Adak, Emanet, Bir Küçük Aşk,.. : İzel
Kahraman Çayırlı
izel çelik ercan
“Denizleri aşta gel kurbanın olam kurtar beni buralardan ne olur” diye hep bir ağızdan bağırmaya başlayalı 14 sene olmuş… 1995 yılında yayınlanan ilk solo albümü Adak’ta yer alan tüm şarkılar komple ezberimde durur hâlâ: Ah Yandım, Bas Damarıma, Biz Hep Böyleyiz, Hasretim, Yakışıklım, Yana Yakıla… Sonra 1997 yılında Mustafa Sandal imzalı Emanet: Bekle Biraz, Eyvallah, Kızımız Olacaktı… Tüm söz ve müzikleri Altan Çetin’e ait olan Bir Küçük Aşk: Çarşaf, Dayanamam, Galibi Sen, Yelken, Bir Küçük Aşk, Yok Yere, Ya Sus.. Albümlerinden en sevilen, en beğenilen bir-iki şarkısının ismini vermek oluyor niyetim oysa fark ediyorum ki neredeyse albümlerinin tüm şarkıları tutmuş, sevilmiş, dillere pelesenk olmuş..
2000 yılında Bir Küçük Aşk’taki şarkılarının yeniden düzenlenip tekrar basımı aydınlattı güney sahillerinin yaz gecelerini.. Aynı yıl Geceler Kara, Kıyamadım, Bebek ve Haberin Olmaz şarkılarının ön plana çıktığı Bebek albümü.. 2003 yılında Şak geldi: Aşk İhanetleri, Kime Zarar, Maşa.. 2005 yılında yol devam eder Bir Dilek Tut Benim İçin albümüyle: Anlayamazsın, Aşk Hakları, Sayın Her şeyi Bilen.. Ve şimdilik son albümü olarak da Işıklı Yol: Belli mi Olur, Hevesimi Kırma, Gurur, Gelişi Güzel Değil…
izel – emanet
Felsefe kitapları okumayı, aşk filmleri seyretmeyi, doğayı ve evde vakit geçirmeyi seviyor. Nasıl da naif, iyi niyetli ve masum görünüyor. Senelerdir onca şarkı, onca röportaj, onca konser. İnsan bir kere mi asmaz suratını, sinirlenmez insanlara, terslemez etrafındakileri. Terslemiyor, kızmıyor, gülümsüyor hep, iyi görünüyor..
Şarkılarının ne kadar derinlikli olup olmadığı belki tartışılabilir ama şarkı söyleyişi ve sesiyle 90lardan Türk Popüler Müziği’ne en iyi armağanlardan biri, o. Kendi şarkılarını yazmadığı için, her albümünde farklı kalemlerle, müzisyenlerle çalıştığı için müziğinin rengi belli bir aralık içinde değişti, dönüştü. Ama ilk söylediği şarkıdan son söylediğine, takip ettiği çizginin dışına çıkmadı. Belki cesaret edemedi, belki de çizgisinden memnun, istemedi..İyi niyetli, naif, yardımsever
İzel Çeliköz, 29 Nisan 1969’da Yalova’da doğar. Birincilikle girdiği İTÜ Devlet Konservatuarı, Türk Müziği Bölümü’nde kemençe eğitimi alır ve 1993 yılında buradan mezun olur. 1991’de öğrenciyken İtalya’da düzenlenen Eurovizyon Şarkı Yarışması’na Reyhan Karaca ve Can Uğurluer ile birlikte “İki Dakika” şarkısıyla katılır. Yine öğrenciliği sırasında para kazanmak için Maksim Gazinosu’nda kemençe çalar, assolistlere vokalistlik yapmaya başlar. İzel – Çelik – Ercan üçlüsü olarak Özledim albümünü çıkarırlar. Özledim albümü 1992 yılının en çok satan albümü olur. Derken Çelik gruptan ayrılır, İzel – Ercan olarak “İşte Yeniden” albümünü yayınlarlar. Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması’nda en iyi besteci ödülü almışlığı da vardır 1993’te…
90larda Türk Pop Müziği dendiği zaman akla ilk gelmesi gereken isimlerden biri, İzel. Kendi kulvarında kesinlikle önemli bir özne. Ama kat ettiği müzik yoluna bakılınca 1999 – 2000 yılında çıkardığı Altan Çetin imzalı Bir Küçük Aşk albümüyle popülerliğinin zirvesine çıktığı görülüyor. Tabii bu başarının altında İzel’in başarılı yorumu kadar Altan Çetin’in müzikal altyapılarının da hakkı verilmeli.2000lerde, 90ları yıllarda beraberinde taşıdığı ışıltı epey zayıfladı, İzel’in. Albümlerinde yer alan yavaş tempolu şarkılar, aşk acısı çekenlerin hep başucunda durdu, ona lâfımız yok ama 2000lerde müzik piyasasında başarılı olmak için cephaneye yeni katkılar yapmak gerekiyordu muhakkak. Hatırlarsınız, İzel 2000lerin ilk yarısını dans dersleri alarak, kliplerinde orta halli koreografiler sergileyerek geçirdi. Dansa bunca vakit ayırmaktan belki de, müzikte çok yol alamadı.
