bir doktor muayeneye gelen hastalarından öğrendiği hayat dair ayrıntıları burda paylaşıyor: İzmir’in işgalinden bu yılki çekirdeksiz üzüm üretimine tekstil işçilerinden balıkçılığa bilgiler.
Samimi dille yazılmış insanlık halleri. Anlatılan karakterlerin her biri sanki ayrı bir Sait Faik hikayesi kahramanı.İtiraflar ve hayat hikayelerine reçete olan kimyasallar…
“Depresif bulguları da olduğundan Faverin 50mg 1×1 ve anksiyetesi ve uykusuzluğu için de Xanax 0.5 mg 2×1/2 yazdım.”
Bazıları havadan sudan, bazıları mesleklerinin inceliklerinden, bazıları da eski hatıralarından bahsetmişler. Ama bazıları var ki, asymptot’un dediği gibi, özel hikayeler, aile meseleleri.isimleri verilmemiş ama…bana da hastalara yazılan ilaç adlarının telaffuz edilmesi tuhaf gelmişti. benzer şikayetleri olanlar siteden okuyup kendine reçete yazabilir manasında birşeyler söyleyince, site yazarı;
ssbb said…Koşup o ilaçları alacak kişiler zaten gidip eczacı kalfasına şikayetlerini anlatıp antibiyotik dahil her ilaçlarını alıyor, bir de karnelerine yazdırmak için hiç çekinmeden bana getiriyorlar.
muhtelif hastalıklara uyguladığı tedavilerin reçetelerini yazmasa daha çok takdir ederim.1. ilaçların reklamı oluyor2. “aa ben de de bu vardı” diyen gidip alır bu ilaçları.3. armut da çok, doktor da çok. hem armut hem de doktor olan biri çıkıp da “vay o hastalığa o tedavi verilmez, vay buna şu yapılmaz” der, canı sıkılır adamın.ek not : hasta isimleri verilmediği ( ya da isminin verilmesine ve hikayesinin anlatılmasına hasta izin vermediği) sürece doktor hasta ilişkisindeki gizlilik ihlal edilmiş sayılmaz.
özellike ilaçlar konusunda sizlere katılıyorum. Ülkemizde reçeteli ilaçları reçete olmaksızın alabilmek mümkün malesef. Ben FDA nın reçetesiz satılmasına müsade ettiği bir ilacı Norveç ‘ten temin etmek istedim. Orada reçeteli satılıyormuş ve arkadaşın dediğine göre reçeteli bir ilacı reçetesiz almak mümkün değilmiş. Sanırım bizde yeşil reçeteler konusunda bir temkinli eczacılar. Kaldıki bu tür ilaçların da reçetesiz satabildiği örneklere medyada bir kaç kez denk gelmiştim.@semazem in 3 üncü maddesi de önemli geldi bana. Maraton programını hatırlattı nedense 🙂 .
isim verilmese dahi doktor hasta ilişkisi zedelenir. isim verilmeksizin ancak mesleki yayın, konferans vb’de sözedebilir. gidip kahvede anlatamaz, internette yazamaz. yasalara uygun olsa bile etik kurallara uygun değildir ki isim vermeksizin kişilerle ilgili özel bilgiler veriyor, doktor olmasa sağlık profesyoneli olmasa kimsenin kendisine anlatmayacağı şeyleri anlatıyor açıkça.
yahu siz neden bahsediyorsunuz ilaç isimlerini halktan gizlenmesi diye SALAKÇA bir şey olabilirmi. Merak ediyorsan internetten açarsın bir vademecum okursun. Bu bilgiler devlet sırrı değil eğer biraz daha mıncıklarsanız FAYZIR ( türkçede böyle yazılır ) firmasının bilgisayara indirip okuyabileceğiniz hatta ilaç ismi arattırabileceğiniz programı bile var.Yazılanlardan anlamıyorum diyorsanız binlerce online tıp terimleri sözlüğü var. ilaç ismi verip vermeme konusunda sanırım ne demek istediğimi anlıyorsunuz.
