“muhteşem felsefi bir boyut içeriyormus”Sanki muslumanlar Islam’in felsefi boyutunudan cok anliyorlar da!Islam’in tek buyuk gucu ERKEKLERE CEKTIGI MUTHIS KIYAKtan kaynaklaniyor, bir cinsin otekine hukum hissi sanki dunyaya hukmetmis hissini verdigi icin bu kadar yaygin. Dusun, para yok pul yok, ama sana kadinlari, kuckuk kizlari kole gibi kullanabilecegin ve dunya zevklerinden maksimum yararlanabilecegin bir din geliyor, bu klube uye olmayip da ne olsun!Islam gucunu testosteron motorundan aliyor, cahil kitlelerin Islam’in erdem ve felsefesiyle ne alakasi olabilir?
Din insanları müslüman, musevi, hıristiyan diye ayrıştırıyor.. Herkesin dini kendisine.. Önemli olan vicdan ve akıl sahibi olabilmek. Benim şahsi düşüncem bu. Dinde “ahlaki değerler” in ön plana çıkartılması gerektiğini düşünüyorum. Din adına her yol mübah anlayışını kabullenmiyorum… Yalan, hırsızlık, talan, israf gibi kavramların kendilerini “dindar” diye tanımlayan kimselerde görülmemesi gerekir…İnsanları ayrıştırıp kendinden olmayanı dışlama, insanları barışa davet yerine kutuplaştırma, kendinden olmayanla savaşma öğretisi, kadınları ikinci sınıf varlık yerine koyma, en önemlisi de “değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi” olan bir dünyada uzun yıllarca değişmeyen kuralları bulunması beni dine karşı düşündürtmüştür. Dinlerdeki bu değişmeyecek kurallar insanlara mantıksız gelse bile, insanlar bunu düşünmeye gerek görmez, şekle, şeklen tapınmacılık vardır, insanlarda sorgulamayı engeller, “sorgulayamazsın , öyle diyemezsin, böyle diyemezsin, dinden çıkarsın” vs. gibi insanları baskı altına alır. Benim söyleyeceklerim bu kadardır.Bu topraklarda benim için önemli olan ve benim kardeşim diyebileceğim kişiler ancak “bu vatan bizim” diyenlerdir ve Atatürk’ün bize kazadırdığı bu ülkede çağdaş olma yolunda yürüyendir. Çağdaş olan insan da bilim yolunda yürüyen insandır bence. İnsanlara gereken en önemli değer de “vicdan ve akıl” dır.Sevgiler
Çağdaş olan insan da bilim yolunda yürüyen insandır bence.Aman bunu soyleme, burada seviyeleri de beyin kapasiteleriyle orantili azili bilim dusmanlari hemen cikip sana.”Comte’ci pozitivist darwin kopegi” etiketi yapistirirlar.
Clicia eğer o dediğini demek için bile bir an için de olsa düşünüyorlarsa bu benim için yeterli:)Atatürk’ten:”Medeni olmayan insanlar medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar”
Ayserg, Senin söylediğin toplumsal dindir. Dinin kendisinden bahsetmiyorsun. Ve bir din de ilk çıktığı andaki etkisi ile değerlendirilmelidir. “Din rutini kıran bir dinamiktir. Karizmatik lider (yada peygamber) var olan statükoyu kırar. Ve rutin devrimsel olarak değişir. Ta ki yeni düzen rutinleşene kadar. Bu kez ise bir başka karizma, o rutini kırar.. bu böyle devam eder.” (Max Weber)Toplumsal problemle din yada dinlerin alakası yoktur. Aynı, ideolojiler (misal; komünizm yada kapitalizm) nasıl teoride eşitliği ve dürüstülüğü öngörüyorsa da.. ama pratikte söz gelimi komünist rejimler bu teorik savlara uymamışsa, din kurumunda da bu tip fasolar olabilir. Çünkü teori milyonlar (bazen milyarlarca) bireyin, kollektif hareketiyle icra edilmek zorundadır. Sevgiyi emreder dinler ama, biri çıkar der ki:
Ayserg DİYOR Kİ, (19 Mayıs 2008 00:17)Bu topraklarda benim için önemli olan ve benim kardeşim diyebileceğim kişiler ancak “bu vatan bizim” diyenlerdir ve Atatürk’ün bize kazadırdığı bu ülkede çağdaş olma yolunda yürüyendir
