bildirgec.org

uzak doğu hakkında tüm yazılar

Uzak Doğu aşığı bir İtalyan: Tiziano Terzani

queennothing | 15 December 2009 14:02

İtalya‘nın Toskana Bölgesi‘nde ikamet eden Floransa’da, tarih 14 Eylül 1938. Sıradan bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Tiziano Terzani, çocukluğunu yine ailesiyle birlikte geçirdi. Aynı sofrada yemek yiyen, katkısız gıdalarla beslenmeye çalışan, arada tartışmaların da eksik olmadığı sıradan bir İtalyan ailesi. Küçük yaşta geçiridği akciğer hastalığının dışında mühim bir rahatsızlık yaşamayan Tiziano, ilkokulu ve liseyi Floransa’da bitirdikten sonra, İtalya’nın en iyi üniversitelerinin başında gelen Pisa Üniversitesi‘nde hukuk eğitimi gördü. Tiziano‘nun bu bölümü seçme sebebini kendisinden başka kimsenin bilmeyecek olması da, birkaç seneye tümden değişecek hayatında ilgi çekici bir başka nokta. Zira genç adam daha o yıllarda tekdüze bir hayat geçirmek istemediğinin farkındaydı.

Üniversiteye girmesinin üzerinden çok zaman geçmeden Alman asıllı bir yazar olan Angela Staude ile hayatını birleştiren Tiziano, fotokopi makinesi, daktilo ve faks makineleri üreten, dünya çapında ün sahibi olan Olivetti‘de çalışmaya başladı.

Sabahı, akşamı planlı olan Tiziano‘nun, hayattan ne beklediğini anlaması, bir kaç senesini almıştı ve bir iş seyahati sayesinde gördüğü Japonya, onu derinden etkilemişti.

Bulunduğu her durumda mutlu olabilmek gibi kutsal bir yeteneğe sahip olduğunu belirten Tiziano, her zaman şansın kendisinden yana olduğuna inanırdı. Hayatın iyi ve kötü yüzüyle herkes gibi o da tanışmıştı elbet, lakin ‘yakınmak’, Tiziano‘ya yakışan bir tutum değildi. O’nun için ‘hayatı bardağın dolu tarafından görüyor’ demek hata olur, çünkü Tiziano, yıllar boyunca deneyimle beslediği bedeninin hasta olduğunu öğrenince, aklında bir soruyla Tanrı’dan hesap soracaktı; “Neden ben?”

İnsanın Boşluğa İhtiyacı

absynthe | 12 November 2009 09:12

İnsanı ve kendimi daha iyi tanıyabilmek için mümkün oldukça farklı ortamlara girip çıkmak, sadece kendi dar çevremizle sınırlı kalmayıp kendimizden tamamen farklı insanları tanımak, anlayabilmek çok önemli bir gayret bence. Şu K dergisinin kapağında yer alan Goethe’nin sözü gibi: “İnsan kendini yalnızca insanda tanır.”

Ben de normalde yapmayacağım şeyleri yapmaya çalışıyorum bu aralar. Kendim gibi düşünmeyen insanların nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorum. Uzakdoğu felsefesini öğrenmek istiyordum uzun zamandır, çok sakin gelir bana hep, dinginlikle ve sessizlikle dünyayı anlama çabası. Hatta bazı Budistler hiç günah işlememek, Nirvana’ya daha çabuk ulaşmak için mümkün olduğunca az hareket eder, az konuşurlar. Neyse lafı uzatmayayım, yogaya yazıldım. İlk iki üç dersine katıldım henüz, fakat çok sevdim. En çok da her seansın son 10 dakikasında yaptığımız meditasyon kısmını sevdim. Bir objeye odaklanıp, ya da gözlerimizi kapatıp dakikalarca boşluğu düşünmek gibi bir şey. Aklında ne olursa olsun, o an kenara koyuyorsun ve boşluğa odaklanıyorsun. İçindeki düşünceler, duygular bir sıvıymış ve üzerinden dökülüyormuş gibi hissediyorsun. Bu benim için oldukça rahatlatıcıydı, demek ki insanın rahatlaması için boşluğa ihtiyacı varmış diye düşündüm. Hiçbir şeyin üzerine gitmeden, öylece bırakacaksın… Huzur bu anlama gelebilirmiş benim için.

