gecen gun belki de cok uzun zamandır icten ice duymak istedigim ama istedigim halde tam kelimelere dokemedigim bir cumle okudum bir yerde. aslında bunun dısında bugune kadar soylemiş şeyler de yeterdi ama neyse cumle sudur ; başınızı örtmeniz örtmeyenlerden daha fazla müslüman olmanızı sağlamaz! ben demedim dedim ya duydum. suphiciim gel sen bakiim soyle hah tamam basla bakalim dösenmeye aman abi link mink olayına girmesen iyi olur valla. sonra sonra basit bir çizgiden avatar yapmış güzel insan efenim siz de buyrun. nedir duruma yaklasımınız. ?
yorumlar
Neden sağlamasın? Bu bir ibadet (dini emir) ise yapıldığında dininizde size artı bir sevap kazandıracağı muhtemeldir. Ancak itikadi olarak, ibadet etmeniz inancınızı kuvvetlendirmeyebilir. Kuvvetlendire bilir de. Zira ehli sünnet-i maturidiyye (bilmeyebilirsiniz farkında da olmayabilirsiniz ama Türkiyenin çoğunluğunun mezhebidir) itikadına göre amel imandan bir cüz değildir, yani amel etmeyen inanmamış değildir, inanç ve ibadet farklıdır. Bu sebeple, başını örtmek dini bir emirse ve bunu icra ediyorsanız bir sevap kazanıyorsunuz. Yapmıyorsanız günah kazanıyorsunuz. Ancak günah kazanmanız imanınızın, itikadınızın zayıflığını göstermez. Yani aynı dereceden müslümanlığınızı korursunuz.Şunu da belirtmek gerekir ki, sırf biz icrasını yapamadığımız bir şeyin, sırf biz yapmadığımız için inkarı, iman edip inandığımızı söylediğimiz şeyin inkarı ile eşdeğerdir.Bu konuda konuşulacak daha çok şey var. Bu mevzu (ibadetin imandan sayılıp sayılmaması konusu) yeni tartışmaya açılan bir konu değildir. İslamın ilk yıllarından beri en çok tartışılan konudur. Üç temel görüş, Ehli Sünnet-i maturidiye, Ehli Sünnet-i eşariyye ve Ehli Sünnet dışı mutezilenin görüşleridir.Merak edenlere detaylar için bkz: ikuzgun{at}gmail.com
haklısın hersey kelimelerle oyle sekilde ifade edilmiş ki olay bambaşka bir şekil almış. yani tabiki zaten bambaşka bir şekilde de. her mantık dogrusu bir noktadan sonra yurumez hale gelmiş. yukarıda da oldugu gibi bunun boyle olması onun oyle olmasini gerektirmez bu boyleyken o oyle olabilir gibisinden yargılardan bahsediyorum. yanlis olduklarini soylemedim
Hulasa olarak, benim görüşüm mezhebimin yani maturidiyyenin görüşüyle aynıdır.Başınızı örtmeniz, size sevap kazandırır, örtmemeniz ise günah kazandırır. Fakat ne sevap kazanmanız imanınıza bir şey ekler, ne de günah işlemeniz imanınızın olmadığını ispat eder.Yani bir günahkar olursunuz. Günahın derecesini ve verilecek cezasını da ancak Allah bilir. Yine de bize bildirdiği kadarıyla biliyoruz ki; ateşli bir azap var 😉 Allah hepimizi affetsin.
Baş örtmedeki mantık nedir? Kadının cinsel yönden çekici gelmemesini sağlamak mı ? Evet öyle olması gerekir. Olaya çok katı bakmamak lazım. Şimdi başını örtüp de streç pantolon giyen sevaba giriyor. Başı açık ama daha derli toplu giyinen günaha giriyor. Güzel. Dini sürekli nesnelleştirme ve katı kurallar içine alma eğilimindeyiz ama ne kadar yoruma açık bir dinimiz varki herkezin farklı yorumları olabiliyor.
@ ikuzgun güzel anlatmışsın fakat eksik olan bir şey var.Tamam bizim mezhebimizde amel imandan bir cüz değildir.Şayet imanın bir cüzü olsa amellere göre insanda iman azalır veya eksilir gibi bir durum söz konusu olurdu ki böyle bir durum söz konusu değildir.İmanda azalma, eksilme olmaz.İman mücerreddir.Ya vardır ya yoktur.Ameller ile imanın nuru artar veya azalır.Amelsiz imanı muhafaza etmek çok güçtür.Allah hepimizi affetsin.@jailhouserock Başı örtmekteki ilk önce gelencek sebep “ilahi bir emir olmasıdır”.Öncelikle bunu iyi anlamak lazım.İnanıyorsan bu emrin de iyi bir şey olduğuna inanırsın.Daha sonra bunun ne gibi yarar sağladığını tartışırsın.Sen yukarıda okuduklarına başörtülü ama streç giyenle ötekini kıyaslıyorsan yukarıdakileri tekrar oku derim.ihlas denen bir şeyin varlığından haberdar mısınız?@bigudi o bikerem basit bir çizgi değil “elif”tir.Onun kıymetini de sen bilmezsin..
O zaman ben buna körü körüne inanmak derim. Ben sebep ararım ve her aradığımda da sebebini buldum.
Siz ister körü körüne inanmak deyin ister başka bir şey deyin, dinler inanç ister.İşin özünde zaten bu vardır.Hakikatlerin bir kısmını o aklınızla ya anlarsınız veya anlayamazsınız.Basit bir misal;Peygamber efendimizinin mirac olayı ile ilgili anlattıklarını duyan gavurlar hz.ebu bekire gelirler ve senin inandığın insan böyle saçma şeyler anlatıyor diye dalga geçmek isterler.Hz.ebubekirin verdiği cevap manidardır.”Bu anlattıklarınızı gerçekten o anlattıysa doğrudur ve ben ona inanırım.”Bunu söyleyen insan islam alimleri tarafından peygamberlerden sonra insanların en büyüğü denilen ve bu sözüyle “sıddık” ünvanını almış hz.ebubekirdir.Efendim bu konu uzundur.Taklitçinin imanı denen uzunca tartışılmış bir mevzu vardır.Ehli sünnet vel cemaat akidesine göre taklitçinin imanı da makbuldur.Lakin efdal olan elbette imanla beraber işin aslınıda anlamaktır.eğer gerçekten aradığınız her şeyin cevabını bulduysanız tebrik ederim sizi.
Hocam bunlar benim görüşlerim. Kimseyi de eleştirmiyorum ama görüyorum ki düşüncelerim eleştiriliyor. Dünya üzerinde bu kadar din, bu kadar düşünce biçimi varken sorular sormamak (bana) saçma geliyor. O zaman her dinde doğan çocuk o dinde kalır, büyürdü. Sadece inan dememiz bana biraz galip geliyor.
Amacım sizi eleştirmek değil sorduğunuz suallere karşı bir bakış açısı kazandırmaktı.Bunun adına siz eleştiri diyorsanız kabulumdur.Soru sormak güzeldir, çok önemlidir ve faydalıdır.Önemli olan niyetin üzüm yemek olması, bağcıyı dövmek değil.Kimse sizin soru sormamanızı istiyor değil.Ben “din insanların soru sormamalarını istiyor” tarzında bir açıklama yapmadım.Sadece dinlerde bazen sebebini anlayamadığımız şeylerinde karşımıza çıkabileceğini ve bu durumda dinin insandan önce inanmasını, sonra anlamaya çalışmasını istediğini söylüyorum.Buna kabul de denilebilir.yanlış anlamaya mahal vermemek için tekrar ediyorum.Kimse sizden sadece inanmanızı, bir taassub beklemiyor.İslam dinin istediğide bu değildir.Şairin dediği gibi”hiç mu duşunmedun sen”
İnsan soru sormalı araştırmalı. Kendisine söylenen şeye inanırken de, neye inandığını iyi bilmelidir.Bugün ülkemiz çoğunluğu neye inandığını bilmeyen inanç sahiplerinden oluşmaktadır. Bilmeden inanan (ki buna taklidi iman denir) kişiler, inançlarını sorgulamaya başladılarsa, onlara “siz soru sormayın sadece inanın” demek doğru değildir. Onlara aslında neye nasıl ve niçin inanmaları gerektiğini anlatmak icap eder. Tabi burada şart, soruşturan kişinin hedefinin, eksik gözeterek eleştirmek değil, kendisine yarayacağı doğruyu öğrenme ihtiyacı hissetmesidir. Bu hissi ise ona kimse veremez. İnancımıza göre “hidayet ancak ve ancak Allah’tan dır”(Ayeti Kerime). Yani kişinin içine doğacak bir hisdendir.Neye inandığını, ya da neye inanması gerektiğini bilmeyenlere, okumayı ve soruşturmaya devam etmelerini tavsiye ederiz. Bilmeyeni bilmediği için hor görmek de bizim şiarımızdan olmamalıdır. (Bkz: Hz. Muhammed(SAV) kendisini taşlayanlar için şöyle dua etmiştir: “Rabbim onlara azap verme, onlar benim peygamber olduğumu bilmiyorlar.”)Gelelim baş örtüsünü örtmenin mantığına.Baş örtüsünü örtmeyi Allahu teala bizzat emretmiştir. O bizi kendisine kul olalım diye yarattığına ve bizi dünyaya bunun için gönderdiğine göre, bizim de onun bütün emirlerini yerine getirmemiz şarttır. Bu benim inancımın icabıdır. Eğer bu emiri yerine getirmiyorsam bu benim onun sözünden çıktığımı ifade ederki, yine onun buyruğu üzerine, günah kazanırız. Dilerse ahirette cezasını da çekeriz.”Allahu teala bunu neden yasaklamıştır?” sorusundan elde edilecek cevap biz, sıradan müslümanlar için çok mühim değildir. Bu ancak onun emirlerini iyi bilen kişilerin, bu konuda tahsisi olan kişilerin bilimsel araştırma konusu olabilecektir. Biz o araştırmalardan çıkan neticelerden biliyoruz ki (o emri veren daha iyi bilir), başörtüsü takılmasının hikmeti, kocalarının hakkı olan hanımlara kötü niyetlilerin zarar vermesine mani olmak ve muhtemel sapkın düşüncelere mahal vermemek için; tedbir almakdır.Evet malasef başörtüsü bir simge haline gelmiştir. Çünkü nice başörtüsü taktığı halde, altında başörtüsü takılmasına sebep olan illete sebebiyet veren kıyafetler giyildiğini görüyoruz. Buradan, o kişinin hedefinin başını örterek Allahın emrine uygun hareket etmekten daha çok, sosyal ortamı içinde (aile-mahalle) bir görüşü temsil etmek olduğu anlaşıyor. Ancak yinede bu kadar katı da düşünmemek gerekiyor. Çünkü en başta belirttiğimiz gibi, çoğumuzun imanı, taklidi imandır. Onlarda sonuçta ne allahın emrinin nasıl olduğunu ve tam olarak neye inandıklarını bilmiyorlar.Tüm bunların ötesinde, başörtüsü bir simge, bir bayrak olsa bile, bunun neden yasaklandığını anlamak mümkün değildir. Çünkü simgesi olsa olsa (ki hiç olmaz) bir partinin, ya da islam dininin simgesi olabilir. Peki bir partiyi savunmak, ya da bir dini görüşün simgesini bulundurmak neden bu kadar yasak olsun? Benim bir düşüncem varsa -ki bu ateizmde olabilir- bu görüşümü her ortamda dile getirebiliyorsam (konuşmakta yasak değil ya), o zaman görüşümü ifade eden simgeleri de üzerime takabilmeliyim. Kaldı ki baş örtüsü ne bir siyasi partinin ne de islamın simgesi değildir. Memleketimizin %70’e yakın kısmının baş örtüsü takmaya sıcak baktığını, %90’a yakın kısmının ise yasaklara karşı olduğunu da buradan size hatırlatırım.
