bildirgec.org

türk pop müziği hakkında tüm yazılar

Ramadan’a hazır mıyız?

admin | 14 March 2011 15:18

Türk popüler müziği, aynı, sığ nehirde akıp duruyor hep. Kendi etrafında tur atan bir oyuncak gibi. Cesaretsiz yapımcılar, fotokopici söz yazarları, havada asılı kalmış vaziyetteler. Kağıt albümler, lunaparksız vokaller neredeyse üretilirken çöpe gidiyor. Ama neyse ki uzaktan beliren ışık kümeleri de var. Rengarenk, korkusuz, “yeni”nin peşinden yürüyen gençler. Onlar renkleri karıştırıyor, deniyor, çekinmiyor, farklı tatların ardından koşuyor. İyice kararan müzik aleminde onların sayesine pastel renkte ışıltılar beliriyor. Onlar, ışıklarıyla nehrin karşı tarafında.İşte o nehrin karşısındaki isimlerden biri, Ramadan. İlk albümüyle samimi, ısrarcı olmayan, sakin hatta neredeyse çekingen bir vokale hazır olup olmadığımızı soruyor. Tüm söz, müziklerin kendisine ait olduğu “Hazır mısın?”da, biri yeniden düzenleme olmak üzere dokuz şarkı yer alıyor. Synth pop’u alıp kendince yeniden üreten genç müzisyen, şarkılarındaki samimi sözleri, temiz altyapı ve düzenlemeleri ile övgüyü hak ediyor.İnternet sitelerinin başında, küçücük bilgisayar ekranlarının karşısında, profillerden, resimlerden, kamera görüntülerinden aşık olmaya çabalıyoruz. Böyle bir arkaplanın üzerine inşa edilen “Aşık Olasım Var”da tüm zamane gençleri gibi “ilk görüşte”, “sırılsıklam”, “hatta ölesiye” aşık olmak isteyen birinin hikayesinden bahsederken, “7 24”te bir türlü aklından çıkmak bilmeyen sevgilisinden yakınıyor. Arada kalma durumuna yoğunlaşan “Yüksek Kontrast”, demosu ile Ramadan’ın müziğiyle tanışmama vesile olan şarkıydı, genelde demolar, albüm kayıtlarına dönüşürken içlerindeki su kurur, demir çürür; amatörlüğün, yeni bir şeyler denemenin tadı tavsar. Neyse ki Ramadan’da öyle olmamış, şarkıların içlerindeki sevimli renk tonları korunmuş. Ki bu sözünü ettiğim üç şarkı, albümün diğer şarkılarından birkaç adım önde yürüyor. Ama albümün tümü özenli, eli yüzü düzgün parçalarla ilerliyor, hiçbir şarkıyı geçmek istemiyorsunuz. 80leri duyumsatan bir synth pop nehri, bu albüm. Bir ömür aynı kano ile üzerinde gezinmeyi seveceğiniz, eve dönmek istemeyeceğiniz bir nehir. Tabii nehre yansıyan Pet Shop Boys gölgesini ve kısmi bir Depeche Mode izini fark etmemek mümkün değil. Bu bir yergi değil tabii ki, Ramadan önümüzdeki albümlerinde muhakkak kendi suyunu, akışını bulacak.

Sertab Erener Koparılan Çiçekler

kahramancayirli | 07 June 2010 11:24

Bu kez olmuş. Nihayet. Maya tutmuş, renkler uymuş. Daha önce Soner Sarıkabadayı’dan Açık Adres ve Bu Böyle şarkılarını alıp seslendiren Sertab Erener’i eleştirmiştim çünkü bu iki şarkı popüler piyasa koşulları bakımından iyi, tutacak, keyifli şarkılardı ama Sertab Erener için uygun değillerdi. Ama bu kez genç, başarılı, üretken (üstelik çok da iyi bir insana benziyor takip ettiğim kadarıyla, yolu açık olsun) müzisyen Soner Sarıkabadayı’nın Sertab Erener’e verdiği Koparılan Çiçekler, olmuş.

upload.wikimedia.org adresinden alınmıştır..
upload.wikimedia.org adresinden alınmıştır..

