Tam olarak anımsayamasam da bundan 2 sene kadar önce olsa gerek. Şans eseri binilmiş bir şehirler arası otobüsün üzerinde Edirne kapılarına dayanmıştık. Osmanlıya 90 senenin üzerinde başkentlik yapan, müthiş bir tarihi dokuya sahip bu şehirden öğrenecek çok şeyimiz vardı. Gezmediğimiz, görmediğimiz yer kalmadı. Bunlardan biri de 1488 yılında yapımı tamamlanan II. Bayezid Külliyesi.
Külliye, içinde cami, aş evi, medrese ve darüşşifa (hastane) bulunduran büyük bir yapı. Ancak ona önem kazandıran husus, tarihe vahşetlerle adını yazdıran bir dönemin en çağdaş tıp merkezlerinden bir tanesi olması belki de.

Dr.Guislana Akıl hastanesi (1800/Belçika)
Dr.Guislana Akıl hastanesi (1800/Belçika)

Dönemin Avrupasında birçok hasta işkence görüyor, kimisi de ölüme terk ediliyordu. ‘Osmanlılar`da Sağlık‘ adlı kitapda yazılanlara göre, cüzzamlılar ve buna benzer hastalıklara kapılanlar toplum tarafından dışlanıyor ve kaderlerine terk ediliyorlardı.
Bayezid Külliyesi’nde de anlatılanlar bu yöndeydi. Akıl hastalığını hastalık olarak görmeyip, bu hastalığa kapılanların ‘içine şeytan’ girdiğini iddia ediyor, sözde şeytanı çıkartmak adına, hastalara işkence ediyorlardı. Kimi zaman ateşe atıp yakıyor kimi zamanda şeytanı çıkartmak için kafataslarında delikler açmaya çalışıyorlardı.

Dr.Guislana Akıl hastanesi (1800/Belçika)
Dr.Guislana Akıl hastanesi (1800/Belçika)

1800 lü yıllarda Belçikada kurulan Dr.Guislana akıl hastanesi de bu ilkel hastanelerden birisi. Dr.Guislana da doktorlar, akıl hastalığının fiziksel bir hastalık olduğuna inanarak hastaları, soğuk sularda bekletir, vücutlarının çeşitli bölgelerini çeşitli aletlerle sıkar, çoğu zaman yaralanma ve ölmelere sebebiyet verirlerdi.

II. Bayezid Külliyesi
II. Bayezid Külliyesi

Aynı tarihin Osmanlı’sındaysa durum tamamen farklı. Sanki asırlar sonrasına gitmişi gibi hissediyorsunuz. Akıl hastanesi olarak kullanılan külliyede su sesiyle ve çeşitli enstürmanlarin çıkardığı ahenkle akıl hastaları tedavi edilir, çok kısa süre içerisinde sağlığına kavuşturulurdu. II. Bayezid zamanında kullanılan bu tedavi türü günümüz ABD’sinde 1956 yılında kullanılmaya başlanacaktı.

II. Bayezid Külliyesi
II. Bayezid Külliyesi

Çok çeşitli savaşlar ve işgaller atlatmış olan Edirne’nin kalbinde ki bu külliye halen müze olarak kullanılmakta. Profesyonel bir dekorasyon çalışmasına da gidilmiş. Odalarda temsili sahneler oluşturulmuş. O günün durumunu da anlatan melankolik, kara sevdalı, mecnun gibi temsili hastalarda şifahanede mevcut.Mongeri Pere’nin; “Burası Avrupa’nın asırlar sonra tahayyül edeceği bir hayal müessesidir.” sözü de durumu ap açık bir şekilde idrak etmemizi sağlamakta.