C.Eren ÇELİKAçıla açıla artık neremiz açılacak merak etmekteyim. Bir merak ettiğim husus da bizim bu açılmalar sonrasında ne zaman olumlu bir sonuç elde edebileceğimizdir.Bu açılım mevzuu bizde Tanzimatla başlar aslında, tarihi epey köklüdür yani. O zamanlar da Osmanlıyı yönetenler bakmışlar ki Rumeli toprakları elden gidiyor, herkes “Ben vatanımı isterim” demeye başlamış, hemmen yapmışlar açılımı. Ortaya Tanzimat Fermanı çıkmış.Demiş ki bizimkiler “Artık gayrımüslim azınlıklar müslümanlar ile her konuda eşit olacak, bundan böyle gayrımüslümlere “gavur” gibi aşağılayıcı tabirler ile hitap edilemeyecek”Vayy be çözüme bak ama. Şimdi bizimkiler bunu dediler ya (tabii bu arada Avrupa devletleri ve Rusya kıs kıs halimize gülmektedir) sanmışlar ki ayrılma istekleri bitecek, yaptıkları açılımla sorunları çözecekler. EE, sonuç: Sonuçta elde ne Balkanlar kalmış, ne Rumeli. En güvendiğimiz Müslüman Arnavutlar bile bağımsızlıkları için mücadele edip ayrılıp gitmişler.Tarihten bir başka muhteşem açılım örneği daha…Kişisel kanaatimce Osmanlı’nın en başarılı padişahlarından 2. Abdülhamit, Rusya tehdidine karşı, kendisine destek vermesi şartı ile Kıbrıs’ı İngilizlere “kiralar”.Çok başarılı politik hamleleri olsa da bu kez İngilizlere güvenmekle hata eden 2.Abdülhamit’in bu “açılımı” sonucu İngilizler Kıbrıs’a tam anlamı ile “çökerler”, 1. Dünya Savaşı’nda da canımıza kast ederler. O “kiracı” bugün başka kanallara hala “o evde” oturmaktadır. Bizse kendi evimizin bir bölümünü zar zor kurtarabildik.Neyse efendim gelelim son muhteşem açılım örneğimize: “Ermeni Açılımı”S.S.C.B dağıldığı zaman bağımsızlığını yeni kazanan ülkelerden birisi olan Ermenistan’ı ilk tanıyan ülkelerden birisi kim ? Türkiye. Diplomatik ilişki var mı ? Yok Sınırlar açık mı ? Açık.Zaten bu çocuk sakat doğmuş. Adamların meşruiyetini tanımışız, diplomatik ilişki kurmamışız, diplomatik ilişki kurmamışız ama kara sınırını 1993’e kadar 2 sene açık tutmuşuz. Serseri mayın gibi ne idüğü belirsiz, amaçsız bir dış politika.E sonra bu arkadaşlar tutmuşlar Yukarı Karabağ’da ardı ardına Azerti topraklarını işgal etmişler, Hocalı Katliamını tarihe yazdırmışlar, 1 milyon Azeriyi yerinden yurdundan etmişler. Biz de ilk kez adam akıllı, net bir tavır takınıp sınırı kapatmışız.Ermenistan için bu sınırın hayati önemi var. Ermenistan bu sınır kapalı olduğu için yıllardır bir astım hastası gibi zar zor nefes alır halde. Ama bizde bu kozu iyi oynayacak, basiretli siyasal irade nerede.Adamlar bu “astımlı” halleri ile bile her yıl bize Ermeni Soykırımı bu yıl bilmem hangi ülkenin parlamentosundan geçecek mi ?, Amerikan Başkanı konuşmasında “Ermeni soykırımı” ifadesini kullanacak mı ?” diye kabus yaratabiliyorlar.Daha da üstüne Anayasalarına bizim Doğu Anadolu topraklarının kendilerine ait olduğunu yazabiliyor, milli armaları olarak Ağrı Dağı’nı uluslar arası arenada kullanabiliyorlar.Sonra bir gün bizim “pro-aktif” ve noterlik mesleği ile yakından ilgili sayın Cumhurbaşkanımız kalkıyor Ermenistan ile oynan bir maç için Ermenistan’a gidiyor. Amman gelir gelmez bir hava estiriliyor, bir atmosfer yaratılıyor sanırsınız maçı izleyip değil Ermenistan’ı fethedip geldi.Ve bugün gelinen noktaya geliniyor. Taraflar İsviçre’de bir araya geliyorlar. Protokol imzalıyorlar. Meclisler kabul ederse yürürlüğe girecek bunlar.