Hani hayatınızda dönüm noktaları vardır. Hayatınızda ki bir noktadan sıkılıp ‘artık başka bir şey olmalı ve ben bu hayata karşı daha heyecanlı ve hevesli olmalıyım’ dediğiniz anlar. Birşeyler değişmelidir ve siz o andan sonra mutlu olacaksınızdır tekrar.Bunlardan ilkini 18 yaşıma kadar ailemle aynı evde geçirip ardından üniversiteyi başka bir şehirde kazandığımı öğrenince hissetmiştim. İstesem de istemesem de beni başka bir hayat bekliyordu. Üniversitenin özellikle son sınıfında artık çalışma hayatına başlayacak olmamın ve para kazanacak olmamın tuhaf heyecanı basmıştı artık tüm bünyemi. Artık üniversiteye ait olmadığımı hissediyor bundan sonraki hayatın beni daha çok tatmin edeceğine inanıyordum(zannetmeyin ki üniversite hayatım sıkıcıydı, aksine çok ama çok mutluydum) Bu sanırım sadece zamanın getirisi olan bir şey. Bir zaman dilimi akıp geçiyor ve siz hayatınızda artık bir değişiklik olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Şimdi bu anlattığım dönemlerin farklı bir türünü yaşıyorum. Okulumu bitirdim. İşimi buldum. Paramı kazandım. Şimdi yine sıkılır oldum. Çünkü hayatta ne eksiğim kaldı diye dönüp baktığımda aklıma düşen sadece evlenip, yuva kurmak oluyor. Size anlattığım bu süreçler arasındaki tüm geçişler inanın bana çok sakin, bir anda ve hızlıca oldu. Ve ben o bünyemde hissettiğim ‘bir şeyler değişmeli’ fikirlerini çok ta sıkıntı duymadan atlattım, geçtim. Hatta huzurluydu. Ama şuan ki süreç öyle değil.Erkek milleti! Ha dedin mi evlenmiyor, yanaşmıyor. Bana tutupta sakın ‘ E sende yalnız yaşa, yaparsın, edersin’ demeyin, 4 sene okul + 3 sene bekar hayatı: yalnızlıktan sıkılma durumu! Yani ben değil bünyem istiyor değişimi. Vücut sıkılıyor, beyin sıkılıyor, tatmin olmuyor hayattan. Ve işte şimdi o sürece girdim. Malesef uzun ve meşakatli bir yol bu. Ama bildiğim tek bir şey var bu sefer ki süreç diğerlerinden çok ama çok sıkıcı ve uzun geçecek gibi…