bildirgec.org

yalan hakkında tüm yazılar

Regüle Edilmiş Hayatlar

admin | 29 January 2010 14:33

Çıkmaz sokakların suskunluğunda, bir adım ötesinde; bir nefes daha…

Hep orada olduğunu bildiğin ama bir adım atamadığın. Atamadıkça kendinden uzaklaştığın, uzaklaştıkça ona daha çok yakınlaştığın, ona yakınlaştıkça dokunmak istediğin, tam dokunacakken uzanan eline sıkıca tuttuğun anlar, ızdıraplar… Kendinden uzaklaşman ona yakınlaşmanı çözümlemiyor ki, çözüm yollarını bildiğin halde bulamadığın/ yontamadığın yolculuklara gebe kalıyor.

Regüle edilmiş hayatlar, modifiye olmuş enkarnelere çevrimlenmeden bir önce; durduğun yaşam anlarında, öpüyorum dudaklarından.

sema’da bir siyah sevda-II

kharis | 21 January 2010 15:11

ne bir mevsim aşık etti beni ne de bir söz,başını kaldır bak gökyüzüne bir topraktan ve sonra in denize yine bak, göreceksin derya da sema en güzel, görceksin suda yanar… demişti en son.. ela onu hep güzel hatırlamak isterdi ama olmadı işte olmadı…
başka bir kimlikle başka bir surette çıktı karşısına bam teline dokundu ve usulca gitti…

emre:itiraf edicek hiç bişeyim yok benım sana söylediklerim gerçekçi gelmıyor sanırım yine söyluyorum ben seni görmedim duymadım bilmiyorum.

ela: çok şanslısın sana yazıyorum kadın kalitesiyle alakalı karşılaştırmalar yaparsın benden sana hediye olsun
inan hiç uğraşamam. ve unutma ki seni o sandığım için yazıyorum sana..

emre : artık her kim olduğumu sanıyorsan gerçekten çok umut bağlamaya başladın hayal kırıklığından seni kaybetmeyelim benim korkum o ne yapsam ne etsem o kişinin ben olmadığına inandıramıyorum bir türlü.

ela: sen olsan daha büyük hayak kırıklığı olucak benim için.

emre: bugünlük sana ayırdığım zaman limitini fazlasıyla doldurdun.

ela: çok sevindim
kapasitene uygun bir iletişim modeli bulamıyorum çünkü.

emre:
sen kendini ne sanıyorsun onuda çok merak ediyorum .

ela::hımm
bunu sana anlatmak isterdim ama sana uygun bir giriş cümlesi bulamıyorum.

Düş-le MORDOL…

Dolce Magico | 20 January 2010 15:38

img167.imageshack.us/.../aklmkadarmasumdeil2.png
img167.imageshack.us/…/aklmkadarmasumdeil2.png