kiirpii isimli arkadaş yorumuna “salakça” diye bir laf yazmamış olsaydı cevaben bir şeyler söylemek isterdim. dilerim bu kelimeyi siler de adam gibi tartışabiliriz.
hastalarının isimlerini vermediği için bence de gizliliği ihlal etmiyor ayrıca kötü amaçla da kullanmıyor. kendi blogunu yaratırken tanınmayı ne kadar düşündü bilmiyorum ama bir şekilde birilerine ulaştı. eğer tanınacağını bilse ilaç isimleri/hasta ilişkileri hakkında daha farklı davranır mıydı acaba? sonucta bloglar bir nevi günlük gibi insan bir an için paylasılan bir belge mi yaratıyor özel mi şaşıraiblir.
gugulda aratırsanız bunu bulursunuz.prospektüs için yaklaşık 55.900 sonuçtan 11 – 20 arası sonuçlarvademecum için, Türkçe dilindeki yaklaşık 30.700 sonuçtan, 1 – 10 aralığı (). (0,03 saniye”tıp terimleri” için, Türkçe dilindeki yaklaşık 43.200 sonuçtaninternette bu blogu takip edecek olan kişi deve çobanı olmayacaktır. Azıcıkta olsa kafası çalışan biri olacaktır.6 sene tıp fakültesinde okursun5 sene veteriner fakültesinde okursun5 sene diş hekimliğinde okursun…kliniğe geçtiğinde sen bir hiç olursun… yıllarca tecrübe için didinir durursun…İşte ne güzel adam tecrübelerini sıkıştırılmış bulyon gibi sunuyor..Eğer hekimliğin ilaç ismi bilmek olduğunu zannediyorsan çıkar bu şekilde tepki gösterirsin…Keşke herkes ilaçtan anlasa…bilinçli olursak leblebi gibi ilaç yutmaktan vazgeçeriz…bilinçli olursak ancak ilaç firmaları promosyon yapmaktan vazgeçer….televizyon, kalem, saat, kahve bardağı ısıtıcısı, post-it vs vs dağıtmaktan vazgeçer.
14 hasta hakkı’nın 6. maddesi niçin doktorun açıkta böyle şeyler yazamayacağını anlatıyor. yalnızca adı değil, her türlü özel bilgisi “gizli”dir, (bilimsel amaçlar dahil) izinsiz açıklanması hasta haklarının ihlalidir, etik dışıdır. bundan habersiz doktorların ülkemizde bulunuyor olması ise ürkütücüdür.hasta hakları ile ilgili tc kanununun mahremiyet maddesi ise ihlal edilmiştir. hastanın adını gizlemiş olması yetmez. kişilerle ilgili özel bilgiler veriyor, adı bilinmese bile o kişilerin kim olduğu öğrenilebilir.