Bu durumda bir Ayserg insanı, Atatürkçü olmayan milyonlarca Türk yada milyarlarca dünyalıyı, ideolojik saplantıları gereği “kardeş olmayan” statüsüne koyar. Üstelik bir de kalkıp bunun üstüne, karşısında gördüğü kampı ve milyonları “ayrımcı”, “kutuplaşmacı”, “savaş öğretisine tapınıcı” diye damgalayabilir.İşte insanoğlu bu denli kendini bilmez olunca da, arada bu gibi ayrıştırıcı kimselerin kin kusması sonucu savaşlar, kargaşalar çıkar. Çünkü toplumsal ve kollektif hareketler uyum gerektirir. Ama bu uyuma uymakta zorlanan insanlar, çeşitli dinlerden de, çeşitli ideolojilerden de çıkabilir. Üstelik kendini bilmezdirler de.Ben burada herhangi bir din mensubu kişinin müslüman inancına saygısızlık ettiğini görmedim. Ne bir yahudi, ne de bir hristiyan. Ne burada, ne de toplum içinde müslümanlığa saldırı yapmaz. Ben buna rastlamıyorum. Aynı şekilde, ben buradaki ateist insanlara, yüzyıl önceki Anadolu insanı gibi tahkir eden, yobaz ve kendini bilmez bir müslümana da rastlamadım. Kimse neden içki içiyorsun, neden domuz eti yiyorsun diye burdaki birine saldırdığı vaki değildir. En azından benim burada takıldığım son 3-5 aydır rastlamadım buna. Fakat burada dine cephe alan pekçok insan sürekli olarak diğerlerinin inancına saldırmıştır. Üstelik bunu yaparken de sekülerleşmenin bu uygarlık dışı davranışa kalkan olduğunu iddia ederek. Halbuki uygar bir seküler birey, bir diğerinin dini inancını değil sorgulamak, sormak nezaketsizliğine dahi kalkışmaz, bu derecede medeniliği içselleştirmiştir.Bundan da anlıyoruz ki, yobazlık dinle ilintili bir mefhum değil. Uygarlıktan nasibini almamak ve kendini bilmez olmakla alakalıdır. Başkalarına yol yordam öğretmeye kalkarken, zorba, vahşi, kutuplaştırıcı, seküler ahlaktan nasipsiz ve bedevi olmakla ilişkili bir problemdir.Bu elbette bazı coğrafyalarda müslüman bireyler yada islam asıllı terör şebekeleri arasından çıkarken, hristiyan Amerika’da istilacı Amerikan ordusu mensupları arasından çıkarken yada ortaçağ avrupasındaki skolastik insanlar arasından çıkarken, Türkiye gibi ülkelerde ise Atatürkçü titri ile hareket ettiğini iddia eden insanlar arasından çıkar.Demek ki, bağnazlıkta temel referans din değil, ahlak ve cehalet-kendini bilmezliktir. Kendini bilmez insanlar olduğu sürece de, toplumsal hayatın kollektif düzeni böyle yara almaya devam eder.
Sonradan farkettim ki; dediğin gibi seni yanlış yorumladım. Sebebi ise rumuzunu bir başka kişinin rumuzu ile karıştırmış olmamdı. Anasset adlı bir kullanıcının yorum sayıları, ses benzerlikleri ve son günlerde yazdığı bazı yorumlar, senin rumuzunla onun rumuzunu karıştırmama neden oldu ve seni o kişi zannederek bunları yazdım. Çünkü kendisi senin bu eleştirdiğin şeyleri bir hayli ağır düzeyde yapmakta idi ve aynı kişinin bu kez böyle yorum yapması (daha doğrusu benim öyle sanmam) bana ters geldi. Ve bu sert tepki gösterdiğim yorumu yaptım.Dolayısıyla sana karşı haksızlık ettiğimi farkettiğim bu maksadı aşan ve aşırı dozajda olan ifadelerim için senden özür dilerim. Üstüne de alınmamanı rica ederim. Malesef değiştir/sil fonksiyonu olmadığı için sonradan farkettiğim bu hatayı düzeltemedim.Ama yazdığım yorumu Clicia x ve Anasset adlı kullanıcılar alınabilirler. Yönelttiğim kişi hatalı olmasına rağmen eleştirimin içeriği hakkında dediklerimi tekrar ediyorum. Çünkü bu tip kişiler dini ayrıştırıcı olarak addederken kendileri en ayrıştırıcı tepkileri göstermeye devam ediyorlar.İfadelerimi sana yönlendirmekle hata ettiğimi farkederek tekrar özür dilerim.