_ Ama ama zamanım yokkk…
_Çakıldım.
_Seni niye seviyorum biliyor musun? Hayal kuruyorsun, korkmuyorsun hayal kurmaktan
Hayalle yaşayanı bir defa, yaşamayanı iki defa demişşş şair…
_Bir de öyle bakarız yaşamak nasıl?
_Düşüne yattın ve baktın ki düş dediğin nedir ki, gerçek dediğin nedir ki? Düşün.
_Düşlerin gerçek olmadığını dahi kim iddaa edebilir ki! Görürsün, duyarsın, koklarsın, tadarsın.
_Hissedersin.
_Hatta ve hatta dokunursun
_Hatta ve hatta yaşarsın
_Bedenin buna tepki verir, belki kendi kendine bile gülümsersin, zamanı yitirirsin.
_Belki kendi kendine dans edersin.
_Ama zamanı yitirdiğini sanma sakın, o gelir iç döngüsüyle o zaman, o gelir başka zaman.
_Zamanı yeniden bulursun, istediğini arşivden çıkarırsın, gelecekten alırsın yol
_İstediğini açık arttırmaya çıkarırsın, alırsın yolunu o zaman, alırsın yolu istediğin zaman.
_Hayatını bölersin insanlarına.
_Ve bölersin sevdiklerine, bir bir çarparsın birbirine.
_Minik yaratıklar bile edinebilirsin fezadan istediğinde.
_Hatta çıkarırsın boşluklarını.
_Ya da perilerinin kollarından tutup götürmesine izin verirsin.
_Meleklere cenneti sorarsın. İşte derler! Cehennem ardında kalır, günahsız kalırsın.
_Bir başına, tek başına kalırsın, hava da uçuşan meleklerini sayarsın.
_Hayır hayır. Aslaaa… Allaha inanmak sana kolaydır. Anlasana. Ve binlerce güzellik avuçlarsın, binlerce yetime dağıtırsın, büyük bir kenttir yalnızlığın.
_Kolaydır, ama anlasana dokuz katı tırmanamazsın bir çırpıda, tökezlersin, durursun,
_Aman be.
_Dersin, ama tırmanırsın. Hiç yokuşlarını tırmandığın gibi mi? Hayır, altı doludur o yokuşun.
_Dönme, bakma arkana. Ya çık ya da düş, ama bakma arkana.
_Elbette düşşş, hep düş, illa düş.
_Düşş ama düşün de düş
_Ardımda yok zorba anılar, ilerimde erişemeyeceğim bulutlar yok benim ya da utandığım hayallerim.
_Olsun, bakma arkana.
_Çıplak olsam da.
_Sen yukarıya düş.
_Hayır, hayır gerekirse en dibe vuracağımmm gerekirse zirvede dolaşacağımmm. Ve sonunda dipleri zirveleri eşit koşacağım zamanlarım olacak benim, gündüzleri ve akşamları yitireceğimmm.
_Öyle zamanlar ki.
_Geceleri çoğaltacağım, geceyi güneşle ışıkla dolduracağım! Göreceksin! Yapamazsam, ben bir hiçim.
_Göreceğim, yapacaksın.
_Yanımda olacaksın.
_Evet, olacağım ve göreceğiz.
offff hadi yetiş düşüne o zaman.

YARIN GİTTİM AMA DÜN GELECEĞİM…

il mare | 16 January 2010 11:53

İnsanlar da arabalar gibidir,hızları arttıkça kontrolleri azalır.

Ne doğru yazmışım zamanında,minik bir kağıda…

Ve bunun farkındalığını yaşayabildiğim her yerde kendimi huzurlu hissettiğim de bir başka doğru…Bir önceki yazımı tekrarlıyormuşum gibi olmasın ama bir tiyatro sahnesi mesela.Ya da canlı bir sahne olması da gerekmez illa, kelimelerin tane tane çıktığı tüm yapay ortamlara da eyvallah…

Şunu demek istiyorum ki;

Tüm dialoglar,tüm kavgalar düzenli olsa keşke,birbirine karışıp da anlaşılamayan sözler yerine.Hayatta sarfettiğimiz tüm spontan sözler birer replik olsa,önceden sanki ezberlenmiş.Nasıl da daha kolay ve temiz olurdu herşey… Sesler düzenli olarak yükselip alçalsa,tonlamalar hep yerinde olsa…Mimiklerimiz hep kararlı ve asil,jestler ise hep yumuşak olsa…Hasar vermeyecek cinsten birinin burnuna,patlatsak da yüzünün tam ortasına…

‘Şimdi zaman bir kuru yalan…’

astral | 23 December 2009 09:45

Gabor Dvornik, Macaristan
Gabor Dvornik, Macaristan

Asılı, yükleniyor hayat girdaplarına.
Bir dönüyor, bir duruyor, baş aşağı dünyaya Leyla Leyla bakarken. Çoktan göz yaşları akmışken, kurumuşken; ruhu kurumuş bir okyanusken…

Hala onu bekliyor, istiyor, söylemiyor; söylemeyecek; kendine dahi. (!)
Son nefesini ruhundan evrene üflerken, ‘Şimdi zaman bir kuru yalan.’ diye tekrarlayıp duruyordu, terler içinde kalmışken; kendinden geçmişçesine, gözlerini bir noktaya dikmiş, burada değilmiş ve gördüğü başka bir evrenmiş gibi söylendi söylendi durdu, zaman tersine akarken…

NEYSE O

admin | 03 December 2009 12:08

İnsan ömrü…

Her doğduğu gün ölümünün başlangıcı..
Hayatın tezatlığı bu kadar basit ve gözler önünde işte..
Bu kadar işler… Sekmeden..

