Bütün güvenlikleri geçip uçağa bindim ve kalkıştan sonra “dünyayı müzik kutaracak” diyerek bir yolcuyu kucakladım,onunla kabine yürüdüm. Pilota, havada hareket etmeden durmamızın mümkün olduğunu bildiğimi ve tüm uçaktakilere bir

ibret

vermek için bunu yapmasını istediğimi söyledim. Elimdeki su tabancasıyla onu ne kadar korkutmuş olduğumu görünce ben de korktum. Durduk. İbret kılavuzlarını yolculara dağıttım. Okumaları için 10 dakika verdiğimi, yavaş okuyanlara müsamaha gösterebileceğimi ama ciddiyetle okumayan birini görürsem -bunu alın çizgilerinin değişimlerinden anlardım, iberet kılavuzlarının alın çizgileri üzerinde bazı kodladığım etkileri vardı- vicdansızca davranacağımı söyledim. O dakikada durdum, uçak da durmuştu, tarihi sözler etmenin vaktiydi. Pilotun ağırlığını üstümde hissettim, yere düşmüştüm, ya da düşürülmüştüm.OLMAMIŞTI.