Tek bir çıkar yol var, İslam’ın teröre alet edilmesinin İslam’da yeri olmadığını Müslüman gençlere gösterebilmek.
Vaay be! Gözlerim yaşardı, çok duygulandım. Ama, dur bir dakika…
Bu amaçla esirler arasındaki bazı hocalara esir muamelesi yapılmadı ve ilahi bilimler uzmanlarıyla beraber Kuran üzerine çalışmalar düzenlendi. Bu ‘tefsir’ çalışmalarından sonra biz bu hocaları serbest bıraktık ve onlar Müslüman gençleri üzerinde ilahi mesajın nasıl algılanması hususunda vicdani düzeyde yapılan yaklaşımlarda fevkalade önemli farklılıklar yarattılar.
Hah, işte burada dananın kuyruğu kopuyor.Adamlar yılardır İslam’ın içine fitne sokmak içintarikat, cemaat, şeyh vb müsvetteleri üretip durdular. Yola devam.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Yazının videosu: The New Yorker
“muhteşem felsefi bir boyut içeriyormus”Sanki muslumanlar Islam’in felsefi boyutunudan cok anliyorlar da!Islam’in tek buyuk gucu ERKEKLERE CEKTIGI MUTHIS KIYAKtan kaynaklaniyor, bir cinsin otekine hukum hissi sanki dunyaya hukmetmis hissini verdigi icin bu kadar yaygin. Dusun, para yok pul yok, ama sana kadinlari, kuckuk kizlari kole gibi kullanabilecegin ve dunya zevklerinden maksimum yararlanabilecegin bir din geliyor, bu klube uye olmayip da ne olsun!Islam gucunu testosteron motorundan aliyor, cahil kitlelerin Islam’in erdem ve felsefesiyle ne alakasi olabilir?
Din insanları müslüman, musevi, hıristiyan diye ayrıştırıyor.. Herkesin dini kendisine.. Önemli olan vicdan ve akıl sahibi olabilmek. Benim şahsi düşüncem bu. Dinde “ahlaki değerler” in ön plana çıkartılması gerektiğini düşünüyorum. Din adına her yol mübah anlayışını kabullenmiyorum… Yalan, hırsızlık, talan, israf gibi kavramların kendilerini “dindar” diye tanımlayan kimselerde görülmemesi gerekir…İnsanları ayrıştırıp kendinden olmayanı dışlama, insanları barışa davet yerine kutuplaştırma, kendinden olmayanla savaşma öğretisi, kadınları ikinci sınıf varlık yerine koyma, en önemlisi de “değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi” olan bir dünyada uzun yıllarca değişmeyen kuralları bulunması beni dine karşı düşündürtmüştür. Dinlerdeki bu değişmeyecek kurallar insanlara mantıksız gelse bile, insanlar bunu düşünmeye gerek görmez, şekle, şeklen tapınmacılık vardır, insanlarda sorgulamayı engeller, “sorgulayamazsın , öyle diyemezsin, böyle diyemezsin, dinden çıkarsın” vs. gibi insanları baskı altına alır. Benim söyleyeceklerim bu kadardır.Bu topraklarda benim için önemli olan ve benim kardeşim diyebileceğim kişiler ancak “bu vatan bizim” diyenlerdir ve Atatürk’ün bize kazadırdığı bu ülkede çağdaş olma yolunda yürüyendir. Çağdaş olan insan da bilim yolunda yürüyen insandır bence. İnsanlara gereken en önemli değer de “vicdan ve akıl” dır.Sevgiler
Çağdaş olan insan da bilim yolunda yürüyen insandır bence.Aman bunu soyleme, burada seviyeleri de beyin kapasiteleriyle orantili azili bilim dusmanlari hemen cikip sana.”Comte’ci pozitivist darwin kopegi” etiketi yapistirirlar.