bir doktor olarak, merak edenlerin bir kaç gündür araştırarak edindiği ve fikir sahibi olduğu “bilgilere, bizzat 13 yıldır bu “sektörde” bulunan biri olarak cevap vermek istiyorum. zira “gugıl”dan diploma vermiyorlar. ayrıca oradan bulunan 3-4 sayfadan edinilen bilgilerden çok daha fazlası ve derini vardır.kaldı ki bir konuda okuyarak bilgi sahibi olmak için, o konuda daha önceden bir şeyler bilinmesi gereken alanların başında “tıp” gelir.1. söz konusu sitede bahsedilen unsurlar kesinlikle “hasta doktor gizliliği” ni çiğnememektedir. bir vaka olarak olaydan bahsetmek yasa dışı ya da mahremiyete zarar verici değildir.kişinin kimliğini açıklamadığnı sürece “bu gün bir delikanlı gedli” ya da “yaşlı bir amca sordu” gibilerinden bilgiler hiç bir şekilde bu gizliliği çiğnemez.2. ilaç isimlerine internetten ulaşmak ile bir doktor tarafından parmağı ağrıyan hastaya filanca ilaçların verildiğini bilmek arasında dünyalar kadar fark vardır.bu fark “gugıldan baksanız bütün bilgiler zaten var ” diyen kişinin anlayışıyla 6 sene tıp fakültesi okumuş ve yıllardır bu sektörün içinde yer alan kişinin arasındaki görüş farkına tam olarak eşittir.”aa ben internette gördüm aynı şikayeti olan hastaya bunu bunu vermişti bir doktor” diyerek aile hata mahalle doktorluğuna soyunacak bir sürü hayvan ve onlara inanacak bir sürü yaşam formu var bu memlekette.bu nedenle söz konusu blog çerçevesinde yazılan yazılarda1. hasta mahremiyeti çiğnenmemektedir2. muhtelif sorun/ hastalıklara verilen reçeteler açık olarak verilerek “bence” yanış bir iş yapılmaktadır.lütfen internette yazılan bazı yazıların ya da yapılan yorumların o anlık “fikir pırıltıları” değil de gerçek bilgi ve tecrübele sonucunda yazılmış ciddi ve doğru bilgiler olabileceği gerçeğini gözardı etmeyelim.inanmayacaksınız ama, dünya gugıldan ibaret değil.sağlıkla kalın.
“Geçen hafta grip aşısı olmak isteyen yarı amatör bir rallici başvurdu. Kendi modifiye ettiği arabasıyla yarışıyormuş. Modifikasyonun sonu yokmuş, özellikle karbüratörle ve hava filitresi ile oynayarak büyük güçler elde edilebiliyormuş. Örneğin 50 euroya satılan bir hava filitresi ile aracın gücünü epeyce arttırmak mümkün olabiliyormuş.”kişinin adı yok ama burda verdiği bilgilerden kim olduğunu öğrenmek çok da zor değil. kaç kişi yarı amatör rallici türkiye’de?”Bugünlerde grip aşısının zamanı olduğundan sık sık yaşlılar aşı yazdırmaya geliyorlar. Devlet raporlu astım, kalp ve şeker hastalarıyla, 65 yaş üzerindekilerin grip aşılarını uzman bir hekim yazdığı taktirde ödüyor. Dün de emekli bir ESHOT çalışanı aşı yazdırmaya geldiğinde sohbet ettik:Osman Kibar zamanında belediyeye girmiş. Önce su işlerinde çalışmış, sonra troleybüs hareket memurluğu yapmış. Osman Kibar (Asfalt Osman) İzmir’i çok değiştirmiş. “ki isim vermekten bile çekinmiyor.”Dün bir matbaacı tansiyon ilaçlarını yazdırmaya geldi”kaç matbaacı var o şehirde acaba?”Bugün kilo alamama ve halsizlik yakınması ile 34 yaşında bir tekstil işçisi hanım başvurdu. Tahlilleri normal olduğundan ve daha önce başvuran hastalardan…”orada yaşayan tekstil işverenleri, iş arkadaşları o gün doktora giden 34 yaşında kadın çalışanlarının ne konuştuğunu blogdan okuyup öğrensinler mi?
bence genç hekim adayları için gerçekten “FİKİR PIRILTILARI” dır. Kimse benden daha iyisini bilemez mantığıyla bakmak sadece gugul kelimesine takılmak bence yanlış.1. Hekimlik mesleğini öğrenmek meşakatli bir iştir… Midesinde sorunu olmayan saçı dökülmemiş başarılı hekim var mı?2. eğer amacınız bilgiye ulaşmaksa zaten ilk yapacağınız şey gugıldır.3. Tansiyoncu diye bir iş kolu sadece bizim memleketimizde vardır.Varın gerisini siz düşünün…4. Bulmak isteyen zaten internet üzerinden bu bilgilerin çok daha fazlasını rahatlıkla bulabilir.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Samimi dille yazılmış insanlık halleri. Anlatılan karakterlerin her biri sanki ayrı bir Sait Faik hikayesi kahramanı.İtiraflar ve hayat hikayelerine reçete olan kimyasallar…
anlattığı hikayeler oldukça ilginç ama hasta doktor ilişkisinin gizliliğini zedelemiyor mu?