Yaklaşık on gündür radyolardan dolaşıma giren şarkı, Sertab Erener’in yepyeni albümü Rengarenk’in tanıtım şarkısı. Albüm bugünden itibaren tüm müzik marketlerde olacak.
Sertab Erener’in Sakin Ol, Lal ve Sertab Gibi isimli albümlerini sevdiğim, ezbere bildiğim, yanımdan ayırmadığım için, Erener’in yeni albümünde en az bu saydığım albümlerdeki seviyeye erişebilmesi gerek ki, Rengarenk’i yanımıza alalım. Bu yorumu albümün tümünü dinledikten sonra yapacağız. Ama Koparılan Çiçekler’i çok beğendim. Sarıkabadayı’yı, şarkıyı düzenleyen Mustafa Ceceli’yi ve Erener’i tebrik ediyorum.

Tarkan Sevdanın Son Vuruşu

kahramancayirli | 14 May 2010 14:22

Tarkan’ın yeni şarkısı Sevdanın Son Vuruşu’na bayıldım. Sağ olsun, radyolar peşpeşe, birbiri ardına çalıyorlar şarkıyı. Güzel şarkı ve Tarkan’ın kendi şarkılarını tanımladığı gibi, dinledikçe insanın daha çok hoşuna gidiyor, Kuzu Kuzu gibi. Hüp (Nazan Öncel) gibi. Kış Güneşi gibi (Yıldız Tilbe’ye selam olsun)..

Kış Güneşi şarkısının sözleri Yıldız Tilbe'ye ait.
Kış Güneşi şarkısının sözleri Yıldız Tilbe’ye ait.

Sevdanın Son Vuruşu’nun sözleri Aysel Gürel’in. Müziğini Tarkan yapmış.
Özgür Edebiyat ve Edebiyat Ortamı dergilerinin Mayıs – Haziran sayıları yayımlandı. İki dergi de içerdiği hikayeler, şiirler ve değerlendirme yazılarıyla takibi hak ediyor. Gerçek edebiyat dergilerde can buluyor, geleceğin edebiyatı…

Mustafa Ceceli

kahramancayirli | 19 December 2009 14:10

Yazıya koyduğum fotoğraf aynı etkiyi yaratır mı bilmem ama ben İstiklal Caddesi’nde bir kitapçıda kocaman karton baskısını görünce epey etkilendim. Uzun zamandır rastlamadığım (hele ki bir albüm kapağında) kadar masum ve anlamlı bir bakış. Daha iyi nasıl tarif etmeli? Bu kadar temiz bakabilen adamlar var mı hâlâ diye soruyorum kendi kendime. Bir de nasıl yetenekli nasıl da genç. 80 doğumlu.

Aldığı yol, daha varacağı yerlerin göstergesi. Müziği tarzınızdır, değildir, bilemem; benim üstünde durmak istediğim, çocuğun albüm kapağındaki bakışı. Bir de niyeyse içimde bir yerler bu bakışı Sezen Aksu ile ilişkilendiriyor.

Sertab Erener – Açık Adres

kahramancayirli | 10 December 2009 13:48

Sertab Erener’in Bu Böyle şarkısı çıktıkça televizyonu kapatıp Yanarım klibini izliyordum. Çünkü Bu Böyle şarkısı sahiden kötü bir şarkıydı.

Erener’in 90larda yaptığı albümler insanın kulağında kalınca inanamıyorum: Erener’in seçtiği şarkı bu mu? Bir şarkı bir sese bu kadar mı yakışmaz! Yeni çıkan, isim yapmaya çalışan, iyi şarkı seçerek sesinin arızasını kapatmaya çalışan bir isim değil ki Erener! Nasıl seçmişti Bu Böyle’yi. Derken. Daha kötüsü oldu. Açık Adres ile geldi şimdi. Yine sözü müziği Soner Sarıkabadayı’ya ait. Sertab Erener ne yapıyor? Nasıl böyle bir şarkıyı seçmiş kendine, aklım almıyor! Şimdi yine bir yerlerde Açık Adres çaldıkça gidip Yalnızlık Senfonisi’ni, Seyrüsefer’i, Masal’ı, Lal’i dinlemem gerekecek. Ki kulaklarım kendine gelsin.

Şafak Karaman – Yaş 15

kahramancayirli | 20 October 2009 11:55

medyaline.com adresinden alınmıştır.
medyaline.com adresinden alınmıştır.

