DENİZ FENERİ!
Türkiye’de gündem ne kadar çabuk değişebiliyor. Sanki herkes üzerinde konuştuğu, tartıştığı olayları hemen unutuveriyor ve yeni olaylara adapte oluyor. Türban serbestisi, AKP kapanma davası, Ergenekon vesaire… Neden böyle bir giriş yapma gereği duydum? Hem biraz hatırlatma yapmak hem de konuyu son günlerin yeni bombası, DENİZ FENERİ DAVASI’na, yüzyılın yolsuzluk hareketine getirmek için. Gerçi çakma basın, bu feneri hep bize, ‘yüzyılın iyilik hareketi, muhtaçlara büyük yardım’ olarak yedirmeye çalıştı. Ve bu palavrayı yiyen yedi, yemeyen yemedi. Ama öyle görülüyor ki, toplanan paraya bakılırsa, bayağı yedirmişler. Burada yardım aşkıyla yanıp tutuşan, duyarlı kardeşlerimizin pek sucu yok tabi. Nerden bilecekler her platformda dini kullanan bu kişilerin bu paraları iç edeceklerini, yiyeceklerini, kanal kuracaklarını, gayrimenkul satın alacaklarını, Türkiye’de bilinmeyen gizli yerlere!göndereceklerini…Bu kişiler her yerde islamın avukatlığını yapmıyorlar mıydı ki? Dinimizi, dinsizlerden korumuyorlar mıydı ki? Bu yollarla da Müslüman kardeşlerimizin takdirini kazanıp kolayca bu paraları toplamıyorlar mıydı ki? Her halde bu işleri yapmak(ne hadlerine düşmüşse, her neyse) o kadar yormuş ki bunları, kul hakkını yememeyi, tüysüz yetimin hakkına sahip çıkmayı unutuvermişler. Hem de nasıl unutmak! Eskilerin deyimiyle deve yüküyle. Tam 41 milyon euro! Hemen şaşırmayın, bu sadece buz dağının görünen kısmı!Tam bu olay patlak vermişken, bir de işin içine iktidar-muhalefet-medya savaşı girdi. Zaten aylardan beri bir bir ortaya çıkan, Şaban Dişli yolsuzluğu olsun, diğer yolsuzluklar olsun, Başkabakanın canı iyice sıkılmışken, bu olayın da patlak vermesi, onun sinirlerini iyice bozmuş olmalı ki sesini iyice yükseltti. Özellikle son haftalarda bu olayla ilgili haberlerin oldukça fazla çıktığı, başında Aydın Doğan’ın olduğu medya grubuna yüklendi, hem de ne yüklenme! Bunun bir karalama kampanyası olduğundan, Doğan’ın istediği Hilton değişikliğini yapmadığından dem vurdu. Bunun üzerine Aydın Doğan, Başbakan ile ilgili son günlerde yapmış oldukları haberleri, Deniz Feneri olayının bilgilerini, savcılık iddaanamesinden aldıklarından ve yeni yapılması kararlaştırılan rafineri yatırımının Çalık Grubuna imtiyaz sağlanarak verilmek istendiğinden bahsetti. Bir de ortaya Deniz Baykal Alman Savcısının iddaanamesiyle çıktı ve Almanya’da bu iç edilen parayı toplayan kişiyle bir tanışıklığı olup olmadığını, bu konu hakkında alman savcılık makamına baskı yapılıp yapılmadığını başbakana sordu. Başbakan böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ve o söz konusu para toplayan kişiyi tanımadığını söyledi. Ama her ne hikmetse gazetelerde,bu hiç tanımadığı kişiyle birlikte boy bor resimleri çıktı. Ortaya Mehmet Fırat çıktı.CHP’yi ve Aydın Doğan’ı suçladı. Deniz Baykal’ın bir yıldır açıklamadığı, karısının malvarlığını sordu. Kanal 7, Almanya’ya giden CHP’li milletvekillerinin kovulduğunu söyledi.Söyleyen söyledi, anlatan anlattı, konuşan konuştu. Tam da bu olaylar bana Türkiye’de olan birçok olay gibi, çocukken