Bazıları havadan sudan, bazıları mesleklerinin inceliklerinden, bazıları da eski hatıralarından bahsetmişler. Ama bazıları var ki, asymptot’un dediği gibi, özel hikayeler, aile meseleleri.isimleri verilmemiş ama…bana da hastalara yazılan ilaç adlarının telaffuz edilmesi tuhaf gelmişti. benzer şikayetleri olanlar siteden okuyup kendine reçete yazabilir manasında birşeyler söyleyince, site yazarı;
şeklinde cevap vermişti.
hastaların tanınmasını sağlayacak bilgiler verilmez ise, gizlilik ilişkisi zedelenir mi?
kimliği gizleyerek mesleki yerlerde açıklama yapabilir ama kimlik gizli bile olsa kahvede anlatması uygun değil, özellikle ilaç adları vs.
muhtelif hastalıklara uyguladığı tedavilerin reçetelerini yazmasa daha çok takdir ederim.1. ilaçların reklamı oluyor2. “aa ben de de bu vardı” diyen gidip alır bu ilaçları.3. armut da çok, doktor da çok. hem armut hem de doktor olan biri çıkıp da “vay o hastalığa o tedavi verilmez, vay buna şu yapılmaz” der, canı sıkılır adamın.ek not : hasta isimleri verilmediği ( ya da isminin verilmesine ve hikayesinin anlatılmasına hasta izin vermediği) sürece doktor hasta ilişkisindeki gizlilik ihlal edilmiş sayılmaz.
özellike ilaçlar konusunda sizlere katılıyorum. Ülkemizde reçeteli ilaçları reçete olmaksızın alabilmek mümkün malesef. Ben FDA nın reçetesiz satılmasına müsade ettiği bir ilacı Norveç ‘ten temin etmek istedim. Orada reçeteli satılıyormuş ve arkadaşın dediğine göre reçeteli bir ilacı reçetesiz almak mümkün değilmiş. Sanırım bizde yeşil reçeteler konusunda bir temkinli eczacılar. Kaldıki bu tür ilaçların da reçetesiz satabildiği örneklere medyada bir kaç kez denk gelmiştim.@semazem in 3 üncü maddesi de önemli geldi bana. Maraton programını hatırlattı nedense 🙂 .
isim verilmese dahi doktor hasta ilişkisi zedelenir. isim verilmeksizin ancak mesleki yayın, konferans vb’de sözedebilir. gidip kahvede anlatamaz, internette yazamaz. yasalara uygun olsa bile etik kurallara uygun değildir ki isim vermeksizin kişilerle ilgili özel bilgiler veriyor, doktor olmasa sağlık profesyoneli olmasa kimsenin kendisine anlatmayacağı şeyleri anlatıyor açıkça.
yahu siz neden bahsediyorsunuz ilaç isimlerini halktan gizlenmesi diye SALAKÇA bir şey olabilirmi. Merak ediyorsan internetten açarsın bir vademecum okursun. Bu bilgiler devlet sırrı değil eğer biraz daha mıncıklarsanız FAYZIR ( türkçede böyle yazılır ) firmasının bilgisayara indirip okuyabileceğiniz hatta ilaç ismi arattırabileceğiniz programı bile var.Yazılanlardan anlamıyorum diyorsanız binlerce online tıp terimleri sözlüğü var. ilaç ismi verip vermeme konusunda sanırım ne demek istediğimi anlıyorsunuz.
