Bugün akşama kadar eve ugramadım, çocukları sinemaya neyin götürdügümden, evin yolunu anca buldum. Dolayısıyla yemek yapmak için geç oldugundan yemegi kolaya baglamam lazım. Eh bu hafta hazır yemek söyleme hakkımı iki kere kullandıgım için kendime de yediremiyorum öyle yapmayı. Bende omlette karar kıldım ve bu akşamın menüsü muhteşem pırasalı omlet efendim, yanında on dakikada hazırlanmış şişirme bir makarna salatası begenmeyen yanaşmasın, zaten biz tokuz kızarmış piliçleri götürürken evde ne pişircez diye düşünemezdik haliyle degilmi ama…Bir kez daha tüketim çılgınlıgına şahit olduk bugün, hatta bilakis içine girdik, dolandık, karıştık, zevk aldık. Evet alışveriş güzel şey, almak,almamak,vitrin bakmak, begenmek, ellemek, pazarlık yapmak falan harika. Ama ipin ucu bazen fazla kaçıyor gibi geldi yok winkx yok örümcek adam, bilmemne derken ıbıdık zıbıdık kahramanların isimlerini taşıyor diye ne oldugu belirsiz ürünlere tonla para vermekten bıktım.

Bugün gene kuzenin kızının winx benim oğlumun öcübek adam öcübek adam diye tutturmaları eşliginde girdik magazaya. Kutusunun pembe ve o cadı kızların resmi olmasının dışında özelligi olmayan boyalara bir dünya para vermeye çalışırken, magaza sahibinin siz delimisiniz? onlara o kadar para verilirmi diye cıgırışıyla bize gerçek kaliteli boya gösterip, çok daha uygun fiyata vermesiyle kendimize geldik. Yalnız ben örümcek adam zulmünden kaçamadım o başka ama magazanın sahibi yada sorumlusu olan adam aklımdan çıkmadı hiç. Gözünde bir zamanların Barbaros Hayrettin’inin gözlügü tadında renkli bir gözlük, garip bir tişörtüyle önce benim deli sandıgım adam meger orada sorumlu biriymiş. Hatta sanırım sahibiydi, herkese emirler yagdırıyordu , bizi çagırdı bakın dedi bu boyalara para vermeyin yazık, biz alıyoruz koyuyoruz ama bunları tavsiye etmiyoruz gibisinden başka boyalar önerirken, yanımızdan geçenleri çevirip çevirip bakın hangi boya iyi bakın falan diye soruyordu. Yine o pahalı olan Winx boyasını gösterene bok o boya sen anlamıyorsun git diye bagırınca, aha tamam bu herif deli zaten kılıksız da şimdi güvenlik gelir atar falan bak sen paparaya şimdi diye beklerken, o görevli kızı çagırdı şunu bunu getir diye birşeyler istedi falan..Velhasıl bugünümüzün kahramanı ne sinema kahramanı ne kızarmış tavuklardı bugünümüzün kahramanı o 45 yaşlarındaki deli kılıklı adamdı. Ses tonuda tuhaftı bizle dalga geçiyor sandıydık ama degilmiş. Kızım anlata anlata bitiremiyor adamcagızı.Gerçekten çok ilginçti işin garibi kimse ona ses çıkarmıyordu , deli sandılar diye düşünüyorum, bagıra bagıra konuşuyor ve o gözlükleri takıyor diye deli sanıp korktular gibi geldi. Gerçekten deli olmak bazen işe yarar diye düşünüyorum.Alışveriş merkezlerinde çocukların her magazada camlara yapışmalarına, bilmemkaç taksite bölüne bölüne satılan teş taş yüzük reklamlarına, yalancı palyaçolara, para tuzagı indirimlere, bir patlamış mısırın o fiyata nasıl satılabilecegini asla anlayamamıza ragmen eglendik bugün. Tüketiciler oldugu sürece üreticiler, satıcılar var ama bu işte en çok çocuklar sömürü olarak kullanılmaya başlanmış. Ben bizim burada ne zaman önünden geçsek balonları çocugun gözüne tutarak, ciyak ciyak aglamasına vebizim o kıçıkırık balona iki katı para vermemize sebeb olan baloncuya kızıyordum ama alışveriş merkezlerini görünce o adamın elini öpesim var. Herşeyi çocukları özendirecek şekilde yapmışlar hemde fahiş fiyatlara beş para etmez şeyler beş paradan çok daha pahalıya.. Tüketelim anasını satayım..Kriz heralde bizi teget geçiyor…