Müzik eleştirilerini en çok keyifle okuduğum isim Naim Dilmener oldu Radikal İki’ye geçtiğinden beri (şimdi Cenk Özbay’ı takip ediyorum büyük bir heyecanla aynı gazete ekinde). 90ların ortalarından itibarense Şafak Karaman’ın yaptığı televizyon ve radyo programları, yazdığı albüm eleştirileri bana kılavuz oldu. İnsan bu kadar mı içinden gelen yanıtı yapıştırır, kimselere yaranmaya kalkışmaz? Özellikle son olarak Kral TV’de her Pazar yayınlanan Müzik Defteri’nde popçularımıza cesurca sormadığı kalmıyordu. Şimdi kavga çıkacak, şimdi basıp gidecek şarkıcı diye beklerken ben Şafak Karaman aklından geçen her şeyi paldır küldür söylüyordu. Harika Avcı ile birlikte sabah programı yaptığı zamanı aklımızdan silersek pırıl pırıl bir müzik eleştirmenliği kariyeri uzanıyor orta yerde.

Hakiki bir iz

kahramancayirli | 22 July 2009 09:25

Burcu’dan 500.000 eski Türk Lirası’na almışım Lal’i. O sıra bütün eski kasetlerini satıyor. Orta birinci sınıftayım. O vesileyle Teoman’ın O albümünü de kapatmışım ucuza. Bir-iki kaset daha almıştım. Unuttum.
Lal de Lal hani. Kıpkırmızı. Kıpkırmızı bir albüm. Sertab Erener’in bence bir daha yapamayacağı kadar iyi bir kaset. Full. Öyle albüm on-yirmi yılda bir görünüyor.
Bir elimde Lal, öbür elimde tükenmez kalem. Durup dinleyip başa sarıyorum, durup dinleyip en başa sarıyorum.
Söz: Sezen Aksu ve Meral Okay. Müzik: Giancarlo Bigazzi ve Marco Falagiani.
Sözlerini buraya yazmıyorum. Bu yazı hatırına en az on kere daha tam ses dinleyin isterim. Sözlerini de perdelerinize yazarsınız diye. Sigarayla belki. Komple tutuşursunuz.
Masal dönüp dolaşılacak bir şarkı. Şarkı deyince içi boş oluyor başka sözcük bulmak gerek. Bir im, iz. Masal, bir iz. Evet, oldu.
Masal, bir iz.
Hakiki bir iz. Köprü olayım isterim bu şarkı sizi sarmalasın isterim. Şarkıyı abartın isterim. Emel’in Hovarda’sını da bu köprü hisleriyle yazmıştım. Masal, iki olsun.

Demet Sağıroğlu – Silkelen

kahramancayirli | 17 July 2009 17:12

resimupload.com adresinden alınmıştır
resimupload.com adresinden alınmıştır

Yıllık izninize çıktınız mı çıkacak mısınız? Şimdi izindeyseniz zaten denizde vs. olacağınızdan bu yazıyı okumuyor olacaksınız muhtemelen. İzin için planlarınız var mı?
1990 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda “Gözlerinin Hapsi” isimli şarkıyı söyleyen Kayahan’a eşlik eden genç ve güzel bir ses vardı, hatırladınız mı? Uzay Heparı’nın son çalıştığı albüm olarak anılan Kınalı Bebek deyince muhakkak aynı sesi, şarkıları düşünüyor olacağız. 1994- Kınalı Bebek, 1996-Şikayetim Var, 1998-Sımsıcak, 2000-Papatya Falları, 2004-Korkum Yok… Ve şimdi de Silkelen… Sonbahar sonunda çıkacak yeni albümünden önce iki sinyal gönderiyor, Demet Sağıroğlu: Sözü müziği Demet’e ait, yakında klip çekilecek olan, bu sıralar radyolarda dönmeye başlayan Silkelen ve Sözü Demet’e, müziği Emre Gören’e ait Gittiğim Yol. İki şarkıyı da Tansel Doğanay düzenlemiş.

kinyas da bitti kayra da..

kahramancayirli | 13 July 2009 12:13

sacmodelleri.de adresinden alınmıştır
sacmodelleri.de adresinden alınmıştır
at.blogcu.com adresinden alınmıştır
at.blogcu.com adresinden alınmıştır