buna çokşey yazılır da…neyse, gerek yok boşuna sinirlenmeye…1400 yıl önceki koşullara göre “yorumlanmış” emirleri – ki yorum işin içine girdiğinde bende güven kalmıyor- bugün uygulama imkanı yoktur…
ayrıca bu memleketin yüzde bilmem kaçı da günü kurtarmak için Özal’a ve daha öncesinde bilmem neyi kurtarmak için Kenan Evren’e sıcak bakmışlardır…
Sinirlenecek ne yazıldı anlaşılmadı zaten.İçeriğini ve nasıl yapıldığını (hangi şartlar ve hangi mantık kuralları) bilmediğiniz yorumları sırf eskiden yapılmış olduğu için, hiç bilmediğiniz halde reddetmek, sizin de bahsettiğiniz; “kime oy verdiğini bilmediği gibi neden verdiğinin de farkında olmayan seçmenlerin hareketi”nden farklı değildir.Diğer açıdan bakarsak, (yani eleştirenin neyi eleştirdiğini bilmemesini bir yana bırakırsak) kadınların başını örtmesi emri bir yorum değildir, sadece bir tercümenin icabıdır.Kutsal kitapda ilgili ayeti kerimede geçen (hı-mim-ra) harflerinden oluşan kelimenin türkçesi baş örtüsüdür. Ve örtülmesi emredilmiştir.Uygulanmasının mümkün olmadığı konusu ise, sizin yorumunuzdur. Ülkemizde sizin bakmaya tenezzül etmediğiniz çoğunluklar, başlarını örtüyorlar. Her ne kadar bir kısmı, adeten taktıkları baş örtüsünün bir dini emir olduğunu, hangi ayeti kerimenin icabı olduğunu bilmesebile, bilenlere istinaden -taklidi olarak- takıyorlar.Her zaman karşılaştığımız “Demokrasiden ve demokrasinin gerekliliği”nden dem vuran kişileri, istemedikleri şeyleri demokratik gerekliliklerden dolayı yaparken de demokrat görmek isteriz. Öyle ya; “benim fikrim seçildiyse, demokratik bir seçim olmuştur”Kenan Evrene karşı çıkmayanlar sadece “sizce ahmak olan halk” mıydı? 12 Eylül öncesi elinde silahla rakibini avlama peşinde koşan, üniversiteye giren öğrencilerin yolunu kesip o klasik :”Sağcı mısın solcu musun” sorusunu soran gençler, onların akıl babaları, devrimci teşkilatları ne kadar Evrene karşı çıkabildi?O konu uzun, 28 şubattada başka bir türlüsü yaşandı.Ama baş örtüsü mevzusunda ne tartışılıyor anlamak mümkün değil.Farz olduğuna şüphe yok.Laik devletin insanların dinine müdahale etmemesi gerektiği de aşikar.Asla bir simge değildir ama olsa bile demoratik devletlerin siyasal simgelere karışmaması gerektiği de ortada.Neye sinirleniyorsunuz anlamak kabil değil. Bilemediklerinize mi?Not: Daha önce bahsettiğim maturidiyye, ehli sünnet, eşariyye bakınız, araştırınız.
zaten sorun benim gibileri bu konuda tamamen cahil zannetmenizden ortaya çıkıyor…kardeşim, okumamış, araştırmamış, konu üzerine düşünmemiş insanlar durup dururken karşıt teori ve düşünceyle ortaya çıkamazlar. öyle olsaydık ancak diğerleri gibi “körükörüne” inananlardan olurduk…hiç korkum da yok; Ata’mın milleti, halkı ile kurtardığı ülkemin sokaklarında tepeden tırnağa çarşaf içerisinde dolaşanlardan, dizkapağına kadar uzattığı sakalı sıvazlayıp şalvarını çekiştirerek benim ülkemin durumunu eleştiren ve belalar okuyan insanlardan kesinlikle hoşlanmıyorum, ülkemde de istemiyorum…
Karşıt teori? Nasıl bir teori? Daha doğru soru; “neyin karşıtı teori”? Körükörüne inanmak diyerek alçalttığınız kesimi ben “taklidi iman sahibi müslümanlar” diye tanımlamıştım. Sizin ifadeniz pek bir hakaretamiz. Haraket ne edeni yüceltir, ne de edileni alçaltır. Bilakis hakaret edenin itibarını sarsar, edilen ortamı bozar.Korkunuz yok değil mi? Bravo. Kenan evrene karşı çıkmadılar diyerek eleştirdiğiniz devrimci örgütlerin de hiç korkuları yoktu. Taa ki başlarına korkulacak bir şey gelinceye kadar. Çünkü onlarda kimseden korkumuyoruz diye yazdıkları duvarları gerçekten korkulmayacak durumda olan gece bekçisi kılıklı polisler temizliyordu.Son cümleniz ise beni kıkır kıkır güldürdü. Bakın ne kadar komiklik yaptınız, herkes gülsün.Ata’mın milleti kimdir?1- tepeden tırnağa kara çarşafa bürünmüş olan Mustafa Kemalin eşi latife hanım ve bir anadolu dolusu benzerleri,2- ilk cumhuriyet meclisi gibi hemen hepsinin en az bir tutam sakalı olan (ki çoğu daha çoktu) mebuslar3- şalvarı çekiştiren meclis katipleri ve ahali.Hmm ne kadar enteresan yukarda bahsettiğim Atatürkün halkı ile kurtardığı ülke.(kimden kurtarmıştı konusuna hiç girmiyorum, -bulanık beyin gençliği- herhalde şalvarlılardan kurtardığını zannetmeye başladı iyice) Ve siz bu ülkede; şalvarlıları, sakallıları, çarşaflıları istemiyorsunuz. Ha-ha-ha buradan Engin Ardıça malzeme çıkar.Siz kendi ülkenizi kurarsanız, abuk yaşam normu standardınıza uymayanları ülke sınırlarından içeri almayıverirsiniz. Ama bu ülke sizin değil. Bu ülke oğullarını vatana hibe etmiş annelerin. ve onlar buraya sonradan gelmediler. Hep buradaydılar. Sonradan gelen varsa, o da sosyete hanım efendilerinin, detayına girmek istemediğim yaşam biçimidir.Bakın, bu memlekette, ya beraberce yaşarız, ya da beraberce yok oluruz. İslam sizin zannetiğiniz; “bela okuyan insan inancı” değildir. Ancak “ipini koparmış dana gibi istediği otu yemek” de değildir. Birlikte yaşamak karşısındaki insanın beğenmediğiniz yönlerini görmezden gelebilmekten affedebilmekten, onu hoş görebilmekten geçer. Beğenmediğine adres olarak dışarı göstermek, yanlızlıktan başka birşey getirmez.Okumamış dememişimdir size. Ancak islam hakkında nereden duyduğunuzu bilmediğim bir kaç -kulaktan dolma- haricinde ne biliyorsunuz merak ederim. Her ilmi bilen kişilere sormak lazım. En azından yahu bunu daha iyi bilenler vardır demek lazım. Şimdi burada quantum fiziği hakkında konuşsam ayıp olmaz mı? Eh üniversitede bir kaç dersini aldım, iki de kitap okudum ama yahu bu memelekette quantum fiziği profesörleri, bu konuda detaylı araştırma yapmış araştırmacılar yok mu?
Evet görmezden gelmek güzel ama seni görmezden geliyorlarmı ? Biraz uzun saçların var diye hiç bi amca sana “Tüüh Kafir” gibisinden bi yakıştırma yaptımı ? Biz herşeyi yutalım,sindirelim ama başkalarını görmezden gelelim. Baş örtülü örtüsüz, sakallı sakalsız olarak sınıflandırmıyorum sadece ben de bu ülkede bağnaz inançlı kişileri istemiyorum. Ve bu herşeyi biliyor gibi duran tavrınız da hiç hoş değil, eğer bu yazıya yorum yazarak bilgilendirmek istiyorsanız güzel ama bu tavırla hiç de başaramıyacağınızı söylemek istiyorum.
