yaklaştım.”Nabıyorsunuz böyle?””Dostum biz evleniyoruz, bekarlığa veda partisi gibi bi şey bu”Bu haberi duymak, bana epey bir koymuştu. Sinirden ne yapacağımı şaşırtmış. Gittim çekmeceden güneş gözlüğü aldım, taktım. Üstüme de sıfır kol t-shirt giydim. şort zaten duruyordu. Dolabın üstüne çıktım ve elimdeki limonatayla yeri izliyordum. Arada bir de çorapları, plajda kızları kesermişçesine kesiyor, onlara hayranlıkla bakıyordum. Akabinde dolabın üstünden indim ve mutfağa doğru gittim. Elime bir oklava aldım ve hamur açmaya başladım. Börek yaptım, fırına koydum. işin tüm ayrıntılarını öğremiş, kavramıştım. Sandalyenin üzerine oturmuş, bir börekçi dükkanı açsam, ne kadar para götüreceğimi düşünyordum. Birden mert ve erman içeri girdi. Hayretle bana baktılar ve mert dayanmadı, sordu “Bacım sen kimsin”. Bu sözü duymak, beni daha da sinirlendirmişti. Öfkem çığ gibi büyüyordu. “Ne bacısı lan” dedim ve kafamı kaldırdım. Şaşırdılar. Lakin hiçbir şey söyleyedem gittiler.Sanırım, yavaş yavaş .mı g.tü kaybediyordum. Bir onun için miydi bütün bu tasalanmalalar? Onun yüzünden mi bu hallere düşmüştüm? Evet, bütün bu olanların tek bir sebebi vardı. Şort değil, eski sevgilimdi. Ve bunu düşündüğüm vakit, şortuma haksızlık ettiğimi anladım, yanına giderek özür dilemeye karar verdim. Şortun değil lan, eski sevgilimin. Kapısına kadar gitmiştim. Zaten karşı dairede oturuyordu. Kapıyı açtığında bana bakıyor, sanki bi şeyler söylemek, haykırmak istiyordu, lakin söyleyemiyordu. Dayanamadım “Ben de senden özür dilemeye geldim. Seni rahatsız ettim boşuma boşuna. Artık şortumla mutlu mesut bir hayat yaşayacağım” dedim. Kaşlarını kaldırmış, dudaklarını oynatır bir şekilde bana baktı. Bi de bacağını kapıya yasladı ve “Bak bu da benim şortum, nasıl” diye de ekledi. İnanamıyordum. Tam da benim tipim olan bir şorttu bu. Evet, o anda eski sevgilime sarıldım ve ağlamaya başladık. Dandikten bi şort vasıtasıyla barışmıştık. İkimizde ağlıyor, birbirimize sarılıyorduk. O esnada muhteşem bir kız geçiyordu apartmandan. Müthiş bir güzellikti bu. 1.70 boylarında, esmer tenli, yeşil gözlü, dolgun kalçalı, iri göğüslü, sağlam karakterli bir kızdı bu. Yanında bir köpeyi vardı. Köpek 40-50 cm boyunda, çok tüylü, iri göbekli, havlar yapılı bir hayvandı. Ardından da kapıcı rüstem geçti. Kapıcı rüstem, 1.80 boylarında, badem bıyıklı, beyaz tenli, türk göbeğine sahip, rezil rüsva bi insandı. Kızı gördüğüm an, kalbimden vurulmuştum. Bilhassa eski sevgilimin yanındayken, böyle bir kızın geçmesi şansızlıktı. Ve dayanamadım, dudaklarımdan, kısa ve net şu cümle çıktı:”Off… G.te bak be”Kız arkadaşım bunu duyunca, bana büyük bir hışımla baktı ve tokat attı. Git burada diye de bağırdı. Olanlara inanamıyordum. Tam mutluluğu yakaladığımı sanmışken, nasıl olurdu bunlar.Kapımın önüne birkez daha boynu bükük, aşk acısı çeker bir halde geldim ve açtım. İçeriye girdim. Cama çıktım. Gelen geçenleri izliyor, en azından onu unutuyordum.Aniden kapımın zili çaldı. Açmadım. Bi daha çaldı. Gittim açtım. Hiç beklemediğim bir insan vardı kapıda. Şortçu. İsmi yoktu benim için. Şortçu yetiyordu. Elinde 8 şişe bira, koltuğunun altında da tavla, kapıda bekliyordu. “Senden özür dilemeye, barışmaya geldim” dedi. Buyur ettim içeri. Bütün gece bira içtik, tavla oynadık. Sabah olduğunda ise şortçu abi bi mektup bırakmıştı:”Çok güzel bir gece yaşattın bana. Ömrüm boyunca unutmayacağım seni. Giderken yanağına bir öpücük kondurdum. Seni daima hatırlayacağımŞortçu”Bu mektubu okuduktan sonra, 1 hafta dışarı çıkmadım. Manyak bi şortçu, tavla oymayı ve bira içmeyi çok güzel bi gece saymış. Bir daha bira da içemedim. Tavla gördüğüm yerde de fenalık geçiriyorum.