de söylediğimiz şu tekerlemeyi anımsattı. İnek suyu içti, dağa kaçtı, dağ da yandı bitti kül oldu. Bu tarihi yolsuzluk da, bu başlayan süreçle birlikte sadece kavgaya dönüştü ya da birileri tarafından dönüştürüldü? Ortada yolsuzluk ve onun nedenleri konuşulacağına siyaset-medya-dernek ilişkilerinde oluşan çıkarlar ve onların neden gerçekleşmediği konuşulmaya başlandı. Kim kime ne söz vermiş de yapmamış, o ötekine niye öyle demiş, öteki berikinin ayağına niye basmış… Bu saçmalıklar gündemde dolaşmaya ve bu büyük yolsuzluk da bu yolla sindirilmeye çalışıldı. Bravo!Bu dava sırasında kimse sormadı, Türkiye’de böyle bir kargaşa neden oluşturuldu diye? Kimse sormadı, Türkiye’de halen yardım toplayan bu benzeri dernekler neden hala araştırılmıyor diye? Kimse sormadı, bu yardımı yapan insanların bu yardımı ne için yaptıklarını? Kanal kurmak için mi arsa almak için mi diye? Ya sormaya üşendiler ya da işlerine gelmedi. Bilinmez!
yorumlar
Her şey yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor diye düşünen bir toplum olduk şu sıralar. Vay anasını bak millet neler yapıyormuş diyoruz kimimiz,kimimiz ise yazıklar olsun demekle yetiniyor.Hiç bir şeyin su yüzüne çıktığı yok kanımca ortada yüzüne çıkılacak bir su bile yok aslen. Kısacası öğrenmeye başladığımız gerçekler sadece bilmemizi istedikleri gerçekler oysa fonda hala trafik işliyor…
bununla ilgili yazi zaten yazilmamis miydi?
evet gerçekten de bu işler senin dedigin gibi gerçekleişor Culture Orange . yalnızca bilmemiz gerkenleri biliebiliyoruz. Bilmemiz gerekenden fazlasını bilmeye çalısanlar da içeri atılıyor zaten kardeşim
bununla ilgili daha çok şey yazılacak rusti.
evet ben bu konuyu yazmıştım. Doğru hatırlıyorsun rusti.
Aydın Doğan medyasının gazıyla su yüzüne çıkmış doğru olsa bile hiçbir yardım kurumunu ciddi bir şekilde etkilemeyecek iddialar bütünü bunlar.Avrupa da olsun Türkiye de olsun cemaatlerin vakıfların hemşehri derneklerinin yardım etmeyi belli periyodlarda yerine getiren herkesin bir yardım derneğiyle irtibatı var zaten.En fazla bu işlerde hiç bezi olmamış kimseler etkilenip yardım kuruluşlarına uğramaz. Deniz feneri televizyon programıyla popüler olmuş bir dernek, dini bir propagandayla yardım toplamadıkları için bu kadar popüler oldular.İslamcıların avrupa da daha köklü dernekleri var.ortalama televizyon insanının yaptığı yardımlarla büyümüş bir derneği islamcı gösterip bunun üzerinden de islami kesime saldırma taktikleri yutmaz. Yutsaydı, yıllar önce bosna savaşı sırasında Erbakan ın danışmanlarından biri olan Süleyman mercümek in bosna için topladığı paraların buharlaşması sonrasında IHH bu kadar büyümezdi.Aynı olayın tıpkısı, ne değişti?Doksanlarda bu iddialar karşısında kalan IHH bugün islam dünyasının en köklü yardım kuruluşu oldu. Bugün sen git avrupada IHH paraları cebine atıyormuş de, kimse kaaleye almaz…Aydın Doğanla Tayyip abinin savaşının argümanları bunlar, birbirlerine çembe atarken ortaya attıkları dosyalar üzerinden ideolojik savaş osuruk tayyaresidir. Aha yazıyorum buraya bu davalardan hiçbir şey çıkmayacak.
