Sanatçıların bir kısmı için “deli mi, dahi mi?” sorusunu sorarız çoğu zaman. İşte Damien Hirst de öyle, bu soruyu kendisi için sordurmayı başarmış biri.

Damien Hirst'in ta kendisi.
Damien Hirst’ün ta kendisi.

7 Haziran 1965 doğumlu İngiliz sanatçı, Young British Artist diye anılan grubun en önemli sanatçısıdır. Young British Artists grubunun “shock tactics” adıyla benimsedikleri şok edici sanat eserleri üreten iki sanatçısından biridir. Aslında Young diye anıldıklarına bakmayın siz, Damien Hirst’ün yaşından da anlaşıldığı gibi çoğu genç değil artık. Grup, Saatchi’nin 1992 tarihli bir sergisinde bu isimle meşhur olduğu için bu şekilde anılıyor. Bunun yanı sıra yaşayan en zengin, eserleri en pahalı, ayrıca sanat camiasının en nefret ettiği sanatçıdır. Biraz fazla mı oldu sanki? Sanmıyorum…Bristol’de doğan sanatçı babasını hiç tanımamış ve iki kez dükkan soygunculuğundan tutuklanmış. Leeds Sanat ve Tasarım kolejinde okuyan Hirst, daha sonra Goldsmiths, Londra Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar bölümünde okumuştur. Uyuşturucu ve alkol sorunları yaşadığını itiraf eden Hirst’ün artık sigara, alkol ve uyuşturucudan uzak durduğu biliniyor. Şu anda görünen, geçmişini geride bıraktığı ve kendine yeni bir hayat kurduğu. Kendisi evli ve iki çocuk babası.Nedir Damien Hirst’ü bu kadar tartışmalı hale getiren, sanat camiasının sevilmeyen adamı olduğunu iddia ettiren ve aynı zamanda her daim ön plana çıkartan? Tabii ki eserleri! Damien Hirst’ün her yaptığı, sanat camiasında tartışılır.İşte “Tanrı Aşkına”. 1700’lerde yaşamış olan bir platin kafatası kullanılarak (o kafatasının kalıbı çıkartılarak) hazırlanan bu kafatasının dişleri ise orijinal! 2007 yılında yapılan bu eser pırlantalarla kaplı. Tamı tamına 24 milyon dolarlık malzeme kullanılmış ve 88 milyon dolara satılmış! (Sıfırların çok olmasına alışkın değilim!)

For The Love Of God
For The Love Of God

Bu hala bir sanat eserine ödenmiş en yüksek ücret ünvanını korumakta. Sanırım neden bu kadar tartışmalı hale geldiği anlaşılıyor değil mi? Kimine göre bu belki de saçmalık, kimine göre de sanat eseri… “Sanat”ın ne olduğu hala tartışılırken bu eserlerin de tartışılması oldukça normal bence.

Kaleidoscope-2004
Kaleidoscope-2004

Damien Hirst, kelebekleri, ilaçları, kafataslarını; özellikle de ölmüş hayvanları kullanmayı oldukça seviyor. Eserlerinde ölüm temasını kullanmayı da tabii! Zaten “shock tactics” de aslında vahşi yaşamdan ve tekrar değerlendirilemeyecek malzemelerin kullanılmasıyla oluşan bir olgu.

Peki ölmüş hayvanları eserlerinde nasıl kullanıyor Damien Hirst? Cevabı Formaldehit! Formaldehit kısaca, kadavralar bozulmasın diye cesede kan yerine pompalanan kimyasal bir sıvı. Bu sıvı sayesinde cesetler saklanabiliyor, hatta tıp öğrencilerinin öğrenim gördükleri kadavralarda da bu kullanıyor. Ağır bir kokusu bulunan ve kanserojen olan bu madde aynı zamanda hastanelerin kokusunun da nedeni olarak biliniyor.

Hirst ölü hayvanları formaldehit içine yatırıp pleksiglas kabinler içinde sergiliyor ve bunlar en çok ilgi çeken daha doğrusu tepki toplayan eserleri oluyor. Özellikle Peta‘nın nefretini kazanmış olduğu kesin.Ölü hayvan ve formaldehit kullanarak yapmış olduğu çalışmaların en meşhuru yukarıda görmüş olduğunuz köpek balığı; “The Physical Impossiblity of Death in the Mind of Someone Living”. Bu eser 4,3 metrelik bir ölü köpek balığının formaldehit içine yatırılmasından oluşuyor. Aslına bakarsanız yıllardır hayvanları önce avlayıp sonra onları dolduranların yaptıklarına benzer bir iş Hirst’in yaptığı.

Virgin Mother
Virgin Mother

Hirst bu eseri 1991 yılında Saatchiiçin yaptı. Hirst bu köpek balığını kendisi mi yakaladı? Hayır, tabii ki! Bu köpek balığını yakalaması için Avustralya’da bir balıkçı tutuldu ve balıkçıya “Büyük bir köpek balığı istiyorum, beni rahatça yiyecek kadar büyük bir köpek balığı,” diyen Hirst bu eserini formaldehitten yararlanarak yaptı. “The Physical Impossiblity of Death in the Mind of Someone Living” sanatçının en çok tepki toplayan eserlerinden birisidir. Eseri bir süre sonra çürümeye başlayan Hirst, köpek balığını yenisiyle değiştirdi. İşin ilginç tarafı Hirst, köpekbalığının yenisiyle değiştirme işlemini de sanatının bir parçası olarak görüyor. Bu eseri ayrıca Tate Müzesi’nin Turner ödülüne aday oldu.İkiye bölünmüş bir inek ve buzağının yine formaldehite yatırılmasından oluşan eseri ve yine çok tepki toplayan bir eseri; “Mother and Child Divided”.

Damien Hirst’ün diğer bir “pahalılar” listesindeki eseri ise aşağıda görünen “The Golden Caf” ismini taşıyan eseri.

2007 Ağustos ayında 18,6 milyon dolara satılan bu eser formaldehite yatırılan 18 ayar altından boynuzlu bir sığır! Bu kadar işte; bir sığır, bir fanus ve formaldehit! Ve işte karşınızda dünyanın en pahalı eserleri serisi! (Ooops, altın boynuzu es geçtim!)

Söylenenlere göre Damien Hirst’ün en çok sevdiği eseri ise A Thousand’s Year: Üstünde sinekler uçuşan yine cam bir fanusa yerleştirilmiş bir inek kafası.Sanatçının ayrıca Lance Armstrong için bisiklet tasarlamış olduğu da bilinenler arasında.

Çalışmalarından birçoğunu kocaman bir asistan ordusuyla ürettiği bilinen Hirst’ün biraz kendini yenilemesi gerektiğini, hayvanları bu şekilde kullanmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir süre sonra artık insanların ilgisini kaybedebilir. Tabii bu noktada da Young British Artists hemen devreye girebilir. Bu eserler eğer Hirst imzasını taşımasaydı ve Young British Artist’in yadsınamaz katkıları olmasaydı bu kadar para eder miydi? O da ayrı bir merak konusu.

Beatiful Love
Beatiful Love

Sanatçının resmi web sayfası şu anda aktif olmasa da, Damien Hirst ismini çok yakında daha çok duymaya, eserlerini ise daha çok görmeye hazır olun.