Şu sıralar, Flash Mob adında, hızla tüm dünyaya yayılan garip bir organizasyon var. Yüzlerce insan bir araya gelip absürd denilebilecek şeyler yaptıktan sonra ortalıktan kayboluyorlar.Örneğin bir otelin lobisine dalıp önemli bir şahısı beklermiş gibi yapıyorlar. Kimileri elinde mikrofon röportaj yapıyor, kimileri sürekli cep telefonlarıyla sağı solu arıyorlar. Yaklaşık beş dakika sonra da çıkıp gidiyorlar. Ya da bir parkta toplanıp hep beraber kuş sesleri çıkarıyorlar. Bir keresinde de, 10 dakika boyunca caddenin bir tarafından diğer tarafına geçmişler. Bu geçiş kurallara uygun yapılmış. Yani bir tarafa geçiyorlar, sonra kırmızı yanınca bekliyor, yeşil yanınca da tekrar karşıya geçiyorlar. Ne yapıyorsunuz diye soranlara, cüzdanımı kaybettim gibi cevaplar verip savuşturuyorlarmış.Flash Mob’un official sitesi burası. Amaçları sadece eğlenmek. Yeni eylemleri mail vasıtasıyla duyuruyorlar. Bizde birşeyler tasarlamalıyız tez vakit.
yorumlar
diye bir oyun vardır. Onun biraz daha organize olmuş haline benziyor. Oyunu bilmeyenler için kısa bir açıklama:
Çılgın bir kişi bulunur, (ve bunu takip edecek en aşağı 5 kişi, 15 kişi üzeri en süper etkiyi verecektir), bu adama çılgın bişeyler yapması söylenir. Önce salak salak yürüyerek ne yapsam acaba diye düşünmeye başlar, fakat bu arada arkasındaki takipçiler onu tek sıra halinde takibe başlamıştır bile. Liderin aklına sonunda bir fikir gelir, ilk karşısına çıkana saati sorar, ardından gelen herkes adama saati sormaya başlar gibi bir oyun işte. Cidden komik olabiliyor.
Bazen abartıp bir arabanın üzerine çıktığımızı bile hatırlıyorum. 15 kişi aynı arabanın üzerinden geçmiştik. Sahibinden özür dileriz.
bir takım eylemler yapmıştık üni deyken.. topkapı sarayına gidiyorduk acaip kıyafetler giyip, 3-4 kişi.. kapılardan geçerken ellerimizi yüzümüzü sürüyorduk, yerde su birikintilerinden su alıp bir birimizin alnına sürüyorduk. inanılmaz ciddiyetle bu işi yapıyoduk.. japonlar bizi izleyip taklit ediyorlardı artık. bir iki tane video kaydımız olması bile lazım..
şakası değil mi bu? yapalım ama isteyen olursa.
‘nden bir grup arkadaş ta benzeri eylemler yapmışlardı. Mesela; metro girişindeki resim sergisinde koltuğu boş bulunca, biri hemen ressam olmuş, diğerleri de resimlere bakıp türlü hakaretler etmişler. Gelip geçen insanlar ressam rolündekini teselli etmek için bir hayli çabalamış, ruhunu okşayacak güzel sözler söylemişler…
Bu aktivitelerdeki en önemli özellik, bayaa kalabalık olmak, 100 kişi kadar ve en fazla 10 dakika içersinde ortadan kaybolmak. Mesela cep telefonuyla konuşarak postaneye giren bi kalabalık komik olurdu. Ya da işlek bi caddede ellerinde uçan balonla ordan oraya koşarak vızzz vızzz diye ses çıkaran bi kalabalık.Yok yok ben katılamam böyle aktivitelere 🙂
ı çağrıştırdı bana.Brad Pitt benzeri üyeler varsa dikkate alabilebilirim.
Bana da Praise You’nun klibini çağrıştırdı… Hadi bakalım.
türk’ün biraraya gelip organize olma ihtimali az diyorum, fikir süper tabii.100 türk yanyana gelince, coplanma ihtimali de fazla diyorum.kesin birbirimizi sakatlarız.ama, güzel olur, yani.