Öte yandan arabulucu ülke de maşşalah özenle seçilmiş: İsviçre. Yahu adamlar soykırımı meclislerinde tanımakla kalmayıp “soykırım yoktur” demeyi, hapisle cezalandıran, bu nedenle bizim bir akademisyenimiz ile bir siyasi parti başkanımızı hapse tıkan adamlar. Dünyada başka memleket mi kalmadı ?Neyse efenim son dakikada güya konuşma metninde kriz çıkıyor, Türkiye efeleniyor, kriz aşılıyor falan. Bunlar da işin süs kısmı.Yahu arkadaş adama sormazlar mı ?Sen bu protokolleri Meclis’te kabul edersen sınırlar açılacak. Niye kapatmıştın sınırları ?Yukarı Karabağ işgal edildi diye. E işgal sona erecek mi ? Yok ermeyecek. Peki bu arkadaşlar “Soykırım” iddialarından vazgeçecekler mi ? Yok vazgeçmeyecekler. “Bunlar protokollerde yoksa sen ne demeye bunu imzalıyorsun birader ?” demezler mi adama.Cevap hazırdır ama: “Çözümsüzlük çözüm değildir. Uluslararasuı kamuoyuna Türkiye çözümü isteyen taraf imajı veriyoruz.”Ya arkadaş başlatmayın imajınıza, biz bu filmin aynısını Annan Planı referandumunda Kıbrıs’ta da gördük. Kıbrıs’ta toprak vermeyi dahi kabul eden bir plana ne yollarla referandumda millete “evet” dedirttiğiniz hala akıllarda. Sonuç ne oldu, Rumlar “Hayır”deyip AB vizesi aldı, K.K.TC “Evet” deyip üçün birini aldı.Şimdi bizim Meclis “Evet” diyecek, Ermeni Meclisi “Hayır”. Yazın bir kenara. Sonra bir dahaki görüşmelerde Ermeniler “Bu protokoller bizi tatmin etmedi” deyip hiç bir şey yapmadan daha fazla şey isteyecekler. Çünkü ilk protokollerdeki vaatlerinizden aşağı inme şansınız kalmayacak.Bi de Başbakanımız çıkıp “Azerbaycan’ı üzecek bir hareket içerisinde olmayız. Karabağ sorunu çözülmeden sınırı açmayız” gibi salak saçma laflarla bizi enayi yerine koymaya çalışmıyo mu vallahi çıldırasım geliyor.Yahu zayıf bir ihtimal de olsa Ermeni Meclisi de bu protokolleri kabul ederse, TBMM’de bu protokolleri kabul ederse bu protokoller zaten yürürlüğe girmiş oluyor.E sen bu protokollere şerh düştün mü “Meclislerce kabul edilse de Yukarı Karabağ’daki Ermeni işgali sona ermeden sınırı açmam diye” Yok düşmedin.O zaman nasıl açmayacaksın o sınırı. Anca işkembe-i kübradan hamaset yapıyor sayın Başbakan.Bu işin asıl planlayıcısı ABD gelişmelerden memnun, bölgede iyice sıkışan müttefiki Gürcistan’dan sonra Ermenistan’ın da Rusya’ya doğru kaymasını bu anlaşma ile engelleyecek. Ermenistan sınırın açılması ile ABD’nin Orta Asya ve Kafkaslara giriş kapısı olacak.O memnun olur da bizimkiler olmaz mı. İmza töreninde Ahmet Davutoğlu’nun bütün dişlerini saymak mümkündü.Açıla saçıla gidiyoruz ama bu kadar açıldıktan sonra elimize geçen somut bişey yok.Valla benim bu dış politikadan hiç mi hiç umudum yok. Aksine korkum var.Ha “korkun ne ola ki ?” diye soracak olursanız, Korkum o ki gün gelecek açtıklarımızı kapayacak halimiz kalmayacak, anadan üryan ortada gezmeye başlayacağız.İşte o zaman açılırken şak şak tutanlar, bunun vebalini tarihe karşı ödeyecekler ama iş ki iş işten geçmemiş olsun.Yoksa… Yoksasını düşünmek bile istemiyorum. Ya siz ?