bildirgec.org

çarşaf hakkında tüm yazılar

KIYAFET

akoni | 02 October 2012 17:16

İnsanların giyinme tarzını iklim, töreler, moda veya din inançları gibi çeşitli öğeler etkileyebilir. Çünkü giyinmenin tek işlevi insanı soğuktan veya sıcaktan korumak değildir. Giyim, aynı zamanda insanların, yaşına, cinsiyetine, toplum içindeki yerine, önemine, felsefesine ve din idealine göre ayrımına olanak veren toplumsal bir olgudur. İnsanın sırtındaki giyecek onun kadın mı, erkek mi, zengin mi, yoksul mu, asker mi, sivil mi, yargıç mı, avukat mı, itfaiyeci mi, polis mi olduğunu belli eder. Giyim yoluyla insanlar toplum içinde bir yer tutmaya, başkalarının ilgisini çekmeye veya kendilerini başkalarına kabul ettirmeye çalışırlar.

Başlangıçta, giyimin bugünkü gibi toplumsal işlevi yoktu. Sırf soğuktan korunmak için hayvan postlarına sarınan insanlar zamanla kumaş dokumayı, deri tabaklamayı, yün örmeyi öğrendiler. O zamanlar tam veya yarı çıplaklık da toplum için hiç kuşkusuz bir sorun sayılmıyordu. Eski vazoların üzerindeki desenlerde Minos sanatının heykelciklerinde görülen Giritli kadınların belden yukarısı çıplaktı.

Adak, Emanet, Bir Küçük Aşk,.. : İzel

kahramancayirli | 18 May 2009 12:12

Adak, Emanet, Bir Küçük Aşk,.. : İzel
Kahraman Çayırlı

izel çelik ercan
izel çelik ercan

“Denizleri aşta gel kurbanın olam kurtar beni buralardan ne olur” diye hep bir ağızdan bağırmaya başlayalı 14 sene olmuş… 1995 yılında yayınlanan ilk solo albümü Adak’ta yer alan tüm şarkılar komple ezberimde durur hâlâ: Ah Yandım, Bas Damarıma, Biz Hep Böyleyiz, Hasretim, Yakışıklım, Yana Yakıla… Sonra 1997 yılında Mustafa Sandal imzalı Emanet: Bekle Biraz, Eyvallah, Kızımız Olacaktı… Tüm söz ve müzikleri Altan Çetin’e ait olan Bir Küçük Aşk: Çarşaf, Dayanamam, Galibi Sen, Yelken, Bir Küçük Aşk, Yok Yere, Ya Sus.. Albümlerinden en sevilen, en beğenilen bir-iki şarkısının ismini vermek oluyor niyetim oysa fark ediyorum ki neredeyse albümlerinin tüm şarkıları tutmuş, sevilmiş, dillere pelesenk olmuş..

2000 yılında Bir Küçük Aşk’taki şarkılarının yeniden düzenlenip tekrar basımı aydınlattı güney sahillerinin yaz gecelerini.. Aynı yıl Geceler Kara, Kıyamadım, Bebek ve Haberin Olmaz şarkılarının ön plana çıktığı Bebek albümü.. 2003 yılında Şak geldi: Aşk İhanetleri, Kime Zarar, Maşa.. 2005 yılında yol devam eder Bir Dilek Tut Benim İçin albümüyle: Anlayamazsın, Aşk Hakları, Sayın Her şeyi Bilen.. Ve şimdilik son albümü olarak da Işıklı Yol: Belli mi Olur, Hevesimi Kırma, Gurur, Gelişi Güzel Değil…

izel - emanet
izel – emanet

Felsefe kitapları okumayı, aşk filmleri seyretmeyi, doğayı ve evde vakit geçirmeyi seviyor. Nasıl da naif, iyi niyetli ve masum görünüyor. Senelerdir onca şarkı, onca röportaj, onca konser. İnsan bir kere mi asmaz suratını, sinirlenmez insanlara, terslemez etrafındakileri. Terslemiyor, kızmıyor, gülümsüyor hep, iyi görünüyor..

