bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Leylak Bahçesi Ruhun…

BAYEMRE | 03 August 2008 10:45

Bir buse kondur dudağımın kenarına
Sonra mahşer olsun bedenim
Leylaklar topladım sana
Bir buse de onlara kondursa
Yarına solar başlarını yere eğerler
Leylak kokusu evime siner
Leylak bahçesi ruhun
Leylaklara âşık bu yüzden…

Uzaktakini Düşünerek…

ODEON | 03 August 2008 10:00

Öpücük değerdir, değerlidir.
Bir çocuğun yanağında en büyük sevinçtir.
Bir hasta için içtiği ilaçtan daha etkilidir.Mimarlar der ki; Öpücük, iki dinamik nesnenin arasında sağlam bir köprü oluşturan değerdir.Fransızlar da bu konuda bir âlem…
Bazen gideni uğurlarken kendi parmaklarını öpmektir, o an ki görüntü mıhlanır zihinde yıllar geçse de silinmez sende…

Ağlayan çocuğu susturmak için pusuda ki silahtır. “uf mu oldu gel öpeyim de geçsin” diyerek şarjörü boşalttığımız andır. Ne kadar çok öpülürse acısı ve ağlaması kesilecektir.
Sevgidir öpücük…
Sevgiliye özlemin dışa vurumudur.
Nazdır…
Öptürmek isteyip öptürmediğin anlarda…

Taçsız Bir Kraliçe “Muazzez ERSOY”

Culture Orange | 03 August 2008 08:47

Kim arar söyle kim arar,
vefasız olanı kim arar,
seni bir gün görmesem,
içim yanar…

Bu eseri bir çok sanatçıdan dinlemişizdir. Biz şimdi Muazzez Ersoy’dan dinleyeceğiz.

1958 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Hatice Yıldız Levent çocukluğunu Kasımpaşa’da geçirdi. İlk ve ortakuluda Kasımpaşa’da okuyan Muazzez ortaokul dönemlerinde tezgahtarlık yapıyordu.

Muazzez Ersoy
Muazzez Ersoy

Tezgahratlıktan kazandığı para ile annesinin gençliğinden beri hayali olan sanat müziği söylemeyi kendisi gerçekleştirmeye çalışıyordu. Annesi müziğe fazlasıyla ilgi duyan bir insandı. Muazzez o dönem ustlarından İrfan Özbakır ve Baki Duyarlar ile musiki dersleri görüyordu. Daha 16 yaşında olmasına rağmen kısa süreli bir evlilik yaşayacaktı. 2 sene süren evliliğinden bir çocuk dünyaya getirmişti. Oğlunun adını Ender koymuştu. Eşinden ayrılır ayrlılmaz müzik derslerine tam gaz devam ediyordu. Çok azimli ve kararlıydı.

Kadın Olmak Ne Zormuş, Seni Tanıdığımda Anladım…

SIMONLIVE | 03 August 2008 08:47

Başka bir il ama aynı arkadaşlar ile çalışıyorum. Ortam yabancı gelmiyorsa da yeni arkadaşlar var. Henüz burada çalışmaya başlayalı bir hafta bile dolmamışken iş yerinde ve yeni evimde ortama ısınmaya çalışıyorum. Çabuk kaynaştımİş çıkışı ortamda eski ama bana yeni olan Gamze adında çok şirin bir bayan arkadaş “eve giderken beni de bırakır mısın?” dedi.”bırakırım ama önce eve uğramam lazım kirli gömleklerimi alıp arkadaşın evine geçeceğim” dedim. Kabul etti.

İş yerinden birlikte çıktık, önce benim eve uğrayacağız sonra onu bırakıp ben arkadaşımın evine gideceğim. İlk olarak benim eve uğradık apar topar kirli gömleklerimi doldurdum. Gömlek harici kirlilerimi de ayrı bir çantaya koydum. Kapıdan çıkmak üzereydik telefonum çaldı. Gamze elimdeki çantaları aldı ben telefonla rahat görüşeyim diye. Bir yandan da arabanın anahtarını çıkarmaya çalışırken ne görelim!!!“Senin evinden çıkarken gördüler” de…
“Ben kendimi nasıl açıklarım onlara şimdi” haklı ben bile kendimi değil kızın bu halini, düştüğü durumu düşünüyorum.
“Al şu kirlilerini beni de kirletti, adım çıkacak şimdi” gibilerden verip veriştiriyor. Ne yapsan ne desem sakinleşmiyor da…İçimden” hay” dedim, “seni alanı da, eline çantaları vereni de,hay kirli gömleklerimin de …. “ diyerek durumu kafamda toparlamaya çalışıyorum.Bana da “zampara” diyebilirler ama buna ben bile inanmadım. Zaten sadece Gamze’yi sakinleştirmek için saçmalıyordum. Hiç susmuyor ki ben kafamı toplayayım da ona düzgün iki laf edeyim.Bir çığlık koptu “aaaaaaaaaaa”Neye uğradığımı şaşırdım benim kirli çamaşırlar yaramazlık mı yaptı yoksa diye….
“ineceğim yeri geçmişsin geri dönmelisin şuradan” demez mi, iyi de ben nereden bileyim bana nerede ineceğini söyledin mi?Sanki daha önceden onu evine bırakmışım da yolunu ve ineceği yeri biliyormuşum gibi bağırıyor.

meditatif teyze

astral | 03 August 2008 02:40

Hastaneye gittim koca bir gece nasıl geçecek düşünceleri arasında. İlk dikkatimi çeken anlamsızca konuşan -oto .oka karışan- yaşlı teyzelerdi. Ya kısa yanıtlar verdim ya vermedim, anneannemi havuzlu çay bahçesine çıkardım hemen. Uzunca oturduk, içeriye tıkılmayalım diye.

Odaya döndüğümüzde bir süre sonra etrafı incelemeye başladım. Temin sıradan gelen teyze dikkatimi çekti, odada beş kişiydik. Teyzenin enerjisi farklıydı. (İnsanların çevrelerindeki enerjileri son yıllarda rahatça görüyorum. Teyzenin çevresindeki beyaz ışık bariz ve dikkat çekiciydi. Bakar bakmaz nasıl sevdim kadını. Daha fazlasını da hatta. İçlerinden geçen düşünceleri, karakterlerini, fesat ya da iyi niyetli olduklarını vb.)