Ama yaptığı her albümü sorgusuzca alıp koynunda tutan, sanatçı duruşunu seven, iyi niyetli halini, yardımseverliğini, hanım hanımcık hallerini takdir eden İzelseverler olarak, yine her yaptığı şarkıya kulak vereceğiz, yine her söyleşisini keyifle okuyacağız. Hâlâ oturup Adak albümünü baştan sona dinliyorum. Emanet’i de, Bir Küçük Aşk’ı da.. 90ların büyüsü, bu albümlerde, tükenmez kalemlerle başa sardığım teyp kasetlerinde duruyor.
Kırk, insan hayatı için çok önemli bir yaş, ciddi bir durak. Bu topraklar, insanlar İzel’i çok sevdi. Hem ekranlardan, şarkılardan bize yansıyan kişiliği hem de hafif ritmli şarkılarıyla. Dileriz, bir kırk yıl daha yeni kalemlerden, müzisyenlerden çıkan şarkılarıyla dinlemeye devam ederiz İzel’i. Nice yıllara…
yorumlar
Bu hatunda Starluk özelligü yok.Olmadu, olamuyo ,olmazda gari.eh işte bişiii bizzat benim fikrimdir .her hakku sakludur aman ha!
bi de yüzünde bi sürü girinti çıkıntı var bu kızın. çiçek bozuğu ya da ergenlik sivilcesi yarası gibi. estetikle çözülmüyor mu acaba?
Her yolu denedi bunun için, sanıyorum..
evet evet, kızcağızın yapmadığı kalmamış ama sanırım çözüm bulunamıyor..
Ne buyuk sanssizlik, basarisini sivilceleri golgelemis olabilir mi acaba..Mesela Demet Akalinlar falan gectiler onu..Ama sanat cevresinde cok seviliyor, bir kere tam yanImdaki masada, Reha Muhtar la bir kucaklasti, yuvarlanacaklardi, Reha onu kafasindan opmustu..
a sahi mi? 🙂
kahraman ne biçim soru o yahu? kırmızı başlıklı kız gibi yazmışsın. evet evet sahi. PBK, Lucca’ya takılıyor, reha’yı da orada görmüştür.sosyetiğiz biz ne sanıyodun sen? ben de misal akşam yemeklerimi vogue’da yerim. izel kaç defa geldi, ama yüz vermedim. çok kötü müzik yapıyorsun dedim.son not: şu popçuları yazma artık, daral geldi bana. zaten bugün saçmalayıp, duruyorum.
gerekli mesaj alınmıştır.
”nevdalist DİYOR Kİ, (18 Mayıs 2009 17:33)sosyetiğiz biz ne sanıyodun sen? ben de misal akşam yemeklerimi vogue’da yerim.”aa sende mi Nevdalist, Vogue, halka açılmadı mı daha, 10 sene evvel giderdim..:)
Pbk , ha ha ha ha :-))
:)))
seneye eurovisiona kim gider geyiğini an itibarıyla başlatmak istiyorum?
Gördüm, daha bir çok ünlü gördüm, bunu da Kahraman, duyunca heyecanlanıyor diye söylüyorum, yediklerim içtiklerim zaten benim..
🙂 ben atiye’nin gitmesini istiyorum,,
Hande Yener derim hatun görsünler pehhhhhhhhhhhhhhhh………….
evet o da olabilir. romeo romeo diye.. demet akalın da yollanabilir. derken yıldız tilbe gider..
buda gidebülür hocammmmmm :-))
neden olmasın. mustafa topaloğlu ya da. ve birinci oluruz derhal.
hadise ablamız ne dedi, sempatik çocuk dedi.
kim için mustafa topaloğlu için mi?
yok 🙂 sempatik çocuk gönderelim dedi, ama aklıma sempatik çocuk aday adayı gelmiyor şu anda.
1. murat boz olabilir2. bir isim gelmiyor valla aklıma.
murat boz itici bence. sempatik değil.
tarkan desek modası geçti adamın (bence), kenan doğulu gitti, mustafa sandal (bence geç kaldı). kim var ki? pinhani grubu olur mu mesela.
eurovision benim gözümde kaliteli bir yarışma değil ondan seçim yapamıyorum aslında ya da bugün hiç bir şeyi beğennmiyorum.ama pinhani girse kazanabilir ama ben bu yarışmaya girmelerini tercih etmem.
o da doğru, mesela mor ve ötesi bence eurovision’a katıldığı için prestij kaybetti, oysa hadise aynı yarışma sayesinde popülerliğini artırdı, yıldızını parlattı..
tabii ya ajdar’ı nası düşünemedik..
hasretim‘in klibinde oynayan manken kim biliyor musunuz?
şarkı çok güzeldi o yaz hovarda şarkısı da esiyordu
ya evet sabah geldi aklıma..aşkın nur yengi-harun kolçak eurovision performansının peşinden de izel – hasretim klibini izliyordum bir ara paso. oradan geldi aklıma.
Aşkın nur yenginin ilk albümünü hala dinlerim
sevgiliye.
seni aldattım vardı, ayrılmam vardı başka ne vardı yahu
bi saniye bulayım.