5 yıl 5 vaktimi camide kıldım kuzgun bey….saçmalamaya gerek yok….dininin adını kullanıp da allahın adını rezil eden bu insanlara müsaama göstermenin de imkanı yok…ayrıca jailhouserock’ın söylediği örneklere binlercesini eklemek mümkün…açın gözleriniziöyle bakın..yorumlamanın saçmalığı zaten “allahtan korkun” mantığında yatıyor….ben seviyorum kardeşim allahımı…. korkudan da yanaşmıyorum…sen 50 yıl her boku ye, ondan sonra ölüme 5 kala hacı hoca tribine gir… aileyi de ona zorla..haydi ya…
Allah kabul etsin Tatoiincohi. Allah yine devam etmeyi nasip etsin.Artık her kimden bahsediyorsanız; “50 yıl hata ettiğini kabul edebilmek” de bir erdemdir. Hem de büyük bir erdemdir. Bunu “bir hatanızı kabul edebildiğiniz gün” daha iyi anlarsınız.Allahtan kormak gerek. Çünkü bunu çeşitli ayeti kerimelerde Allahu Tealanın kendisi emrediyor. “Allahtan korkun” diyor. Ben ve benim gibi inananlar da ondan hem korkuyoruz, hemde onu seviyoruz. Çünkü korkmak sevmenin zıddı değildir. İki duygu beraber olabilirler. Aynen bir çok çocuğun babasından hem korkması hem de onu sevmesi gibi.Dini kullanarak, Allahın adını rezil edenlere gelince, ben onları asla savunmam. Savunmayı bırakın yanımda tutmam. Ama o gürüha karşı çıkacağım diye onların kullandıkları dine laf edenlere, o dini kendi istedikleri gibi kabul edenlere de dayanamıyorum ve O iş öyle değil böyle diyorum.Yinede kimseyi çok da hor görmemek gerekir. Dinden nasihat vermeyi ihmal etmeyip, hırsızlık yapan, faiz yiyenler var. Komünizmin ya da sosyalizmin ateşli savunucusu olup, holding başkanı olup işçileri sömürenler var. Hayvan hakları derneği üyesi olup, canlı canlı derileri yüzülen (evet tilkiler ve fokların derileri boğazlanmadan canlı yada baygınken yüzülür) hayvanların kürklerini giyenlerde var. Hatta yardımlaşma derneği üyesi olup aidattan başka tek kuruş yardım yapmayan insanlar da var. Bunlar bizim içimizde. Onları yok da edebiliriz. Islahda edebiliriz. Ben diyorum ki ıslah edelim. Dine yönelmişse dinini öğretelim, hayvan hakları dediyse, hayvan haklarını anlatalım. Karşılık beklemeden (vergiden düşmeden) yardım edebilmenin keyfini öğretelim.İşte bu noktada bazıları beni çok bilmiş görebilir. Kusura bakmayın hataysa birazını unutabilirim. Soru sorulmadan cevap veren kişi, evet biraz itici görünür. Ancak onun iticiliği, söylediklerini yanlış yapmaz. Kaldı ki ben durup dururken konu açmış birisi değilim. Bir “soru” üzerine cevap metni yazmış kişiyim.Şimdi önce soru sorup, aldığın cevap hoşuna gitmeyince de, vay sen niye böyle söyledin diye feryat figan basmak yakışmaz. Hakikat acıdır.Bununla ilgili allahu tealada ilgili ayeti kerimede :”Cevabını duymaktan hoşlanmayacağınız şeyleri nede soruyorsunuz ki?” diyerek biz müslümanları uyarmıştır. Ama olmuyor ki, hem kel hem fodul…Uzun saç konusunda, şahsen ben -neden olduğunu bilmediğim bir şekilde- uzun saçlılardan çok hazzetmiyorum, ama benim gibi hazzetmekle kalmayıp, onlara kızanları da anlamsız boş ya da yanlış olarak düşünüyorum. Inadına saçımız uzatsammı diye de düşünmeden edemiyorum. İman saçda değil kardeşim, kalpte. Sen saçına küpene laf edenin lafına neden kıymet veriyorsun. Her gördüğün sokak köpeğinin havlamasınından gocunup bu köpeklerin hepsini yok edelim der misin?Bu ülkede kimse kimseye kapının dışarısını göstermeye yetkili değildir. Bu ülke senin bizim olduğu kadar da o bağnaz kişinindir de. Mesele beğenmediğini yollamakla çözülmez. O yüzden her suç işleyen katil, hain, sapığı idam etmiyoruz. Bir daha suç işlemeyeceklerine kani olana kadar (evet bu işin aslı böyle olmalıdır) hapsediyoruz.Okuyan varmıdır bilmem ama ben var diye ümid ediyor yazıyorum. inşallah vardır. Bugün olmazsa yarın olur.
sokak köpeklerine aşı var..köktendincilere yok…
Eğitim?
asıl bağnazlık, yobazlık, gericilik vs. senin yaptığındır tato..Sürgün lafı az gelmiş bu kafaya.Nefret ettiğin hitler vari fikirlerini heyecanla bekliyoruz..
bekleme bence..sıkıldım bu konudan ….
Sıkar tabi. Normal.
yahu dikkat ettiğim bir durum var:nedense din ile ilgili herhangi bir bildiri girilse ahkâmlar hemen siyasete yöneliyor. yok çarşaflılarmış, yok sakallılarmış!bu konulara yönlendiren arkadaşlarda genelde 80’lerden kalma o -iyi niyetsiz- ruhu görüyorum. nedir yani?demokrasi, cumhuriyet, atatürkçülük!! çığlıkları atan bu arkadaşlar neden bana sürekli bu kavramları anlamamış gibi geliyor?demokrasi demek öncelikle sosyal-saygı demek.önümden bikiniyle geçen hanıma da, başörtülü geçen hanıma da benim tek söz söylemeye hakkım yok! yok işte. fikrim olabilir belki, yanlış bulurum ama bunu da uygun dille aktarırım. “bu nedir kardeşim? hangi çağda yaşıyoruz?” demek benim hakkım değildir. özgürlük bunu gerektirir. bilirsiniz, benim özgürlüüm başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter!bunları çoğunuz biliyorsunuz, ama cümlelerinizde gördüğüm üzere yaşamıyorsunuz! demekle olmuyor. atatürk işte bu bilinci insanlara yerleştirmek için uğraşıyordu, resimlerini oraya buraya asalım diye değil. iki resim asınca, bayrak asınca bitiyor o’na ve bu millete karşı görevimiz değil mi?din afyon değildir! bunu kabul etmeden bence bu başlığı tartışmanın anlamı yok. önce örümcek ağlarımızdan kurtulalım. herkes dinini istediği gibi yaşayamazsa biz bu ülkede değil demokrasiden cumhuriyetten bile bahsedemeyiz. çünkü bu noktadan sonra halk artık başka düşünce sahipleri tarafından yönetilmeye başlanır.derin gerçi bu muezvular, iki ahkâmla çözülmüyor.ama çözülmesi için mutlaka gerekli bir husus şudur:iyi niyet ve dürüstlük. bağ-bağcı olayına dönüyor bu tür tartışmalar sürekli bıktık zira.uzattım ama demem odur ki eğer “bu ülkede din olmasın kardeşim yaşayan gizli yaşasın” demek istiyorsanız bunu demelisiniz-korkmadan, çekinmeden.. yok eğer “şeriat tek kurtuluş!” diyecekseniz de haykırın düşüncenizi..ama kimse -mış gibi oynamasın.5 yıl 5 vakti camide kılmak kimseyi daha müslüman yapmaz-baş örtüsü takanın aynı derecede daha müslüman olmadığı gibi..budur..
Netcininin son sözleri hariç aynen katılıyorum. Son sözlerine ise yukarıda belirttiğim üzere ek yapmak icab ediyor.Namaz kılmak ve avretini kapamak itikadı artırmayabilir, ancak dini vecibeyi yerine getirmiş olmasını sağlar, sevap kazandırır. Daha fazla müslüman yapmazdan kasıt bu şekilde olursa doğru olmuş olur.Hal böyleykende ben sizin günahınıza karışmıyorum, sevabıma dokunmayın demek icap eder. Kimin cennete gideceğine karar veren ise inandığımız tek olan Allahdır.
cevrimicidost, tartışmaları mecrasından çıkartmaya gerek yok. açarsın bir başlık karşılıklı yazarız. hele ki bugünlerde, en çok ihtiyacımız olan doğru yerde doğru sözü dile getirebilmek olunca.
Özgürlük ve demokrasi değil o. Özgür olabilmek için verilen gayri demokratik mücadele.
off birileri bana onun basit bir çizgi olmayıp elif olduğunu söylemiş hay yarappim yaa ulan gördüm de bu kadar sazanını görmedim be suphiciim. ağzına saplanmış oltanın iğnesini çıkartıp öpüp seni suya geri bırakıyorum çok küçüksün büyü biraz.
“Bikerem” lafzından gülüyor olduğumu ve o cümleyi kasıtlı yazdığımı bilmeni beklerdim sazan kardeşim benim:) şimdi çıkar bakayım o iğneyi ağzından..
ben biraz bakındım bikerem lafına bulamadim ama bu kullanmadığımı göstermez yine birileriyle dalga geçmek için kullanmış olabilirim. ben hala neden benim senden daha az şey bildiğim doğrultusunda bu kadar ısrar ettiğini anlayabilmiş değilim ama tamam madem bu kadar ısrarlısın büyüdüm ben diye bundan sonra yine takılırsan oltaya kızartıp yerim ona göre naapalım tatlı su balığı da biraz lezzetsiz olur ama. 😉
Hm o arada bir laf vardı uçmuş benim laf ortada kalmış.