HÜNGÜR HÜNGÜR GÜLMEK / KUNG FU HUSTLE

sahaf1976 | 03 March 2009 13:59

Strings’in ardından yine hakettiği ilgi ve alakayı göremediğini düşündüğüm bir başka filmden, Kung Fu Hustle’dan bahsetmek istiyorum.

Herhangi bir sanat eserinde dozunda kullanılan yabancılaştırma efektlerinin ve post modern tekniklerin, farklı okumalar yapan sanat tüketicisi için oldukça keyifli olduğu gerçeğinden hareket edersek, Kung Fu Hustle bir an önce izlenmeyi hatta bir kaç kez izlenmeyi hakeden bir film.

6. İstanbul Japon Filmleri Festivali

queennothing | 21 January 2009 17:41

İstanbul, bir kez daha Japon Sineması’na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Levent’te bulunan Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek olan “Japon Filmleri Festivali“, 22 Ocak 2009 Perşembe gününden 25 Ocak 2009 Pazar gününe kadar sürecek.

Ücretsiz olan festivalde tam 11 Japon yapımı sinema filmi gösterilecek. Filmler, orjinal dilinde Türkçe altyazılı olarak sunulacak.

Tuhaf Japon İcatları-3

hoodly | 16 December 2008 04:34

Bu konuyla alakalı yazdığım birinci ve ikinci yazıda japonların yaratıcılıkları sonucunda buldukları tuhaf ama bazıları gerçekten işe yarar cinsten olan icatlarından bahsetmiştim. Uzak Doğunun bu çalışkan ve üretken insanları bu tip ilginç icatlar üretmekteki yeteneklerini sürdürmeye devam ediyorlar.

Japonya‘yı icatların(buluşların) ana vatanı olarak nitelendirmişler. Peki neden dersiniz? Japonya’da 1.000.000 kişiye yılda 1.200’den fazla patent düşüyormuş ve en yakını İsviçre ise yılda ancak 500 patentle 2. sırada yer alıyor. Buyrun bakalım bu adamlar neler icat etmişler.


Pileus:The Internet Umbrella/Pileus: İnternet Şemsiyesi

Bir şemsiye düşünün ki internete bağlanabilsin, kamerası, GPSi, 3 boyutlu harita gösterimi ve dijital pusulası olsun. Ekranı şemsiyenin alt kısmında ve büyükçe. Kablosuz ağ bulduğunuz her noktada fotoğraf çekip paylaşmanızı bile mümkün kılmış pileus.

The Forbidden Kingdom (Yasak Krallık)

karbeyaz | 18 April 2008 13:58

Bir hayli yaşlanmış olan Jet Li ve Jackie Chan hayranlarını birlikte karşılıyorlar. Dövüş sanatları filmlerinden hoşlanıyor, Jet Li ile Jackie Chan’i bir arada izlemek istiyorsanız bu filmi kaçırmayın. The Forbidden Kingdom, Türkiye’de Yasak Krallık ismiyle gösterime girecek. Filmin konusu da oyuncuları kadar ilginç.. Kung fu hayranı olan Amerikalı bir genc antika eşya dükkanında gizemli bir kılıcı eline almasıyla kendini geçmişe yolculuk yaparak Çin’de buluverir.. Filme kullanıcılar imdb’de 7.6/10 puan vermiş.. Mayısta ülkemizde de gösterime girecek filmin fragmanı hemen aşağıda…

Çekik kovboylar

winmaker | 13 April 2008 19:17

Takashi Miike, Tarantino’nun da omuz atmasıyla vahşi batıyı uzak doğuya taşıyarak çok lezzetli bir film pişirmiş ve adına da (noodle western ile karışmasın diye olsa gerek) Sukiyaki Western Django demiş.

Filmin tarifine gelince, sukiyaki bir japon yemeği. Django ise 66 yapımı kült bir spagetti western filmi. Üzerine biraz da kurosawa ustanın Yojimbo‘sundan serpiştirdiğimizde filmimiz servise hazır demektir. Yemeyin, yanında yatın, ne bileyim, tüketmeyin hemen. Ölmeden önce izlenecek son filmlerinizden biri olsun.
Bu vesileyle, yerli malı erişte western‘leri de saygıyla analım.

Wog Tava

umitsoyy | 30 June 2007 19:58

Wog Tava ile uzakdoğu yemeklerini pişirirken, üzerindeki ızgara sayesinde, bazı besinleri ısıtabiliyor ya da haşlayabiliyorsunuz. Tahta çubuklar ile tavadan yemek yemek ister misiniz, öyleyse buyrun