Dediğim kadar varmış. Heves Şiir Dergisi’nin yeni sayısında yayımlanan Birhan Keskin şiiri muazzam, çok hoş, çok zehir. Haberiniz olsun.
Turistas adlı bir korku filmi izledim. İnsanın yeni ülkeler görme hevesini kırıyor, korkutuyor. Epeydir korku-gerilim filmi izlemiyordum, özlemişim. Josh Duhamel arz-ı endam ediyor filmin başrolünde. 2006 yılının filmi, Brezilya ormanlarıyla tanıştıracak sizi..
Kinyas da bitti, Kayra da. Yaklaşık 600 sayfalık yer altı kültümüz. Helal olsun yazarına. 10 sayfa kısa öykü yazmaya gözüm korkuyor benim, aynı şeyleri tekrarlarım yeni bir şey yazamayacağım paniğine kapılırım vs diye, adam yazmış tuğlayı oturmuş. Hikayesi keyifli, dilindeki şiir keyifli. Tek itirazım kitabın kalın oluşu. 100-200 sayfayı geçti mi korkuyorum artık. Hakan Günday’ın ellerine sağlık. Kinyas ve Kayra’yı hiddetle öneriyorum. Tatile giderken alın yanınıza. Beğenmezseniz tatil dönüşü gelin kafama atın.
Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken söz Funda Arar’a geldi. Ben sıkıcı buluyorum Arar’ın yorumunu. Çok hareketli bir pop şarkısını bile ağdalı ağdalı söyleyiverecek gibi. Gözüm korkuyor. Kadın, insan olarak iyidir hoştur, orası ayrı. Ama ben Arar şarkısı duyunca kaçıyorum. Köşe bucak.
Sizin etrafınızda da milyon tane uyuz olduğunuz insan var mı? Benim var. İnsanın aklına kötü şeyler geliyor.
İnsanın yıldız olabilmesi için bir ışıltıya ihtiyacı var. Bir parıltıya. Ve bence bu ışık, Bengü’de yok. O yüzden isterse dünyanın en iyi şarkısını alsın parayla Serdar Ortaçtan. Bengü hiçbir zaman yıldız olamayacak. İyi bir pop şarkıcısı olabilir, sesi, yorumu iyi olabilir, ayrı. Ama kitleleri peşinden sürükleyemeyecek.

Hovarda 13 yaşında…

admin | 02 July 2009 12:05

Aslında bu tip bir yazıyı önce Madonna‘nın La İsla Bonita şarkısı hak ediyordu. Bir şarkı yazısını…
…”Hovarda”yı ilk dinleyişimizin üzerinden on üç sene geçmiş… Klibinde Deniz Arcak’ın araba camı sildiği, Seray Sever’in ilk kez kamera karşısına geçtiği, Emel’in kendi kızı Çağrı’nın da oynadığı, ayrıca Emel’in mağazanın camını kırarak aldığı kıyafete karşılık şişeye 500 bin sıkıştırdığı nefis Sezen Aksu şarkısı…
Klipteki 500 bin çoktan tedavülden kalktı, Seray Severse on üç yıldır bir şekilde gündemimizde kalmayı başardı; hatta bir 14 Şubat Sevgililer Günü’nde ilk albümü “Yeni Bir Karar”ı bile çıkardı. Emel Müftüoğlu, Türk popüler müziğindeki yerini sağlamlaştırdı.
Müzik dünyamızın “single”lara pek alışkın olmadığı 90ların ortasında Hovarda, o yılın en çok satan albümleri arasına girmeyi başarmıştı. Klip aynı zamanda Hollanda’da katıldığı video klip yarışmasından yüzünün akıyla 7. olarak döndü.
Peki ya şarkının hikayesi?… Sıkı dost oldukları bilinen Emel ve Sezen Aksu bir gün barda otururlarken Emel, Aksu’ya “Kaç yıldır bana doğru dürüst bir şarkı vermiyorsun. Sen o şarkıları başka şarkılardan çalıyorsun” diye şakayla karışık sitem edince, Minik Serçe on dakika sonra tuvalette Emel’e Hovarda’yı mırıldanmaya başlar ve ortaya Sezen Aksu’nun en sağlam parçalarından biri çıkar.
Hovarda, iki sanatçının müzikal işbirliği için iyi bir milattır aynı zamanda. 1996 yılından sonra Emel’in yaptığı her albüme Aksu’nun sihirli değneği dokunur. Şu sıralar (2006 yılında) hem klibi müzik kanallarında sıkça dönen hem de radyoların göz bebeği olan Zorlama ve albümün isim şarkısı Çok Ayıp da dahil olmak üzere Emel’in son albümündeki (bir maksi single yaptı Emel daha sonra, yine Sezen Aksu şarkılarından oluşan: Evlenilecek Kızlar Eğlenilecek Kızlar) 11 farklı şarkının 8’i Aksu imzalı. Bu paylaşımdan biz müzikseverlere düşen ise, bu uzun ömürlü şarkıları, daha nice on yıllar, yeni nesillere de hatırlatmak: “Sen arada sırada uğra bana, hovardayım diye kıyma bana…”