be_goodie adlı şahsın nezdinde bir iki şey demek istiyorum;ne güzel bir düstur bu…artık hayat felsefeni bulmuşsun anlaşılan!…tamam o zaman bütün kadınlar başını açsın ve desin ki “ben böyle müslümanım..örtülülere de bin basarım…namazımı kılarım orucumu tutarım..ama örtünmem…ne önemi var ki..başımı örtünce daha müslüman olmuyorum zaten!”….böyle birşey olabilir mi ya..Kur’an-ı Kerim’de boşa mı söylenmiş o zaman “Müslüman hanımlarına söyle…başörtülerini yakalarının üstüne kadar örtsünler” diye (Nur:31)…bu emri veren bizim Rabbimiz, yani bizi yaratan, yaşatan, koruyan, sonsuz nimet verip karşılık beklemeyen, sıkıntılarımızı minik bir duayla kalbimizden söküp atan, bizi bizden daha çok seven ve tanıyan Allah (azze ve celle)…farkında mıyız? o halde nedir bu zırvalananlar?Başını örtüp örtmememek insanın kendi vicdanıyla ilgili bir konu olabilir…ama samimi bir Müslümanın vicdanı neyi “yap!” der kendine…onu bir kere anlamak gerek…haa örtüyü amaçsız takanlar yok mu tabi var..ama sen genelleme yapmış gibisin..zira İlahi emir gereği örtünen bir sürü kadın var!hem de çok içtenler…konumuzun “ihlas” olduğunun bilincindeyim ama bu konu biraz da gizli şirk barındırmıyor değil diye düşünüyorum…yani emirlerin birine uyup birine uymamak ne demektir?şuur var mıdır bu yapılanda?müşriğin anlamını bilmeyen var mıdır? –> Allah’a ortak koşan..biraz tefekkür edince ne demek istediğimi anlarsınız..şimdi bu yazıyı okuyupta “bunlar 1400 yıl öncesinde kaldı” diyecek birkaç kişi vardır eminim.. ben en çok buna gülüyorum…İslam 1400 yıl önce doğdu…Kur’an-ı Kerim, namaz, ramazan orucu, kurban bayramı herşey 1400 yıl önce girdi insan hayatına…niye değişmedi hiç biri modernleştikçe dünya…bir tek örtü emri mi zamana ayak uydurması gereken yani?sadece bu neden çağdışılık oluyor?niye bir kadın namaz kıldığı için yobaz olmuyor da aynı emir gereği başını örttüğü için “gerici, rejim sarsıcı” olarak nitelendiriliyor?namaz da 1400 yıl önce emredildi oysa..niye emirde zaman gözetiyorsunuz anlamıyorum, madem iman ettim diyorsunuz…tamam, 1400 yıl önce hayatımıza giren herşeyi çıkaralım, aman ne gerek var ki hesap yok cehennem yok nasılsa değil mi?……..ya o kadar şaşırıyorum ki nasıl olabiliyor da “inanıyorum” ve “örtüdeki mantık nedir?” gibi iki birbirinden farklı lafız aynı kişinin ağzından çıkabiliyor?…iman eden biri nasıl olur da şeytanın bu aldatmacasına düşebilir Yarabbi!sen sonumuzu hayreyle!…neden sebep aramak elbette gerekli..ama bunu yaparken fikir çürütmeye çalışmak da noluyor!eğer kafana takılan birşey oluyorsa -ki illa herkesin olur- güvenilir bir alimin, Kur’an-ı Kerim’i iyi tefsir edebilmiş bir müfessirin kitabını alıp okursun anlam veremediğin konulara açıklık gelir inşaAllah!…doğru olan budur!başka türlü hiç bir yol katedilmez çünkü…bu yazı içersinde kimseyi birşeylere şartlandırmaya çalıştığım sonucu çıkarılmasın, art niyet aranmasın lütfen, insafsızlık olur!ben sadece tebliğ vazifemi yerine getirmeye uğraşıyorum acizane, o kadar!ayrıca gericilikse gericiyim, yobazım, kabul ediyorum ama çok şükür neye niçin nasıl iman ettiğini bilmeyenlerden değilim!Hamd alemlerin Rabbi olan yüce Allah’adır!…selametle!
Bence olay, basörtüsü takinca daha fazla müslüman olmakla ilgili degildir. Olay laiklik kavraminin icini bosaltmak, demokrasiye darbe vurmaktir.Olay, bazi kesimlerin diger insanlarin yasam hakkina saygi duymamasidir.Bugüne kadar kimsem basina türban mi dersin, basörtüsü mü dersin, neyse iste, onu taktigi icin dayak yememistir ya da öldürülmemistir. Aksine, bazi insanlar bunu takmadigi icin katledilmistir veya hedef gösterilmistir (bkz. danistay örnegi veya mini etek giydi diye ögrenci döven polis).Bakin, Danistay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in cenazesinden önce ve sonra yasananlara… On binlerce insan, protestolarini yaptiktan sonra, ellerini acip, Özbilgin icin Fatiha okumuslardir.Türkiye laik bir ülkedir ve laiklik dinin teminatidir. Insanlarin dini duygulariyla oynanmamasini saglar. Devlet’in bütün vatandaslarinin dinlerinin geregini özgürce yapmasini saglar. Din üzerinden siyaset yapilmamasini saglar.Sapla samani karistirmamak gerekir.Ayriyeten “Ben Allah’in askeriyim!” diyen bir insani ilk önce kinamasi gerekenler, Allah’a inandigini söyleyen kisiler olmalidir. Yani Allah’in isi gücü yok, ilan verip asker mi ariyor??? Ama bunu yapmamistir bu insanlar, yaptilarsa da agizlarinin ucuyla yapmislardir. Aynen Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girerken ettikleri yeminler gibi…Icim cok dolu, konu baska yerlere gidiyor.Esas olan sudur, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir anayasasi vardir. Türkiye Cumhuriyeti, laik bir devlettir, din devletin korumasi altindadir ki vatandaslari özgürce dinlerini yasasinlar. Anayasada, kamuya ait binalara nasil kiyafetlerle girilebilecegi yazilidir ve bunun nedenleri vardir.Mesela, zamaninda okumustuk gazetelerde, türbanli doktorlarin erkek hastalara bakmadigi vesaire… Simdi olacak sey mi bu? Sen bir doktorsun, yemin etmissin ve önündeki hastayi tedavi etmeyi reddediyorsun. Örnekler cogaltilabilir…86 yıl önce Mustafa Kemal Paşa’nın arkasında kenetlenen, o durmadan dinsel açıdan sömürmeye calistiklari saf, temiz Müslüman Anadolu halkı,kimselere, O’nun ilkeleri ve ruhu ile başlayan Türk aydınlanma çağını yedirmeyecektir.Türbani dinci baskaldirinin sembolü yapip, namus meselesine cevirenlerin, ne ekerlerse onu biceceklerini hatirlatmak lazim.
meiyo algıda seçicilik diye bir kavram var, diyorlar ki kişiler kendini motive eden o an ki güdülere olayları algılarlar ve algılamazlar.siz Türkiye’de mi yaşıyorsunuz bilimiyorum ama kendi yurdumuzda bizim çektiğimiz bir biz biliyoruz bir de Allah.mini etek için kadın döven polis demişsiniz. polisler 13-14 yaşlarındaki İmam Hatipli kızlarıda dövmüşlerdi. Hatta boğaziçi köprüsünde bir şehit anasını döven bile oldu. Memleketimizde sadece mini etekliler dayak yemiyor yada rencide edilmiyor ki.örnekler o kadar çok çoğaltılabilir ki. bir hastanemiz hastanın sağlık karnesindeki resim başörtülü diye muayene etmemiş, yaşlı kadın saatlerce sedyede müdehale beklemiş olaydan 2-3 gün sonra da vefat etmişti.Doktoru ikna edebilmek için hasta yakınları fotomontaj ile en az 60-65 yaşındaki kadının başını AÇIK gösteren bir fotoğraf hazırlatmaları gerekmişti.bunları neden anlatıyorum. taassub ve yobazlık belirli bir görüşün niteliği değil, bireylere ait bir çapsızlık. bu kişiler nerede ise yobazlıkları da orada.bunlar polis olur, doktor olur, hacı olur, cumhurbaşkanı olur, öğrenci olur, anne olur, evlad olur, laik olur, has müslümanım diyeni bile olur.
aslında ben daha bir çoğalsınlar istiyorum .. böyle janjanlı janjanlı böyle 2 km ötesinden misk-i amber kokan … böyle kırmızı kırmızı ciğer yemiş dudaklı örtülüler .. ki sonrasında allah vahiy indirecek nur süresine haşiye: kadınlar isteriye giriyor tesettüre girince .. artık kadınlar örtünmesin… diye
@minne Allah’ın ayetleriyle dalga geçmeye çalışan ilk sen değildin ve son da olmayacaksın.Unutma ki; “her canlı ölümü tadacaktır.”
… ölüm düşüncesinin beni sardığı şu andaverilmemiş hesapların korkusuylasana geldim ayaklarına kapanmaya geldimaf dilemeye geldim affa layık olmasamda ….(1)sende şimdiden tövbe etsen iyi olur ” acı kök tadı “(2) kalmasın damağında …nasıl olsa biz “amenna ve saddakna “…ölüm geldi bana düğün armağanın gibi … diyenlerdeniz ..(3)1-sezai karakoç -sürgün ülkeden başkentler başkentine IV.bab2-ismet özel -mataramda tuzlu su3-sezai karakoç-sürgün ülkeden başkentler başkentine III.bab
bilgi tanrıdır… diyerek başlamak istiyorum yanlız tanrıyı mecazi anlamda kullandım daha bir pekişsindi, amacım. konuya dair suphi arkadaşımın yazdıklarına sonuna kadar katılmaktayım. bir tanrı ve onu acıklayan;yapılması gerekenleri, yapılmaması gerekenleri yazan kutsal bir kitap(klavuz) var ortada. yani; tanrıya müslümanlar, bu kitapla ulaşılacağına inanıyorlar ,hristiyanlar baska bir kitap, museviler baska bir kitap…ama ulaşılacak olan tek tanrı olduğunun hepsi farkında, tam olarak açıklığa kavuşturulamamasına rağmen ‘bende’ butun kitapların aslında aynı klavuz olduğu düşüncesi bir realite, en azından şimdilik…gelelim tartışma platformuna ,neden bu arkadaşıma sonuna kadar katılıyorum çünkü o aslında büyük çoğunluğu kendine ait olmayan, kitabımızda yazan fikirleri ortaya koyuyor. kesinlikle yorum katmıyor bencede yorum katmamalı.amaç var olan bir kitabı yeniden düzenlemek olmamalı,bir arkadaşımızın dediği gibi geçmişten bugüne kadar gelen değerler bütünü ve ahlak kuralları vs içeriğe sahip olan kutsal kitabımızın değişimininde ki bu değişim olduysa eğer insanlık lehine değişimler olduğunun kanaatindeyim çünkü bu değerler bütününü hazımsayan toplumdur,çoğunluktur ortak bir zihniyetin ürünüdür.(burada anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir umarım). eğer müslümanlığı benimsemiş bir kişi isen bunların hepsine inanmışın ve idrak etmişin demektir. yok öyle değilde başka sularda yüzmekte isen bu tuhaflığı(aklıma yakın türkçe bir kelime gelmedi)kabullenmeli inacına dair bir tercihde bulunmuş insanları eleştirmemelisin çünkü bu değerlerin hepsi birer özgür irade ürünü. anlaşılmamış olabilme ihtimalimi düşünerek son olarak şunu dile getirebilirim eger müslümansan kuran-ı kerim’e ve kurallarına menfaatin için uymalısın.
Aynen öyle, ateist ya da deistsende ortalara çıkıp bende müslümanım teranesine yatmamalısın. Aziz Nesinin biraz da aykırılık olsun diye gösterdiği cesareti görebilmelisin.Yok eğer müslümanım ve kitabıma uyarım diyorsan da, kitabının sana söylediği şeyleri ifa ederken, çekinmemelisin. Başını örtmekten utanmamalı, namaz kılarken görmesinler diye acele etmemelisin. Ya da dışarda bir yerde abdest alırken acaba görenlere ayıp olur mu diye düşünmemelisin.Hele hele, müslüman olduğunu söyleyip, dini vecibesini ifa etmeye çalışanlarla alay etmeye yada hor görmeye hele yasaklamaya çalışıyorsan da acilen bir psikologa gitmelisin. Ne olduğuna karar vermek lazım.