kiirpii isimli arkadaş yorumuna “salakça” diye bir laf yazmamış olsaydı cevaben bir şeyler söylemek isterdim. dilerim bu kelimeyi siler de adam gibi tartışabiliriz.
hastalarının isimlerini vermediği için bence de gizliliği ihlal etmiyor ayrıca kötü amaçla da kullanmıyor. kendi blogunu yaratırken tanınmayı ne kadar düşündü bilmiyorum ama bir şekilde birilerine ulaştı. eğer tanınacağını bilse ilaç isimleri/hasta ilişkileri hakkında daha farklı davranır mıydı acaba? sonucta bloglar bir nevi günlük gibi insan bir an için paylasılan bir belge mi yaratıyor özel mi şaşıraiblir.
gugulda aratırsanız bunu bulursunuz.prospektüs için yaklaşık 55.900 sonuçtan 11 – 20 arası sonuçlarvademecum için, Türkçe dilindeki yaklaşık 30.700 sonuçtan, 1 – 10 aralığı (). (0,03 saniye”tıp terimleri” için, Türkçe dilindeki yaklaşık 43.200 sonuçtaninternette bu blogu takip edecek olan kişi deve çobanı olmayacaktır. Azıcıkta olsa kafası çalışan biri olacaktır.6 sene tıp fakültesinde okursun5 sene veteriner fakültesinde okursun5 sene diş hekimliğinde okursun…kliniğe geçtiğinde sen bir hiç olursun… yıllarca tecrübe için didinir durursun…İşte ne güzel adam tecrübelerini sıkıştırılmış bulyon gibi sunuyor..Eğer hekimliğin ilaç ismi bilmek olduğunu zannediyorsan çıkar bu şekilde tepki gösterirsin…Keşke herkes ilaçtan anlasa…bilinçli olursak leblebi gibi ilaç yutmaktan vazgeçeriz…bilinçli olursak ancak ilaç firmaları promosyon yapmaktan vazgeçer….televizyon, kalem, saat, kahve bardağı ısıtıcısı, post-it vs vs dağıtmaktan vazgeçer.
14 hasta hakkı’nın 6. maddesi niçin doktorun açıkta böyle şeyler yazamayacağını anlatıyor. yalnızca adı değil, her türlü özel bilgisi “gizli”dir, (bilimsel amaçlar dahil) izinsiz açıklanması hasta haklarının ihlalidir, etik dışıdır. bundan habersiz doktorların ülkemizde bulunuyor olması ise ürkütücüdür.hasta hakları ile ilgili tc kanununun mahremiyet maddesi ise ihlal edilmiştir. hastanın adını gizlemiş olması yetmez. kişilerle ilgili özel bilgiler veriyor, adı bilinmese bile o kişilerin kim olduğu öğrenilebilir.