Biz lisedeyken yapardik,.. aksam Besiktas’tan Kadikoy’e dondugumuzde iskeleden cikar cikmaz 20-25 kisi iskeleye donerdik hep birlikte bagirmaya baslardik;-Meemett abii!!! saga al abi kamerayi sagaaa! abii of daha isimiz var gidicezz hadi,.. gibi cumleler,.. butun vapur cikisindakiler boyun felci gecirirdi 🙂 ya da donup azimle Memet abi’yi gormeye calisirlardi. Oysa orada sadece kapali pencereler vardi 🙂
yapalım bir organizasyon…
solo çalışmalarım yanında şu tür iki-üç kişilik çalışmalarımız da olmuştu:- elimizdeki düzgün bir deftere normal olarak park etmiş arabaların plakalarını yazmak, araba sahiplerinden oldukça tepki almıştık(iki kişilik ekip),- şoföre sormadan minibüs muavinliği görevini üstlenme, para toplama, müşteri çağırma (üç kişilik ekip, sırayla),- pahalı bir restorana oturarak bekleme, gelen garsona sipariş için arkadaşımızı bekliyoruz deme, arkadaşın gelmesiyle başka bir restoranı övme ve masadan kalkış(dörtlü ekip),- barda oturan kız arkadaşlarımızı tanımama ayağına uzaktan defalarca içki ısmarlama, dışarıya birlikte çıkış ve ertesi gün yine aynı barda aynını yapma(iki + iki kişilik ekip), barmenin tuhaf anlamsız bakışları altında.- bir yılbaşı eğlencesinde evde halay çekerken birden dış kapının açılmasıyla bir süre koridorda daha sonra da karşı dairenin zilini çalarak içeri halay çekerek girme, salonlarında halay çekme ve hiçbirşey olmamış gibi kendi evimize halay çekmeye devam ederek geri dönme (gece yarısı, 10 kişilik ekip).tabi yukarıdaki arkadaşlardan öğrenecek çok şeyimiz var. kuş aksiyonu özellikle çok şıkmış; gerçi kuş sesleri yerine daha çok kümes hayvanları taklidi yapmışlar bir de arada gülmeleri işin ciddiyetini bozmuş. Sayın barada’nın bahsettiği “Praise you” klibi ise ayrıca güzeldi.biz de 12 Ağustos günü sağımıza dikkat ederek yürüyelim derim.
hep bi’ agizdan istiklal’de istiklal marsi’ni soleyelim gozlerimizi kapatip. ah, bunu ben demedim. tamam ben dedim n’olmus?
bu işi de net üzerinden halletmek istiyorum.- Bir mail adresi belirleyip ona “Merhaba sen Atatürk Lisesinde okudun mu?” diye farklı kişilerden mail atmaca. Eninde sonunda pardon ama siz nerden buldunuz beni diyecektir.- Bir forum’a ya da soru sorulan bir yere gidip “Hayatın anlamı burda anlatılıyormuş nedir?” diye bi soru atıp. Arkasından güruh halinde “Evet nedir çabuk söyleyin…” diye thread yaratmak.- Bir chat odasına girip herp birlikte ASL? demek.- Bir gazetenin yazarına “Reha Mıhtar kaset çıkarıyormuş diye duyduk nedir?” diye toplu halde mail atmak.Böyle işte…Dedim ya tembelim ortalıkta koşturacak yaşama sevincim yok şu ara…
evet, bu tip oturduğun yerden -net üzerinden- halledilecek işler olursa ben katılırım..seyahat edecek vaktim yok, ders çalışmam lazım..
hatta ilk eylemi tatildeki hafif uyku’ya yapalım ve “Müjde beyfendi, bir çocuğunuz oldu” mesajı atalım..
Delete selected members…
dahiyane bi’ oneri. ben de bu tur bi’ organizasyona dahil olmak isterim… hele organizator wrzl ustad gibi birisi olursa manyak gibi isterim.
zaten bi takim delilerin burada toplandigi 🙂 biz de, ozellikle lisede, bu tur seyleri cok yapardik ama iste ancak 5 kisi civarinda olurdu nufusumuz. bu yaziyi okuduktan sonra nasil canim cekti anlatamam ama 60 kisi toplanip hep beraber bi yerde anlatalim derseniz o zaman kesin anlatirim iste :Pbu hareketi gonulden destekliyorum ve net uzerinde ve de istanbul metropoliten sinirlari dahilinde yapilacak her calismaya katilacagimi gururla belirtirken yanimda sevgili afakoydar’i da getirecegim garantisini veririm. boylece biz kafadan iki kisi olduk diye de ekleyerek satirlarima buralarda bi yerlerde son veririm. (beni bulastirma guzelim, zevzegim, gerzegim)
ben organize etmem walla. O fikirleri altalta yazarken ne beyin hücresi harcadım bi bilsen. Mutluluğun resmini çiz’e cevap veriri gibiydim. Son kalan 2-3 beyin hücresini de harcadım orda. Tfrşşttşthhhuk…
kiralık değildir lütfen rahatsız etmeyin yazan bir daireinin karşı komşusuna kiralık mı die sorabilirsiniz(gerçi bu yapıldı)sanayi de ki bi lokantada lütfen lavaboya sümkürmeyiniz yazısının altındaki zavallı lavaboya sümkürebilirsinizyada içtikten sonra gidip restoran sahibiylr çorba fiyatı hususunda pazarlık edebilirsiniz daha bir sürü var ama bunlar doğaçlama olmalı
bir arkadaş buna benzer bişey yapıyordu. Bir telefon numarası seçilip, üst üste 20 kişi arayıp “Dr. Erkan Bey’le görüşebilirmiyim” diyolardı. Daha sonrada sinirden çıldırmış olan kişiyi. Topluluktan biri arayıp “ben Dr. Erkan beni arayan varmı?” diye soruyordu. Hatta bende o arayanların içindeydim. Aynı olay olsa gerek?