Erkekler inanılmaz varlıklar ya.. Yüzlerce yıldır bütün siyasetlerini kadınların etek boyuyla saçının açık olup olmadığıyla yapmışsınız.. Bir de bunu sözde kadın müslümanların hak ve özgürlükleri için yaptığınızı iddia ediyorsunuz. Utanın ya! Bu ülkede kadınların başını örtüp örtmemekten çok daha önemli problemleri var. Binlerce kadın sudan sebeplerle babalarından kocalarından abilerinden dayak yiyor, hatta öldürülüyor. Başörtüsünü kendine bayrak yapmış hükümetimizin milletvekilleri bile karılarını dövüyor, bilmem kaç kadınla dost hayatı yaşıyor, bana hangi hak ve özgürlükten bahsediyorsunuz? Sürekli kadınlara tecavüz ediliyor bu ülkede. Caanım erkeklerim dişi köpek kuyruk sallamasa diyip işin içinden çıkıyor. Peki babalarının abilerinin tecavüzüne uğrayanlara ne diyeceksiniz? Tekrar ediyorum BABALARININ ve ABİLERİNİN tecavüzüne uğrayan yüzlerce zavallı var. Bana hangi hak ve özgürlüklerden bahsediyorsunuz? Kadınların sığınma evlerine destek çıkan var mı? Bırakın destek vermeyi bu konular hakkında konuşan var mı?Kadını erkeği geçtim bu ülkede ilkokulu bile okuma şansına erişemeyen yüz binlerce insan var. İnsanlar AÇ be AÇ! Sizin bile sokağınızdan geçen çöpleri karıştırarak karnını doyurmaya çalışan onlarca insan yok mu? Nereyi kazsan zehirli atık çıkıyor, tarım bitti, hayvancılık öldü, gençlerin neredeyse yarısı işsiz, eğitim kokuşmuş, ama hepsini her şeyi bırakalım, başörtüsünü konuşalım değil mi? Utanın ya. Utanın!Bir de ceysu denen arkadaş, sen kimi yiyosun ya? Yok başı açığa kimse karışmıyomuş da başını örtene karışılıyomuş. Sen hangi dünyada yaşıyosun? İn misin cin misin uzaylı mısın? Ve de dalga mı geçiyosun adam mı seçiyosun? Yani böyle bir laf etmişsin ya, ağzım açık kaldı. Diyecek bir laf bulamıyorum.
ungoliant, Ancak bu kadar demogoji yapılabilirdi.Kimse sana dünyanın tek sorunu baş örtüsü demedi. Sana göre dünyanın en önemsiz sorunu başörtüsü olabilir.Ama bu sorunu yaşayanlarla, okul kapılarında ağlatılanların sorunlarıyla dalga geçmeye, yok saymaya hakkın yok.Sana çok uzak olabilir ancak bazıları başının zorla açıltırılmasını, aç kalmaktan daha önemli buluyor. Sen ise onları sadece hor görerek “açıverin işte ne olacak” diyerek sadece kendi anlayışını küçük düşürebilirsin. “Ekmek yoksa pasta yesinler” şeklinde gelişmiş olan, empati yeteneğinden yoksun zihniyetin farklı modelde bir örneğisin.Günün birinde sana başını zorla örttürürlerse sende böyle feryat figan edersin, karşındakilerin de “tamam işte örtüver ne olacak, sorunmu bu dünyada o kadar aç insan var” demesine de ancak uyuz olabilirsin. Ama umarım başına öyle bir durum gelmez ve bu yazıyı okuduktan sonra yaptığın yanlışın farkına varırsın.Ülkemizin gerçeklerinden habersiz oluşunu da son cümlenizle birlikte ortaya koymuşsunuz. Üstüne yorum yapmaya bile değmez.
hala o örte örte yeterli oksijen almasını ve yeterli güneş görmesini engellediğiniz beyniniz şunu hiç düşünmemekte ve üstüne bunu hiç ama hiç düşünmemeyi de imandan saymakta ki durum şudur tekrarlamayacağımtürkiye cumhuriyetinde eğitim hakkı vardır. bu cümleyi bütün tabirleriyle yazmadığımın farkındayım ama buna benzer bir durumun insan haklarında da yer bulduğunu görürseniz şaşırmayınız ki bahsi geçen bildiriden uzak olduğunuz kanatindeyim. olay şudur ki bu ülkede koşulları tartışılır olsa da insanlara belirli bir eğitim hakkı verilmiştir bu hak başı açık olsun kapalı olsun toplumun yüzde kaçını oluşturuyorsa olsun farketmez bu herkese verilmiştir. bu hak, verildiği kurumlarda ve tabiki binalarda bu kadar farklı insanların bir arada güvenli bir şekilde beraberce eğitim görebilmeleri anlamına gelir. başını örtmek, örtmemekten daha fazla müslüman etmez lafını düpedüz salak gibi eyy başı örtülü kadınlar açın da beyninize kan gitsin diye yorumladığımı ileri sürüp ona göre yazılar döşenmiş olanlarınızadır bu lafım evet tekrarlıyorum aranızdan bazılarınız açmasa da biraz gevşetmek zorundadır ki beyninize yeterli oksijen ve kan gitsin. cehaletin reklamını yapılır satmaya kalkkışılırsa ki bu malesef cahillerin sayısı ne kadar çoksa o kadar karşımıza çıkmaktadır. ve hep giren çıkan cahile olmuştur dikkat edin cehalete değil cahiledir. ben tabirleri tam bilemem ama bu ülkede bir çeşit abdest alırken 5 kere tekrarlanması salık edilmiş bir hareket için şimdi evlerimizdeki su tesisatlarının gelişmişliğinden zamanımızda 3 kere de yeterlidir diyen adamları ipe götürdünüz.yukarıda da anlatmaya çalıştım o kadar renkli bir toplumun gençlerine verilmiş eğitim hakkını yine hep beraber birlik ve düzen içinde kullanılabilmesi için herşeyden önemlisi bir güvenlik sistemi mevburidir. birileri başını örtüyor da bazıları aa böyle olur mu hiç canım bu eski moda diyor sanki. şimdilerde her binaya girişte çıkışta ve gittikçe artan noktalarda kullanılan güvenlik kameraları var bakın bunlar verdiğim cok basit örneklerdir karşıma bunları çürütmeye çıkmayın. o kadar fazla kadının baş örtülü olarak içerde olması bu olmazsa olmaz güvenliği nasıl sağlayacaktır?şimdi bir başka varsayımdan bahsedeceğim. çok zor olacak biliyorum ama biraz geniş düşünmeye çalışın. emin olun bunu baş örtüsüyle bağdaştırmayacağım. şimdi başka bir din olduğunu düşünün veya yine aynı dinde erkeklerin de başlarını örttüğünü düşünün bunun imkansızlığını konumuzla ilgisinin olmadığına gelene kadar bir düşünün ya düşünün ki erkekler de başını örtüyor. o zaman nolacaktı halimiz? herkez başını örterek okula gidebilir mi sizce? o zaman kimin kim olduğu iyice hiç mi hiç belirsiz olacaktı. hiç anlamak istemiyorsunuz ki okullara baş örtülü girememenizin sebebi ne müslüman olmanız ne de başınızı örttüğünüzde daha çok müslüman olmanız değil! kimse okul dışında veya çeşitli yerler dışında hooyyt aç lan başını diyor mu ? dedi mi ! başları örtmeyenlere ört diye yapılan baskıların yüzde 10u yapıldıysa ben örterim başımı.allah bir yerlerden sizi izleyip ahha işte yine yaptı işte yine günah işledi hahaahha elimden kurtulamayacak o da yanacak cehennemimde diye korkunç kahkahalar atan bir şey değildir. şimdi hadi siz bu lafı alın çevirin çevirin bakalım nereye kadar gidecekmiş bu laf görelim. siz allahı çizgi filmlerde olan güçlü kötü karakterler gibi sizin açığınızı kollayan birşeymiş gibi göre göre ve sonra da göstere göstere bu hale geliniyor zaten. yani şimdi siz istediginiz her yerde başınızı nasıl isterseniz örtün veya örtmeyin de okula geldiğinizde açtığınız zaman yüce rabbimin nihahahaa işte başını açıp okula gitti cehennemdeki ateşi körükleyin gelecekler çoğaldı diye ellerini ovuşturması diye bir şey yok bazılarınız bunu böyle sanıyor. okula başı açık gitme zorunluluğunun dinle imanla ilgisi yoktur. önemli olan niyettir emin olun tanrı sizin okula gitmek için istemeden de olsa başınızı açtığınızı ve bunu diğerlerine ve herkese duyduğunuz saygıdan bir anlamda onları da düşündüğünüzden yaptığınız fedakarlığında farkında olacaktır.korkarak değil severek gidilir bazı yollarda. Allah sevgidir. sevmeden olmaz !! bazılarınızın hiç anlamak istemediği ve anlamayacağı gibi de bu yazdıklarımın amacı da budur başka bir şey değil.