Clicia eğer o dediğini demek için bile bir an için de olsa düşünüyorlarsa bu benim için yeterli:)Atatürk’ten:”Medeni olmayan insanlar medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar”
ATATÜRK
Hz.Muhammed
Ayserg, Senin söylediğin toplumsal dindir. Dinin kendisinden bahsetmiyorsun. Ve bir din de ilk çıktığı andaki etkisi ile değerlendirilmelidir. “Din rutini kıran bir dinamiktir. Karizmatik lider (yada peygamber) var olan statükoyu kırar. Ve rutin devrimsel olarak değişir. Ta ki yeni düzen rutinleşene kadar. Bu kez ise bir başka karizma, o rutini kırar.. bu böyle devam eder.” (Max Weber)Toplumsal problemle din yada dinlerin alakası yoktur. Aynı, ideolojiler (misal; komünizm yada kapitalizm) nasıl teoride eşitliği ve dürüstülüğü öngörüyorsa da.. ama pratikte söz gelimi komünist rejimler bu teorik savlara uymamışsa, din kurumunda da bu tip fasolar olabilir. Çünkü teori milyonlar (bazen milyarlarca) bireyin, kollektif hareketiyle icra edilmek zorundadır. Sevgiyi emreder dinler ama, biri çıkar der ki:
Bu durumda bir Ayserg insanı, Atatürkçü olmayan milyonlarca Türk yada milyarlarca dünyalıyı, ideolojik saplantıları gereği “kardeş olmayan” statüsüne koyar. Üstelik bir de kalkıp bunun üstüne, karşısında gördüğü kampı ve milyonları “ayrımcı”, “kutuplaşmacı”, “savaş öğretisine tapınıcı” diye damgalayabilir.İşte insanoğlu bu denli kendini bilmez olunca da, arada bu gibi ayrıştırıcı kimselerin kin kusması sonucu savaşlar, kargaşalar çıkar. Çünkü toplumsal ve kollektif hareketler uyum gerektirir. Ama bu uyuma uymakta zorlanan insanlar, çeşitli dinlerden de, çeşitli ideolojilerden de çıkabilir. Üstelik kendini bilmezdirler de.Ben burada herhangi bir din mensubu kişinin müslüman inancına saygısızlık ettiğini görmedim. Ne bir yahudi, ne de bir hristiyan. Ne burada, ne de toplum içinde müslümanlığa saldırı yapmaz. Ben buna rastlamıyorum. Aynı şekilde, ben buradaki ateist insanlara, yüzyıl önceki Anadolu insanı gibi tahkir eden, yobaz ve kendini bilmez bir müslümana da rastlamadım. Kimse neden içki içiyorsun, neden domuz eti yiyorsun diye burdaki birine saldırdığı vaki değildir. En azından benim burada takıldığım son 3-5 aydır rastlamadım buna. Fakat burada dine cephe alan pekçok insan sürekli olarak diğerlerinin inancına saldırmıştır. Üstelik bunu yaparken de sekülerleşmenin bu uygarlık dışı davranışa kalkan olduğunu iddia ederek. Halbuki uygar bir seküler birey, bir diğerinin dini inancını değil sorgulamak, sormak nezaketsizliğine dahi kalkışmaz, bu derecede medeniliği içselleştirmiştir.Bundan da anlıyoruz ki, yobazlık dinle ilintili bir mefhum değil. Uygarlıktan nasibini almamak ve kendini bilmez olmakla alakalıdır. Başkalarına yol yordam öğretmeye kalkarken, zorba, vahşi, kutuplaştırıcı, seküler ahlaktan nasipsiz ve bedevi olmakla ilişkili bir problemdir.Bu elbette bazı coğrafyalarda müslüman bireyler yada islam asıllı terör şebekeleri arasından çıkarken, hristiyan Amerika’da istilacı Amerikan ordusu mensupları arasından çıkarken yada ortaçağ avrupasındaki skolastik insanlar arasından çıkarken, Türkiye gibi ülkelerde ise Atatürkçü titri ile hareket ettiğini iddia eden insanlar arasından çıkar.Demek ki, bağnazlıkta temel referans din değil, ahlak ve cehalet-kendini bilmezliktir. Kendini bilmez insanlar olduğu sürece de, toplumsal hayatın kollektif düzeni böyle yara almaya devam eder.