taaa 14 nisanda başlayan mitingler serisinde, e-y muhtıralarda, 22 temmuzda, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ergenekon – kapatma davalarında yalancı doğan medyasının gazına gelip uçanların nasıl yere çakıldığını görmek epey eğlendirici olmuştu. gene aynı vartaya düştüklerini görmek hem üzücü hemde eğlenceli. üzücü çünkü ulusalcı kemalist laikçilerin bu kadar kolay kandırılıp gaza getirilebilinmeleri devlet açısından katlanılması sıkıntılı bi durum. eğlenceli çünkü her zaman böle eğlence bulamıyoruz, bulunca dalmak lazım.kendilerinin yapamadığı hayır hasenat işine çamur atmalarıda üzüme ulaşamayan tilkinin zaten ekşiydi demesine benziyor. oda ayrı bi eğlence.
be oguzkagan!iki sözünden biri kemalistlere,atatürkçüleri,atatürk devrimlerine sahip çıkanlara laf atmak.sana demiyorum ki arada çürük yumurtalar yok,atatürkçülüğü kullanan ikiyüzlü şerefsizler yok.ama senin derdin aynen benim derdim gibi onlarla değil.senin derdin m.kemal atatürk ve onun fikirleriyle,onun fikirlerini benimseyenlerlebu ne büyük gaflet ve ihanettir yahu.bu ülkeyi kurtaranlara karşı bu ne saygısızlıktır.bu atamıza karşı yapılan ne büyük ihanettir!bu tartışmanın öncesi ‘kemalistlerin askerlik anlayışı’miminde başlamıştı.getirip buraya koymuşsundoğrudur oguzkagan atatürkçülüğü gerçekten benimseyen biri bu şekilde bir yardım toplama(lafın gellişi,tüysüz yetimin hakkını gasp etme)yapmaz,yapamaz.ama şunu merak ediyorum.benim derdim belli atatürkü anlamak ,onun yolundan gitmek,fikirlerini savunmak,ülkemi onun devrimleri ışığında yukarılara taşımak.senin derdin sorunun ne?eğer sağa sola yüzlerce yorum yapacağına bunu yazarsan herkese karşı daha açıklayıcı olur.bu iş öle sağa sola laf sokmaya çalışmakla, tabiri caizse laf salatası yapmaya benzemez ama yürek ister!
@ataoglu, sen yeni olduğun için anlamayabilirsin, normaldir. anormal olan atatürkün adını siyasete alet etmen ve çok kullanman. bu beni kıllandırmıyo diil lakin kimin ne yaptığı tabiiki beni enterese etmez. taaki atatürkün adını kendi menfaatlerine alet etmesin.son 1 sene içerisinde ne kadar çok atatürkün adını istismar edeni gördüğümü anlatsam aklın tavana vurur. şol sebepten çok sert girmekteyim, samimi olan zaten ilgilenmez, kenara çekilir, toz duman yatışana kadar bekler. bu iş kemalistlerin askerlik anlayışı ile başlamadıki onunla bitsin.atatürkçü olduğunu iddia edenler sahtekarları ayıklayıp atatürkün ismini istismar edenleri dışlayana veya cezalandırana kadar ben böle yapmaya devam edeceğim, gerisi sana kalmış.
