Zeka çorak bir tarla gibi olunca ,akla gelen ilk şey orda küstüm otu yetiştirmektir.başka bi bok yetiştiremezsiniz ,bünyesi kabul etmez….Nadasa bırakırsınız inat eder “hayır ben beyle iyiyim” der…Söğüt gölgesinden “pespaye bakan” bi kısım zevat da yazılarımızı kıçı başı dağınık,olmadı formuna parmak atıp yayınlamakta ısrarcılar…
Biz diyeceğimizi, demeye devam edecez elbet nerde olursa; divanda , dergahta , çarşıda ,pazarda nerde olursa…Gelelim meselemize;Görüldüğü gibi, mavi gök çöktü, toprak delindi, dil’in, töre’n bozuldu…kel göründü..memleketin ahvali bu!
Zülfü Livaneli ,1 mayıs 2007 tarihli yazısında şöyle buyurmuş;
“seçilecek TBMM ile paralel çalışacak anayasa meclisi ahdas edelim.İddia ediyorum ki,tıkanmış olan sistemi açacak tek yol budur”
Zülfü bey , böyle buyurunca aklıma benim kurtuluş reçetem geliverdi tabiyatıyla;Hani şu “ Türkiye bir an önce demokrasisini rafa kaldırıp kurucu meclisle idare edilmelidir” fikri….
Zülfü beyin ,planı her ne kadar bana çok “safça” gelse de, mevcut yapıya alternatif olamıyacağı ve bendenizin planını sulandırmaktan başka bişeye yaramıyacağı kesindir…Lafzı balonların ,fikir kisvesi altında entelektüel piyasaya pompalandığı bi ortamda benim (b) planını hayata geçirmem farz oldu.Planım şu; Kurucu devlet, kurucu meclis ,yeni anayasa ile düşüncelerimi rafa kaldırıyorum..Türkiye derhal tüm yapı ve kurumları ile sosyalist ekonomiye geçsin…
Bunun için öyle fazla akademik tahlillere falan gerek yok…Sahiplik, özel mülkiyet, gelir ve kar gibi kavramları kovalım gitsin….Böylelikle, hem temel inançlarından kolayca cayabilme istidadında olan aydınların ihaneti önlenmiş olacak hem de devleti tenkit etmek gibi bir derdimizin olmayacağı, islam-osmanlı ananesini de yaşatmış olacağız…Tanrıya yakarırken de “ bize yüksek halk konseyi gönderdin, senin izninle onlara itaat ettik.Onlar emir verdiler bizler itaat ettik…” diyeceğiz.
Eminim ki Allah bizi şöyle yanıtlıyacaktır;“ Hakikati söylüyorsunuz çocuklar mesuliyet yöneticilerinize aittir, size terettup etmez “
Başka planlarım da olabilir,endişeye mahal yok…