Neresinden başlıyayım bilmem ki! Beni kendi istediğin gibi gördüğün için yazdıklarımı öyle tahlil etmişsin ve çok hatalar yapmışsın Anthro…
Neresinden başlıyayım bilmem ki! Beni kendi istediğin gibi gördüğün için yazdıklarımı öyle tahlil etmişsin ve çok hatalar yapmışsın Anthro…
Sonradan farkettim ki; dediğin gibi seni yanlış yorumladım. Sebebi ise rumuzunu bir başka kişinin rumuzu ile karıştırmış olmamdı. Anasset adlı bir kullanıcının yorum sayıları, ses benzerlikleri ve son günlerde yazdığı bazı yorumlar, senin rumuzunla onun rumuzunu karıştırmama neden oldu ve seni o kişi zannederek bunları yazdım. Çünkü kendisi senin bu eleştirdiğin şeyleri bir hayli ağır düzeyde yapmakta idi ve aynı kişinin bu kez böyle yorum yapması (daha doğrusu benim öyle sanmam) bana ters geldi. Ve bu sert tepki gösterdiğim yorumu yaptım.Dolayısıyla sana karşı haksızlık ettiğimi farkettiğim bu maksadı aşan ve aşırı dozajda olan ifadelerim için senden özür dilerim. Üstüne de alınmamanı rica ederim. Malesef değiştir/sil fonksiyonu olmadığı için sonradan farkettiğim bu hatayı düzeltemedim.Ama yazdığım yorumu Clicia x ve Anasset adlı kullanıcılar alınabilirler. Yönelttiğim kişi hatalı olmasına rağmen eleştirimin içeriği hakkında dediklerimi tekrar ediyorum. Çünkü bu tip kişiler dini ayrıştırıcı olarak addederken kendileri en ayrıştırıcı tepkileri göstermeye devam ediyorlar.İfadelerimi sana yönlendirmekle hata ettiğimi farkederek tekrar özür dilerim.
Yorumlarını yazdığın kişiyi tanımadığım için ben kendi adıma rica ederim… Özür dilemen büyük bir erdem, teşekkür ederim.Sevgiler,Ayşe
Fettoşçu çeteyi finanse ettiklerini, eğittiklerini de yakında açıklarlar herhal…
İslam dediğin çirkin bişi gördüğüm kadarıyla…
İki rekat namaz, bir de dua. Zihin açılır, ilim yolunda kolay ilerlenir.
lop yumurtaya noldu len, hani o zihin açıyodu
Burada ruhun beslenmesi söz konusu.
namaz kılmayan dua etmeyen beyinsiz dolu dünya desene, lâ havle…
Allah topunun günahlarını affetsin.
allah seni de bildii gibi yapsın
”hevenk DİYOR Kİ, (02 Haziran 2008 14:13)Allah topunun günahlarını affetsin.”Araya hat çektim soracağım, affetmiş mi..
Duanla adam olamdım ki bedduanla biteyim.
Hevenk de irşad için girmiş sanırım bir kaç saat önce. Ali Kalkancı gibi derin uzantılı bir mürşit olmayasın.
“bana yar olmayan devr-i devranın,izzet-i ikramını sikeyim.yansın ibneler alayı,su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim”
Çok hislendim şiirden.
“güvenme her dostunun yoğurduna sütünesonra sokarlar kazığı ta götünün dibine”
şairin kulakları çınlasın ne diyelim.
Vaay be! Gözlerim yaşardı, çok duygulandım. Ama, dur bir dakika…
Hah, işte burada dananın kuyruğu kopuyor.Adamlar yılardır İslam’ın içine fitne sokmak içintarikat, cemaat, şeyh vb müsvetteleri üretip durdular. Yola devam.