Şarkılarının ne kadar derinlikli olup olmadığı belki tartışılabilir ama şarkı söyleyişi ve sesiyle 90lardan Türk Popüler Müziği’ne en iyi armağanlardan biri, o. Kendi şarkılarını yazmadığı için, her albümünde farklı kalemlerle, müzisyenlerle çalıştığı için müziğinin rengi belli bir aralık içinde değişti, dönüştü. Ama ilk söylediği şarkıdan son söylediğine, takip ettiği çizginin dışına çıkmadı. Belki cesaret edemedi, belki de çizgisinden memnun, istemedi..

İyi niyetli, naif, yardımsever

sakana

| 22 December 2008 12:57

SAKANA
SAKANA

Su ile birleşen yeşil sabunun, kokusu yayılırdı etrafa. Kazanların altındaki alevleri seyrederken, yüzümüzün acıdığını hisseder, elimize bir parça kil alıp, onu ovalardık. Oturduğumuz yerden kalkar, kazanların, kaynar suyunda yüzen, bembeyaz olmaya yüz tutmuş çarşafları sopa ile şöyle bir karıştırır sonra sopaları çarşaflardan kurtarmaya çalışırdık. Kazanın içindeki su dönerken, çarşaflar engellerdi bu dönüşü.İşi, eğlenceye dönüştürmek hünerdi. Anam, kazanların içinden çarşafları çıkarıp, sakananın ortasındaki taşların üzerine koyarken, topacı getirmemiz için seslenirdi.

baykalın türban açılımı ve Aşık Veysel misali

kolpaa | 02 December 2008 18:14

Az evvel televizyonda izlediğim üzere sizlere aktarıyorum. Deniz Baykal Meclis CHP grup toplantısında yaptığı konuşmasında son günlerin önemli bir gündem konusu olan CHP’ ye katılan çarşaflı üyeler üzerine konuştu.

Baykal konuşmasında özellikle kıyafet ile siyasetin ayrı olması gerektiğini vurguladı. İnsanların kıyafetleriyle siyasetlerinin ayrı olabileceğine işaret eden Baykal, Aşık Veysel’in bir anısını örnek verdi.

Buna göre Aşık Veysel henüz o denli meşhur olmadığı zamanlar Atatürk’ ü ziyaret etmek istemiş. Birkaç kişi de vesile olarak Aşık Veysel’i Ankara’ ya getirmişler. Ancak Aşık Veysel kıyafeti sebebiyle Atatürk’ ün yanına çıkartılmamış.

KARA ÇARŞAF! VE….

sinemasever | 30 November 2008 13:35

Bu günlerde kamu oyunu ve basını çokca meşgul eden, kimilerine göre bir vahim olay, kimilerine göre de normal sayılabilecek bir durum. CHP Başkanı Deniz Baykal’ın partisine aldığı hanımlara taktığı parti rozetinden bahsettiğimi anladınız tabi…

Ben bu tür bir olayı etik olarak hiç de hoş karşılamadım. Olamaaazzz. Ki bu parti fakültelere türbanla girişin yasaklanmasına ön ayak olmuş ve hatta konuyu Anayasa Mahkemesine bile götürmüş ve onay almıştır. İşte böyle türbana bile karşı çıkan bir parti lideri (bırakın türbanlıyı) kara çarşaflı sadece yüzü gözüken kadınları partiye üye yapıyor ve onları CHP rozeti ile taçlandırıyor. Hem de Atatürk’ün kurduğu bir partiye kabul ediyor.Bu ne Perhiz bu ne Lahana çorbası Sayın Baykal. Sen ve partililerin bu duruma bir kulp takmaya kalksalarda, o kulp benim için kırık bir kulpdur. Bunu bil.. Bu güne kadar ki oylarım bundan böyle sana gitmeyecek.

İki fotoğraf

deLe | 24 November 2008 11:45

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=763210