Evvelki gün ODTÜ Astronomi Topluluğu’ndan birinin telefonla radyoya bağlanmasına denk geldim. Tam kırmızı ışıkta denk geldiği için rahat rahat dinledim kendisini. UFO diye bir şey yoktur yoktur diye bir mesaj verdi Türk halkına. Sonra hızını alamadı uzaylı diye bir şey de yoktur dedi. Öncelikle adını bilmediğim bu insanı, sorgulamayı kısa kesen geniş vizyonundan ötürü takdir ediyorum. UFO efsaneleri benim de Haktan Akdoğan sağolsun tiksindiğim, “yok artık Lebron James” tepkileri verdiğim bir husus. Ancak gezegenimiz dışında bir yerlerde hayat olabileceği olasılığını kat’a reddetmek, bu uğurda kafayı kırmış bilim adamlarına nah çekmek gibi bir şey. “Şüphesiz ki biz onları(yıldızları) siz geceleri sevdiceğinizle romantik vakit geçirebilesiniz diye yarattık.”–bab 1.Sana laflar hazırladım Astronomi topluluğu temsilcisi ama burası yeri değil.Asıl konu kafayı sıırdığı düşünülen Dogon kabilesi. Aslında bunları biz kitaplarımızda yazdık. Ancak kitap okumaya üşenenlere Happy Feet isimli animasyonu öneriyorum. İşte bizim milletimizin sorgusuz sualsiz hiç görmediği bir varlığa inanıyor oluşundan çok da farklı bir iş yapmıyor bu adamlar. Hani onlar bizden daha kalabalık olsaydı da biz böyle bir avuç mümin olarak bu adamların ortasına düşseydik “ama İsa ama Muhammed melekler mucizeler denizi ikiye yaranlar” diye geveleyip tımarhaneyi boylayacaktık muhtemelen. (The Man from Earth diye bir film var. Bu soruların kısmi/olası yanıtları orada mevcut. Sırf kitap okumayı sevmiyorsunuz diye bu kıyaklar.)Konuya bir türlü giremedim, o sebeple Dogon kabilesinden haberi olmayanlar buradan sonrasını okuyunca beni daha iyi anlayacaklar.Ancak bundan önce size kısa bir askerlik anımı anlatmak istiyorum. Döndüğümden beri bir türlü kimseye anlatamadım.Hayır işin aslı şu: Sirius B adlı yıldızın varlığından Tübitak saçmalamaya başlamadan önce iptila derecesinde Tübitak’ın astronomiyle ilgili ne kadar kitabı varsa okuyarak öğrenmiştim. Özel olarak bu yıldızla ve mensubu olduğu Sirius takımyıldızıyla ilgilendiğimi söylersem yalan olur ancak yıldız haritalarına çocukluğumdan beri aşinayım. Sirius B’yle özel olarak ilgilenmem Therion’ın Sirius B adında bir albüm ve o albüme aynı isimli bir şarkı yapmasıyla başladı. Bu şarkının sözleri şöyle :”Po tolo!”Evet bu kadar. Bunun ne manaya geldiğini nereden çıktığını Sirius B’nin uğruna şarkılar türküler bestelenecek nasıl bir mevzusu olduğunu araştırırken Dogon kabilesiyle tanıştım. (“po tolo” Dogon dilinde küçük yıldız demek imiş.)Bu kabile Afrika Mali’de ikamet etmekte. Bildiğiniz don katına, incir yaprağı katına dolaşan insanların oluşturduğu, geleneklerine bağlı ilkel bir kabile.Bu insanların semavi dinler, ineğe tapan dinler veyahut cebindeki heykele tanrı diyen insanların taptığı dinlere inanmamaları en büyük farkları. Kendi mitolojileri, hikayeleri var ve bu mitolojilere dayanarak Dogonlar gözle görülemeyen hatta teleskopla bile görülmesi zor olan Sirius B yıldızı hakkında inanılmaz fazla şey biliyorlar. 1970’e kadar da bu gezegenin belgelenmiş bir kaydı, fotoğrafı bulunmuyor.Dogonların “po” diye adlandırdığı en küçük tahılın özelliği beyaz ve ağır olması imiş. Sirius B ise bir beyaz cüce. Yani küçük, ağır ve beyaz. Daha detaylı bilgileri de mevcut. Güneş sistemindeki gezegenler hakkında da kısa bir süre öncesine kadar bilinmeyen ve kendilerinin mitolojilerinde anlatıldığı iddia edilen bilimum detay bilgiyi haizler.Peki bu ilkel kabilenin insanları tüm bunları nerden biliyor? Dogonlar, Nommo adınaki suda yaşayan balığa benzer insanların Sirius’tan Dünya’ya insanların yararına bir zamanlar gönderildiğini ve tüm bu bilgiyi onlardan öğrendiklerini iddia ediyorlar. Ve anlattıklarına göre bu adamlar ilerde tekrar gelecek ve bu kez insan formunda dünyayı yöneteceklermiş. Yani yeni bir şey yok. Yine yönetileceğiz.Bu adamların o ilkellikle bu kadar şeyi nasıl bilebildikleri bir yana, güvenilmez yabancılarla, yani bizlerle, bildikleri her şeyi paylaşmadıkları gerçeği de baki.Bu işteki bit yeniği de, yine mitolojilerinde “Emma Ye” adını verdikleri ancak tarafımızdan henüz gözlemlenememiş farklı bir yıldızın varlığının/yokluğunun kanıtlanması durumunda daha detaylı sorgulanacak muhakkak. Zira turistlerin akınına da uğruyormuş burası son zamanlarda.