Kara mizah gibi. carsafin altinda bomba tasiyabilirler bu yuzden guvenlik icin kisitlama gereklidir savini sagda solda duymustum ama ciddi ciddi bunun hakkinda teori ureteneni ilk kez goruyorum. Herkes ortu takarsa insanlari nasil tanicaz dimi. Hamile kadinlar da genis elbise giymesinler o zaman intihar bombacilarinin en cok basvurduklari yontem bu. Ben namaza baslayanlari vurmak gerekir ilerde IBDA-C ye katilabilirler diyen emekli binbasi bile tanidigimdan sasirmiyorum artik bu yazilanlara.Ben Suphi`nin sabrina sasiriyorum. Hala cevap vermeye calisiyor bunlara. Suphi dede bahar geldi. Al asani cik disari gunluk guneslik hava.
be_goodie nin yorum anlayışı yüz yıllardır ortalıkta dönen alay etme alışkanlığının tamamen devamıdır. “Beyne kan gitmesi için başı açmak gerekmesi” komikliğini yapabilecek kadar komik duruma düşülmüş ne gam.Karşılığında en basitinden “başınızı papatya gibi açmışsınız güneş geçmiş” denebileceğini bile göremezler. ilkokul çocuğu düzeyi espri anlayışında ısrar etmek durumnda kalınır çünkü, yeniliğe kapalı at gözlüklerini takmalarına engel olmasından çekinirler. Çünkü yeniliği, gelişmeyi, ilerlemeyi açılmak soyunmak, eşini kıskanmamaktan geçtiğini zannederler. Teknolojik ilerlemeyi ise iran yaptığında irtica, sadece inancından ötürü insanları hor görmeyi ise modernlik ilericilik olarak görmektedirler. Çıplak dolaşma ruhsatı verilen yunan adaları da en modern uygarlıktır onlar için.Bunun gibi “akılsız yorum anlayışının sembolü”, “taraftar olma güdüsünün neticesi” basit cümleleri eleştirerek vaktimi heba etmeyeceğim. Yalnız son iki yorumcunun hezeyanı içinde olduğu, ama sadece bu yorumcuların değil hemen hemen azıcık mürekkep yalamış aydınların çoğunluğunun, düştüğü yanlışlara dikkat çekeceğim. Ondan öte söylenecek en mantıklı sözler bile bir şeyi kabul etmemeye kendini adamış kişileri kavillerinden caydıramaz.1- Dinin kaynağı akıl ve fikir değildir. Allahın vahyidir. Akıl ve fikire dayalı izahatıdır.2- Ne kadar akıllı ne kadar okumuş olursanız olun, allahın vahyini (inandığınız dine göre, inandığınız şekle göre) bilmiyorsanız, yani kuranı ve kuranı bize getiren peygamberin uygulamalarını öğrenmiyor öğrenmeye ihtiyaç duymuyorsanız dini konuda cahilsiniz. Siz bir fizik profesörü olabilir, gazeteci ya da büyük bir yazarda olabilirsiniz. Ancak islamın cahili olursunuz. Ben dini konularda bilgili, okumuş öğrenmiş isem islamın alimi, bilmediğim konuların cahiliyimdir.3- İşte bu cehaleti kabul edilemez bulursanız allahdan korkulmayacağını zanneder durursunuz.Halbuki hem vahiyde hemde peygamberin sözlerinde allahdan korkmamız gerektiği bir kaç kere değil onlarca kere ve örnekler verilerek anlatılmıştır. Buna rağmen allah sadece sevilir korkulmaz demek umumiyetle subayların kakalamaya çalıştığı batıl “güneş tanrı” imanında olur. İslam, Allahtan korkmamızı emretmiştir.4- Yine malesef cehaletin getirdiği en önemli problemlerden biri de her günahın bedelinin muhakkak cehennem azabı olarak görüldüğü inancıdır.Allah dilediğine cezayı uygun görecek dilediğini ise affedecektir. Ancak yine allahın belirttiği şekilde “kim zerre kadar iyilik yapmışsa karşılığını görecek, kim zerre kadar şer yapmışsa karşılığını görecektir”. Müslümanlar ise yaptıkları hatanın affedileceğini uman ümitvarlar olmalıdır. Ancak bu ümitvarlık, kendinden emin olmayı gerektirmez.Hep şöyle bir savunma güdüsü vardır. “Benim içim temiz.”Peki bu içinin temizliği hiç mi dışına vurmaz?Tamam namaz kılamıyorsun, için temiz. Zekatı az çok birşeyler veriyorsun. Gece alemlerine de arkadaşlar götürüyordur. Yahu tamam da ben mütedeyyinim diyenlere neden inanmıyorsun be adam!
ister kara mizah olarak gorun ister ak ama ortada buyuk bir mizah konusu oldugu kesin. ama değişmeyecek şeyler de var. ben sizin yerinizde olsam eger cebimde biraz para olsa atlarım bi uçağa irana giderim. turistlik gezi amaçlı. bu da demokrasinin bir getirisi ne güzel basıp irana gidebiliyorsunuz. orada bi süre çeşitli yayın organlarından uzak kalabilirsiniz ama dinin kaynağı akıl ve fikir değildir yazan biri uzak kalsa ne olacak içinde olsa ne olacak? ama yine de belki yaptığınız gezi sırasında gerçekten hoşunuza giden ve sizi mutlu edecek şeyler ile karşılaşıp orada yaşamaya (son kelimeye çok takılmayınız) devam edebilirsiniz.ikizgun seninle artık hicbir paylasımın olamayacağını düşünüyorum sen kendi akıl fikrinden feragat ettikten sonra ben sana cevap vermişim seni anlamaya çalışmışım anlamlı gelmiyor. sen hala başkalarının bir şeylerini ölçmeye çalışan ve kendi kendine tutturamadığın bir matematikten kendine hak çıkartmaya çalışan bi zavallısın. hem de öyle bir zavallı ki ;içim temiz diyeni bile kendini savunuyormuş gibi gören temiz olmayı bir saldırı gibi nitelendiren, mütedeyyin de sana girsin
bigudi İslama göre ilim ifade eden şeyleri daha önce yazmıştım.Buradan okuyabilirsin.İslam aklı reddetmiyor.Yanlız diyorum ki; bazen- bu bazenin mikarı kişiden dişiye göre değişir- İslamın emirlerini ve yasaklarını bir çırpıda anlamamış veya aklımıza ters gelmiş olabilir.Burada İslam “kabul et” diyor ama araştır diyor.Neden bu böyle diye.Din yobazlığa teşvik etmiyor.Aksine yobazlığı nehyediyor.Buradaki “kabul et” lafını biraz açarsak. İslam akaidine göre yani inançlarına göre kişi akaidle ilgili hiç bir emri veya neyhi reddemez.Eder ise dinden çıkmış olur.Lakin “neden böyle” dediğimiz noktaları inkar etme diyor.Anlamaya çalış.Yobaz olma diyor yani.Eğer sen düşündün taşındında sonunda “yok efendim bu böyle olmaz” diyorsan o da senin bileceğin iş.Dinde zorlama yokki.İster inanırsın istersen inanmazsın.Kişinin kendi bileceği iş.Sonra bana “yobaz” desinlermiş, gerici desinler miş..Milletin ağzı torba değilki düzesin.Herbirine ayrı ayrı anlatmaya çalışasın.Bilmiyorum ne kadar anlatabiliyorum veya siz ne kadar anlıyorsunuz.İslamı merak ediyor öğrenmek istiyorsanız başvuracağınız kaynaklar islami olmalı.Sonra bunlara karşı olan fikirleri okuyun.okuyun canım Kuran-ı Azimüşşan’ın ilk emri “oku”dur zaten.okuyalım ,okutalım.İlim ister iranda olsun, isterse abd’de yine alalım.İlim bizim yitik malımız.@ser-hus ilk fırsatta domates, peynir neyin alıp konacam bi ağacın altına.Paylaşılacak ekmeğmiz vardır, bekleriz 🙂
Herkesi saldırıyor görüyorsun dedikten sonra küfür metni döken şey.İrana gitmeyi önerip orada rahat edemeyeceğimizi iddia ederken bile, basının kendisine yutturduğu saçmalıkları göremeyen şey.İran yerine çin götürdüklerinde de, çinin de müslüman olduğunu zannedecek olan şey.Terbiye sınırlarını üçünücü defa aşmış şey.Allah seni bilir, zamanı gelince hakkından da gelir. Milletin ağzıda torba değildir ki büzeceğiz. Kimini içinde pislik var kiminin içi boş.Yalnız buralarda yorumlar kontrol den geçmiyor anlaşılan. Devam et. bikudik, Torbanda ne varsa boşalt.
yaratandan daha çok şey bildiğini, ondan (haşa!) daha akıllı olduğunu sanan birinin söylemleri ne kadar doğru olabilir?”yok ben yaratılmadım, ottan böcekten başkalaştım” diyorsa bu kişi varsın gitsin ottan, böcekten akıl sorsun.ama kişi özünden başkası değildir, olamıyor da.@ikuzgun,suphi: bazılarının fıtratında yoksa elinizden bişi gelmez, biliyosunuz. yine de çabanızı takdir ediyorum ama zamanı gelince tevekkül etmek gerek.saygılar..
be_goodie. Hic Iran`a gittin mi? Iran hakkinda Turk gazetelerinden takip ettiklerin disinda ne bilgin var?Gel ben seni Iran`a gotureyim. Turistik geziyi birak. Otel de degil, kum kentin de herhangi bir medresenin bahcesinde ya da Perspoliste Iran`i Iran yapan Pers ruhunun bulundugu harabelerin dibinde kalalim.Komsumuzu biz tanimiyoruz. Tanidigimizi saniyoruz ama tanimiyoruz.
vay amma derin di be sohbet bi anda kendimi mistisizzmin rüzgarına kaptırdım zannettim. neyse dikkat ettim de herkes aynı şeyi farklı formatlarda söylüyor, bu çok güzel ya yeni nesil demokrasiyi içine valla iyi sindirmiş. yani birbirlerine zıt gibi yazı yazan her arkadaşın başörtüsü yüzünden okul çocuklarının mağdur edilmesine aynı safta yeralacağını düşünüyorum. sadece kaygılar çeşitleniyor bu da bizim insanımızın mozaik yapısıdan menşeleniyor oda güzel. burada yazı yazan bütün arkadaşları çok sevdim, devam…
evet hiç irana gitmedim merak da etmiyorum bak ama benim dediğim yere geliyoruz tanımak isteyen gitsin diyorum isteevet bazen çirkin laflar ediyorum çok sorun oluyorsa silebilirim, ama salak salaktır bunu değiştiremeyiz. karşı fikirlere sahip olmamız herhangi birimizin salak olduğunu göstermez. ama söylediklerimden sonra “yaratandan daha çok şey bildiğini, ondan (haşa!) daha akıllı olduğunu sanan birinin söylemleri ne kadar doğru olabilir?”yok ben yaratılmadım, ottan böcekten başkalaştım” diyorsa bu kişi varsın gitsin ottan, böcekten akıl sorsun.” diyebilecek bir zihniyetin de olduğu gibi salak salaktır. ben farklı fikirlere tahammul edemeyen biri değilim. ama söylemediğim şeylerle karşıma çıkılması salakçadır.bütün söylediklerim bir arada olabilmek için vardığım noktalardır. kimseyi yargılama amacı taşımadığımı her fırsatta belirttiğim halde bunu bile bir savunma veya saldırı benzeri bir hareket gibi görenler için söyleyebilecek bir şeyim yok. kendimce orta yol arayıp ‘hep beraber de olabiliriz’ in yine kendimce yollarından bahsederken hala karşıma çıkıp birlik yerine ikilik yaratmayı marifet sanıyorsunuz. iyi yoldasınız aferin.
