“monalisa, var oluşun edebi kum saati: şu anda, her anda, her şeyi bir daha yaşamak” allbeautymustdie

oscar wilde’ın naif leonardo da vinci’si “belki ressam, kimilerinin sandığı gibi, sadece artık rastlanmayan bir gülümsemenin kölesi olmuştu. ancak ne zaman louvre sarayı’nın serin galerilerinden geçip; -tuhaf kayalıklardan oluşan buz yalağının içindeki mermer koltuğa yerleşmiş, deniz altındaki gibi sönük bir ışıkta oturan- o garip figürün karşısında dursam; kendi kendime- o arasında oturduğu kayalıklardan daha yaşlı. bir vampir gibi, bir çok kez öldü ve ahretin sırlarını öğrendi. bilinmeyenin derinliklerinde dolaştı ve o hala günahkarlığa geçişin izlerini taşıyor. çevresi de tuhaf akıl karıştırıcı mallarını süren doğulu tacirlerle dolu. o, troyalı helen’in annesi leda ve meryem’in annesi azize anna’ydı. tüm bunlar ona lir ve flüt sesi gibi geldi. -yaşadıkları değişen yüz hatlarını biçimlendirirken onlara sadece incelik, göz kapaklarına ve ellerine de hafifçe renk verdi- diye mırıldanırım. dostumaysa, – suyun kenarında böyle tuhaf biçimde canlanan o varlık erkeklerin binlerce yıldır arzulaya geldiklerinin ifadesidir” derim.