Biz enflasyona alıştık, sevdik onu. “Neden?” derseniz, bu sevgi bizi cebimizde madeni para taşıma derdinden kurtardı.Biz 5 kuruş, 10 kuruş sevmeyiz. Bunlar da var tabii ama bu kuruşlar ismiyle gezer, piyasada. Bir aralar belki görmüşlüğümüz vardı? Ne zamandı? Unuttuk… Arada sırada elimize geçince nostalji yaparız, gözlerimiz dolar, aslında fena da sayılmaz. Duygusal milletiz, yakışır bize.Şimdi biz, bir de hayaller kuruyoruz ya, “Avrupa’lı Olacağız” diye, işte bu hayallerimize “madeni euro’ları almasak” diyoruz. Nasıl desek? Ağırlık yapıyorlar da…Hani şu, “emniyet kemerlerinin sıkması yüzünden takmak istemeyişlerimiz” var ya, öyle bir durum bu da… Daha başka nasıl açıklasak?Neyse ki, geçen gün, bu madeni euro’ları gişelerinde kabul etmeyen bir banka bulduk da, rahat bir nefes aldık. Adı pek lazım değil, bu banka da “ağırlık oluyor ve taşıma maliyeti yaratıyor” diye, meğerse, madeni euro kabul etmezmiş. Pek güzel.İş, buraya kadar gelince güzel de, bizim aklımıza birkaç soru takıldı:Avrupa’lı olursak, acaba bu banka aynı uygulamaya devam eder mi?Bunun üzerine Avrupa, bu bankaya ısrar ederse “madeni euro’larımı da kabul edeceksin” diye, acaba banka “yok bize ağırlık yapıyor, biz madeni euro almıyoruz” diye diretir mi?Aslında daha girift bir durum var, ortada… Bu banka zaten Avrupa’lı bir ülkenin din adamlarının yönetimine geçeli beri, aslında kendisini Avrupa’lı görmüyor mu? bu bir pilli patisözüdür!Page copy protected against web site content infringement by CopyscapeYani, madeni euro, bir nevi kendi madeni parası gibi… Göz göre göre, madeni euro’ları kabul etmeyerek Avrupa’lı olamayacağını mı, ima ediyor?Ya neyse… Zaten, biz çıkamadık bu işin içinden. En iyisi mi, biz şimdilik ytl’mizle nostalji yapalım. Burnumuzu sokmayalım, el alemin para mevzularına… Ya da belki bunları, Avrupa’lı olursak, tekrar düşünürüz.Kalın sağlıcakla ve de nostaljik takılın, arada sırada…