Bazen dünyada bu kadar çok insan yaşadığına inanamıyorum. İnanasım gelmiyor. O kadar fazla insan, o kadar farklı hayatlar varki, düşündükçe çıldırcakmışım gibi hissediyorum, bırakıyorum düşünmeyi…ama olmuyor, yeniden düşüyor aklıma. Bu kadar çok insan, bu kadar çok farklı yaşam nasıl olabilir.Düşünsene Paris’in cafelerinden birinde oturup kahvesini ve sigarasını içen yaşlı bir fransız kadın, aynı anda Irak’da oğlunun cesedini arayan Iraklı bir kadın, aynı anda amerikada golf oynayan emekli bir adam, aynı anda Türkiye’de emeklilik maaşı yetmediği için çöplerden topladıklarını satarak geçinmeye çalışan yaşlı bir emekli var bu dünyada.Hatalı sollama yapan bir aracın içindeki aile karşıdan gelen kamyona çarpmak üzereyken, aynı anda dünyanın diğer ucunda doğumgünlerini kutlayan binlerce insan. O gün karnını nasıl doyuracağını düşünen insanlar var, aynı anda 16. yaş günü için babasından son model araba, süper bir parti isteyen insanlarda var. Vatanını korumak için teröristler tarafından hayatının baharında öldürülen bir asker ve bunun acı haberini alıp yıkılmış bir aile, aynı vatanda gününü gün eden ama bu vatan için hiçbirşey yapmamış insanlarda var.Sen burda bu yazıyı okurken aynı anda başka biri intihar ediyor. Bunun gibi sayfalar dolusu örnek yazabilirim.Bazen reddediyorum, olamaz böyle bişey. Çevremdeki herkes, gördüğüm her kişi benim hayatımda ufak veya büyük bir rol oynayan ne yapacağı önceden biri tarafından programlanmış kişiler gibi. Mesela yolda yürürken yanımdan geçen kişi sadece bir figüran. Veya balkona çıkıp dışarıyı izlerken gördüğüm insanlar, onlarda figüran. Belki de evimizin önündeki sokaktan geçip caddeyi döndükten sonra yok oluyorlar. Onların görevi sadece o anda bana görülmekti ve bunu yaptılar. Annem, babam, kardeşim…Mesela evin kapısını kapatıp dışarı çıktığım an, evin içindeki tüm kişiler ve tüm eşyalar yok oluyor olabilir.Sanırım yıllar önce izlediğim Micheal Douglas’ın filmi “Oyun” dan biraz fazla etkilenmişim:) neyse…Çok ama çok fazla insan var dünyada. Haddinden fazla. Herkes kendi derdinde, herkes birşeylerin peşinden koşturuyor. Herkesin farklı farklı hayalleri var. Ama amaç biryerde aynı. Mutlu olmak, istediğin şeyi elde etmek. Bazen insan birşeyi istemese bile, onu elde etmiş olmayı başarmak için kendini paralıyor. Zaten insanın bitmek tükenmek bilmeyen isteklerinin sonucu dünyanın bu hale geldiğini düşünüyorum ve nasıl bir sonumuz olacağını merakla bekliyorum. (binbir türlü felaket filmlerini izleyerek. Nedense hep kurtuluyoruz bu filmlerde, hep insanoğlu kazanıyor, bir kerede tamamen yok olalım şu dünyadan)
yorumlar
dünya bir tiyatro sahnesi bence.bizlerde oyuncuyuz. kimi zaman bize düşen rol iyi,kimi zaman kötü,kimi zamanda fealket habercisi. ama bunları düşündükçe hayat içinden çıkılmaz bir hal alırki. herşeye rağmen hayat yaşamaya değer.:)
fazla düşünme…….
YAŞAMI SORGULAMAK YERİNE NASIL SUNULURSA ÖYLE YAŞAMAYI TERCİH EDENLERDENİM……EĞER SORGULARSAK İÇİNDEN ÇIKAMAYIZ.TÜM GÜZELLİKLER SENINLE OLSUN GÜZEL ARKADAŞIM.GÜZELLİKLER YAŞANMAK İÇİN…GERİSİ YALAN…
bunun sebebi, ne Oyun ne Matrix… bunun sebebi:senin farkındalığın. iyi ki varsın!ama arada sırada fişi çekmek ya da stand-by konumuna geçmek gerekiyor. fazla yüklenmek iyi gelmez adama… tatilini yaptın mı bakayım sen? :))
bak şu son cümlen,,, ona ve ilk cümlene , bu ikisine katılıyorum. evet çok fazla insan var bu gezegenin üstünde , ve evet tüm insanlığın sonunda yok olduğu ve tüm hayvanların “oleeey!” diye zıplayıp dans etmeye başladıkları bir film yapılmıyor nedense hala.
ben de zaman zaman aynı hisse kapılırım. yani hayatımdaki ve sokakta gordugum insanların figuran oldukları hissi. (bkz;truman show)
Merak etme doğanın dengesi bu, fazlalıklar er geç imha edilir…
fazlayız fazla…ben katılıyorum.arrogante hombre bir yazısında bir tim önermişti. GİİT. valla şahane fikir aslında.
:))
Oldukça sık düşündüğüm şeyler.Hepimiz de bazen neden bazen sonuç, bazen etki, bazen tepki oluyoruz.Aynılıklar ve aynı andalıklar, seçebildiğimiz kadar özgür, keşfedebildiklerimiz kadar kısıtlıyız.Sandığımız, sanabildiğimiz kadar uykudayız.
evet haklısın birisi de ben …
@pilli pati, tatil yapmadım 🙂 şöyle uzaklara gitsem biraz iyi olcak sanırım.@cpgulen, elimden geldiğince sorgulamamaya çalışıyorum ama bazen böyle engel olamıyorum işte kendime.
Engel olma sakın, olursan koyun olursun. Sonra güderler seni. Yani anlayacağın ‘kurtların arasında kuzu olarak yaşıyosun.’
‘koyun’ olmak ne kadar da güzel olurdu halbuki.koyun olduktan sonra önemi yokki koyun olmamın. yani koyun olmanın getirilerinden biridir herhalde koyun olmamı ve güdülmemi hiç umursamamak. ne güzel olurdu. oh. mis.