Bir sayı doğrusu üzerinde atıyoruz adımlarımızı…Artılarr ve eksilerr.. Kimi eksilerden başlar saymaya sonsuz sayılan sınırlı sayıda noktaları diğer eksene doğru,kimi ise artıları görmüştür gözünü açtığında ilk…Tek bir değişmez gerçek vardır ki,ilerledikçe mutlaka yokolacaklardır…Ya artılar eksileri götürecek ya da eksiler artıları yok edecektir..Hayat bir yok etme ve yokolma üzerine kuruludur.

MATEM

admin | 30 November 2009 10:13

Sessizdi…
Kan kırmızı bir satendi uzandığı, huzur tahtına kurulmuş.
Soğuk, sopsoğuk ve sessizdi…
Alnının üzerinden kapatılıyordu gözleriyle ruhu.
Tin kafesinden çoktan uçmuştu gerçeğin.
Sınırlar, sırlarını da açığa çıkarmıştı yalanlayamadığım…
Bir ayak bağı oluvermişti iplik!
Bir metal, soğukluğunu almış mıydı?
Mora kesen dudakların her an bir çığlığa açılıyordu sanki.
Kımıldamıyordun, kımıldamıyordum artık yüreğinde…
Sessizlik miydi matemim…
Bir isyan mı seni kendine getirecek olan.
Yalanlayamıyordum!
Ama yalan söylüyordum!
Siyaha bürünmüş, matemi kucaklayan kalabalığa!
Sessizliği bozuyordu kürekle toprağın kardeşliği…
Bir zaferin eşiğindeydi son!
Yeni bir başlangıca mahkum ettiğin meçhul…
Yeni bir sonu başlattığım ise aşikar …

29/11/2009

RE…

il mare | 19 November 2009 09:27

Kendime yabancılaştığım yetmiyormuş gibi,her gün muntazaman yabancı kelimelerle vurguluyorum halimi..Vurguladığım her kelime henüz sahip ve ait olmadığım ama bir yerlerden aşina olduğum kelimeleri teker teker eksiltiyor,ben de eksiliyorum.Harflerinin, adını oluşturma ihtimalleri olmayışlarından ötürü yabancı bir dile yönelişim,senin olmadığın biryerlerde kendimi buldurtacak diye umarken,ağır geliyor uzun zaman sabit kalmışlıkların göçü.Tanıdığım ve adını yazmak için yarışan telaşlı ve henüz büyümemiş harflerin karşı diyara geçerkenki kanat çırpışlarının rüzgarı,zaten yerini bulamamış,adi melodilerde asılı kalmış adımı alııp götürüyor…Ardında tozlu bir tabaka bırakacak kadar kirli ve kendini kanatlara teslim etmeye dünden razıca hafif ve zayıf ve…
Siliniyorum işte gitgide…
Neden?
Sen yazılıyorsun diye…

13.01.2007

yaşam, gerçek ve kabullenmek kavramları

astral | 16 November 2009 16:00

Yaşam ağır bir gerçek. Önceki enkarnelerinden topladığın bir iz.

Taşıyabilene ne ala. Gerçek, öncelikle kabullenmek içindir ki; bazen en ızdırap verici olan da budur.

İddia ettiğim her şey yalan. Bu böyle olur mu hiç dediğim her şeyde gördüm ki, durum hiç de öyle değilmiş. Biliyorum dediklerim komple palavra çıktı. Ben yanıldım. Dünyaya karşı atıp tuttum, tükürdüklerimi yaladım. Komple ziyanmışım.

Çizgiyi Aştığında Zaman

Colpadan | 11 November 2009 17:34

Geçmişi düşündükçe içim sızlar bazen
Ah o eski şarkılar, gençlik ve aşk
Özlemle baktığımda nostaljiden
Dindirmez hüznümü mercanköşk