Bilgisayarlar aslında çok uzun zamandır mevcut. Ancak “bilgisayar” sözcüğünün kafamızda canlandırdığı şey çok fazla değişikliğe uğradı. Bu nedenle de “Bilgisayarı şu kişi icat etmiştir” gibi bir cümle kullanamayız, çünkü bilgisayarın tek bir mucidi yoktur; çok fazla kişinin emek ve birikimiyle ortaya çıkmış bir teknolojiden bahsediyoruz.Kimilerine göre binlerce yıl önce icat edilen abaküs ilk bilgisayarken, kimilerine göreyse ilk bilgisayarlar (computers) “insanlardır”, çünkü mekanik ya da elektronik bilgisayarlar insanların işlerini yapabiliyorlardı.


“Computer” eskiden bir meslek sıfatıydı

“Computer” kavramı eskiden bir mesleği ifade ediyordu. Daha çok kadınların faaliyet gösterdiği bu meslek dalında genelde çeşitli hesap-kitap işleri, tablolarla çalışma gibi kısımlar vardı.Bu nedenle ilk bilgisayarların insanlar olduğunu söyleyen bir grup bulunmakta. Ancak bugün çoğumuzun bilgisayardan anladığı çok daha farklı bir şey. Dilerseniz şimdi biraz bunun üzerine yoğunlaşalım.Teknik imkanlar arttıkça, vergi toplama, nüfus sayımı gibi amaçlara hizmet için bazı cihazlar icat edildi. Bunlar ilk etapta tamamen mekanik olsalar da 20. yüzyılın başlarında artık buharla çalıştırılıyorlardı.İlk modern bilgisayarlar 2. Dünya savaşı sırasında, 1941’de Konrad Zuse isimli bir Alman mühendis tarafından icat edildi. İlk icat edilen bilgisayarın adı Z3‘tü ve Alman uçakları ve füzelerinin geliştirilmesinde kullanıldı.

Konrad Zuse'nin Z3 Bilgisayarı
Konrad Zuse ve geliştirdiği Z3

Birkaç yıl sonra da Müttefik kuvvetler Colossus adında bir bilgisayar geliştirerek Almanların mesaj kodlarını çözmeye çalıştılar. Z3 mağlup olan tarafından icat edildiğinden, Colossus da uzun yıllar boyunca bir askeri sır olarak kaldı. Bu bilgisayarların, daha sonra icat edileceklere pek de katkısı olmadı.Colossus projesinden bağımsız olarak, Mark I; Howard H. Aike tarafından tasarlandı.Kendisi Harward ve IBM’le çalışan bir mühendisti. Ne var ki, Mark I devasa büyüklükteydi. Bir futbol sahasının yarısı kadar olan bu bilgisayar savaş esnasında Amerikan donanmasına yardım amaçlı kullanıldı. Bundan kısa süre sonra John Presper Eckert ve John W. Mauchly‘nin geliştirdiği ENIAC teknoloji dünyasına adım attı. Mark I’e çok benzese de ondan 1000 kat daha hızlı çalışıyordu.

Eniac önceki modellere göre çok daha hızlı olsa da 17,468 vakum tübüyle 30 ton ediyordu
Eniac önceki modellere göre çok daha hızlı olsa da 17,468 vakum tübüyle 30 ton ediyordu

İlerleyen zamanlarda EDVAC (1945), UNIVAC I (1951) gibi diğer bilgisayarlar da geliştirilse de bu bilgisayarların hep diğer bilgisayarlarla ortak bir yönü vardı. Hepsi de belli bir amaca yönelik olarak gelişirilmiş ve başka bir amaca yönelik kullanımı mümkün olmayan aletlerdi. Hepsi vakum tüpleriyle çalışıyordu, bu da yer açısından külfet getiriyordu. 1947’de transistörün icadı burada bambaşka bir çağı başlatacaktı.Transistörlerle bilgisayarlar veri depolayıp program çalıştırabilir hale geldiler. Çok geçmeden, bilgisayar dilleri de geliştirilmeye başlandı. Tüm bu gelişmelerin ardından artık “bilgisayarları nasıl küçültebiliriz?” sorusu zihinleri zorlayacaktı.İşte bugünün modern bilgisayarları böylelikle geliştirilecekti.