Daha çok okuyan mı yoksa gezen mi bilir derler ya işte ben çok okuyan bilir diyenlerdenim.

Geçen ay liseden bir arkadaşımla görüştüğümde bana İspanya’da ki gezisini ballandıra ballandıra anlatmaya başladı. Konu Alhambra sarayına gelince gülümsedim. Çünkü severek okuduğum Philippa Gregory’nin ”Mahkum Prenses” kitabında geçen bu kaleyi merak edip internetten de araştırmış bütün fotoğraflarına bakmıştım, bildiğim kadarını bende ona anlatmak istedim. Benim anlattıklarım kalenin müslümanlara ait olduğu fakat Kral Ferdinand tarafından işgal edilince İspanya’ya geçmesi, bu işgalle müslüman bilim adamlarını, doktorları sınırdışı etmeleriyle ülkede salgınların kol gezmesi, kalede bulunan hamamlarla temiz kalmayı öğrendikleriydi. Oysa o bunlarla ilgilenmedi. İşte bence çok gezen değil çok okuyan bilir. Yada gezerken nerde gezdiğini bilen.Herkes gibi bende çok gezmek çok görmek istiyorum. Okuduğum kitaplardaki anıtları, kaleleri, müzeleri sadece okurken hayal etmekte bırakmayıp bizzat yerinde görmek. Fakat Kapadokya’yı, Mevlana’yı, Sümela Manastırı’nı ülkemdeki daha bir çok kıymetli yeri görmemişken yurtdışına gidip gezmek hıyanet gibi geliyor bana.(Resim Alhambra sarayının bahçesi, beğendiğim için eklemek istedim)