yarın İzmir’e yapacağım yolculuk için otobüslerde terlemek istemediğimden, alternatif bir güzergah geliştirmeye karar verdim: önce deniz otobüsü ya da feribot ile bandırma’ya geçecek, oradan da trenle izmir’e gidecektim…
işin deniz otobüsü kısmı fazla vakit almadı, ido sitesine ve call center’ına kısa ziyaretler sonucunda 12:00’da bandırma’ya hareket eden bir feribot olduğunu öğrendim.
tren kısmıyla ilgili bilgiyi ise tcdd ile yoğun temaslar sonucunda alabildim… bandırma’dan izmir’e sadece saat 16:00’da tren vardı ve tren -rötarlar hariç- saat 22:40 gibi izmir’de oluyordu.
aradaki mesafe yaklaşık 240 km olduğuna göre, tren saatte 35 km gibi bir hızla gidiyor olmalıydı! duraklamaları da katın 40 km olsun…
bu, otobüsle 7 saat süren yolun 11 saate çıkması demekti. “komünist işi” diye diye doğru düzgün yatırım yapılmayan, otobüs mafyası yüzünden güdük kalan demiryolları bir kere daha “asfaltın kaplanları”na yenik düştü…
yorumlar
demir ağlarla ördük anayurdu… ‘du hani
trenin zevki var öbürkülerin ?
tren yolculuğu hakkaten süperdir. restoranında yer bulabilirsen bi de keyfine diycek yok. yolculuk sırasında içki içmek gibi bi lükse sahipsindir. yakında sırf trene binicem diye ankara’ya gitmeyi düşünüyorum. off süper yaa..
2-3 kişi olcaksın , restauranaa yayıl, anne tipi kızarmış patates süper bira ucuzdur bi de 7 saat allam alllaamm bende istiom yaaa
erzurum’dan gelmiştik. tabi biz otobüs çocukları yanımıza düzgün yiyecek bir şeyler almamışız. Birde buna ahçılarımızın protestosu katılınca tam ortada kaldık. Ankara’ya kadar milletten otlandık. Erzurum – Erzincan arası çok güzeldi. yeni yapılan yollar çok rahat, sessiz. ama oradan sonra ses belli bir müddet sonra beyninde yer ediniyor. bir de Ankara civarında zaten 25-30 arası giden yavaşladı neredeyse durdu. bir memur kardeşimiz inip tarlalardan karpuz aldı. onu bekledik ve devam ettik. yolculuk 32 saat sürmüştü galiba.
ders: uzun yolculuk yapacaksan yataklı haric gitmeyeceksin
caponlar çok sever treni.
pek çok japon rpgsinin vazgeçilmez öğesidir trenler 🙂
pek romantik olur.Raylar,tarlalar,mevsime göre ayçiçeği,kar,yağmur.Harikadır.Diğer güzergahları bilmiyorum ama Ankara-İstanbul arasını ben pek severim.İstasyon falan,ismi bile romantik,duygusal.Şiirlerde falan olur ya,hayatım bi istasyondu.Hep senin trenine yol oldu falan diye.Körebe oyunu da öyledir.Neyse konuyla alakayı yitirdim.Ben kaçanzi.Bak bu kesinlikle romantik değil işte!
trenle Ankara’ya gidicektik…Ata’yi ziyaret edicektik…buz patenlerimizle kaymaya gidicektik…kar yagmis olucakti..soguktan donmak uzereyken salep icicektik…trende olucaktik..giderken de gelirken de…
olmadi.
nedendir ki bu ozlem…
aydın-izmir arası külüstür bi tren koymuşlar. 2 saatlik yolu en iyi 5-6 saatte falan gidiyomuş. işin komik tarafı eğer tren çok doluysa, hafif bi rampa varmış ve orayı çıkamıyormuş, bütün yolcuları aşşa indirip yokuşu çıktıktan sonra tekrar yola devam ediyorlarmış.
sonra bi de eskiden biz köye giderdik, tam iki gün sürerdi yolculuk.
bi kere de denizli’den istanbul’a geliyoz trenle. tıka basada yanımıza yiyicek depolayıp, 5 kişi kompartımanı kapadık. afyon civarında restorana bakmak için bi çıkalım dedik. koridor hayvan gibi doluydu, millet ayakta sıkış tepiş gidiyormuş meğersem. hemen kapıyı kapatıp içeri girdik. sere serpe yola devam ettik.
arkadaşın biri bi kere koridorda işeyen yaşlı bi kadın görmüş, sidik koridor boyu ilerliyormuş.
küçükken bi kere trene kaçak binip yakalanmıştık. çocuk aklımızla bile süper bi yalan uydurup yırtmıştık.
seviyom treni, süper alet.
Özellikle bazı yerlere neredeyse kara yolculuğunun iki katı sürede gidebiliyorsunuz ayrıca bazı trenler ise çok kalabalık olduğundan dolayı yolculuk iğrenç hale geliyor.Bir keresinde arifiyeden konyaya gitmek için saat 02.00 daki trene binecektim bilet aldım tren geldi binmeye calıştım bir adım attım ama trende ki iğrenç kokudan dolayı gitmekten vazgeçtim ve sabahı bakledim.
kokuya pisliğe kalabalığa. bir seferinde istanbuldan ankaraya numarasızla giderken, (şimdiki öğrenci bileti 4 milyon) öndeki tren bozulmuş mu herneyse, o trendeki bütün numarasız yolcuları bizimkisine aktardılar, belediye otobüsü gibi, ankaraya kadar ayakta gittik desem biraz yalan olur. dizlerimi biraz kırıp uyuyabilmiştim bir süre. yine de en eylenceli yolculuklardan biriydi, bi tane ülkü ocağının hapisten yeni çıkmış tetikçisiyle tanışmıştık. vs.vs. bunlar çok uzun anılar.
ama şu var: ankara istanbul arasını 100den fazla gidip geldim ve hemen her seferinden anlatacak birşeyler var. tren otobüsten daha gerçek gibi geliyor bana…
ama eskişehir ekspresini kaldıran zihniyete söyleyecek çok sözüm var.
Ankara’da işim olacaksa muhakkak treni denerim önce. Uzun sürese de, yemekli vagonda tıkınarak yolculuk etmek, vagonlar arasında git gel yapmak ve geniş pencerelerden Anadolu’ya bakmak. Kesinlikle otobüsten daha zevkli. Aklınızda olsun sabahki trene binerseniz, kahvaltı veriyorlar, süper oluyor. Daha sonra 12 ‘de öğlen yemeği ve tahmin ediyorum 16’dan sonra da akşam yemeği. Fakat menüdeki malzemelere inanmayın yemek genelde uyduruk bir kaç bişi oluyor. Koltuklar daha geniş ve daha rahat. Bir seferinde muhakkak kompartumanlı gitmeyi planlıyorum.
Bir dergide görmüştüm, yurt dışnda trenin son vagonunu kafeterya yapmışlar oturup en arka kapıdan dışarsını ayrı bir tarzda izleyip kütüphaneden kitap alıp okuyabiliyordun! Tren süperdir ama maalesef, lastik üreticileri, kamyon vs üreticileri lobi faaliyetleri Türkiye’de demir yollarının gelişmesini engeller.
Son olarak yolunuz Efes’e düşerse, Selçuk’a çok yakın bir yerde Türkiye’nin ilk buharlı lokomotif açık hava müzesi var kesin gidin!
yanilmiyorsan o tren, buharli nostalji treni, okul gezisi olmustu lisedeyken muzeye falan gitmistik orda, tren muzesine.