bundan sonra senin söylediklerine madde madde cvp verecem de anla yahu!1-benim ne menfaaatim varki burda atatürkün adını kullanayım.sadece her çupulcunun hakeretini boğazına sokarım o kadar.2-dediğin istirmarcılara senin kadar karşı ve kin doluyum.sonuna kadar da savasırım.lakin sen bütün atatürkçülere laf ediyorsun.kendine gel.atatürkten söz ederken de 100 kere düşün öyle yaz.3-sen böyle atatürkçülere laf ederek mi sahtekarların ayıklanacağını düşünüyorsun yahu?şu an o bilgisayarın basında oturabiliyorsan atatürk sayesindedir bilesin.ve idrak edesin4-sen kimsin,hangi düşünceye hizmet edersin.bir yazını görmedim.hep yıkıcı eleştiri.doğru bildiklerini yazda görelim yahu bizde.bu iş öle atıp tutmaya benzemez.
bi yazıya ayrı öbürüne ayrı saçmalarsan kimse seni ciddiye almaz. insan saçmalarken bile tutarlı olmalı, diilmi ama.sen atatürkün adını ticari olarak istismar eden birisin. 1936ya kadar kimsenin haberi olmayan ucube kemalizmi ve kemalistleri eleştirmeyi atatürkü ve atatürkçüleri eleştirmek zannedecek kadar kafayı yemişsin. kaldıki atatürkçüleri eleştirdim, istersem gene eleştiririm, sen biraz arşivi dolaş.ulusalcı kemalist laikçilerin aynı ittihatçılar gibi ingilizler tarafından kirli mendil gibi kullanılıp paçavra gibi atıldığı az çok belli. belli olmayan bunu gönüllü ve kendi istekleriylemi yaptıkları, kandırıldılarımı. öğrenince kimin kapısında çalıştığınıza karar verip buraya yazarım.
burdaki çelişki bile senin kötü niyetini,bozulmuş zihniyetini belli ediyor.burda yazdığın ikinci ve üçüncü cümle aslında senin kim olduğunu anlatıyor.eyvallah!senin derdin m.kemal ne onun fikirleriyle olduğu sürece mutlaka bir atatürkçü gelir kafana şamarı basar.sana tek bişey diyeceğim; öyle olan öyle görür.gölge etme başka ihsan istemem!
Benim aklımın almadığı bir milletin nasıl bu kadar duyarsız hale geldiği. Deniz Feneri Olayı gerçek bir yolssuz olayı bu niye inkar edilmeye çalışılıyor. Başbakanlığa Deniz Feneri tarafından bağışta bulunulmuş Başbakan benim bundan haberim yok diyor. Varmı böyle dava kim inanır buna. Doğan Medyasını savunacak değilim.Asla savunulacak tarafları yok. Şunu da herkez biliyor ki Her ikisinin gerek medyanın gerek iktidarın zulası da bir diğerinin ayıbı ile dolu İnşallah kurtuluruz. AKP (Artık Karanlıktayız Partisi) İktidarından
bu zihniyette olan,uyumayı meslek edinen insanlar oldukça bizi daha çok uyuturlar helina.için için benliğimizi,değerlerimizi yok ediyorlar kimsenin sesi çıkmıyor.sesi çıkanıda(eleştiriyi kabul etmeyen zihniyet)gönderiyorlar bir tarafa.çıkıyorlar laik,cumhuriyetin altını oyuyorlar,atatürke hakeret ediyorlar.savunanları çov yapmakla itham ediyorlar.masonlukla itham ediyorlar.ticari kazanç sağlamakla itham ediyorlar(ne alakaysa)kusura bakmasınlar bu saldırılar yok olmadığı sürece savunmaya devam edeceğim.atatürkçülüğe hkaret etme gafletinde bulunanlar bilsinler ki bu vatan o beğenmedikleri fikirler sayesinde kurtuldu.kimsenin haddi değil hakeret etmek.hee oturalım tartışalım çünkü atatürkçülük gelişime açıktır.ama birileri çıkıp binanın ana kolonlarına dukunursa elini kırmak hepimizin borcudur.
ataoğlu, bi yandan elbirliğiyle düzeltelim diyosun, öbür yandan kırarım o elleri diyosun. biraz tutarlı olda bi anlaşalım, oku bakalım:
oğuzkagan bişeyi de tam anla be kardeşim.