demagoji
İran tam bir kara mizah konusu oldu çıktı. İran almış başını gidiyor, İslam dünyasına önderlik yapmak gibi ciddi bir proje üzerinde çalışıyorlar, üniversitelerinde yapılan bilimsel çalışma bizden kat be kat fazla, adamlar nükleer silah yapma aşamasında, Çin ve Rusya ile stratejik ortaklık aşamasına gelmiş (Türkiyenin ki gibi uyduruktan değil) bize hala İran’ı örnek veriyorlar. Secaat arzedelim derken sikatlerini ortaya koyuyorlar bari Nijerya deyin de en azından misal vermenin hakkını vermiş olun.İran yanlışları, doğruları ile bir devlettir. Öyle uyduruktan bir devlet değil. En az Türkler kadar devlet deneyimleri vardır ve dahası Anadolu-Mezopotamya deneyimleri bizden sadece birkaç bin yıl kadar fazladır. İran Türkiye’ye dört dörtlük bir dost olur mu bilemem ama İstiklal harbinde Türkiye, herbir şehrinde kasabasında ayrı ayrı istilal mücadelesi verirken İran tek bir köye tek bir askerini dahi sokmamıştır.İran’a gitmek meselesine gelirse. Biz bu ülkenin çocuklarıyız. Burada doğduk burada yaşıyoruz, İnşallah burada öleceğiz. Türkiye vatan bizim için! Horlansak da, sevilmesek de, tehlike olarak görülsek de. İran’da baştacı olacağımı bilsem, yine de Türkiye’de bir kaçak gibi yaşamayı yeğlerim. Peygamber Efendimiz’in dediği gibi:Hubbul vatan, minel iman!
bana gelen bir email de okudum bu fikrayi.Bu basliga uyar bence:)Tanri;Hz.Musa ,Hz.Isa ve Hz.Muhammed’e disiler arasindankendi cemaatlerini ayirmalarini soylemis.Once Musa atilmis ve iclerinden en zekilerini, en acikgozlerini secmis.Sonra Isa vakit kaybetmeden en guzellerini kendi cemaatine ayirmis.Sira Muhammed’e gelince geride kalanlara soyle bir bakmis ve bezgin bir sesle:örtünün” demis, “örtünüüüünnn……….”
Ahmet Altan’ın yazısı…Bir “ülke” görüntüsünden gittikçe uzaklaşıyoruz……İkinci Dünya Savaşı felaketini yaşamış, yakılıp yıkılmış, tarumar olmuş Avrupa ülkeleri çoktan başlarını alıp gittiler……Yeni bir çağın başında hala en büyük sorunumuz, “üniversiteye giden kızlar başını örtsün mü örtmesin mi” tartışması……Amerika’daki, İngiltere’deki, Almanya’daki yaşıtlarıyla rekabet edecek olan çocukları, bu rekabete hazırlayabiliyor muyuz?…
Ah bu ülke, canım ülkem, ülkemiz; ülkümüz.”Temellerini 3.Selimin attığı” bir diyar-ı müphem.Az bir istihsal ve boyuna bir istihlak.İnsan istihlakı, Milli ve manevi değerlerin istihlakı.Bakın topu topu 15 tane millîmiz kalmış.( en önemlisi de millî takım olsa gerek )Kelamda şöyle geçer “ağcebenii” yani taaccübüme gitti.
Ulem suphi yine bi halt anlamadım ne dediğinden. Annem de anlamaz ananem de anlamaz kızım da anlamaz okusam. Utanmadan bide milli falan diyorsun ya. Olsa olsa bu kullandığın dille arap milliyetçiliği yapabilirsin. Ben yazarken kasmıyorum kullandığım kelimenin kökeni arapça mı farsça mı diye. Sözgelişi ‘kelime’yi ‘sözcük’e tercih etmekteyim. sözcük’ün söylenişi etçik gibii irite edici.Ancak yazdıklarınız öyle bir hale geldi ki kendinizi anlatmak bi yana sadece ve sadece tepki çekiyorsunuz. Sitedeki durum bir kapıdan pazarlama tekniği gibi görünüyor. Sizin için üzücü yanı keklenecek insanların kendi halinde ev kadınları olmayışı. Sizin kardeşler yaz tatillerinde kuran kursuna devam ederken biz dünya edebiyatını okuyorduk. Bide şartlar eşitsiz. 5 vakit namaz ibadet dini yanınları okuma derken zaman da kalmaz ki azizim ideolojiyi takip etmeye. Zaten takip etsen ne olacak peygamberi tartışamazsın kitabı eleştiremezsin mis gibi dogmalar cenneti sizin ideoloji.Kusura bakma ama bi yönetim biçimi olma iddianız varsa _ki var_ o zaman kitabı da içindekileri de peygamberi de tartışacağız. Yok bu küfürdür kaldıramayız diyorsanız kendi kendinize inanmaya devam ediniz güzel kardeşim. Aslında çelişkiniz de bu. İslam hiç bir zaman sadece din olma alçak gönüllülüğünde bulunmadı ki. O aynı zaman da yayılmacı bir ideoloji. İçinde tartışılmazları ile beraber kül olarak kabul edilecek, uygulanacak ve uygulattırılacak bir yaşam şekli, Kendi halinizde yaşayacağınıza inansalar sanırım islam karşıtlarının çok da umurunda olmayacaksınız. Ancak biliyorsunuz ki bu büyük bir yalan. Sizin yasaklar kalktığında _ki kalkacaklar_ bizim yasaklar başlıyacak. 5 tane kıçıkırık sözde Atatürkçüyle sizin yayılmacı politikanızla başedemiyecekler. Peygamberiniz aynı zamanda dininiz için savaşan bir mücahitti. İslam onun zamanında sadece öğretilerek değil savaşılarak da yayıldı. Yayıl sizin için oku dan daha öncelikli bir emir. Onun için İrandaki durum budur. Yüzbinlerce insan rejime karşı olsalar da seslerini çıkaramıyorlar. Şer’i hukuk gibi insanlık dışı bir sistemle yaşamak zorundalar. Geçenlerde İranlı hatunlar kadınlar için ödenen kan parasının erkekler için ödenen miktarın yarısı olmasını protesto ederken bir temiz sopa yediler. Niye ettiler anlaşılır gibi değil. Duvar gibi kitabın sopalı muhafızlarına karşı cılız protestolarla bi yere varacaklarına inanmaları içimi cız ettirdi. O kadar naif bi bakış açısı bu uzaklıktan bile acıtıyor insanı. Siz yine de buradan tere satmaya devam edin. İkna edilecek blog ahalisi olarak biz arada hı deriz merak etmeyin. Almiim alana da mani olmiim tarzı bi yaklaşımla sizi üzecek değiliz. Bi de arada uyumuyor olursam amin falan da derim ben. Sen özelden bi hatırlat yeter. Ancak bunun dışında yazdıklarınızın altına ahkam girmek yani şu anda yaptığım denyoluğun bi türü. Biz yazdıkça siz şevke gelip anlatıyorsunuz. Şeriat paf takımının performansından memnunum ben. Köşelerde yazıp çizen abilerinizi aratmıyorsunuz vallahülül azim
senin yazdıklarından da ben bir halt anlamıyom matemül siyah ne yapalım şimdi, bide türkçe iimi:)
petibörüm kanaryam bi de ayık kafayla oku istersen
:)
Sonra ayrıntılı olarak yazacak olmamın dışında, diyorum ki, neden bambaşka bir dil kullanılıyor dini mevzulara girildiğinde? Arapça kelimelerle döşenince yazı, misyoner sıfatını takınıp daha mı çok sevap işliyoruz? -ki benim şu andaki mini tepkim sanırım sadece bir ektir- Devamı gelecek…
Simatem hanımcım, öncelikle yazınızdan anladığım kadarıyla sakin bir hali sezdim sizde.Normalde yırtardınız dağları, aşar giderdiniz.Hasta falan değilinsiniz umarım..”Ulem suphi” demişsiniz.Ulan diyordunuz, öyle daha iyiydik be ablam.Yok yanlışlıkla yazarken ulema yazacaksın diye korkuyorum.Kullandığım arapça kelimlere gelince, bazıları aslında genel olarak kullandığım kelimeler. bazıları ise,yeni öğrenip sizlerle paylaşmak istediğim kelimeler; istihlak gibi.“Eskiden İstanbul istihlak ile yaşarken şimdi istihsalle yaşamak mecburiyetindedir.”- Y. K. Beyatlı.Bendeki milli duygulara gelince.Efendim ben arap milliyetçiliği yapmıyorum.Arap milletinden her ne kadar Osmanlı’ya ihanet etmelerine rağmen nefret etmem.Sempatim yoktur.Onlara Batı insanına duyduğum saygıdan fazla saygı duyarım.Neden mi? bir kaç sebepten ötürü.Kuran-ı Kerim arapçadır.Peygamber efendimiz(s.a.v) araptır.Bizim inancımıza göre cennet ehlinin dilide araptır.Arapça, fesahat ve belagat bakımından oldukça kuvvetli bir dildir.Arap edebiyatından hiç haberi olmayanlar onu küçümseye bilir.Kaç kişinin yedi askı şairlerinden haberi vardır.Onlar hala dünya klasikleri okuya dursunlar.Dünya klasikleri dedikleri batının klasikleri.Batı zaten her zaman kendinden gayrıyı inkar etmiş.Şimarık bir velet.Yanlış anlaşılmaasın.Elbette klasiklerde okunmalı ama baş ucumuzda ki diğer bir medeniyetten bu kadar habersiz kalamayız.Şunu çok samimi söylüyorum simatem hanım.ülkemi, ülkemin insanlarını seviyorum.neden sevmeyeyim.ben de bu diyarın insanıyım.Babam her fırsatta ahd eder; “Vatanına, milletine hizmet etmezsen hakkımı helal etmem sana” diye.İşallah bende kendi çapımca ülkemiz için güzel şeyler yapacağım.Ülkeyi kurataracak değilim, lakin müdür olursam, işçimin hakkını gözeteceğim, ayrım yapmayacağım, memur olursam, rüşvet yemeyeceğim vs.vs Şimdi her şeyi pazarlama olarak görenler, bu sözlerimi de yanlış anlayabilirler.Bu sözlerimden “kendini medih ediyor” düşüncesi anlaşılırsa üzülürüm.Bu hasletlerin azlığı bunları oldukça değerli kılıyor.halbuki hakikatte olması gerekenler zaten bunlardır.Efendim, inanarak söylüyorum ki ben bırakın Türkiyemizin, sair ülkelerin hiç birinin de şeriatla yönetilinebileceğine inanmıyorum.Benim şimdiye kadar tanıdğım hiç bir müslümanın böyle bir arzusu yok.Neden olsun.Neden ayaklanalım.Bir müslüman İslam diyarı olmayan bir yerde de dinini yaşayabilir.İslam dini buna müsait.Dar’ul harb denen bir durum var.Bu konuya girmeyeceğim.Şu kadarı var ki; bu gün insanların başının örtüsüyle uğraşıyorlar.Bir kaç tane kendini bilmezi bahane ederek, bu ülkeyi en az sizin kadar seven, başkalarına en az sizler kadar saygı gösteren bu ülkenin evlatlarına dinlerini yaşayacakları bir ortam hazırlayamazsanız; öfkelenirler.Bu öfkenin de kimseye zararı yoktur.Bu ve buna benzer meseleler halledilmedikçe kimsede huzur olmaz.Birileri, özyutlarında birilerinin gelip dinlerini yaşamalarına mani oldukları için huzursuzdur.birileride “şeriat gelecek” diye huzursuzdur.İran’da ki şia rejimi beni de rahatsız ediyor.Din adına yapılan zulumler ve islami diye adlandırılıp yapılan saçma sapan şeyler.Yanlız, kadınlara eşit davranılmayan konu bu değil ve yanlızca arap ülkelerinde değil.Uzağa gitmeye gerek yok.Ülkemizde de bir sürü eşitsizlik söz konusu değil mi? Bu “eşitlik” kavramıda ayrı bir muamma ya.O konuya da girmeyeyim.Neyse efendim, siz yine “gördün mü bak yine şevke(gaza) geldi bu” diyebilirsiniz.En iyisi mi ben daha fazla uzatmayayım.