Lisedeyken otobüs tribimiz olurdu. Hocanın sırtı donukken, sınıfta önlü arkalı oturmuş 8-10 kişilik grup sanki otobusteymıs gibi davranır, hafif hafif yaylanır, sanki viraj alıyormus gibi sola sağa yalpalardık falan.. hoca şüphelenip döndüğünde açık vermemeye çalışarak uslu, dersi takip eden öğrenciyi oynardık. Şüphesiz her hocaya yapmaya cesaret edemezdik..Bir de üniversitede iken kamuya açık yerlerde birilerini gözümüze kestirir, sanki birbirini tanımayan kişilermiş gibi sırayla önünden geçerken dikkatli dikkatli bakardık.. eleman ne var acaba diye üstünü başını kontrol ederdi. Bir keresinde Ankara Güvenpark’ta Keçiören’in bıçkınlarıyla kavgaya ramak kalmıştı..sota bir yerde olsaydık bizi bir yerlerdi ki of anam of..Bununla birlikte bu moblarda benim gördüğüm farklı bir durum var. Bizim yaptıklarımız ve yukarıdaki ahkamlarda okuduklarım genelde birilerini tiye alan ya da puştluk kokan durumlar. Bu mobistler anladığım kadarıyla kimseye bulaşmıyorlar. Ne yapıyorlarsa kendi kendilerine yapıyorlar. Konu mankenleri doğrudan kendileri. Gerçi, şirazeyi kaçırırsanız züppeliğe varabilecek bir nevi zihinsel gaz çıkarma hali olarak da görülebilir ama absurd bir durumlar var burada. Modern toplumlarda abartılı bir ciddiyetle kurgulanan yaşama dair bir nanik durumu, insanı sadece akıldan ibaret sayan bir anlayışa hastir çekme ve bunu yaparken de eğlenme amacı taşıyan bir hava da sezdim.. yani sürekli maruz kalınan rasyonel terörizme itiraz eğilimleri taşıyor sanki. Bilmiyorum abarttım mı?
supersin yaa..hayal edince dusunsene …walla cok komik..mesela taksimde 10 kisi yapsa..ehehehehesupersin G-men…tesekkkurler
kimseyi “ti”ye almadan, kendi çapımızda, daha çok mob benzeri bir şey bence şöyle yapılabilir.çok büyük indiridim varmış gibi bir dükkanın önünde toplanalım. cep telefonu aksiyonunu da içine katalım. yani daha içeri girmeden herkes asılsın cep telefonuna ve “büyük indirim varmış olm gel sende” gibilerinden arıyormuş numarası yapsın ve birisinin işaretiyle içeri girilsin, aa yokmuş diyip çıkılsın. kimse birbirine bakmadan, çeşitli yerlere dağılınsın. organize edebilirim galiba.
sanat sokağı vardı. 6 arkadaş bir banka oturup bir peçete açtık, üstüne de stajyer dilenciler yazdık. maksadımız yalnızca gülmekti. teyzenin biri okudu, gitti. biraz sonra tekrar geldi vah vah vah dedi para verdi gitti. peşinden insanlar gelmeye başladı, güldüler ve para verdiler:) hatta apartmanın balkonundan para atan bile oldu. bizde bi güzel yedik parayı. sonra bir daha denediysekte tutmadı. bi kere oluyor böyle şeyler.
yapalım. ankarada ikamet eden ?
sonunda nooluyo yani bunun…aferin size ne güzel de saçmalıklaryaptınız, alın size nobel flash-mob ödülümü diyolar?..peh
varım.
and i’am in..
İstanbul’da ilk eylemini yapmış olan bir flash mob oluşumu da mevcut 🙂 İkinci bir eylem için hazırlıklar başlamışlar. Kaçırmak istemiyorsanız detaylı bilgilere Buradan ulaşabilirsiniz.