Çıkınımız
Sözlük anlamı; masrafları ortak paylaşılan ziyafet olsa da, çocukluğumuzun olmazsa olmazlarındandı erfene karışmak. Ziyafet ile uzaktan yakından bir ilgisi olmamasına rağmen, dayanışmanın ve paylaşmanın simgesi olmuştu hayatımızda.Okul çıkışı, ipi iki ucuna bağladığımız çantaları sırtımıza atıp eve doğru yol alırken bir ses “erfene karışalım mı?” derdi. İple bağladığımız çantalar diyorum; çünkü sırta asılan çantalar o dönem yeni yeni türemişti. Koskoca okulda sadece birkaç kişide; o da annesi ve babası yurt dışında çalışan arkadaşlarımızda olurdu bu çantalardan.Erfene karışılacak yer belirlenirdi önce.Toprak yeni yeni ısınmış, doğa bütün görkemiyle güzelliğini sunmaya başlamış olurdu. Hızlı adımlar ile evlere gider, annemize erfene karışacağımızı söylerdik. Annemiz o an hazırda ne varsa, bize bir çıkın hazırlar gönderirdi. Çıkında çoğu zaman ekmek, taze soğan, yumurta, fıstık, zeytin, peynir bulunurdu.Elimizde çıkın, erfene karışılacak yere varırdık. Hava açık ya da kapalı olsun, dört tane sırığı yerde bulduğumuz büyük taşlarla, tüm gücümüzle vura vura toprağa çakar üzerine annemizin verdiği, kimi zaman çarşaf kimi zaman sofra bezini iyice gererek, hepimizin sığacağı kadar bir çadır yapardık kendimize. Çadırın altına oturur çıkınlarımızı açar, elde ne var ne yok dökerdik ortaya. Hepsini bir seferde bitirmezdik yiyeceklerin. Biraz ara verir çeşitli oyunları oynadıktan sonra yeniden çadırın altına girerdik. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varmazdık erfene karıştığımızda. Saatler geçtiğinde bir taraftan oynamaktan yorgun düşmüş bedenlerimizi dinlendirir, diğer taraftan kalan yiyecekleri bitirip acele ile toplanarak eve doğru yol almaya başlardık.O yıllar paylaşımın temellerinin atıldığı yıllardı diye düşünüyorum. Dışarıdan hiçbir etki olmadan kendi kendimize paylaşımı ve yardımlaşmayı öğreniyorduk. Kimse kimsenin çıkınından ne çıktığına bakmaz, öylece paylaşılırdı.Anadolu’m ne çok şey öğretmişsin bana, ve öğretmeye devam ediyorsun hala. Binlerce yıl öncesinden bana ve binlerce yıl sonraya…
yorumlar
Paylaşımın için teşekkürler..Çocukluk doya doya yaşanmış anlaşılan..
bu yaşıma dek hiç köy görmüşlüğüm yok, senin dibek ve erfene yazısından sonra merağım depreşti.yaz geldiğinde bir kaç günlük köy macerası yapmalı.şehr-i istanbul denilen bin kocadan arta kalmış biteviye fahişe şehirden, el değmemiş,uçsuz bucaksız bir güzelliğin kollarına…
haklısın kelebek ,köy hayatını yaşamak, buz gibi akan derenin suyunda, yürümek gerek..
Eline sağlık SEVDALIMHAYAT. Ben de bir başka örneğini vermek istiyorum erfenenin. Uzun kış geceleri köy delikanlı erkekleri,( köyde kahveler olmadığı zamanlarda) bir arkadaşlarının evine toplanırlar. Her biri azar azar yağ, pekmez, un getirirler. Bir usta helvacı olur, başlar helvaya… Diğer gençler, bin bir çeşit oyunlar,şakalaşmalar,eğlence devam eder. Hatta tiyatronun bu erfenelerden gelişip beslendiğini de söyleyebilirim. Doğaçlama ne oyunlar yaparlar ki sorma… Sonunda helva hazırdır, neşe içinde yenir.Aynı bu toplantıyı, köy kızları da aralarında yaparlar.
ilk defa duydum.
bizde erfene karışsak ne güzel olur.
olur bohçama ne koyayım:)
ilk kez duydum yahu.bizde balkonlarda falan yapardık bu piknikleri. yeşillik pek görmedik çocukluğumuzda anlayacağınız.Az biraz araştırdım, “erfene”nin etimolojisini de örfane sözcüğünden geliyormuş. muhtemelen biz halk dilinde “ö” harfini “e” harfine çevirmişiz.Yarenlik meclislerinde kullanılırmış bu erfene. çok yüksek ihtimalle Orta Asya Şaman kültüründen Anadolu’ya taşıdığımız bir gelenek.(örf)
ne demek efenim. görevimiz. kendimce çıkarımlar da bulundum.
güya gidiyorduk pikniğe
biz @kelebekle geleceğiz Eskişehir’e köy hayatının keyfini yaşayacağız.erfeneği ben de hiç duymamıştım, aslında köyde yaşadım ama neden duymadım ki?
neden ki:)
erfenek, belkide bizim yörede yok bilemiyecem:(
biraz erken olmaz mı erfene karışmak için.
🙂
başı göğe erecek:))
:))))
kafam karıştı:))
@sevdalım, kabulum ama biliyorsunuz ben yanlız gelmiyeceğim.. erfenek biraz çok olsun:)) hepimize yetsin gariii…
hepsini kendi yiyebilir onur şey yedek çıkın yapmalı
obur yerine onur yazdım bu saatte olası şeyler:)
sen de benim gıbı içseydın yalnız değil, yanlız yazardın o kadarcık olsun.. bu erfenekde şişe var mı içinde..
içinde şişe olmayan erfenek kabul edilmesin:))
ıyı geceler @sevdalımm..
iyi geceler bende kaçarım az sonra zaten :)))
İyi geceler sevdalım. İyi geceler herkese..
iyi geceler @nazomm…
herkese hayırlı geceler efendim
hadı gec olduu.. birazdan horozlar ötmeyee başlıyacaklar…
bugün karışıyormuyuz erfene:)
İNŞALLAH:)
erfenenin açılmış resmini istiyorum, içine bakacam neler var:)
:))
ehh, bekliyelim garii.. Ama nasıl yaa.. daha Antaya’ya kış gelmedi.. bekle, babam bekle. Kış gelecek sonra, yaz gelecek… @sevdalım az kalmıştı de mi ?
keyifle okunalısı bir yazı,kaleminize sağlık,bende bilmiyordum bu geleneğimizi,sayenizde öğrendik ve imrendik,teşekkürler öğretmenim:)
bu öğretmen daha neler ögretecek bize
@sevdalım, bugün birrr, günlerı saymaya başladım…
Akoniciğim, sevdalımhayat’ın yazdan kastı; kendinin tatile gireceği temmuz ayı ise senin şafağa daha çooook var be canım..Say babam say :))
:))))
bir en evvel erfene karışak
@kelebeğim, olsun en azından umudumuz varrr:)))
sabırsızım:))
çıkınımı hazırladıydım oysa hain:)
o zaman iş değişir mi:)))
aaaaaa bu ne biçim iş :))) kurnaz seni takip eder gene gelirim kafanı yorma
hah şööööleeeeeee
:))))) kim ben mi:))