Ne baş örtülü tipler gördük Allah’ını unutmuş. Baş örtüsü ile müslümanlık olmaz.Takan daha çok müslüman, takmayan daha az diye bir şey olamaz. Zaten çok veya az müslüman olmazsın.Bizim dinimiz bu yüzden güzeldir, bazı olaylarda dayatma yapmaz, insanın kendi iradesina bırakır.
Konuşmalarında arapça kullanan kişileri konuşmalarında ingizlice kullananlarla bir tutarım.Teknolojinin dili nasıl ingilizce, tıbbın dili latince olmuşsa, islami ilmin dilide arapça yada farsça olmuş. Neden olmuş olması gereklimiymiş, olmasa olmuyormuymuş bunlar başka konu. Ama olduğu ortadadır.Ha ben muhatabımın anladığı dilden konuşmaya çalışırım o başka.
Suphi, yorumunun bir kısmında ‘şeriat ile yönetebileceğimizi’ sanmmıyorum demişsin. Bende buna katılmıyorum.Yanlış anlaşılmasın ben ölmeyi öyle bir şekide yönetilmeye tercih ederim.Benim anlatmaya çalıştığım bizim ülkemizde saf, temiz, dünyanın gerçekten nasıl bir yer olduğunu anlamayan, bilmeyen çok adam var, o yuzden 2-3 çakal ruhlu insan bunu (şeriatı getirmeyi) çok ama çok kolay başarabilir.@siyahın_matemi, bana ne olur 3 büyük dinden birini söyle savaşmamış, dini yayabilmek icin!!! Lütfen dini yorumlarında objektif ol. Oteki konulardaki yorumlarını beğeniyorum fakat din konusuna gelince, bazıları gibi, seninde kafana bir ton propoganda sokulmuş gibi geliyor.
bu tarz şeylern bu ortamlarda tartışılmasının kimseye bi artısı olmaz diye düşünüorum..
Din tasarımı antik mısırlı rahiplerden ki biri prens olan “Musa” dır,bize emanet ve nerdeyse bugünkü savaşların bile (göstermelik) nedeni!Kadınların kapanması erkeklerin diğer pipililere ve onların sevdalarına enjekte olmasına duyulan batıl kendini bilmez,kadını bilmez,zevki kendi sanan cenneti hurilerle ballarla şaraplarla dolduran “Ben” kavramından bihaber insanlar içindir.Suçlu tabiki bir veya biçok insan değil,insan yönleniyor hep böyle belki şeriat değil bu topraklardaki toplum tasarımı ama ve lakin hepimiz bi kaç kadın veya erkek modelinden hoşlanıyoruz,aşık oluyoruz bi tür format yani gördüğün üzerine gelişen.Asıl sorgulanması gereken adalet kavramı ve dahi bakış açılarıdır.Zürafa kadınların erkekleri “Haberci” programında “siz bu sarı şaçlı yaratıklarımı seviyorsunuz?” demişlerdi Coşkun Aral’a.Linnux-nick’li zatı muhterem kafamızdaki dönence evrenin heryerinde bi tür üretim logosu yani,kabul ancak kitap değil muhatap olunandır kutsal olan.
linnuxcugum iyiki varsın kardesim yürrüü bee
bu moda galiba moron gibi tek bir ahkam yazmaktansa arka arkaya ahkam döşemek herhalde bazılarında bir ereksiyon sebebi oluyor ki bu yönteme başvuruluyor. böyle sonu gelmeyecek konuları sonlandıran birilerine ihtiyaç var gibisinden düşünüp onun kendisi olduğunu mu sanıyor anlamıyorum bu arada gerçekten böyle denyoya bağlayıp kendi dediğinin üstüne bir daha bir daha bir daha başka ahkamlar eklemek neyi ifade etmektedir ben onu bir bilen varsa öğrenmek istiyorum. bu arkadaşımızın derdi nedir bu yöntem ile ne yaptığını zannediyor merak icerisindeyim. ben 50 tanesini saydım sonra vazgeçtim ama bu arkadaşın kesin bir problemi oldugu kanısındayım. allahtan şifalar diliyorumdiger konuya gelince insan hakları zart hakları zırt haklarından dem vuranlar için deyeceğim o dur ki insan olana yeter de artar bile. hem bakın ben zamanında söyledim iyi niyetimden şüphe ettiniz dedim gidin bi iran falan dolaşın dedim siz de mutlu olun şunun şurasında ne kadar zaman yaşıyoruz ki o kadar batıyorsa gidin görün işte istediğiniz gibi yerler de dünya üzerinde var dedim sonra da vatan millet sakarya raconu kestiniz siz beni samimi bulmadınız ama bakın o da oldu iran da ve sanırım bir iki tane daha baş örtüsü ile ilim almanıza engel olunmayan ülkelerden yurdum baş örtülü güzellerine çağrı bile geldi eeyy müslüman ümmetinin türkiyede okumasına engel olunan kız evlatları toplayın tasınızı örtülerinizi geliiiiin sizi burada okutalım ilim irfan sahibi olasınız dediler bakalım kim gidee kim kala allah yolunuzu açık etsin
bilge insan wassago2000, acaba “ben” nedir?
Bilgi her nevi bizim için zaman’dır ve hafızamız ki bu nihayi algıdır.Söylermisiniz,herkesin aynı dünyaya bakıp aynı gerçekleri yaşadığını,her kesin farklı bir hafızası dolayısı ile farklı bir dünyası vardır,ancak bu algılama kişiseldir ve bu aslen heryerde kendini görmek gibidir.Ben dediğimiz bir diğerine göre değişiklik göstermez(öz olarak),aslen zaman algısı için şart olup referans noktası teşkil eder.
wassago2000Mantık sınırlarını zorlayan bir cümleyiimza olarak kullanarak,insanları uyuşturucuya özendirmen,pardon, “tadını çıkarın” diye tavsiye etmenikınıyorum.Yazdıklarına bir cevap yazmıyorum,sanırım kafan iyiyken yazmışsın bunları.Ayıkken bir zahmet düzenleyiverki anlayalım ne demek istediğini.
bireysel tanıtım: varoluşum dini şekilciliğe karşıdır, daha da zorlanırsa, dinlere karşıdır. ben buna john lennon travması diyorum, gerçek hayattan uzaklaşarak olması gereken üzerinde düşünmek – ya da olacak olandan.”imagine“insan davranışlarını kabul eden genel bir duruşun etkisinde, herhangi bir din veya inanışın ritüellerini gerçekleştirenleri sadece izlemekle yetinirim (mahsun bir kabul ediş). hani bir cenazede dua okunurken ellerimi önümde iki yana açmadığım, anlamını bilmediğim duaları okuyormuş gibi yapıp amin demeyen, sadece orada sessizce saygı duruşunda bulunanlardanım.kısaca: inanışım vicdanım, aklım ise dinimdir.Türban: TC Devleti’nin yapısı dahilinde şekilciliğe en azından kamu mekanlarında izin verilmemesidir. her mekanın/kurumun kendine has kuralları vardır. bu kurallar; özel durumlardan yola çıkılarak genellemeye oturtulmuştur. nasıl bir okula çıplak gidilemeyecekse, okula dini/ideolojik ya da her neyi ifade ediyorsa, onu sembolize eden türban ile gidilmemesini de böyle bir genelleme içinde değerlendirmek gerekir.güncel sorular: devletim, neden sadece imamların maaşlarını ödüyorsunuz, nerede azınlık hakları? eğer ileride türbanlı hanım kızlarımız, kadavra erkek ise bakabilecekler midir? doktor olurlarsa, hasta seçerken nasıl davranacaklardır? eğer sayın suphi ya da linnux’un cinsiyetleri farklı olsa burada böyle konuşabilirler miydi?türban konusunda tartışmaya girmek bizleri illa ki dinleri sorgulamaya götürecektir. bu da pek girmek istemediğim bir konudur. yine de; islam dinine gönül vermiş arkadaşların, islam dininin erkek dini olması yönündeki genel görünüşten yola çıkarak: islam’ın erkek-kadın arasındaki (genelleme olarak insanlar arasındaki) hiyerarşik ayrımcılığı nasıl yorumladıklarını merak ediyorum.
din, insanin kendi icerisinde yasamasi gereken birsey. cevredeki din showman’lerinin sayisi arttikca bu tip tartismalar da artiyor. Bu arada basörtüsü ile ilgili aciklama Kuran’in tam olarak neresinde yapilmis? Bunu samimi bir sekilde soruyorum. Bilen varsa lütfen buraya eski Arapcadan tam ceviriyle (modern Arapcaya ve Türkceye cevrildiginde cok-anlamli kelime gruplarinin tümünün tamamen yorum yapilmadan yazilmasi gerekiyor, yoksa ceviren tarafindan ister istemez yorumlanmis oluyor) yazarsa sevinirim. Islam profesörleri ne derse tabii ki o dogru olacaktir, kaynak olarak da onlar verilirse daha bi sevinirim.