bir doktor olarak, merak edenlerin bir kaç gündür araştırarak edindiği ve fikir sahibi olduğu “bilgilere, bizzat 13 yıldır bu “sektörde” bulunan biri olarak cevap vermek istiyorum. zira “gugıl”dan diploma vermiyorlar. ayrıca oradan bulunan 3-4 sayfadan edinilen bilgilerden çok daha fazlası ve derini vardır.kaldı ki bir konuda okuyarak bilgi sahibi olmak için, o konuda daha önceden bir şeyler bilinmesi gereken alanların başında “tıp” gelir.1. söz konusu sitede bahsedilen unsurlar kesinlikle “hasta doktor gizliliği” ni çiğnememektedir. bir vaka olarak olaydan bahsetmek yasa dışı ya da mahremiyete zarar verici değildir.kişinin kimliğini açıklamadığnı sürece “bu gün bir delikanlı gedli” ya da “yaşlı bir amca sordu” gibilerinden bilgiler hiç bir şekilde bu gizliliği çiğnemez.2. ilaç isimlerine internetten ulaşmak ile bir doktor tarafından parmağı ağrıyan hastaya filanca ilaçların verildiğini bilmek arasında dünyalar kadar fark vardır.bu fark “gugıldan baksanız bütün bilgiler zaten var ” diyen kişinin anlayışıyla 6 sene tıp fakültesi okumuş ve yıllardır bu sektörün içinde yer alan kişinin arasındaki görüş farkına tam olarak eşittir.”aa ben internette gördüm aynı şikayeti olan hastaya bunu bunu vermişti bir doktor” diyerek aile hata mahalle doktorluğuna soyunacak bir sürü hayvan ve onlara inanacak bir sürü yaşam formu var bu memlekette.bu nedenle söz konusu blog çerçevesinde yazılan yazılarda1. hasta mahremiyeti çiğnenmemektedir2. muhtelif sorun/ hastalıklara verilen reçeteler açık olarak verilerek “bence” yanış bir iş yapılmaktadır.lütfen internette yazılan bazı yazıların ya da yapılan yorumların o anlık “fikir pırıltıları” değil de gerçek bilgi ve tecrübele sonucunda yazılmış ciddi ve doğru bilgiler olabileceği gerçeğini gözardı etmeyelim.inanmayacaksınız ama, dünya gugıldan ibaret değil.sağlıkla kalın.
“Geçen hafta grip aşısı olmak isteyen yarı amatör bir rallici başvurdu. Kendi modifiye ettiği arabasıyla yarışıyormuş. Modifikasyonun sonu yokmuş, özellikle karbüratörle ve hava filitresi ile oynayarak büyük güçler elde edilebiliyormuş. Örneğin 50 euroya satılan bir hava filitresi ile aracın gücünü epeyce arttırmak mümkün olabiliyormuş.”kişinin adı yok ama burda verdiği bilgilerden kim olduğunu öğrenmek çok da zor değil. kaç kişi yarı amatör rallici türkiye’de?”Bugünlerde grip aşısının zamanı olduğundan sık sık yaşlılar aşı yazdırmaya geliyorlar. Devlet raporlu astım, kalp ve şeker hastalarıyla, 65 yaş üzerindekilerin grip aşılarını uzman bir hekim yazdığı taktirde ödüyor. Dün de emekli bir ESHOT çalışanı aşı yazdırmaya geldiğinde sohbet ettik:Osman Kibar zamanında belediyeye girmiş. Önce su işlerinde çalışmış, sonra troleybüs hareket memurluğu yapmış. Osman Kibar (Asfalt Osman) İzmir’i çok değiştirmiş. “ki isim vermekten bile çekinmiyor.”Dün bir matbaacı tansiyon ilaçlarını yazdırmaya geldi”kaç matbaacı var o şehirde acaba?”Bugün kilo alamama ve halsizlik yakınması ile 34 yaşında bir tekstil işçisi hanım başvurdu. Tahlilleri normal olduğundan ve daha önce başvuran hastalardan…”orada yaşayan tekstil işverenleri, iş arkadaşları o gün doktora giden 34 yaşında kadın çalışanlarının ne konuştuğunu blogdan okuyup öğrensinler mi?
bence genç hekim adayları için gerçekten “FİKİR PIRILTILARI” dır. Kimse benden daha iyisini bilemez mantığıyla bakmak sadece gugul kelimesine takılmak bence yanlış.1. Hekimlik mesleğini öğrenmek meşakatli bir iştir… Midesinde sorunu olmayan saçı dökülmemiş başarılı hekim var mı?2. eğer amacınız bilgiye ulaşmaksa zaten ilk yapacağınız şey gugıldır.3. Tansiyoncu diye bir iş kolu sadece bizim memleketimizde vardır.Varın gerisini siz düşünün…4. Bulmak isteyen zaten internet üzerinden bu bilgilerin çok daha fazlasını rahatlıkla bulabilir.